Vay be!..
Ekrem Kızıltaş 17 Temmuz 2007
Dünya üzerinde dönen dolapların bazıları bir zaman
sonra; çoğu zaman da, artık iş işten geçmiş olduğunda,
açıklanır.
Dolapı çeviren kurum ya da bu kurumun bir mensubu,
belli bir süre önce gerçekleşmiş olayların gerçek
yüzünü, şartların müsait olduğu ölçüde tabii, açıklar.
Bir şekilde ulaşıp, bunları okur ya da dinlerseniz,
‘vay beee!’ dersiniz, ‘demek ki öyle imiş!.’
Bunlar çoğu zaman sadece birkaç ferdi değil, bir
Milletin tamamını; bütünüyle bir devleti ve bazen de
birçok devleti yakından ilgilendiren hususlardır.
Daha önce uzak görüşlü bazı kişiler tarafından gündeme
getirildiğinde çoğu zaman ‘komplo teorisi’ olarak
vasıflandırılarak dikkatlerden kaçırılmaya çalışılan
hususlar, bizzat ilgilileri tarafından bütün açıklığı
ile anlatıldığı zaman bile ‘komplo teorisi’
yakıştırmasından kurtulamazlar.
Komplo teorisi yakıştırmasının anlamsız kaçacağı
durumlarda da, açıklanan hususların gözlerden
gizlenilmesi, dikkatlerden kaçırılması için elden
gelen yapılır.
John Perkins’in Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
isimli kitabı, dünya üzerinde nelerin olup bittiği ve
bunların nasıl olup da olabildiğini anlatan
kitaplardan.
Küresel imparatorluk...
Kitabın önsözünde şöyle diyor Perkins: “Ekonomi
tetikçisi olarak bizlerin amacı küresel imparatorluk
kurmaktır. Bizler, diğer ülkeleri şirketlerimizin,
hükümetlerimizin, bankalarımızın, kısacası benim
şirketokrasi diye adlandırdığım kurumsal yapının
kölesi haline getirmek için uluslararası finans
kuruluşlarını kullanan elit bir grubuz.”
Peki nasıl oluyormuş sorusunun kısa cevabı da şöyle:
“Ekonomi tetikçileri görünüşte bazı iyilikler yapar.
Örneğin elektrik santralleri, otoyollar, limanlar,
havaalanları, teknoparklar gibi altyapı hizmetleri
için borç temin ederler. Bu borçların önşartı, bütün
bu projlerin ABD inşaat ve mühendislik firmaları
tarafından gerçekleştirilmesidir. Aslında paranın çoğu
ABD’yi hiç terk etmez; yalnızca Washington’daki
bankalardan New York, Houston veya San Fransisco’daki
mühendislik firmalarına transfer edilir.” ”
İnanılmaz gibi ama gerçek...
Bundan sonrası ne?..
Sonrası da şu: “Para hiç vakit geçirmeden şirketokrasi
üyesi şirketlere döndüğü halde borçlu ülkelerden
anapara artı faizin tamamını ödemesini isteriz. Eğer
ekonomi tetikçisi çok başarılı ise borç tutarı o kadar
büyük olur ki birkaç yıl sonra borçlu ülke ödemeleri
aksatır. Bu olduğunda biz de mafya gibi diyetini
isteriz. Birleşmiş Milletler’de ABD’nin isteği
doğrultusunda oy verme, askeri üs kurma veya petrol
gibi değerli kaynaklara el koyma şeklinde olabilir bu
diyet. Buna rağmen borçlunun borcu devam eder. Böylece
küresel imparatorluğa bir ülke daha eklenmiş olur.”
Alıntılar John Perkins’in Bir Ekonomik Tetikçinin
İtirafları (April yayıncılık) kitabının önsözünden.
Yazarın 70’li yıllardan itibaren bizzat içinde
bulunduğu girişimlerle alakalı olarak verdiği bilgiler
dudak uçuklatıcı.
Anlatılanlar inanılmaz gibi ama gerçek olduğunu
biliyorsunuz. Çünkü her parça yerli yerine oturuyor.
Perkins’in anlattıkları 70’li yıllarda başlayan bir
trend ve şu anda muhtemelen çok daha komplikeleri
uygulanıyordur.
Yani küresel imparatorluk, oyunlarına yeni oyunlar
katmış ve etki altına almak istediği ülkelerde çok
daha sofistike yöntemler deniyor olabilir.
Anlatılanlar ve muhtemel gelişmeler ışığında çevrenize
bir bakın bakalım; yukardaki senaryonun uygulandığı ve
halen de uygulanmakta olduğu ülkeler görebiliyor
musunuz?
Dahası, başka ülkeleri bir kenara bırakıp, sözkonusu
senaryoların geçmişte bizde de uygulanıp
uygulanmadığına ve halen bunların daha gelişmişlerine
maruz kalıp kalmadığımıza, biraz kafa yorun...
Tabii, eğer bu yönde emareler görüyorsanız, bu oyuna
nasıl dur denebileceğine de...