« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Tem

2007

Sivil demokratik devrim!

İbrahim Karagül 25 Temmuz 2007

Bu kadarını Ak Parti'liler bile beklemiyordu! Yüksek çıkacaktı, anketler oranları alabildiğine fazla gösteriyordu ama yine de temkinli bir bekleyiş vardı. Seçim öncesi onca kamplaşmaya, kriz senaryolarına, gerginlik politikalarına, muhtıralara milletin verdiği cevap bir meydan okuma oldu!

Seçim değil referandum oldu ve millet sözünü söyledi.

Neyin referandumu? Cumhurbaşkanı'nın nasıl ve kim tarafından seçileceğinin, demokrasinin, özgürlüğün, muhtıraya karşı oluşun, çatışmacı tezlerin, Ankara'dan Türkiye'ye ve dünyaya bakışın, kurumların iktidarının referandumu!

Bu sonuç sadece tepki değil. Derin bir kırılmanın, sorgulamanın, hesap sormanın yeni bir Türkiye arayışının göstergesi.

Sadece tek parti iktidarı tercihinin, ekonomik beklentilerin değil, siyasi değişime ilişkin beklentileri, arayışları, baskıları içeren tavır. Açık ve net bir uyarı!

İdeolojik kavga, kamplaşma reddedildi. Rejim adına, Kemalizm adına, laiklik adına, iktidar hesabı yapanlar taraftar bulamadı. Bu söylemlerle güç/iktidar devşirme dönemi kapandı.

“Devlet iktidarı”nı ellerinde bulunduranlar sandıkta kaybetti, milletin zihninde ve vicdanında kaybetti.

Demokrasi dışı arayışlar çok ciddi bir reaksiyonla karşılandı. Muhtıra üzerinden, ulusal güvenlik üzerinden, ülke bütünlüğü üzerinden geliştirilen siyasi söylem halk tarafından paylaşılmadı.

Tandoğan'da, İzmir'de toplanan yüz binlerin dışında sessiz bir Türkiye daha olduğu ve bu Türkiye'nin belirleyici olduğu bir kez daha görüldü.

Millet Ankara'daki tartışmaları, korku senaryolarını umursamadı.

Etnik çatışma istemeyen, rejim krizi istemeyen, ekonomik refah isteyen, çatışma yerine uzlaşmayı öne alan, dış tehditlere karşı cesaretini koruyan bir Türkiye tablosu gördük.

AK Parti büyük bir zafer kazandı. Ancak belki bu zafer kadar önemli iki gösterge daha var ki, Türkiye'nin geleceği bu iki sonuçtan çok etkilenecek. Bunlar; CHP'nin başarısızlığı ve DTP'nin bağımsızlarının yaşadığı hezimet.

Biri devlet milliyetçiliğini diğeri Kürt milliyetçiliğini temsil ediyor. İkisi de kaybetti. CHP Güneydoğu'da zaten bitmişti. Yaşanan iç siyasi kaplaşmanın bir hedefi de CHP'nin oylarını artırmaktı. Ama olmadı.

Şimdi bütün Türkiye'de bir hayal kırıklığı yaşıyor. “Baykal'a rağmen CHP” söylemi yeterince etkili olmadı.

MHP'nin yükselmesi dikkat çekici. Ancak yine aynı ortamın MHP oylarını daha da artıracağı varsayılıyordu. CHP ikinci parti olsa da Ak Parti'ye muhalefet büyük oranda MHP üzerinden yürütülecek.

Seçimden hemen önce Leyla Zana ve Hatip Dicle'nin etnik çatışmayı provoke edici konuşmalarına rağmen DTP'nin bağımsızları hezimete uğradı. Güneydoğu'da yaşayanlar bu çatışmacı politikalara teslim olmadı. Bağımsızlar neden bekledikleri oyu alamadı ve AK Parti Güneydoğu'da neden bu kadar güçlü? DTP neden oylarını AKP'ye kaptırdı? Bu önemli bir soru ve üzerinde ciddi ciddi düşünmek gerekiyor?

Etnik milliyetçilik üzerinden politika yürütenler özellikle bu hezimetin nedenini sorgulamak zorunda kalacak. Çünkü Türkiye'nin her bölgesinde aynı tavır var: Ayrışma ve çatışmanın reddedilmesi.

Bu sonuçlar Türk siyasi yapısında geri dönülemez bir süreç başlatacak. Siyasetin dili değişecek. Tartışmaların seyri de. Seçim sonrası kriz hesaplayanlar, bu sonuçlara göre bir kez daha düşünmek zorunda. Çünkü bu bir sivil demokratik devrim!

Ziyaret -> Toplam : 125,05 M - Bugn : 73224

ulkucudunya@ulkucudunya.com