AKP’nin oy patlaması
Tufan Türenç 25 Temmuz 2007
ADALET ve Kalkınma Partisi oylarını ciddi bir şekilde arttırdı. Bu önemli bir başarıdır.
Tayyip Bey ve arkadaşları bile böyle bir sonuç beklemiyordu.
Dilerim bu başarı onların ayaklarını yerden kesmez.
Ülkenin gerilmemesi için olgun bir davranış içinde olmaları gerekir.
Bunu yaparlarsa hem kendileri kazanır hem de ülke...
Askerin o bildirisi ile cumhurbaşkanı seçiminin AKP’yi halkın gözünde mağdur duruma soktuğu anlaşılıyor.
AKP’yi çok zor sorunlar bekliyor.
Ülkemizin karşı karşıya olduğu bu çok yaşamsal sorunları anımsatmak istiyorum.
Ekonomimiz hálá kırılgan... Pamuk ipliğine bağlı dengeler üzerinde yol almaya çalışıyoruz.
Sürekli borç alma, elinde ne varsa satıp savma sarmalı içinde yuvarlanır hale geldik.
Dünyadaki para bolluğu nedeniyle Türkiye’ye akan sıcak para girişi durduğu anda Türkiye’nin duvara toslayacağını yetkili ağızlar bile söylüyor.
Kaderimiz dünyadaki likidite bolluğunun sürmesine bağlı.
Son 5 yıl içinde yatırım yaparak, daha çok üreterek büyümedik.
Sürekli borçlanarak ve ithalat yaparak uçurduk Türkiye’yi!..
Ama gelir dengeleri daha bozuldu. Varlıklılar ile yoksullar arasındaki uçurum iyice derinleşti.
* * *
Dış politikada karşı karşıya olduğumuz sorunlar ise daha da zorlu.
Kuzey Irak konusunda elimiz kolumuz bağlı. Gelişmeleri izlemekten başka bir şey yapamıyoruz.
Terör can almaya devam ediyor.
Kuzey Irak’ta barınan, oradan her türlü lojistik desteği alarak beslenen PKK Türkiye’ye dönük eylem planları yapıyor.
Sonra da elini kolunu sallayarak sınırı geçip insanlarımıza kurşun sıkıyor, mayınlar patlatıyor, kentlerde bombalar patlatıp masum insanları öldürüyor.
Ama Türkiye terör örgütüne karşı uluslararası antlaşmaların kendisine tanıdığı savunma hakkını bile kullanamıyor.
Kıbrıs ve Ege sorunu giderek daha karmaşık hale geliyor.
Avrupa Birliği ile ilişkilerin nereye gideceğini ise kimse kestiremiyor.
Bir zamanlar AB’ye umutla bakan Türk halkı artık tam üyeliğin gerçekleşmeyeceğini görüyor.
* * *
Şunu hepimiz beynimize kazımalıyız.
Laik ve demokrat olmadan Avrupa ile bütünleşmemiz, uygar dünyanın içinde yer almamız olanaksızdır.
Şu rakamları mutlaka ve mutlaka tersine çevirmeliyiz:
Türkiye’de 350 kişiye bir cami, 60 bin kişiye bir hastane...
780 kişiye bir imam, 900 kişiye bir doktor...
DÜŞÜYOR.
Türkiye’de 80 bir cami, 67 bin eğitim kurumu...
35 bin cami yaptırma derneği, sadece 96 kültür ve sanat derneği...
Her ilde kuran kursları, sadece 13 ilde tiyatro...
VAR.
Türkiye bu tabloyla bilgi çağını yakalayamaz.
Bilgi çağını yakalayamazsa kalkınmış ülkeler ligine yükselemez.
Seçimler yaparız, iktidarlar gelir gider ama ülkenin makus talihi değişmez.
Oysa bu kısırdöngüyü kırıp atmalıyız.