Sandıktan çıkan mesajlar
Taha Akyol 25 Temmuz 2007
SEÇİM nihayet bitti. Yaklaşık bir yılımızı alan gerilimler, kavgalar hakkında nihayet "millet" kararını verdi. AKP'nin aldığı oy ile CHP'nin alamadığı oy pek çok kimseyi hayretlere düşürdü. Hayretin bu kadarı, Türkiye'deki toplumsal dinamikleri bilememekten kaynaklanıyordu.
AKP'nin alacağı oyu öngören Tarhan Erdem'e ne kadar hakaretler yağdırıldı!
Eğer Merih'ten, Jüpiter'den bir "millet" ithal etmeyeceksek, işte "milletimiz"in hükmü belli oldu.
Bu hükmün içinde bütün partiler var.
Evvela, AKP'nin aldığı oyları iyi anlamak lazım. Sandıktan "karanlık" çıkacağını sayıklayan eski darbecilerin tahrikleri yine tutmadı. Siyasete kurumların "müdahale" etmesi de geri tepti!
Sandıktan çıkan birinci mesaj, halkın demokrasiye, "seçilmişler"in üstünlüğüne sahip çıkmasıdır; ekonomik büyümeye, siyasi istikrara sahip çıkmasıdır. 1950'deki gibi, 1965'teki, 1983'teki gibi...
Ortak payda partileri?
Sandıktan çıkan ikinci mesaj, Türkiye'nin iç siyasi bütünleşmesiyle ilgilidir: AKP'ye şiddetle karşı olanlar da görmelidir ki, Türkiye'nin bütün bölgelerinden dengeli bir şekilde oy alan tek parti AKP'dir. Türkiye'nin Batı illerinden de oy almıştır, geleneksel olarak CHP'li olan İzmir'den de oy almıştır, Güneydoğu'dan da oy almıştır.
Bütün siyaset bilimi kitaplarında "uluslaşma" sürecindeki toplumlarda bütün kesimlerden oy alabilecek büyük kitle partilerinin bulunmasının hayati derecede önemli olduğu yazılıdır.
Eski CHP ile eski Demokrat Parti, AP ve Özal'ın ANAP'ı da böyleydiler. Bugün Türkiye'de "toplumsal ortak payda"yı yakalayabilen tek parti AKP'dir. Seçim zaferinden sonra Erdoğan'ın yaptığı konuşmanın, bir "meydan okuma" niteliğinde olmayıp bütün kesimlere seslenen, birleştirici ve reformist nitelikte olması yeni dönem için sevindiricidir.
Sorun, "toplumsal ortak payda"nın sol bacağının topallığıdır!
MHP milliyetçiliği temsil etmiş, oylarını yüzde yüze yakın artırmıştır!
"Sosyal demokrasi" konusunda ise "başarılı" demek imkânsızdır.
Bu seçimler, sosyal demokrasi boşluğunu ortaya koymakla, gerçek anlamda bir sosyal demokrat hareket için ivme verecektir! Ercan Karakaş, Süleyman Çelebi, Fuat Keyman gibi sosyal demokrat isimlerle konuştum, onlar da aynı şeyi söylediler.
Meclis'teki DTP?
Bu seçimlerde gördüğüm üçüncü önemli mesaj, DTP'nin oylarındaki gerilemedir. Bağımsız adaylarla Meclis'te grup kuruyorlar. Parlamento deneyiminin uzun vadede ılımlılaştırıcı etkisine inanırım. Fakat bunun için DTP'li milletvekillerinin demokrasiye inanmaları, "emir"le değil demokrasi prensipleriyle hareket etmeleri lazım.
Sandık, onlara da bu mesajı verdi: Kürt vatandaşlarımız hem kimliklerini ifade etmek istiyorlar hem de terörü ve etnik aşırılığı reddediyorlar. Onun için DTP'nin oyları azaldı!
2002 seçimlerinde DEHAP'ın Diyarbakır oyu yüzde 56 idi, bu seçimde DTP'li bağımsızların oyu yüzde 47'ye indi.
Bunda muhafazakâr değerlerle birlikte, huzur ve istikrar özleminin de rolü vardır. Artan kamu hizmetlerinde devlet tarafından benimsendiklerini hissetmenin rolü vardır. Terörü reddetmenin rolü vardır...
Meclis'e girecek DTP'liler de halkın huzur istediğini, ekonomi istediğini, yatırım istediğini, terörü istemediğini görmelidir.