Fethi Gemuhluoğlu
01 Ocak 1970
İrfan Fethi Gemuhluoğlu (d. 1922, Göztepe; ö. 5 Ekim 1977, İstanbul), Türk şair, yazar ve aktivist.
Kökeni
Elazığ'ın Keban ilçesinin Gemuhu köyündendir. İstanbul’a göçen bir aileden gelir. Göztepe' de 1922 yılında doğmuştur.
Eğitimi
Haydarpaşa Lisesi’ni bitiren Fethi Gemuhluoğlu, Hukuk Fakültesi’ne başlar. Ama mahalli şivesini kaybetmemiştir.
Kişiliği
Muharrem Ergin, Fethi Gemuhluoğlu'nun yetiştiği çevreyi şöyle tanımlar:
“ Fethi’yi Fethi yapan nokta, Fethi’nin ailesi ve yetiştiği çevredir... Göztepe’deki ev Fethi’yi Fethi yapan unsurlardan biridir. Öyle ki duvarı yola, doğrudan doğruya yola bitişiktir. Arada en küçük bir mesafe yoktur. Duvarın bir tarafında bir kalabalık, gürültü fakat öte tarafında inanılmaz bir sükun var idi. Bu Fethi’nin hayat aynasıdır, mekân olarak Fethi’de rolü olan bir unsurdur. ”
Gemuhluoğlu, 13 yaşında iken Necip Fazıl’ın Bir Adam Yaratmak adlı piyesini bir çatı katında tek başına oynamaya kalkar. Ailesi çok şaşırmıştır. O bu olayı tebessümle anlatarak, "beni çıldırıyor sanmışlardı" der.
Tek parti döneminde gençlik faaliyetleri, resmî organizasyonların başında gelen Halkevleri dışında faaliyetlere girişirler. Özellikle öğrenci yurtlarında bir araya gelirler. Gençler Halkevleri toplantılarına katılarak, konuşmacıları soru yağmuruna tutarlar. Eminönü Halkevi'nde Kopenhag'da ki Dünya Devleti Fikri Konferansı'nı anlatan Ahmet Emin Yalman ve Hamdullah Suphi Tanrıöver'e Fethi Gemuhluoğlu heyecanla ve ellerini savurarak, "Siz bir hafta önce milliyetçiliği şu şekilde tarif ediyordunuz. Din diyordunuz, dil diyordunuz, tarih diyordunuz, ülkü diyordunuz, vatan diyordunuz" diyerek, Kopenhag konferansı sonrası Dünya devleti fikrini anlatan Hamdullah Suphi’yi terslemiştir. Bu gençlerinin bir araya geldiği yurt ve kahvehaneler, mektepleşir. Gençler Beyazıt’taki Küllük Kahvehanesi'nde toplanır. 1946 yılında , Türk Kültür Ocağı derneği kurulur. Gemuhluoğlu, derneğin kuruluşunda askere gitmiştir. Askerlik dönüşü ocak faaliyetlerinde aktif görevler alır. Bilahare Türk Kültür Ocağı ile üç derneğin birleşmesiyle Milliyetçiler Derneği kurulur. Dönemin bütün gençlik faaliyetlerinde mitinglerde başı çeker. Moskova Radyosu ve Bizim Radyo onu hedef gösterir.
Eylemleri
10 Nisan 1950'de Mareşal Fevzi Çakmak vefatında radyoda neşeli şarkılar ve oyun havaları ile sevincini dile getirince milliyetçi gençliğin önünde 28 yaşında heyecanlı nutuklar verir, radyoyu ve yönetimi protesto eder. Harbiye Ordu Komutanlığı'na giderek, bayrağı yarıya indirir. Beyazıt Camii'nde mareşalin tabutunu resmî makamlara teslim etmez ve Eyüp Sultan'a kadar yürütür. Bu kişilerin arasında Turgut Özal da vardır.
Görevleri
İstanbul'un çeşitli liselerinde öğretmenlik , İstanbul Spor ve Sergi Sarayı Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Basın Müşavirliği görevlerinde bulunur. 1969 yılından itibaren Türk Petrol Vakfı Genel Sekreterliği, Aydınlar Ocağı ile Türk Edebiyat Cemiyeti'nin İstişare Kurulu ve Anadolu Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği ve pek çok hayır kurumunun da yöneticiliğini yapar.
Vefatı
Gemuhluoğlu, 5 Ekim 1977 tarihinde çarşamba günü vefat etmiştir. Ertesi gün Fatih Camii avlusunda bakan, milletvekili, vali, komutan, profesör, şair, yazar, gazeteci, din görevlisi ve yetiştirdiği kadrolar kendisini yolcu etmiştir. 6 Ekim 1977 günü Sahrayıcedid Mezarlığı'ndaki kabrine gömülür.
Hakkında söylenenler
"Fikir ve çile birliği kökünde yekpâreleştiğimiz büyük ve sevgili dostum Fethi Gemuhluoğlu" (Necip Fazıl Kısakürek)
"İnsanın elinden tutuyor, adetâ çağa çıkartarak yürüyüşe alıştırıyordu. İnsan; arttığını, çoğaldığını duyumsuyordu O’nun yanında…" (Nuri Pakdil)
"Tek başına adetâ bir okuldu." (Cahit Zarifoğlu)
"Bize kendi kuşağı içinde en sağlam çizgiyi aktarabilenlerden biriydi." (İsmet Özel)
"Görünen hizmetlerin değil, görünmeyen himmetlerin adamı idi." (Ahmet Kabaklı)
"Fethi Gemuhluoğlu; aynı çağrılar içindeyiz." (Özdemir Asaf)
"Kelamın en zarifini, edebin en kâmilini, siyasetin en ferasetlisini, edebiyatın en muhtevalısının onun aziz varlığında erimiş bulurduk. O, bir uygarlığın temsilcisiydi." (Akif İnan)
"Sürgünde kurulmuş bir Osmanlı divânı gibiydi." (Nabi Avcı)
"Sözle semâ yapıyordu." (Hilmi Yavuz )
"Onun sohbetlerinde, hem fikirlerle donanır, hem ermiş bir adam halini yaşar, hem dava bilincinizin keskinleştiğini hissederdiniz." (Rasim Özdenören)
"O, insan mühendisi idi." (Ergun Göze)
"Bir nesle ağabey olan Fethi Gemuhluoğlu, en bunalımlı anlarda yanı başımızda." (Erdem Bayazıt)
"Onun kitabında sağ-sol, inkılâp-irtica diye kavramlar yoktu. O, bu kutuplaşmanın üzerinde insanlara bakmasını bilirdi." (Cahit Tanyol)
"Fethi ağabeyin iki hasleti: vefâ ve bağlılık… Şuur ve iman…" (Mustafa Miyasoğlu)