« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

31 Eki

2011

MONDROS MÜTAREKESİ VE İNGİLİZ POLİTİKASI

Dr. Selma YEL 01 Ocak 1970

Mütarekenin imzalandığı günlerde IX. Ordu Kumandanı Ya-
kup Şevki Paşa, Brest-litovsky Antlaşması haricinde işgal edilmiş olan
Azerbaycan, Dağıstan, Kafkasya ve İran Azerbaycanı'nı tahliye et-
meye çalışıyordu. Mütareke sonrasında İngilizler'in baskısıyla Elviye-i
Selâse'nin de tahliye edilmesi kabul edildi1.
Tahliye bölgesindeki askerî ve sivil görevliler mütarekeyi ihlâl
etmemeye gayret sarfederek silah, hububat nakliyatlarını tamamla-
maya çalışırken, bölge halki'da süratle şurâlar teşkil etmeye başladı.
Ermeni ve Gürcüler, Yakup Şevki Paşa'nın bölge halkını teşkilatlan-
maya teşvik ederek, silah ve cephane yardımı yaptığını tespit etmiş-
lerdi. Bu duruma mani olmak için bazı provakasyonlara teşebbüs et-
meye başladılar. Böylece Yakup Şevki Paşa'yı ve kendi amaçlarını
gerçekleştirmelerinde engel gördükleri görevlileri mütarekeyi ihlâl
etmekle suçlayabileceklerdi.
Yakup Şevki Paşa'ya isnad edilen suçlamalar şunlardı:
"a) Kafkas dahilindeki harekât esnasında Osmanlı ordusunu
tahribat ve yıkıma itmiş olmak,
b) Kafkas İslâm ahalisine silah tevdî edilmesi,
c) Kafkas İslâmlarını teşvik ederek, muvakkat hükümetler,
millî şurâlar teşkil ettirmesi,
ç) Bu teşkilatları icra ve idame için Osmanlı ordusundan zabit
ve efrad tefrik ve i'ta etmiş olması,
d) Kars telsiz-telgraf şubesinin sağlam olarak İngilizlere teslim
edilmemesi,
1 Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklâl Harbi, Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı,
C. I. Ank., 1967, s. 157.
e) Mütareke şeraitinin ve harbiye nezaretinin emirlerinin icra
ve tatbik edilmemesi"2.
İngilizler, Yakup Şevki Paşa'yı Elviye-i Selâse ile ilgili plânlarının
gerçekleşmesinde engel olarak görmeye başlayınca, d ve e şıklarındaki
suçlamalara ağırlık vermeye başladılar. Böylece, Yakup Şevki Paşa'yı
görevden azlettirmeyi ümit ediyorlardı.
Yakup Şevki Paşa 7 Ocak 1919'da Kars'da İtilâf Devletlerini
temsil eden Gnr. Volker ile yaptığı görüşmede tahliye aksamını ve
şartlarını tespit ederken, Kars telsiz-telgraf şebekesini tamamiyle çalı-
şır ve noksansız bir halde teslim etmeyi taahhüt etmişti3. Bu görüşme
sonrasında 11 Ocak 1919'da Erzurum'a geçerken, XII. Tümen Ku-
mandanı Albay Ali Rıfat Bey'i küçük bir birlikle Kars'da asayiş ve
emniyeti temin etmekle görevlendirmişti4.
Albay Ali Rıfat Bey, Ermeniler'in bir çok taşkınlığına rağmen,
İngilizler Kars'a gelene kadar görevine devam etti. Bu arada, Gürcü-
ler'le birlikte haerket eden Ermeni çeteleri yağma, gasp ve tahliyeleri
engellemeye yönelik sabotajlara devam ediyorlardı. Aynı günlerde,
Kars telsiz-telgraf istasyonu da faili meçhul bir şekilde yakılarak tah-
rip edilmişti.
İngilizler Kars'ı teslim aldıktan kısa müddet soııra, istasyonu bo-
zuk ve harap bir vaziyette teslim aldıklarını iddia ederek, Yakup Şev-
ki Paşa'yı ve Ali Rıfat Bey'i suçlamaya başladılar. Bakü'nün tahliye-
sine nezaret etmiş olan V. Tümen Kumandan Mürsel Bey'i de, şehri
geç teslim ederek katliamlara sebebiyet vermekle itham ediyorlardı.
Yakup Şevki Paşa 7 Ocak 1919'da Harbiye Nezâreti'ne gönderdi-
ği şifrede: "
telgraf tellerini bile tahrip ettiğimiz tamamen hilâf-ı
hakikatdir. Çünkü, muharebeler esnasında Ermeniler'in tahrik ve
mahvetmiş olduğu telgraf şebeke-i umumiyyesini biz tanzim ve ihya
ettik. Tekrar terk ettiğimiz zaman umumî şebekeyi sağlam olarak
ve yüzlerce de telgraf ve telefon makinelerini mahallerinde terkeyle-
2 Yakup Şevki Subaşı, Hatıratını, s. 86, Adı geçen kaynakta Yakup Şevki Paşa, Bal-
kan Harbi, Birinci Dünya Harbi ve İstiklâl Harbinde yaşadığı hadiseleri ana hatlarıyla an-
latmaktadır.
3 Selma Yel, Yakup Şevki Paşa ve Askerî Faâliyetleri. (Basılmamış doktora tezi),
Ank., 1990, s. 73.
4 Adı geçen tez (Agtez), s. 143
dik."5 diyerek, yapılan suçlamaları reddetti. Böylece, taraflar arasmda
aylarca sürecek yazışma dönemini başlatmıştı.
Yakup Şevki Paşa'nın bu konuyla ilgili şifreleri anında İngiliz
işgal kuvvetleri kumandanı Gnr. Milne'ye de iletilmekle beraber, müs-
pet bir gelişme olmadı. Tiflis'deki İngiliz Gnr. Beach, telsiz-telgraf
şebekesinin tahribiyle ilgili sorulara cevap vermesi için Albay Ali
Rıfat Bey'le birlikte Yakup Şevki Paşa'yı da nezdine çağırdı6. Fakat,
Yakup Şevki Paşa söz konusu daveti anlamamazlıktan gelerek, hadi-
seyi açıklayan bir telgraf göndermekle iktifa etti. Daha sonra bu hare-
ketini tercümede hata yapılmış diye mazur gösterecekti7.
Yakup Şevki Paşa'nın 28 Ocak 1919 ve 972 numaralı şifresinde,
hadise failleri ve sebepleriyle birlikte izah edilmişti. Buna göre, Kars
telsiz-telgraf istasyonu Osmanlı birliklerince teslim alındığında sağ-
lam bir vaziyette bulunmakla beraber, Ermeniler kaçarken beraber-
lerinde bazı parçalarını da götürdükleri için çalışmıyordu. Ancak ek-
sik parçaların yeniden monte edilmesiyle kullanılabilir hale getiril-
mişti. Yakup Şevki Paşa'nın, Gnr. Volker'le görüştüğü günlerde is-
tasyonun motoru çatladığı için de yeni bir motor ilave edilmişti. Bu
en son haliyle İngilizler'e teslim edilmişti.
Yakup Şevki Paşa, verdiği söz ve teminatlara bağlı kalarak istas-
yonu tahrip ettirmeyi hiç düşünmemişti. İstasyonun teslimatını da
son derece titizlikle yaptırtmıştı. Bu konuyu, "
ordu karargâhı
Kars'dan hareket etmeden bir gün evvel fırka 12 karargâhını Kars'a
celbettim. Herşeyi ve her umuru teslim ve mütalâa ve arzeylediğim
gibi telsiz-telgraf istasyonunun da sağlam olarak İngilizler'e teslim
edileceğini tenbih ettim. Ordu telgraf müdürü de bu istasyona bir
zabit ve iki nefer memur ve muhafız tayin eyledi. Gerek bunlara ve
gerekse fırka 12- telgraf takım zabitine talimat-ı lâzime verdim."
şeklinde izah etmektedir8.
Yakup Şevki Paşa'nın açıklamalarına göre, istasyon binasının
emniyetini temin etmekle görevli subay bir vesile ile uzaklaşınca, mu-
hafızlardan Ahmet ve Teofil adındaki iki er benzin çalarak firar etmiş-
lerdi. Teofil daha sonra yakalanmış, fakat Türk eri yakalamak miim-
5 Gnk. Baş. Askeri, Tarih Sîratejik Etüd Başk. Arşivi (ATAŞE ARŞ.) 1/ 1 Klasör
(K.) 28, Dosya (D.) 158, Fihrist (F) 16.
6 Aîase Arş. 1/1, K. 34, D. 154-129, F. 18.
7 Ataşe Arş., 1/1, K. 34, D. 154-129, F. 18.
kün olmamıştı. Bu hadise sonrasında da istasyonun dinamo dairesi-
nin yanmış, bir dinamonuin da kayıp olmuş olduğu görülmüştü.
Görevli subayla, Rum asıllı Teofil'i sorgulamaya çalışmışlar, fakat
Kars İngiliz askerî valisi buna müsade etmemişti. Er Teofil'i nezdine
almış kimseyle görüştürmüyordu. Bu durumda, hadisenin açıklık
kazanması imkansızdı.
Yakup Şevki Paşa'ya göre, istasyon birkaç şekilde tahrip edilmiş
olabilirdi. Birincisi, ya Rum er bizzat ya da diğer Türk eriyle birlikte
bu tahribatı yapmıştı, ya da hariçten birileri yapmış veya yaptırt-
mıştı. Üçüncü ihtimal olarak da, yangın kaza ile çıkmış olabilirdi.
Fakat, İngiliz askerî valisinin Rum eri korumaya alarak kimseyle
görüşmesine izin vermemesi bir ve ikinci ihtimali güçlendiriyordu.
XII. Tümen Kumandanı Albay Ali Rıfat Bey'in araştırmalarıyla
hadise daha fazla açığa çıktı, istasyona muhafız olarak bırakılan iki
er, dinamoyu mazot ve para mukabilinde Jan adında birine satmış-
lardı. Ardından da suçlarını örtbas edebilmek için yangın çıkararak
firar etmişlerdi. Hadiseye hangi açıdan bakılırsa bakılsın, suçlu
olanlar o günkü subay ve erlerdi.
Yakup Şevki Paşa'ya göre ise, asıl suçlu, daha önceki günlerden
beri ordunun otomobil tamirhanesinde maaşla çalışan Jan adlı ustaydı.
Aynı şahıs telsiz-telgraf istasyonunun bozulan motorunu tamir ile
meşgul olduğu gibi, oldukça yüksek bir maaş almasına rağmen ne
tamir ettiyse yeniden bozulmuş, kırılmış, bozuk çıkmıştı. Halbuki
tamiratta, çok ustaydı. Tamiratları kasten iyi yapmadığı belliydi.
Aynı şahıs bir çok defalar da benzin ve lastik çalmıştı.
Er Teofil ve Jan usta bu şekilde çekilmekte olan Osmanlı Dev-
leti'ne zarar vermeye çalışıyorlardı. Altı hafta gibi kısa bir sürede
Brest-litovsky Anlaşması harici işgal edilen bölgelerin tahliye edile-
ceğini duyan Gürcü ve Ermeni demiryolu memurları da aynı şekilde
nakliyatları engellemek için sabotajlar yapmışlardı. Bu sebeple de
pek çok insan ve malzeme kaybı olmuştu.
Elviye-i Selâse'nin tahliyesi kesini eşince, nakliyatlara engel
olmak için bu bölgede de faaliyetlerine hız vermişlerdi. Silah, teç-
hizat ve iâşe stoklarını tahliye bölgesi haricine çıkaran trenler odun
ateşiyle hareket ettiriliyordu. Bunun için, Sarıkamış'ta günlük 100
ton odun tedarik eden motorla çalışan üç adet hızar tesis edilmişti.
Beklenmeyen bir anda hızarlardan mesul olan mühendis, hızarların
içinde bulunduğu barakayı yakarak kayıplara karışmıştı. Yüzlerce
yedek el hızarının olmaması halinde nakliyatlar belirlenen sürede
tamamlanamayacaktı9. Bu iki hadise, Yakup Şevki Paşa'nm çok
zor şartlar altında Elviye-i Selâse'yi ve diğer bölgeleri tahliye ettiğini
göstermektedir.
Bütün bu açıklamalara rağmen, ingilizler tatmin olmamıştı.
Zaten onların hakiki amaçları, Kars telsiz-telgraf istasyonunun nasıl
ve kimler tarafından tahrip edilmiş olduğu değildi. Bu hadiseyi
bahane ederek, mütarekenin başından beri tehlikeli gördükleri Yakup
Şevki Paşa'yı görevden azlettirmekti. Aksi takdirde, Yakup Şevki
Paşa'nın teşvik ve yardımlarıyla süratle milli şurâlar kurarak teşki-
latlanmakta olan Türk halkına isteklerini kabul ettiremiyeceklerdi.
Bu açıdan düşünülünce ve üstelik hadisenin failinin ingiliz askerî
valisince korunduğu dikkate alınınca, Kars telsiz-telgraf istasyonunun
tahribinin bizzat îngilizler'ce tertip edildiğine hükmetmek gerekir10.
Hariciye Nezareti Gnr. Milne'yi ikna edemeyince, Ali Rıfat
Bey 30 Ocak 1919'da Kars ingiliz Askerî valisi tarafından sorgu-
landı. Bu sorgulamada Ingilizler'in neyin peşinde oldukları da açığa
çıkmıştı. Kafkas halkına Yakup Şevki Paşa'nın ne kadar ve ne za-
manlar silah dağıttığını, tahliye bölgelerinde teşkil edilen millî şurâ-
ların kimlerce teşvik ve teşkil edildiğini öğrenmeye çalışıyorlardı.
Yakup Şevki Paşa'nın Kars Millî Şurası ile çalışmaları için terhis
etmiş olduğu onüç subayın faaliyetlerinin de durdurulmasını iste-
mişlerdi.
Ali Rıfat Bey bu soruları genelde ret ya da kısa cevaplarla ge-
çiştirmeye çalışmıştı. Aynı gece 30/31 Ocak'ta tümen karargâhı
birkaç ingiliz askeriyle çevrilerek gözaltına alındı. Bir ingiliz tabu-
runun gözetiminde Tiflis'e gidecek ve Gnr. Beach tarafından sor-
gulanacaktı. Yakup Şevki Paşa, Tiflis'e gittiği takdirde Ali Rıfat
Bey'in tutuklanacağını sezmişti. Zira, aynı günlerde Jan ustanm da
îngilizler'ce saklandığını öğrenmişti11.
ingilizler, Ali Rıfat Bey'e baskı yaparak kendi arzularına uygun
cevap almak istiyorlardı, istedikleri cevabı almaları halinde, Yakup
9 Ataşe Arş., 1/1, K. 34, D. 154-129, F. 3.
10 Ataşe Arş. 1/ 16, K. 179, D. 7.77, F. 318, İngilizler, Urfa'nın işgalinde de Amerikan
misyonerlerine saldırılmasmı bahane göstermişlerdi. Halbuki bütün bu hadiseleri önceden
kendileri hazırlamışlar ve Urfa'da katliam yapıldığını iddia etmişlerdi. Fransızlar'ın da
Urfa mutasarrıfı gibi böyle bir hadiseyi yalanlamalarına rağmen sonuç değişmemişti.
11 Ataşe Arş., 1/1, K. 34, D. 154-129, F. 1.
Şevki Paşa'yı ve Osmanlı Devleti'ni mütarekeyi ihlâl etmekle suç-
layarak, istedikleri talepte bulunabileceklerdi.
İngilizler'i bu tür hareket ve baskılara Kafkasya Ermeniler'i
yönlendiriyordu. Kendileri Aras boyunda Müslümanları katlederken,
Yakup Şevki Paşa ve Osmanlı Devleti'ni suçlu duruma düşürmeye
çalışıyorlardı. Bu sebeple Yakup Şevki Paşa, Ermeniler'in cesaret
kazanmaması için Harbiye Nezareti'nm Ali Rıfat Bey'in tevkif edil-
mesine mani olmasını istedi. "...... Gerek nefer Teofil ve gerekse
Jan Ustanın İngilizler nezdine alınarak himaye edilmesi alenen gös-
teriyor ki, İngilizler telsiz-telgraf tahribatını bize yüklemek ve asıl
mücrimleri himaye ederek kurtarmak istiyorlar." diyerek, bu husus-
taki düşüncelerini de bildirmişti12.
Harbiye Nezareti, Yakup Şevki Paşa'dan gelen şifreler doğrul-
tusunda, Millî Müdafaa Vekaleti aracılığıyla 2 Şubat 1919'da Gnr.
Milne'ye Ali Rıfat Bey'in suçsuz olduğunu bildirdi. Aynı zamanda
tevkifinden vazgeçilmesi de istenmişti13. Fakat Gnr. Milne 8 Şubat'ta
Harbiye Nezaretinin isteiğini reddetti. Ali Rıfat Bey'in Tiflis'de
sorgulanmasında ısrar ettiği gibi, uzun zamandır beklediği fırsatı da
değerlendirerek, Yakup Şevki Paşa'nm da İstanbul'da sorgulanmasını
istemişti14. Harbiye Nezareti, bu talebin XV. Kolorduya çevrilecek
olan IX. Ordu'nun kumandasına yeni birisi atanınca mümkün
olabileceğini bildirdi15
Bu yazışmalar devam ederken, Albay Ali Rıfat Bey Tiflis'e gelmiş
ve sıkı bir sorgulamaya maruz kalmıştı. İngilizler, artık açıktan açığa
Kars'dan mütareke şartları haricinde fazla erzak taşımakla suçla-
maya başlamışlardı. Halkın silahlandırılması ve teşkilatlandırılmasın-
dan da mesuldüler16. Bütün sorgulama müddetince oturmasına
müsade edilmeyen Ali Rıfat Bey, aynı gün resmen tevkif edildi.
İngiliz divan-ı harbinde yargılanacaktı.
Yakup Şevki Paşa, gerçek suçlular İngilizler'ce korunurken bu
yapılanları haksız bulmuştu. "Bu bir İngiliz divan-ı harbi ise bu
nasıl olur, hangi kanun ve esas-ı mantığa, insaniyete müstenid olur
" diyordu. Bir Türk subayının, İngiliz mahkemesinde yargı-
12 Ataşe Arş., 1/ 1, K. 34, D. 154-129, F. 2.
13 Ataşe Arş., 1/1, K. 34, D. 154-129, F. 51.
14 Ataşe Arş., 1/ 1, K. 34, D. 154-129, E. 55, ve F. 18.
15 Gothard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile ilgili ingiliz belgeleri, Ank., 1986, s. 17.
16 Ataşe Arş., 1/2, K. 103, D. 367, F. 36.
ianması hiçbir kanuna uymadığı gibi, mütarekede de böyle bir hüküm
yoktu17.
Aynı günlerde Batum'da bulunan V. Tümen Kumandanı Albay
Mürsel Bey de sorgulanmak üzere davet edilmişti18. Yakup Şevki
Paşa her iki kumandanın da serbest bırakılması için yoğun çaba
sarfediyordu.
16 Şubat 1919 tarihli şifresinde bu son gelişmelere temas ederek,
"
bu şayan-ı ibret ve işitilmemiş hal ve vaziyetin nazar-ı
dikkate ve itibare alınmasını zat-ı devletlerinden istirham eylerim.
Çünkü, bir Osmanlı fırka kumandanının ikinci bir hükümet ve devlet
memurini tarafından taht-ı muhakemeye alınması mantığın, usulün
haricinde bir şeydir . ..." demekteydi19.
İtilâf Devletleri'nin bu tevkif ve sorgulamalara hakları olmadığı
gibi, böylesi tatbikatlar gelecekteki hadiseler için de örnek teşkil
edebilecekti. Buna sebebiyet vermemek için her iki kumandan da
serbest bıraktırılmalıydı. İngilizler ilgili şahısların yargılanmasında
ısrar ederlerse, bunu Türk mahkemeleri de yapabilirdi. Aksi takdirde,
diğer Osmanlı subay ve kumandanları aynı akibete uğramaktan kor-
karak, vazifelerini ihlâl edeceklerdi. Sivil memurların da aynı kor-
kuya düşmesi kaçınılmazdı20.
Yakup Şevki Paşa bu haklı tespitleri ile Harbiye Nezareti'ni
ikaz etmeye çalışırken, Gnr. Milne 17 Şubat'da Londra'ya gönder-
diği şifrede, IX. Ordu Kumandanlığından Yakup Şevki Paşa'yı
attırdığım, yardımcısı Ali Rıfat Bey'i de yakalattığını öğünerek bil-
dirdi. Mütarekeyi ihlâl etmekten yargılanacaklarına emindi21. Zira,
aynı günlerde pek çok kişiyi İstanbul'da Bekirağa kışlasına hapsetir-
meye muvaffak olmuşlardı.
Gnr. Milne'nin düşüncelerinin aksine, Harbiye Nezareti Yakup
Şevki Paşa'nın tesiriyle bu üç kumandanı müdafâaya devâm etti.
Bu gelişme karşısında İngilizler, Ali Rıfat Bey'in İstanbul'da yar-
gılanmasını düşünmeye başladılar. Diğer taraftan 23/ 24 Şubat ge-
17 Ataşe Arş., 1/2, K. 103, D. 367, F. 36.2.
18 Ataşe Arş., 1/2, K. 83, D. 75, 308, F. 5.
19 Ataşe Arş., 1/2, K. 103, D. 367, F. 36.
20 Ataşe Arş., 1 / 2, K. 103, D. 367, F. 36.2, Bilal N. Şimşir, Malta Sürgünleri, 1976,
s. 204. Harbiye Nezareti ilgili şifreyi, 28 Şubat'da Hariciye Nezareti vasıîasıyla Gnr. Milne'
ye göndermişti.
21 Bilal N. Şimşir, a.g.e. s. 204-205.
cesi Mürsel Bey'i de resmen tevkif etmişlerdi. Yakup Şevki Paşa, dev-
letin ciddi bir mevcudiyet göstermesi halinde, îngilizler'in bu kadar
ileri varamayacağını düşünüyordu22. Daha sonraki günlerde, Millî
Mücadele ile bu konuda ne kadar isabetli düşündüğü belli olacaktır.
Yakup Şevki Paşa, bir taraftan emrindeki bu iki kumandanın
serbest bırakılması için teşebbüslerine devam ederken, Kars Milli
Şurası ile de ilgilenmeye devam ediyordu. Aynı günlerde gözlerinden
de rahatsızdı. Bu duruma rağmen, Harbiye Nezareti 2 Mart 1919'da
1224 nolu şifre ile, Gnr. Milne tarafından sorgulanması için İstanbul'a
çağırdı. Mürsel ve Ali Rıfat Beyler'in mahkeme edilmeleri de kesin-
leşmişti.
Hariciye Nezareti, Gnr. Milne'ye Yakup Şevki Paşa'nın İstanbul'a
çağrıldığını bildirirken, 2 Mart'da Haydarpaşa'da tevkif edilmiş olan
VI. Ordu Kumandanı Ali İhsan Paşa ve Nuri Paşa'dan da bahset-
mişti. "Memlekete hizmet etmekten başka bir gaye takip etmemiş ve
bu uğurda tevfik edilmiş bu erkân ve ümeranın tevkifi, hukuk-î istik-
lâlimize bir tecavüz olduğu gibi, vazife ve memlekete hizmet yolun-
daki mücadelelerinin sonunda tevkif olunan bu zevatın kurtanlamama-
sı bütün heyet-i zabitanı la-kaydî ve vazifesizliğe sevk edeceği "
belirtiliyordu. Bu sebeple, Yakup Şevki Paşa'nın tevkifinden vazgeçil-
mesi isteniyordu23. Zaten, Yakup Şevki Paşa da bu hususta kesin bir
teminat almadan İstanbul'a dönmek niyetinde değildi.
Neticede, Yakup Şevki Paşa İstanbul'a dönmeye mecbur kaldı.
Bu kararı vermesinde, dönmediği takdirde mütarekenin ihlâl edilmiş
olacağı ve bundan doğacak mesuliyetlerin kendisine ait olacağını öğ-
renmesi çok tesirli olmuştu24. Yakup Şevki Paşa, Erzurum'dan ayrı-
lacağı son güne kadar bölge halkına yardım ve desteklerine devam et-
tiği gibi, tevkif edilmiş olan Ali Rıfat Bey ve Mürsel Bey'in maddî prob-
lemlerine kadar da yakından ilgilendi25.
İstanbul'a döndükten sonra aynı suçlamalara maruz kalan Yakup
Şevki Paşa Harbiye Nezaretinin desteği sayesinde bir müddet de olsa
22 Ataşe Arş., 1/1, K. 34, D. 154-129, F. 15.
23 Ataşe Arş., 1/ 1, K. 34, D. 154-129, F. 18, 18-1, 18-2, 18-3.
24 îoaman zaman Yakup Şevki Paşa'nın İstanbul'a dönüşü tenkit konusu olmuştur.
Dönmeyip, Erzurum Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin başına geçmesi halinde daha faydalı
işler yapacağı iddia edilmektedir. Fakat, bu kararı vermeye mecbur bırakılmıştır. Bu konuy-
la ilgili geniş bilgi için bkz. Selma Yel, a.g. tez, s. 157.
25 Ataşe Arş., 1/16, K. 179, D. 7-77, F. 239.

tevkif edilmekten kurtuldu. Ali Rıfat Bey'le Mürsel Bey ise yine Har-
biye Nezareti'nin itirazları neticesinde Batum'da İngiliz divan-ı har-
binde yargılanmaktan kurtulmuşlardı. Yapılan bütün ağır suçlama-
lara rağmen, Ali Rıfat Bey para cezası mukabilinde serbest bırakıldı.
Yakup Şevki Paşa ise, İstanbul'da Millî Mücadele taraftarı faaliyet-
ler içinde yer alması sebebiyle 30 Mayıs 1920'de tevkif edilip, 13 Tem-
muz'da da Malta'ya sürgün edildi. Sürgüne gönderilme sebebi olarak
yine Kars telsiz-telgraf şebekesinin tahrip edilmesi gösterilmişti. Mür-
sel Bey ise Yakup Şevki Paşa'dan önce Malta'ya gönderilmişti26. Böy-
lece İngilizler, kısa müddette olsa plânlarını gerçekleştirmişler ve Ya-
kup Şevki Paşa'nın İstiklâl Harbi'ne iştirat etmesini engellemişlerdi.
Fakat, harbin son ve en önemli safhasına yetişmesine mani olamadılar.
Sakarya Muharebesinden sonra yapılan esir mübadelesi neticesinde,
Yakup Şevki Paşa II. Ordu Kumandanı olarak ,büyük taarruzda aktif
olarak görev yaptı. İzmir'e ilk giren birliğin kumandanı da Mürsel
Bey'di27.
26 Bilal N. Şimşir, a.g.e., s. 254.
27 Türk istiklâl Harbi, Büyük Taarruzda Takip Harekâtı (3. Ağustos-18 Eylül 1922).
II. Cilt. Batı Cephesi, 6 kısım, Ank., 1969, s. 123.

Ziyaret -> Toplam : 125,36 M - Bugn : 124867

ulkucudunya@ulkucudunya.com