ORD. PROF. DR. ZİYAEDDİN FAHRİ FINDIKOĞLU'NUN FOLKLOR YÖNÜ
Kerim YUND 01 Ocak 1970
Genel yaşamı, yazı hayatı, düşünceleri, işleri bakımından
çok yanlı bir yol gösterici olan Fındıkoğlu'nun biz yalnız Folk-
lor, Onomastik alanını, bugün elimizde bulunan materyele göre,
belirtmeye çalışacağız. Fındıkoğlu, çeşitli gazete, dergi, broşür,
kitaplarda yayın yapmıştır, yarım yüz yılı geçen yazarlık durumu
vardır. Bunları bilmek, tanımak, dallara ayırmak olanağı, çok
zordur. Bereket versin ‹‹Fındıkoğlu Bibliyografyası›› yayın haya-
tını 1957 yılı sonunadek yazmıştır. Bunlar arasında folklorla ilgi-
li olanları da Sayın Yargıç Ali Riza Önder, ‹‹Türk Folklor Araştır-
maları›› dergisinin, 212. sayısında çıkan bir makalesinde ayırmış-
tır. Biz de elimizdekilerle birlikte bunlardan da büyük ölçüde
yararlandık.
Başta Türk Ansiklopedisi olmak üzere, Istanbul Ansiklope-
disi, Hayat Ansiklopedisi, Meydan-Larousse'da bizim bakışımız-
dan Tortum Çağlıyanı gibi ulu yönlerini belirten satırlar değil,
kelimeler bile yok. Hele onun folklorculuğu yönünden birşey yaz-
mamışlar. Bizim kendisi ile yirmi yıla yakın tanışmamız folklor,
onomastik, toponomi bakımından benim için büyük önem taşır.
Bu tanışıklık Iş dergisine, kimi yazıları yazmamızın nedeni de ol-
muştur. Aramızda olan yakınlığın etkisi ile 1963 yılında Içel ge-
zisine çıktık: 1963 Şubatının son on günü içinde o zaman asis-
tan bulunan Mehmet Eröz'le ben, hocamız Konya -Silifke-Er-
demli- Mersin -Tarsus üzeri bir inceleme gezisi yaptık. Bu ge-
zinin konusu: Etnografya, Toponomi, onomastika idi. Bu çalış-
maların bir bölümü (Iş) dergisinin (Silifke sayısı)nda yayınlan-
dı. Bir bölümü de Mehmet Eröz'ün doktora çalışmalarına mal-
zeme oldu. 1
20/2/1963 günü Tarsus'da ünlü türkolog (Niyazi Ramazan-
oğlu) nu ziyaret ettik. Ertesi günü Mersin'de Ramazanoğlu'nun
portakal bahçesini gezip öğle yemeğini Mersin Ticaret Borsası
lokantasında bilece yedik. Ramazanoğlundan bu dolaylardaki
yörükler, o sırada Flusya'da yapılan uluslararası türkoloji
kongresine Ramazanoğlu katıldığı için buna dair bilgi aldık.
Adeta dörtlü bir sempozyum oldu.
Fındıkoğlu'nu, gerçekten kavramak çok güç. Onun pek çok
yazıları, kitapları çıkmıştır. lmzalı, imzasız, inisiyalli, takma adlı
olan bu yazıların bir bölüğünün kendi yazısı olup olmadığı ko-
nusunda sağ olsa idi, kendisi de bir şey söyleyemezdi sanırım.
Takma adlarının bir bölüğünü yinelemiş, bir bölüğünü ise
ancak biyol yazıp ondan sonra kullanmamıştır. Bu konuda (Fın-
dıkoğlu Bibliyografyası: 1918-1958) adlı eseri okumak yeter. Bu-
nu günümüze dek getirme ise üste düşen görevlerden biridir.
Sayın Fındıkoğlu, ilk yazısını 1918 yılında yazmış, yayınla-
mak üzere (Sebil-ül Reşat) dergisine göndermiş ise de basılma-
mıştır. Bundan sonra da yazıları, folklorla ilgili araştırmaları, tak-
ma ve öz adları ile ölümüne kadar basında haberi olup, olma-
dan yinelenmiştir. Umarım ki bundan sonra da bir çok dergiler,
gazeteler aktüalitesini yitirmeyen bu yazıları yeniden süreli ya-
yınlarının, eserlerinin içine alacaklardır.
(Sivas Folkloru) adlı Sivas'da çıkmakta olan dergi yazarla-
rından (Muharrem Türkmen) in adı geçen derginin 21. sayısın-
da çıkan (Sivas'da Temürlenk Menkibeleri) adlı makalesinde;
1930 yılında lstanbul'da yayınlanan (Halk Bilgisi Haberleri) ad-
lı dergiden söz açarak kimliğini bilemediği Ahmet Halil, vaad
ettiği ikinci makaleyi yayınlamamış onun bıraktığı yerden biz
sürdürmeye çalışacağız, diyerek Ahmet Halil adını zikretmekte-
dir. Fakat bu kişinin kim olduğunu bilmediğini de açıklamakta-
dır. Dergi ise bu noktada bir beyanda bulunmuyor. Gerçekten
hemen 25-30 yıl önceki kimi dergileri, gazeteleri donatan bir çok
kişilerin adları, soyadları bugün, unutkanlığın yoğun sisleri için-
de gittikçe kalınlaşan toz bulutuna bürünmektedir. Yazı haya-
tında ise susan, ya da susmayıp kim olduğu unutulan bu gibi
kişiler, gerçekten araştırılmaya değer bir çalışma koludur. Pek
çok dergilerde, gazetelerde Ahmet Halil adlı yazarın özlü ma-
kalelerini, iğneli fıkralarını, kısa önerilerini okumuş bulunuyoruz.
Bu Ahmet Halil kimdirfğ Hiç bir yerden kolay değil zor da olsa
düğümü çözücü bir bilgi edinemiyoruz. Gerçekten Ahmet Ha-
lil'i bilenler onunla görüşüp konuşanlar çoktur. Fakat onu Ah-
met Halil olarakdan değil, Ord. Prof. Dr. Ziyaeddin Fahri Fındık-
oğlu olarak bilirler. Fındıkoğlu, bu takma adı, öteki takma ad-
larına bakış daha çok kullanmıştır.
Fındıkoğlu'nun evdeki adı (Ahmet)dir. Öğretim süresince
olan adı ise (Ziyaeddin Fahri) olarak sürmüştür.
Fındıkoğlu'nun yazılarına koyduğu çeşitli adlar, işaretler,
imzasız yazıları:
Yukarda da belirttiğimiz gibi Fındıkoğlunun eserlerinde ad,
ve soyadı, soyadı, takma ad, lakap, inisiyal (baş harfler), imzasız
yazılar vardır. Bunlar ayrı bir etüd konusudur. Bu adların neden-
leri üzerinde durulması yararlıdır. Bizim faydalandığımız bu ko-
nuda iki güvenilir kaynak vardır. Bunlardan biri ‹‹Fındıkoğlu Bib-
liyografyası›› adlı eser olup (1) işaretliler ondan alınmıştır. Öte-
kisi ise sayın Ali Rıza Önder”in (Türk Folklor Araştırmaları Der-
gisi) nin 212. sayısında çıkan makalesidir ki buradan aldıkları-
mızı (2) diye işaretledik. Öteki açıklamalar ise bizimdir.
A. - 1: Ahmet
Ahmet - 1
Ahmet Halil - 1
A.H. - 2: Ahmet Halil
Notumuz: 1) iki numaralı yazı (L) ve (D) diye Fındıkoğlu”-
nun iki insiyali kullandığını yazıyorsa da bunu bir numaralı bil-
giden aldı ise orada bunun ikisinin bir kişi adı olduğu işaretlen-
miştir. Bu nedenle biz göstermedik.
2) (H) harfi adını (He) diye söylememizin doğru olduğunu
sandığımız için sıralarken (Halil) den sonraya koyduk.
A. Kadıoğlu _ 1: Ahmet Kadıoğlu
A.K. _ 1: Ahmet Kadıoğlu
Ahmet Ziyaeddin _ 1
Ali Hikmet _ I: Biyol kullanmıstır. _ 1
Çilingiroğlu, A. _ 1 :?
Notumuz: A. Çilingiroğlu idi, biz sıralaca göre bu biçime
koyduk.
Bu simgenin hangi adları ya da amacı tuttuğunu anlaya-
madığımız için soru işareti koyduk.
Devecioğlu, Dr. M.
Çilíngiroğlundaki notumuza göre bunu da Dr. M. Deveci-
oğlu seklínden bu biçime koyduk.
Fındıkoğlu _ 1
Notumuz: Fındık sözü her ne kadar dilimizde yaygın ise de
kelime Türkçe değildir.
F. Z. F. _ 1 : Fındıkoğlu Ziyaeddin Fahri
Adı geçen bir sayılı eserde soyadları kanunundan sonra ya-
ni 1934 den bu yana (F.Z.F.) diye yazarın adı koyulmayan eser-
ler ve yazılar simgelendirilmistir (s. 95).
H. _ 1 : Halil veya Hayat olması gerek
H.B.D. _ 1 : Halk Bilgisi Dergisi _ 1
H.M. _ 1 : Hayat Mecmuası
Notumuz: Gerçi mecmuanın adı Hayat idi ve mecmua biçi-
minde olduğu için de Hayat Mecmuası denirdi. Bu bakımdan
inisiyalin (M) harfi fazla gibi görünürse de böyle işaretlemisler-
dir.
|.Ş. _ 1 : Iş mecmuası
Not: Mecmuanın adı iş olduğuna göre (|.Ş.) olmayıp yalnız
(|.) olması gerekirse de bu biçimde kullanmıstır.
K.A. _ 1 : Kadıoğlu Ahmed
Kadıoğlu _ 1
Kadızade _ 1
K.Z. _ 1 : Kadızade
M.B. _ 1 : Muallimler Birliği
M.C. _ 1 : Muallimler Cemiyeti
M.l. 1 : ı?; Bu simgenin kavramını anlayamadım. ‹‹Mecmua
ldaresi›› olabilir.
Sertkaya, Dr. M. _ 1
Not: Adı geçen eserde Dr. M. Sertkaya diye yazılı ise de
(Abece) ye göre sıraladığımız için notda söylediğimiz adı bu bi-
çime koyduk.
Z.F. _ 1 : Ziyaeddin Fahri
Adı geçen bir sayılı eserde yazarın 1934 yılına kadar adı ol-
mayan eser ve yazıları (Z.F.) diye işaretlenmiştir. (s. 95).
Bu vesile ile Naile Binark ile Saide Aslanbek'in 1971 yılın-
da çıkardıkları (Tanzimattan Bugüne Türk Yazı Hayatında Tak-
ma Adlar lndeksi) kitabında: Fındıkoğlu Ziyaeddin Fahri mad-
desinde öteki maddelerin çoğunda da olduğu gibi yanlışlar, ek-
sikler vardır.
Bikez Fındıkoğlu 1916 doğumlu değil 1901 doğumludur. (A.
K.) iki yol yazılmıştır. (D) diye bir simge konmuş, (L) diye bir
simge konmuş (M.C.) simgesi Mualimler Cemiyeti demektir. Bu
(M.l.) simgesi ile karıştırılmıştır. (Çilingiroğlu, A) simgesi (Ahmet
Halil) ile karıştırılmıştır. (Sertkaya Dr. M.) simgesi yanlış yazıl-
mış ve doktor yalnız (D.) harfi ile gösterilmiş.
Bunların dışında kalan adlar da hiç yazılmamış. Binark ve
arkadaşının kitabı 1971 de, ‹‹Fındıkoğlu Bibliyografyası» ise 1958
de basılmıştır. Buradan çekildiği halde doğru çekememişler, ko-
laylık olsun diye yalnız yazarların soyadına göre değil öz adına
göre de yapılan indeksde Ahmed Halil varsa da Ziyaeddin Fahri
adı yoktur.
Ziyaeddin Fahri'nin kökünün lakabı Fındıkoğlu'dur. Bu adı
1934'den önce çıkan yazılarında kullanmamıştır. Soyadları yasa-
sınca (Fındıkoğlu) nu soyadı olarak almıştır. Lakin o, soyadını
öz adından önce yazmayı doğru bulmuş, yasa ise özadından
sonra soyadının yazılacağını belirtmiştir. Fındıkoğlu yasa nede-
niyle iki uçdan birinde karar kılamayıp kimi yerde soyadını önce,
öz adını sonra; kimi yerde de soyadını önce, öz adını sonra
yazmıştır. Bu son biçimin doğruluğunu yaşadıkca savunmuş ama
yasal işlerde özel düşüncelerin yeri olmadığından iradesini yü-
rütmekte bir hayli engellerle karşılaşmıştır. Ama yine de görüşü-
nün doğruluğunda direnmiştir. Rahmetli Prof. sürekli çalıştığı
gazete ve dergilerde sadece onun baş harfini yazmakla yetin-
miştir. Bunları yukardaki sıralacımızda az da olsa belirttik. Kimi
kez hiç bir amaç gütmeksizin yazısına (Ali Hikmet) gibi bir imza
atıvermiştir.
Folklor, onomastik üstadı olan Fındıkoğlu'nun çeşitli tak-
ma adlarını ve nedenlerini açığa vurmak gerçekten anlamlı bir
iş olacaktır.
Türkiye'de halkiyat, halk bilgisi, folklor adı bir çalışma ko-
luna verilmeden çok önceleri bu disiplinle uğraşanlar vardı. Ilk
Türk folklorcusu olarak 11. yüzyılda yaşayan Kaşgarlı Mahmut'u
benimserim. Sonraki yüzyıllarda da Türk folkloruyla uğraşanlar
vardır. Sözgelimi Evliya Çelebi 17. yüzyılın ünlü bir folklorcusu-
dur. 18. yüzyıl divan edebiyatında bile halka doğru bir gidiş ol-
duğu sezilir. Türkçe oldukça sadeleşir. Hece vezinli türküler,
öğütler, atasözleri divan edebiyatı ozanlarını, yazarlarını ilgilen-
dirir. Fakat 1789'un Avrupa'daki gümbürtüsü'1839'da yani 19.
yüzyılda Şinasi, Ahmet Vefik Paşalar gibi değerlerin folklorumuz
üzerine güçlü olarak eğilmelerini sağlamıştır. 20. yüzyılda ise
Türk folklor malzemesini bir bilim olarak düşünenler, derleyen-
ler, işleyenler olmuştur. Bunlar arasında yalnız Türkler değil,
yabancılar da görülmektedir. 1922'den önce üzerinde bilinçle
durulan folklorumuzun 1922'den bu yana bilimsel bir giyime bü-
rünmesinde emeği geçenler vardır. Fakat bunların başında Zi-
yaeddin Fahri de önderlik etmektedir. (Bk. Folklor Dergisi, sayı
19, s. 56,57). Bu gerçeğe Ihsan Hınçer de (Folklor 69-2, s. 3) de
şöyle değinir: ‹‹1927 yılında Ankara'da (Türk Halk Bilgisi Derne-
ği) kuruldu. lşin başında Ziyaeddin Fahri yer almıştı››, der.
Türk Halk Bilgisi Derneği o yıl bir ciltlik yıllık mahiyetinde-
ki ilk eserini verdi. Adı Halk Bilgisi Mecmuası, idi. Ikinci cildi
çıkarılamadı. Yine adı geçen yazar ‹‹...Ziyaeddin Fahri ve Halit
Bayrı idi. Bu sahada Türk folklor tarihi bu isimleri hiç bir za-
man unutmayacaktır,›› diye ulular.
Ziya Gökalp'in, halka yöneliş çalışmalarını kendine ilke
eden Fındıkoğlu, öğrencilerine, asistanlarına, arkadaşlarına folk-
lor açısından şevklendirici sözler söylemekten kıvanç duyar.
Günden güne gelişen Avrupa çalışmaları yönünden Türk folklo-
runu araştırmayı telkin ve talim ederdi. Benim bir ara küllenen,
kabuklaşan folklor çalışmalarım 1956'da onun uyarıcı soluğu ile
yanmış, özelikle yer adları, kişi adları konusunda beni de uyar-
mıştır. Fındıkoğlu folklor konusunda konuşmalar yapmış, yazı-
lar yazmış, risaleler çıkarmış, kılavuzlar basmış, incelemelerde
bulunmuşdur. Fındıkoğlu'nun ilk yazıları Sarıkamış'da 1920 de
kurulmuş olan (Varlık) gazetesinde çıkmıştır. Ondan sonra çe-
şitli yerlerde yayınlanmıştır. Folklorla ilgili eserleri şunlardır: Er-
zurum Şairleri 1927 - Bayburtlu Zihni 1928 - Halk Bilgisi Top-
layıcılarına Rehber 1928: 1928 yılında Halk Bilgisi Derneği ya-
yınlarından olan bu kitabın birinci ve ikinci kısmını Fındıkoğlu
yazmıştır. Ziya Gökalp ve Aile Adları -- Çocuklarımız ve Isim-
leri -- Folklor ve Etnografya Kılavuzu.
Dergilerde Türk Yurdu'nun Ankara'da 1928 yılında çıkan bi-
rinci sayısında ‹‹Halk Edebiyatına Ait Bir Menkibe›› adlı yazısı
var.
‹‹Halk Bilgisi›› mecmuasında çıkan yazıları:
1928 yılında Ankara'da bir tek nüsha çıkan mecmuada şu
yazıları yayınlanmıştır. Yürüyeceğimiz yol --Dadaloğlu hakkın-
da - Emrah'ın kitabesi -- Yaşayan halk şairleri -- Halk bilgisi
ve Millî birlik -- Iki Anadolu türküsü ve bediî terbiyeye dair dü-
şünceler -- Folklor ve mahiyeti -- Baife Hakkının Basılmamış
bir tezi hakkında.
Bu başlıklar yukarda belirttiğimiz iki numaralı yazı sahibin-
ce seçilmistir.
‹‹Halk Bilgisi Haberleri›› mecmuası:
Istanbul'da bu adla çıkan mecmuaya Fındıkoglu 13 kadar
tolklorla ilgili yazı yazmıştır. Bunlardan iki sayılı inceleyioinin
ayırdıkları şunlardır:
Anadolu mecmua ve gazeteleri sayı: 14 _ Harputlu bir şair:
Hacı Hayri sayı: 57 _ Halk bilgisi sayı: 85 ve 87 _ Ankaralı
bir şair: Ayaşlı Fahri 1928 sayı: 82 _ Bayburtlu Zihni sayı: 86.
Hayat:
Birinci seri Hayat meomuasında üstadın pek çok yazısı çık-
mıştır. Biz bunlar arasında 10 kadarını folklorla ilgili başlıklar
olduğunu saptamış bulunuyoruz.
Halk gazetesinde:
1925 yılında Istanbul'da çıkan Halk gazetesinde çeşitli sa-
yılardan üstadın halk edebiyatı ve folklorla ilgili sekiz yazısını
saptadık. Önder'in seçtikleri. Halkî edebiyat tetkikleri _Bayburtlu
M. Turhan'ın araştırmaları 29/12/1925 _ Halkî edebiyat tetkik-
leri. Bayburtlu Zihni ve şiirleri 12/1/1926 _ Halkî edebiyat tet-
kikleri: Maniler 19/1/1926 _ Halkî edebiyat tetkikleri: lrşadi
26/1/1926 _Raks ve cemiyet 22/12/1925_ Ilim nazarında
Kürt meselesi 16/1/1926 ve 30/1/1926.
Hâkimiyeti Milliye:
Fındıkoglu Ankara'da bulundugu sıralarda Hakimiyeti Mil-
liye gazetesinin sürekli yazarları arasında idi. Halk bilgisi, halk
edebiyatı üzerine de bir hayli yazmıştır ki bunlar 15 i aşkındır.
Bunlar arasından Önder'in seçtikleri:
Halk bilgisi derneğinin kuruluşu 7/8/1927 _ Halk bilgisi
tetkikleri 13/8/1927 _ Halk bilgisi faaliyetleri 24/8/1927 _
Anadolu türküleri 17/9/1927 ve 24/9/1927 _ Halk edebiyatına
ait bir eser (S. Nüzhet'in Karaoaoglanı) 29/7/1927 _ Bir şeyh
ve bir şair 15/10/1927 _ Halk bilgisi, ehemmiyeti ve tarihçesi
8/1/1928 _ |ki bektaşi şairi 14/1/1928 _ Iki şair ve koşmaları,
Raşit ve Rüzî 10/2/1928 _ Anadolu şairlerinden Dertli 17/2/928
Kızılırmak gazetesinde:
Fındıkoğlu kısa sürelerle Sivas'da bulunmuş, orada halk
edebiyatı ve folklorla uğraşmıştır. Bu ara Kızılırmak gazetesinde
de yazıları çıkmıştır. Bunlardan 22/8/1929 ve 26/8/1929 günlü
gazetelerde Temiz Türkçe başlıklı yazılarını Ali Rıza Önder 2
sayılı dergide fişlemiştir.
İş mecmuası:
Fındıkoğlunun kendi çıkardığı ve yıllarca sürdürdüğü bu
dergide pek çok yazıları vardır. Folklorla ilgili olanlar uzun bir
sayıya ulaşır. Önder'in seçtikleri ile yetineceğiz: Istanbul ma-
salları 1939 sayı: 19 - Başak Anadolu diyalektolojisi hakkında
1941 sayı: 28 - Soyadlarımızda millileşme 1945 sayı: 48 -
Azerî şairi Sabirle başbaşa 1949 sayı: 89 - Tortumda ay isimle-
ri 1950 sayı: 103 - Türk folklorculuğunda anket usulü 1952 sa-
yı: 128 - Kayseri, Niğde ve Konya havalisinde müsteşriklerle
bir hafta 1954 sayı: 154 - Türk antroponomisi ve Eğirdirde so-
yadları 1954 sayı: 154 - Soyadları işi ve Hamdullah Suphi 1956
sayı: 179 - Bir türkü ve iktisadî folklor 1957 sayı: 193.
Ülkü mecmuası:
Birinci seri Ülkü'de bir çok yazıları çıkan hocamızın folklor-
la ilgili yazıları da vardır. Önder, Erzurum şairlerinin Şerifi 1941
S. 100'den bunu seçmiştir.
Çığır mecmuası:
Rahmetli profesör Çığır mecmuasında folklor, özellikle ono-
mastik çevresinde yazılar yazmıştır: Safranboluda soyadı tetki-
katı 1942 S. 117.
Türk Folklor Araştırmaları Dergisinde:
Bu dergide Fındıkoğlu ile ilgili bir hayli yazı çıkmışsa da biz
A. R. Önder'in seçtikleri ile yetiniyoruz:
Aşık Sunmaniye dair S. 38 - Bayburtlu Zihni ve tezkireci-
lerimiz S. 125 - Yeni bir folklor etnografya kılavuzu S. 103-
Folklor ve hukuk S. 13 _ Çocuk edebiyatı folklorunun değer-
lendirilmesi S. ll _ Hukuk folkloru s. 16 _ Para folkloru s. 14
_ Sünmaiye dair S. 17 _ Fransada folklor neşriyatı s. 23 _ 12.
Müsteşrikler kongresi s. 26 _ Türk folklorunda isim meselesi s.
39 _ Değerli Türk folklorcusu Ahmet Şükrünün ölüm senesi
1953 s. 45 _ Mesleklerin manası s. 49 _ Bir ankete cevap s.
65 _ Türk folklorculuğunun yakın tarihi s. 69 _ Folklor ve sos-
yoloji s. 83.
Bilgi dergisi:
Folklor araştırmaları S. 68.
Cumhuriyet gazetesinde:
Üstad Cumhuriyet gazetesinin yıllarca yazarlığını yapmıştır.
Burada çıkan yazıları içinde bir kısmı folklorla ilgilidir. Bunlar-
dan Ali Rıza Önder'in seçtiklerini (Türk Folklor Araştırmaları)n-
dan alıyoruz:
_ Hacı Bayram ve şiirleri 17/2/1928 _ Halk bilgisi ve içtimai-
yat 25/5/1929.
Folklor ve hayat 14/7/1938 _ Deliorman Türklüğü nasıl
kayboluyor 3/10/1938 _ Eşsiz bir Türk folklorcusu 24/11/1944
_ Folklorun sanat, edebiyat ve bilgi kaynağı olarak değeri
4/4/1945 _ Folklorun tarihî ve içtimaî hadiselerle alakası
28/7/1945 _ Millî destanlarla masalların değerlendirilmesi me-
selesi 10/6/1945 _ Erzurum folklorunu tanıtma hareketleri
15/4/1947 _ Türk folkloru ve Faruk Kaleli'nin ölümü 3/12/1947
_ Çocuk edebiyatı folklorunun değerlendirilmesi 21/11/1949.
Tasviri Efkâr gazetesinde:
Fındıkoğlu 1941 yılında çıkan Tasviri Efkara da yazılar ye-
tiştirmiş, bunlar arasında özellikle soyadlarımızla ilgili yedi, se-
kiz makale yayınlamıştır. Bunlardan Önder'in seçtikleri:
Bursada mevlüt yazma ananesi 22/5/1941 _ Ziya Gökalp'-
ın Diyarbakırdaki faaliyeti 14/6/1941 başlıklı yazıları.
Vakit:
1943 yılından sonraları Vakit gazetesinde yazdığı makale-
lerde özellikle dil konuları üzerinde durmuştur.
Rahmetli Fındıkoğlunun bütün yazılarını, kitablarını incele-
yip onun gerçek yüzünü aydınlığa çıkarmak, çalıştığı kurumla-
rın, yetiştirdiği aydınların, belgelerini bağışladığı müesseselerin
başta gelen ödevidir. Bunu sıcağı sıcağına, fakat evediye ge-
tirmeden yapmak, Fındıkoğlunu yaşatmak demektir.