DAĞISTANÎ, ÖMER ZİYÂEDDİN
01 Ocak 1970
(1850-1920) Nakşibendî-Hâlidî şeyhi.
Kuzey Kafkasya'da Koysu nehri kıyı¬sında bulunan Çerkay kasabasına bağlı Miyatlı köyünde doğdu. Babası Abdul¬lah Dağıstânî Avar Türkleri'ndendir. Aile¬nin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya gelen Ömer Ziyâeddin babasın¬dan Arapça ve çeşitli Kafkas dillerini öğ¬rendi-, ayrıca medreseye devam ederek dinî ilimleri tahsil etti. 1876 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında 5eyh Şâmil'in oğlu Gazi Mehmed Paşa'nın maiyetinde Kaf¬kas cephesinde muharebeye katıldı. Sa¬vaşın ardından İstanbul'a gitti. Bir müd¬det sonra Nakşibendî-Hâlidi şeyhi Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin Efendi'ye intisap etti. Şeyhinden tefsir, hadis, fıkıh icazeti aldı ve halrfe tayin edildi. Aralık 1878'de Edirne İkinci Ordu Alay müftü¬lüğüne getirildi. Ertesi yıl kendisine İs¬tanbul müderrisliği tevcih olundu. Edir¬ne'de Eylül 1892 tarihine kadar görev yaptı. Haziran 1893-Mayıs 1901 yılları arasında Malkara kadılığı görevinde bu¬lundu. 1903te Kudüs mevleviyetine, er¬tesi yıl Tekirdağ kadılığına tayin edildi. Bu görevde iki yıl kaldıktan sonra İstan¬bul'a yerleşti (1906). 1908'de saltanat ve hilâfeti savunan Hodîs-i Erbain ü hu¬kuki's-selâtîn adlı eserini neşretti. Ha¬ziran 1909'da 31 Mart Vak'ast'na karış¬tığı. İttihâd-ı Muhammedi Cemiyeti ve Derviş Vahdetî ile ilgisi olduğu İddiasıy¬la Dîvân-ı Harb-i Örfî tarafından müeb¬bet kalebentliğe mahkûm edildi. Cezası bir süre sonra sürgüne çevrilerek Medi¬ne'ye gönderildi. Medine'ye gelen Hidiv Abbas Hilmi Paşa'nın daveti üzerine ye¬di ay sonra İskenderiye'ye gitti. Münte-zeh Sarayı'nda hidivin saray hocalığını ve imamlığını yaptı. 1912 yılında çıkarı¬lan genel af üzerine şeyhülislâmlığa başvurarak görev istediyse de kendisine olumlu cevap verilmedi. Mısır'da yakla¬şık yedi yıl kaldıktan sonra İstanbul'a döndü (1916). 5 Ağustos 1919'da Süley-maniye Medresesinde hilâfiyat ve 27 Ekim 1920'de hadis müderrisliğine ta¬yin edildi. 1919'da İsmail Necati Efen-di'nin vefatı üzerine boşalan Gümüşhâ-nevî Dergâhı meşihatına getirildi. 30 Ka¬sım 1920 günü vefat etti. Süleymaniye Camii naziresinde Gümüşhânevî'nin ha¬lifelerine ayrılan bölüme defnedildi. Dört defa evlenen ve yirmi dört çocuğu olan Ömer Ziyâeddin'in ilk üç evliliğinden do¬ğan çocukları yaşamamıştır. Soyu, son eşi Nazife Hanım'dan[488] doğan sekiz çocuğundan besiyle devam etmektedir.
Eserleri:
Ömer Ziyâeddin başta hadis Olmak üzere fıkıh ve kıraat gibi ilimler¬le meşgul olmuş, bu sahalarda çeşitli eserler kaleme almıştır. Eserleri şöhret ve nüfuzunun geniş bölgelere yayılma¬sından dolayı İstanbul dışında Dağıstan. Mısır, Trabzon, Bursa ve Edirne'de de ya¬yımlanmıştır.
1- et-Teshîlâtü'l-zapre fî kırâ'atil-'aşere.[489]
2- Âdâ-bükırâ'ati'l-Kurbân.[490]
3- Tercüme-i Akâid-i Nesefiyye.[491]
4- Sünenü'l-akvâli'n-nebeviy-ye mine'l-ehâdîşi'l-Buhâriyye.[492]
5- Hadîs-i Erbaîn iî huküki's-seîâtîn[493]. Eserin yazma nüs¬hası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesİ'n-dedir.[494]
6- Zübdetü 1 -Buharı.[495]
7- Zevâdü'z-Zebîdî.[496]
8- Zübdetü'l-Buhâri Tercü¬mesi.[497]
9- Mir'df- Kânunı Esâsî.[498]
10- Beyâ-nöt-ı Fetâvâ-yı Ömeriyye fi't-tarâi-ki'1-aliyye[499]. Bu eser Tasav¬vuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar adıy¬la İrfan Gündüz ve Yakup Çiçek tarafın¬dan sadeleştirilerek yayımlanmıştır[500].
11- Mevlid-i Şerif[501]
12- Kısas-ı Enbiyâ.[502]
13- Mu'cizâtü'n-ne¬bi[503].
14- Kitâbü'l-Mu'cizât li-cemîi'l-enbiyâ.[504]