« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Ağu

2007

Bill Gates, Mernis ve yürüyen oylar...

Abdullah Özdoğan 21 Ağustos 2007

Yalçın Bayer, önemli bir habere imza attı geçen hafta. İzmir’de, 3 sandıktan çıkan sonuçlarla bilgisyar girdilerini karşılaştırdı ve belgeleriyle ’oyların değişimini’ ortaya koydu.

Yüksek Seçim Kurulu ise halen sandık bazında çıkan oyları açıklamıyor.

Oysa ki, aynı YSK, oy atma süresi bitiminden yarım saat sonra seçim sonuçlarını açıklama becerisi göstermişti.

Dünkü Yeniçağ’da, Kadıköy’den 3 sandıkta 170 oyun AKP hanesine transferine dair bir iddia yer aldı.

Doğrusu, seçimin ertesi gününden itibaren ’oyların yer değiştirmesi’ile ilgili varsayımlar dillendirilmeye başlanmıştı, ben de bu olay karşısında: ’O kadar oyu değiştirecek bir organizasyon kurdularsa helal olsun’ demiştim. Tabii benim helal etmemle bitmiyor, oy sahiplerinin de helal etmesi gerekiyor. YSK halen susuyor.

Eldeki verileri, sandık sonuçlarını tek tek açıklamak yerine susuyor.

25 Temmuz günü, seçimden 3 gün sonra, Haberbu.com yazarı Fatma Sibel Yüksek, Ankara’dan köşesine ’Bir milletin dijital yoldan teslim alınışı’ başlıklı bir yazı geçmişti.

Ondan özür diliyorum bu vesileyle. Yazıyı ilk okuduğumda acıyla yazılmış, ortadaki durumun garabetini açıklamaya, anlam yüklemeye çalışan bir yazı olduğunu düşünmüştüm.

Meğer değilmiş. Çok doğru bir şüpheyi dile getirmiş Yüksek.

’Bill Gates’e teslim edilmiş bir “dijital devlet” ortamında benden, YSK’nın oy verme işleminden on dakika sonra açıklamaya başladığı rakamlara inanmamı istiyorlar.. İnanmıyorum!’diye başlıyordu yazısına Yüksek.

2003 yılında Mernis Projesi’nin basın açıklamasını izlerken yaşadığı duyguları şöyle aktarıyordu:

’2003 yılında, Bayındırlık Bakanlığı’nın avlusunda 81 ilin katıldığı büyük bir fuar düzenlendi.. Genç AKP hükümetinin ilk icraatlarından birisi olan MERNİS projesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından burada açıklandı. Radikal gazetesinin muhabiri olarak izlediğim bu olayı heyecanla yazdım.. Bütün kimlik bilgileri bir sistemde toplanacak, artık pasaport için ayrı, ehliyet için ayrı kuyruklara girilmeyecekti. Bir adet vatandaşlık numarası ile devletle olan bütün resmi işlerinizi halledecektiniz.. “Devrim niteliğindeki bu proje ile ’hantal devlet’ tarihe karışıyordu..

31 Ocak 2005..

Bu kez Ankara Hilton Oteli’nin balo salonundayız.. ” Dahi ve zengin “ Bill Gates, Başbakan Erdoğan’ın konuğu olarak geldiği Başkent’te Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm veri tabanını Microsoft’a devreden projeye imza attı...

Yine heyecanlı haberler yazdık.. Bill Gates gibi bir dünya devinin Türkiye’ye gösterdiği teveccühten pek memnun kaldık.. Devletin tüm verilerini, emperyalizmin en önemli kalelerinden birine bir imza ile teslim etmekte beis görmedik.. Artık öyle tozlu arşivlerde belge aramaya gerek kalmayacaktı. Kamunun bütün arşivleri, aynı ağ üzerinden birbirine bağlanacak, bir düğmeye basarak istediğimiz veriye ulaşacaktık. Bu mutluluğu, bu modernliği Bill Gates’e ve Tayyip Erdoğan’a borçluyduk!

“Teknoloji” deyince, “e-devlet” deyince, “sanal alem” deyince akan sular duruyordu!’

Ve işte en can alıcı yeri yazının:

’Aradan bir kaç yıl geçtiğinde bu “teknolojik devrim” denilen şeyin, bir ülkeyi savaşsız-kansız teslim almanın en kestirme yolu olduğunu görmeye başladık..

MERNİS projesi mi? Kötü niyetli bir yönetim, bir düğmeye basarak milyonlarca vatandaşın nüfus bilgileri ile oynayabilir...

Bir sabah kalkarım ki Fatma Sibel olan ismim, atıyorum “Arşalus Sibel” olarak değişmiş!

(“Sibel”de sorun yok da.. “Fatma” biraz fazla ‘milli ve dini’ kaçıyor..)

Sonra bir bakarım ki, bu değiştirilen veriler, ” Türkiye’de 20 milyon Ermeni var! “ tezine kaynaklık ediyor..

Orhan Pamuk çıkmış, “İnanmayan nüfus kayıtlarına baksın!” diye demeçler veriyor...

“Hepimiz Ermeniyiz” yani (!)

Tabii hemen itiraz ederim.. “Nüfus kütüğümü çıkarın kardeşim!” diye ortalığı birbirine katarım.. ” “Nüfus kütüğü” hani şu Osmanlı’dan beri bodrumlarda saklanan, küflü, kara kaplı, el yazması koca defterler var ya.. İşte onlar...

“Arşalus Hanım, kusura bakmayın ama, e-devlet’e geçildiği için, fareler daha fazla cirit atmasın diye biz o kütükleri imha ettik!”

Öyle mi? Koşarım, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne... “Tapu tahrir belgelerini çıkarın kardeşim!

“O-hoo! Arşalus Hanım, siz çok geç kalmışsınız..Tapu tahrir belgeleri imha edileli yıllar oldu..”

“Niye?”, “Eee, e-devlet’e geçtik ya.. Fareler kemirmesin diye şeyettiydik.. Ama siz merak etmeyin! Nüfus bilgileriniz bilgisayarda, microsoft garantili! Bakın, “Arşalus Sibel” diye geçiyorsunuz burada.’???!!!!!

Gülmeyin, gülmeyin...

Daha biz devletin altının nasıl oyulduğunun, hafızasının nasıl boşaltıldığının, bütün kurumlarının hiç hissettirmeden nasıl teslim alındığının farkında değiliz...

Şimdi, Bill Gates’e teslim edilmiş böyle bir “dijital devlet” ortamında, benden, Yüksek Seçim Kurulu’nun oy verme işleminin bitiminden 10 dakika sonra açıklamaya başladığı rakamlara inanmamı istiyorlar...

Çocuk yaşta zorla fuhuşa sürüklenmiş zavallı bir kadının adaylığına engel koyan, ama hapishanedeki bölücünün Meclis Başkanlık Divanı’na geçip oturmasını seyreden YSK’ya inanmamı istiyorlar... İnanmıyorum!

Ey Türk milleti! Seni Orta Asya’nın steplerine geri göndermelerine çok az kaldı.. Bir kaç yıl sonra kendini, Issık Gölü’nün kıyısında kımız içip, kopuz çalarken bulabilirsin.. İstanbul’un güzelliklerini de torunlarına anlatırsın artık...

Giderken, benim gibi “Türkleşmiş”, asimile olmuş, “kanı bozuk” bir Çerkes’i de yanınıza almayı unutmayın...’ diyor Yüksek.

Tabii bu, 600 bin kişinin oyunu alıp bağımsız vekil olmayı amaçlayanların, sandıktan çıkan 200 tanecik oylarıyla ilgili ’benimkini de çaldılar’ diye kendisini ortaya atmasını gerektirmiyor.

Olsa olsa o kendinden çalmıştır. Alışıktır...

Ziyaret -> Toplam : 125,33 M - Bugn : 93402

ulkucudunya@ulkucudunya.com