Dalgalanma
Mahir KAYNAK 21 Ağustos 2007
Ekonomide gözlenen dalgalanma acaba siyaseti etkiler mi? Dalgalanma dünya ölçeğinde olduğuna göre bunun siyasi sonuçları da aynı boyutta olur mu? Kimsenin ilgilenmediği bu konuyu irdelemeye çalışacağım.
Önce bir soruyla başlayalım. Geçmişte askeri darbeler sık gözlenirken son zamanlarda halk hareketleri ve bunun sonucu olarak renkli devrimler moda oldu. Acaba siyasi iktidarın el değiştirmesinde mevsimsel döngüler mi söz konusu? Yani şimdi halk hareketlerinin mevsimi mi geldi? Bu baharın ve yazın bir de kışı var mı?
Darbelerin arka planında devlet örgütlenmeleri ve bunları temsil eden gizli servisler varken renkli devrimlerin arkasında küresel sermaye ve onların yönlendirdiği örgütler bulunuyordu. Sermaye bazen devrimler yapıyor, çoğunlukla iktidarları belirleyen güç olarak algılanıyordu. Mesela geçmişte CIA’nın desteklediği basın kuruluşları ve medyadaki etkinliği kitaplara konu olurken son zamanlarda bunlardan söz edilmez oldu ama medyaya egemen olan sermaye grupları tartışılmaya başlandı.
Ekonomideki dalgalanma küresel sermayenin gücünü ve etkinliğini sınırlıyor mu? Geçmişte olduğu gibi devletin belirleyiciliğinin baskın olduğu bir döneme mi giriyoruz yoksa gözlenen durum geçici mi? Sermaye toparlanıp eski gücüne kavuşabilir mi? Son zamanlarda ABD ve Rusya’da gözlenen askeri hazırlıklar, Soğuk Savaş dönemini hatırlatan gelişmelerle ekonomik dalgalanmanın ve sermaye kesiminin büyük ölçekli ve nerede duracağı belli olmayan güç kaybının yan yana gelişi bir tesadüf mü yoksa belli bir projenin parçaları mı?
Önce bu dalgalanmadan kimlerin kaybedeceğini düşünelim. Borçlu iflas edince alacaklı kaybeder. Kaybedenler tasarruf sahipleridir ve bunlar Çin, Japonya, Ortadoğu’daki petrol devletleri ve biraz da Avrupa’dır. Bu tasarrufların sahibi olmayan, ancak bunları kullanan ve yön veren finans kuruluşları biraz varlık ama daha çok etkinliklerini kaybederler. ABD ekonomisinin reel kaybı olmaz. Rusya etkilenmez çünkü dış ticareti vazgeçilemez olan enerjiye dayanıyor.
Küresel sermayenin kullandığı enstrümanlar değer kaybeder, ama asıl önemlisi, içine gireceği derin bunalım nedeniyle siyasi etkinliği büyük ölçüde azalır. Tabloyu tamamlamak için bölgesel bir çatışmaya ihtiyaç vardır. Mesela ABD ile İran’ı karşı karşıya getirecek bir çatışma olursa ABD halkı uğrayacağı refah kaybını bununla izah eder.
Sonuç olarak sermayenin siyasal etkinliğini kaybedeceği ve devlet örgütlerinin, geçmişte olduğu, belirleyici rol oynayacağı bir döneme gireceğimizi düşünüyorum. Böyle bir model kurarken nerede hata yapabileceğimi de hesaplıyorum. Analizim bir ön yargıya dayanıyor ve yıllardır tek taraflı bir kaynak transferine, yani Çin, Japonya, Ortadoğu ve Avrupa’nın tasarruflarının kullanımına dayanan ekonomik yapının sürmeyeceğine inanıyorum. Önümüzdeki dönemin sadece siyasi dengenin yeniden kurulmasıyla sonuçlanmayacağını, dünya ölçeğinde yeni bir ekonomik yapının da birlikte kurulacağını düşünüyorum. Eğer birileri sürekli tasarruf edip diğerleri bunu kullanmaya devam edebilirse benim modelim çöker. Eğer model değişirse ülkemiz bundan çok etkilenir.