Kendini Kürt zanneden Türkler
Güler KÖMÜRCÜ 21 Ağustos 2007
Cumhurbaşkanı Sezer dün hiç kimsenin beklemediği bir hareket yaptı ve Erdoğan’ın elindeki yeni Bakanlar Kurulu listesine bakmaya dahi gerek görmeden ‘onaylamadı-reddetti’. Erdoğan’a göre Sezer ‘jest’ yaptı, yeni kabinenin onayını yeni cumhurbaşkanına bıraktı. Sezer tavrı ‘jest mi rest mi?’ Spekülasyonları geçelim, içinde bulunduğumuz ‘kritik’ süreç ‘sadece bekleyip-görme’ sukunetini gerektirdiği için ‘sukunetle’ bekleme haline devam edelim. KÖŞK sürecinde başka hangi ‘rest’ler ya da ‘jest’ler olacak? Göreceğiz. (Bu arada DTP’ye dikkat diyorum, bir sürpriz de oradan gelebilir mi acaba?)
Şimdi, gündemin bir başka cephesine geçelim. Değerli bir okurumdan gelen e-postayı paylaşmak istiyorum, PKK kamplarından cezaevine oradan da Meclis’e giren Sabahat TUNCEL vakasına dair önemli bir analiz göndermiş okurum, aktarıyorum;
“Seçimler öncesinde yine Aleviler Türkiye’nin gündemini meşgul ettiler. Her siyasi parti kendi vitrinini güçlendirmek için Alevi kesimin önde gelen şahıslarını seçimlerde aday gösterdi. Kazananlar arasında çok ilginç bir portre var. Bu şahıs; İstanbul 3. Bölge’den seçilen Sabahat Tuncel! Sabahat Tuncel’in seçilmesi Türkiye’deki Alevilerin nasıl çeşitli amaçlar için kullanılıp kandırıldığını gösteren ilginç bir olaydır. Peki, Sabahat Tuncel kimdir?
Sabahat Tuncel’in, Bağcılar’da 5 Kasım 2006 tarihinde PKK örgüt militanları ile toplantı halinde iken yakalandığı basına yansıdı. Bu kişi, 2004 yılında K.Irak’a da geçip PKK toplantılarına katılıyor. Yani, kendisini sıkı bir Kürt milliyetçisi olarak görüyor. Babasının açıklamalarından da bu ailenin kendilerini Alevi Kürdü saydıkları anlaşılıyor. Sabahat; Kürtlük’ten de öteye gidip Kürt ırkçılığı yapan PKK’ya katılıp Türk askerlerini vuranlara destek veriyor. Seçimlerde Sabahat’i aday gösteriyorlar ve seçiyorlar. O zaman, ‘Alevi Kürdü’ ne demektir?
Rıza Zelyut’un 8 Ağustos 2007 tarihli yazısında Alevi Kürtleri hakkında tarihi temellere dayali ilginç (bir o kadar doğru) bilgiler vermektedir: ‘Alevilik üzerine bizim ve diğer araştırmacıların yaptığı çalışmalar gösteriyor ki Anadolu’daki Alevi kimliğini; Türk kültürü şekillendirmiştir. Alevi olup da kendisini Kürt sananlar; daha sonradan Kürt baskısı ile asimile olmuş topluluklardır.
Hemen hatırlatalım: 1240 yılındaki Alevi Türkmen ayaklanması olan Babalilar ayaklanmasının bastırılmasında, Frank ve Gürcü askerleri gibi Kürtler de kullanılmıştır. 1514 yılındaki Çaldıran Savaşı’nda, Kürt aşiret ağaları, Alevi Türkmen Şah İsmail’in değil Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in yanında yer almışlardır. Bu hizmetleri yüzünden Selim, Kürt beylerine özerklik vermiş; Doğu Anadolu da miri toprak olmaktan çıkartılmıştır. Bölgeye egemen olan Kürt aşiretleri, Osmanlı’ya dayanarak Alevi aşiretleri ezmişlerdir. Bu baskı sonucunda Alevi Türkmenler, dillerini yer yer yitirerek Kürtçe konuşmaya başlamışlar. 1891 yılında Padişah Abdülhamit, Hamidiye Alayları adında Kürt aşiret reislerine askeri birlikler kurdurttu. Bu alaylar, bölgedeki Alevileri yeniden ezdiler. Bu silahlı baskı karşısında bazı Alevi aşiretler, Kürt beylerinin sığıntısı haline geldiler. Doğu Anadolu’da 1514’ten 1909’a kadar süren baskı sonucunda birçok Alevi Türk boyu Kürtleşti.
İşte Sabahat Tuncel de Kürt aşiretlerinin baskısı sonucu kimliğini unutmuş, yitirmiş en öz Türk boylarından birinin çocuğudur. Sabahat Tuncel’in ailesi, Balaban Aşireti’nden. Balabanlar, büyük bir aşiret olan Begdili Aşireti’ne bağlıdır. 13. Yüzyıl’da yaşayan büyük tarihçi Residuddin, Begdili Türkmenlerini, padişah çıkaran Oğuz boylarından birisi olarak kabul etmektedir.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Begdili Aşireti’ne bağlı olan boylar içinde Balabanlılar’dan 100 evin vergiye bağlandığı gösteriliyor. Ben yazmıyorum, tarih yazıyor. Yani Balabanlı Aşireti’nden olan Sabahat Tuncel, Kürt değil, en has Türk’tür.
Fakat; Kürt aşiret baskısı sonucu onun aşireti dilini yitirince, bunlar kendilerinin Kürt olduğunu sanmaya başlamışlardır. Türkiye’de kökü Alevi olanların Kürt olma ihtimali çok çok zayıftır. Bunu, Doğu Anadolu’yu iyi tanıyan araştırmacı Cemal Şener’in anlatımıyla formüle edersek şöyle deriz: Türkiye’de Alevi isen Türksün... Biliyorum ki Sabahat, bunu kabul etmeyecek. Fakat kendisi, Anadolu’da Alevilerin neden çoğunluktan azınlığa düştüğünü gösteren asimilasyon (Kürt aşiretleri tarafından eritme) politikasının en canlı örneği olarak önümüzde duruyor.”
Kürt aşiretleri tarafından, baskıyla asimile edilen, kendisini KÜRT zannettirilen gerçekte öz be öz Türk olan acaba Meclis’te başka kim-kimler var? Örtüleri kaldırmanın zamanı gelmedi mi? Geldi.