« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

26 Ara

2011

ÇERKEZ ETHEM

01 Ocak 1970

(ö. 1949) Millî Mücadele'de önce hizmetleriyle, daha sonra muhalefetiyle tanınan kuvâ-yı seyyare kumandanı.

Kafkasya'dan gelip Anadolu'ya yerle¬şen Çerkez boylarından Şapşıh oymağı¬na mensuptur. Babası Bandırma ile Mi-haliç arasındaki Emreköy'de ziraat ve değirmencilikle uğraşan Ali Bey'dir. Do-ğum tarihi kaynaklarda 1884 ve 1886 olarak gösterilmekte olup Ali Bey'in beş oğlundan en küçüğüdür. Ağabeyleri Reşid ve Tevfik beyler gibi o da subay ol¬maya heves etti. Babasının karşı çıkma¬sı üzerine rüşdiyeyi bitirdikten sonra 1905'te İstanbul'a kaçtı ve Bakırköy Sü¬vari Küçük Zabit Mektebi'ne girdi. Bu¬rayı birincilikle bitirerek zabit vekili ol¬du. Daha sonra Bulgar cephesinde Çürüksulu Mahmud Paşa'nm kolordu mu¬hafız bölüğünde süvari kıtası kumanda¬nı olarak çarpıştı ve yaralandı.

I. Dünya Savaşı sırasında Ethem Bey ağabeyi Reşid Bey'le birlikte Teşkilât-ı Mahsûsa'da görev aldı. Ayrıca Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın Rauf Bey'in (Orbay) kumandasında düzenlediği, İran-Afganistan üze¬rinden Orta Asya'ya ulaşmayı amaçlayan harekata katıldığı gibi 1918 yılı başla-rında Irak seferinde de bulundu. Yara¬lanıp hastalanınca Bandırma'daki baba evine döndü.

Millî Mücadeleye katılmadan önce. Bandırma ve Manyas çevresinde faali¬yet gösteren Manyaslı eşkıya Şevket ve Çolak İbrahim ile birlikte hareket eden Ethem, 13 5ubat 1919'da İttihatçıların İzmir Valisi Rahmi Bey'in oğlunu fidye almak için kaçırarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. İzmir'in Yunanlılar ta¬rafından işgalinden sonra, Ege bölge¬sinde düşmana karşı mukavemet ede-bilecek güçler oluşturulurken daha ön¬ce maiyetinde çalıştığı Rauf Bey kendi¬sini Salihli ve çevresinde bir milis gücü teşkil etmekle görevlendirdi. Böylece res¬men Millî Mücadele'ye katılıp yaklaşık altı ay içinde, aynı bölgede bulunan Poy¬raz Ağa ve Alaşehirli Mustafa Bey çeteleriyle birleşerek Ege bölgesindeki teş¬kilâtlanmasını tamamladı. Yunanlılar'a karşı "millet hattı" denilen bir cephe oluşturdu. Bu cephenin oluşması saye¬sinde daha sonra Ali Fuad Paşa Hey'et-i Temsîliyye'yi Ankara'ya çağırma imkânı bulabilecekti. Ayrıca teşkil ettiği "kuvâyı seyyare" adı verilen milis kuvvetleriy¬le Millî Mücadele'yi tehdit eden iç isyan¬ları bastırmada başarı gösterdi. Önce Balıkesir'in kuzeyinde tehlikeli bir hal alan Anzavur İsyanı'nı, daha sonra An¬kara'yı tehdit eden Düzce ve Adapazarı civarındaki isyanları bastırdı[153], bu başarıları ona büyük şöh¬ret kazandırdı. Ardından. Ege cephesin¬de Yunanlılar'la çatışmaların başladığı bir sırada Yozgat'ta Çapanoğullan'nın Ankara hükümetine karşı ayaklanmala¬rı ve isyancılar üzerine gönderilen niza-miye birliklerinin başarı elde edememe¬si üzerine Ankara'ya çağrıldı. Yunanlı¬lar'a karşı hazırlıklar içinde olan Ethem Yozgat'a gitmek istemiyordu: ancak ıs¬rarla davet edilince kuvvetleriyle Anka-ra'ya gitti ve istasyonda bizzat Mustafa Kemal tarafından karşılandı. 20 Haziran'da Yozgat'a doğru harekete geçti, bir hafta gibi kısa bir zamanda isyanı bastırdı. Bu olay kuvâyı seyyarenin, do¬layısıyla Çerkez Ethem'in prestijini zir¬veye çıkardı. Gerek bu başarısı gerekse daha önce kendisine gösterilen büyük ilgiden cesaret alarak Ankara hükümeti üzerinde nüfuz kurmaya çalıştı. Yozgat olaylarının Ankara Valisi Yahya Galib Bey'in ihmalinden kaynaklandığını ileri sürerek valinin cezalandırılmasını istedi. Mustafa Kemal buna karşı çıktı, Ethem ise Yahya Galib'in cezalandırılmasında ısrar ediyordu. Hükümete rağmen mec¬lisin çoğunluğu da onu tutuyordu. Bu çekişme, Ethem'in Ankara'ya gidip mec¬lis reisini meclisin önünde asacağı teh-didinde bulunması ile daha da sertleşti.

öte yandan Millî Mücadeie'nin başlan¬gıç safhasında savunmaya yardımcı olur düşüncesiyle ve Batı emperyalizmine karşı Rusya'nın dostluğunu sağlama ümi¬diyle Bolşevizm taraftarı Yeşil Ordu Ce¬miyeti kurulmuştu. Çerkez Ethem. Yoz¬gat isyanları sırasında Ankara'ya gidip gelirken tanıdığı cemiyete ağabeyi Re¬şid Bey aracılığıyla girmişti. Cemiyet de Çerkez Ethem'i kabul etmekle muhte¬melen silâhlı bir güce kavuşmayı hedef¬liyordu. Yeşil Ordu Çemiyeti'nin bu şekil¬de güç kazanmasını, hatta kendi adını kullanarak yayılmaya başlamasını sakın¬calı gören Mustafa Kemal, Dahiliye ve¬kili ve cemiyetin kurucularından Hakkı Behiç'e (Bayie) cemiyetin kapatılmasını emretti. Hakkı Behiç bunun o an için İm¬kânsız olduğunu, ancak faaliyetlerinin yavaşlatılabiieceğini bildirdi. Bunun üze¬rine cemiyet faaliyetlerini Ethem'in da¬ha güçlü olduğu Eskişehir'e kaydırdı. Bu durumu fırsat bilen Ethem ise Eskişe¬hir'de Büyük Millet Meclisi'ne karşı ken¬di liderliğini ve Bolşevikliği savunan Sey-yâre-i Yeni Dünya adlı bir "İslâm Bol¬şevik gazetesi" çıkarmaya başladı. An¬kara hükümeti durumdan büyük ölçü¬de rahatsız oldu ve 1920 sonbaharında Yeşil Ordu Çemiyeti'nin faaliyetlerini tamamen yasakladı. Ancak Bolşevizm'i sa¬vunan bir harekete muhalefeti, o gün¬lerde çok ihtiyaç duyulan Moskova ile olan dostluğun bozulmaması için göze alamayan Mustafa Kemal Türkiye Ko¬münist Fırkası'm resmen kurdurdu. Ay¬rıca Ethem'in de muvafakatıyla Seyydre-i Yeni Dünya gazetesini ve matba¬asını Ankara'ya naklettirerek bunu yeni fırkanın gazetesi olarak neşrettirdi. Böy¬lece Ethem ile Ankara arasında kısa sürecek bir suni banş sağlandı. Fakat Ey¬lül 1920'de kurulan İstiklâl mahkeme¬lerine Ethem'in karşı çıkması tekrar çekişmelerin başlamasına sebep oldu.

Bu arada Ankara'da bütün milis kuv¬vetlerinin dağıtılıp düzenli ordunun ku¬rulması üzerinde çalışmalar başlatılmış¬tı. Dahiliye Nezâreti bu amaçla yayım¬ladığı bir tamimle Ethem'in gelişigüzel asker toplamasını yasakladığı gibi ken¬disine bağh birliklerin Batı Cephesi Ku¬mandanlığı emrine girmeleri istendi. Bu¬na özellikle Ethem'in ağabeyleri Reşid ve Tevfik beyler itiraz ettiler. Her zaman ağabeylerinin tesirinde kalan Ethem de kendisini umum kuvâ-yı seyyare ve Kü¬tahya yöresi kumandanı ilân ederek da¬ha önce oluşturulan Batı Cephesi Ku¬mandanlığı emrine girmeyeceğini ilân etti. Batı Cephesi Kumandanı İsmet Bey (İnönü) ile Ethem Bey arasında çekişme¬ler başladı. Mustafa Kemal aralarını bul¬mak için heyetler gönderdiyse de bir ne¬tice alamadı. Sonunda düzenli ordunun emrine girmek istemeyen Ethem'e karşı kuvvete başvuruldu. Bunun üzerine Kütahya'dan Gediz'e çekilen Ethem, I. İnö¬nü Savaşı sırasında Yunanlılar'la iş birli¬ği yaptı. Ardından da birliklerini dağıta¬rak kardeşleriyle birlikte Yunanlılar'a sığındı veya kendi ifadesiyle "bir protokol yaparak" Yunan işgali altında bulunan Türk topraklarına geçti. Ankara İstiklâl Mahkemesi ise Ethem ve kardeşlerini vatana ihanet suçuyla yargılayarak 9 Ma¬yıs 1921 de gıyaben idama mahkûm etti.

Bir süre Salihli'de Eşref Bey çiftliğin¬de kalan Çerkez Ethem İzmir'in kurta¬rılmasından biraz önce Yunanlılar tara¬fından Atina'ya götürüldü. Oradan Suri¬ye'ye geçti, çeşitli bölgelerde ikamet et-tikten sonra Amman'a yerleşti. 1938de yurda dönmesi için af çıkarılmasına rağ¬men dönmedi ve 7 Ekim 1949'da Am¬man'da öldü.

Ziyaret -> Toplam : 125,30 M - Bugn : 62556

ulkucudunya@ulkucudunya.com