Müslüman ırkçılık yapabilir mi?..
Ahmed ŞAHİN 01 Kasım 2006
İmam-ı Malik Hazretleri'nin Muvatta'ından öğrendiğimize göre, Kays bin Mutata adında bir Arap, Medine'de sahabelerin oturduğu bir meclise gelmiş, Evs ile Hazreç kabilelerine mensup Arapların başka ırktan insanlarla tatlı tatlı sohbet ettiklerini görünce bir hayli kızmış, kızgınlığını nihayet şu sözleriyle oradakilere aksettirmişti:
- "Evs ile Hazreç, Resulullah'a hizmet eden Araplar. Ama şu Habeşli Bilal, şu Rum memleketinden gelme Suheyb, şu da Farslı Selman!.. Bunlar Arap değiller ki?.. Nasıl oluyor da Arap olmayan bu yabancılar Araplarla eşit şekilde oturup sohbete kabul edilebiliyorlar?..
Bu ayrılıkçı sözler üzerine Muaz bin Cebel hemen oturduğu yerden kalktığı gibi adamın yakasına yapışmış:
- Seni Resulallah'ın huzuruna götüreceğim, bu söylediklerinin doğruluğunu ona soracağım. Ondan sonra seninle hesaplaşırız... diyerek adamı alıp doğruca Efendimiz'in mescidine götürmüş ve:
- Ya Resulullah, demiş, bu adam için ne buyurursunuz? Biz Araplar oturmuş Arap olmayan kardeşlerimizle tatlı tatlı sohbet ediyorduk, gelip aramıza ırkçılık fitnesi soktu. Arapların Arap olmayanlardan üstün olduğunu ileri sürdü, İranlı Selman'ı, Rum'dan gelen Suheyb'i, Habeşistan'dan gelen Bilal'i aşağı ırktan kabul ederek Araplarla sohbete layık olmadıklarını, aramazdan uzaklaştırmamız gerektiğini iddia etti?..
Bu olayı dinleyen Resulullah'ın yüzünde seyrek görülen öfkelenme işaretleri görüldü. Hemen kalkıp konuşma yaptığı minberine geçerek oradakilere şöyle hitap etti:
- Ey insanlar! Sizin Rabb'iniz birdir. Babanız, ananız da birdir. Araplık ne ananızda vardır ne de babanızda. O sadece sonradan meydana gelen dil farkından ibarettir. Arap'ın Arap olmayanlardan üstünlüğü yoktur. Üstünlük, Allah'a iman ve itaattedir. Bunu herkes böyle bilmelidir!
Gariptir ki, bu hutbeyi dinleyenlerin hemen hepsi de Arap'tılar. Hiçbiri, Arap'ın ötekilerden üstün olduğunu iddia etmedi. Fazla olarak Arap'ın üstün olduğunu ileri sürmek isteyen adamın yakasına sarılarak oraya getiren Muaz bin Cebel de Arap'tı ve halen eli Arap'ın üstülüğünü iddia eden adamın yakasındaydı.
- Ya Resulallah, dedi, öyle ise ne yapayım aramıza ırk ayrımcılığı sokmak isteyen bu fitne adama?..
Efendimiz, bu soruya, pek kullanmadığı ağır bir azarlama cümlesiyle cevap verdi. Ne dedi biliyor musunuz?
- Da'hü ilennar!.. Bırak onu, Cehennem'e kadar yolu var!
Evet, ırkçılık yapan adamın Cehennem'e kadar yolu vardı. Gerçekten de bir ırkın ötekinden üstün olması lazım gelseydi Arap'ın üstün sayılması lazım gelirdi. Çünkü âlemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman nebisi Efendimiz (sas) Hazretleri, Arap ırkından seçilmişti. Ama duruma bakın ki, Arap ırkından olan Resulullah (sas) Hazretleri böyle bir üstünlük iddiasına izin vermemiş, sahabeler de ilgi duymamış, bir ırk ayrımına bizzat Arap olan sahabeler de karşı çıkmışlardır.
Çünkü onlar din kardeşliğini her ırkın üstünde ve önünde tutmuşlar, böylece her ırktan, kavim ve kabileden insanlarla kucaklaşmış, kardeşlik bağları kurmuşlar, birliklerini iman kardeşliğiyle yaygınlaştırmışlardır.
Bundan dolayı İslam, bir ırkın değil tüm ırkların dini olmuş, hiçbir kavim ve kabileyi dışarıya itelememiş, hepsini de eşit bir sevgi ile bağrına basmıştır. Bu birlik beraberliği bozmak isteyen ırkçı ayrılıkçıya da Allah'ın Resulü tarihi ikazını hem de unutulmayacak cümle ile işte böyle yapmış ve buyurmuş ki:
- Bırak o ırkçı adamı, Cehennem'e kadar yolu var!..
Demek ki ırkçılık yapan adamın yolu nihayet Cehennem'e kadar gider. Nitekim ırkçı Kays bin Mutata'nın yolu da oraya çıkmış, ben Arap'ı üstün tutmayan dine tabi olmak istemem, diyerek irtidat etmiş, sonunda da mürted olarak ölmüş, yani saptığı ırkçılık yolu onu Cehennem'e kadar götürmüştür...
Bu değerlendirmeden sonra isterseniz bir daha soralım kendi kendimize: - Müslüman ırkçılık yapabilir mi?..
Zaman Gazetesi, 26/10/2006