'Liste var, haberiniz olsun…'
Taha KIVANÇ 28 Ağustos 2007
Hrant Dink'i yakından tanıyanlar bilir; menfur bir siyasi suikasta kurban giden Dink, tarihimize 'tehcir' olarak geçmiş 1915 olaylarının en karanlık yönünün bazı Ermenilerin 'Türkleşip İslâmlaşması' olduğu kanaatindeydi. "Yüz binlerce aile" dediği hâlâ kulağımda...
Sizin de bileceğiniz bir olayı hatırlatayım: Aktüel dergisi eski Ermeni Patriği Şinork Kalustyan ile Türkiye'nin eski Diyanet İşleri Başkanlarından birinin kardeş olduğu iddiasını kapağına taşımıştı: Çocuklu bir Ermeni kadın kaçırılıp Müslüman biriyle evlendirilmiş, o kişiden de çocukları olmuş. İlk çocuk Ermenilere Patrik seçilmiş, sonradan doğanlardan biri de Diyanet İşleri Başkanı...
İddianın ortasındaki isimlerin yalanlaması üzerine Aktüel özür diledi, dergi yönetmeni de "Bu vahim hatanın gereği istifadır" deyip yönetimden ayrıldı.
Hatırladınız mı? İddiayı dergiye kapak olmadan birkaç yıl önce Hrant Dink'ten dinlemiştim. "Yüz binlerce aile" dedikten sonra anlatmıştı. İki 'ruhani' liderin buluşup birbirlerine kardeşçe sarıldığı anekdotuyla bitirmişti ilginç öyküyü...
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu'nun "Tehcir sırasında pek çok Ermeni din değiştirdi; araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak Türkmen asıllı olduğunu, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşların ise Ermeni kökenli olduğunu gördük" dediğini ilk işittiğimde Dink'in sözleri aklıma geldi. Prof. Halaçoğlu "Elimizde belgeler var" diyor, onu tanıyan tarihçi arkadaşları da kendisine destek çıkıyorlar.
İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Salim Cöhce, "Halaçoğlu'nun aktardığı bilgiyi Amerikan Ulusal Arşivi de doğruladı" diyor sözgelimi; Gazi Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Kazım Y. Kopraman da "Halaçoğlu belgesiz konuşmaz" diye ekliyor.
Sabah yazarı Emre Aköz, dün, Hrant Dink'in "Bugün Müslüman-Türk olarak bilinen 500 bin civarında kişinin köken olarak Ermeni olduğunu kendisine söylediği" notunu ilettikten sonra, "Halaçoğlu neden böyle konuştu?" sorusuna cevap veriyordu: "Halaçoğlu'nun sağladığı 'veriler', öncelikle 22 Temmuz seçimleriyle Meclis'e giren Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) karşı kullanılacak."
Halaçoğlu'na en sert tepkinin DTP'den gelmesi bu beklenti yüzünden olabilir...
Cereyan eden olayların, gündeme sokulan tartışma konularının sebepsiz olmadığına inanırım ben, biliyorsunuz... Koskoca başbakan "Bu hafta Kanal-D ekranına çıkayım" demez herhalde. Kendisinin veya ona "Çıksanız iyi olur" tavsiyesinde bulunanların sebebi vardır. Özellikle o programa her çıkışı geçmişte de olay olmuşsa...
Ya da, kendisine tanınan mülâkat imkânını "Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül askerlerle gizlice pazarlık yaptı" cümlesini söylemek için kullanan gazeteci, yalanlanacağını bile bile böyle bir iddiayı gündeme getirir mi sizce? Getirmişse, kulağına fısıldayana ve bilginin doğruluğuna güvendiği için getirmiştir. Kulağa fısıldayanın iddianın kamuoyuyla paylaşılmasından amacı ne olabilir peki?
Ben kendi sonucumu söyleyeyim: Gazeteciye bu bilgiyi veren(ler) iddianın gerçek olduğuna inanıyordu; Gül'ün Org. Büyükanıt'la görüştüğünü sanıyordu. Bilgiyi kulağa fısıldayan da Genelkurmay Başkanlığının iddiayı yalanlamasından sonra mülâkatı veren kadar şaşırdı. İddiası yalanlanan Metehan Demir, bence, kendisini kim(ler)in yanılttığını kamuoyuna açıklamalı. Açıklamalı ki, bu tür olaylar tekerrür etmesin.
Herhangi bir özel bilgim yok, yalnızca akıl yürüterek, onun yerinde olsam, Başbakan Erdoğan'ın da "Ben bu sıra neden Kanal-D'ye çıktım?" ve "Metehan Demir neden böyle bir iddiada bulundu?" sorularını kafamda tartardım.
Meydana gelen hiçbir olay tesadüfi değilse, hepsinin bir sebebi varsa, Prof. Halaçoğlu'nun, daha önce Türk tarafının pek kapağını kaldırmadığı "Tehcir sırasında pek çok Ermeni din değiştirdi; araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak Türkmen asıllı olduğunu, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşların ise Ermeni kökenli olduğunu gördük" iddiasını şimdilerde fırına vermesinin de bir sebebi olmalı, değil mi? Acaba ne?
"DTP'ye karşı kullanmak için" diyen Emre Aköz haklı olabilir elbette. Ancak başka sebepler üzerinde de durmak gerekebilir. Hele "Türkleşip Müslümanlaşan Ermenilerin listesi var" diye vahim bir cümle de telâffuz edilmişse...
"Türkiye'nin eski Diyanet İşleri Başkanlarından biriyle eski Ermeni Patriği kardeş" iddiasının toplumu nasıl sarstığını gördük. Şimdiki gürültü elde bir liste olduğunun bilinmesi için koparılmış olmasın?
Yazdığımın üzerinde biraz düşünün, ne demek istediğimi anlarsınız...