Denktaş; yaşarken takoz, ölünce kahraman öyle mi?
Sabahattin Önkibar 01 Ocak 1970
Yıl, 1990’ların sonu.
Ankara Gazi Orduevi’ndeki 30 Ağustos resepsiyonundayız.
O yılkı Şura’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na terfi eden Orgeneral Hilmi Özkök ayaküstü yaptığımız sohbette şu sözleri ediyor:
-“Kıbrıs ayak bağımız. NATO, AB gibi önemli zeminlerde karşımıza çıkarılıyor. Bu sorunu mutlaka aşmalıyız.”
“Nasıl” dememle şu karşılığı alıyorum:
-“Denktaş bu sorunu aşmada en büyük engel.”
Dehşete düşüyorum!
Öyle ya bize göre o gün de bugün de gerçek bir Kıbrıs kahramanı olan Rauf Bey için Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan birinin böyle bir sözü etmesi akıl alacak gibi değildi!
Hemen araya girip “Paşam bunu yazabilir miyim” dedim.
Özkök, panikledi:
-“Sakın ha, ben bunu dost sohbeti bağlamında yazılmamak kaydıyla söyledim!”
Belli ki Hilmi Paşa boşta bulunup bilinç altıdakileri dışa vurmuştu zira Hilmi Paşa ile değil dostluğum, yakın bir ilişkimiz bile yoktu.
Bu sohbette yaşadığımız şaşkınlık AKP iktidarının ilk yıllarında da aynen devam etti.
Hem dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan hem de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Avrupa Birliği’ni tatmin adına Rauf Bey’i adeta aşağılama yarışına girdiler ve onu sadece Türk kamuoyuna değil, bütün dünyaya Kıbrıs sorununun önündeki takoz diye sundular.
Peki, elde ettikleri sonuç mu?
Sıfıra sıfır elde var sıfır…
Yere serilen ve üzerinde tepinilen ülke onurumuz cabası…
Ne Hilmi Özkök gibiler ne de AKP güruhu bir dava ve de kahramanının nasıl olunabileceğini belli ki öğrenememişlerdi ve ülke yönetmekle çıkarlarını muhafaza etmeyi, hükümran gücün mandası altına girmek ve de onun taleplerini gözü kapalı karşılamak şeklinde görmüşlerdi.
Buradan bakınca merhum Denktaş ile onların aynı potaya girmesi elbette eşyanın tabiatına aykırıydı zira Rauf Bey Kıbrıs’ı uğrunda ölünen toprak yani vatan yapmıştı!
Ve ilahi tecelli…
Rauf Bey’e çok değil birkaç yıl önce takoz muamelesi yapan Abdullah Gül gibiler vefat haberinden sonra “O gerçek bir kahramandı” şeklinde mesaj yayınlıyorlar.
Sahi bu açıklamalar timsah gözyaşı mı yoksa gerçek bir hakkın teslimi mi ne dersiniz?
Bu vesile ile bütün milletimize başsağlığı diliyor, merhum Denktaş’a rahmetler niyaz ediyoruz. Mekânı cennet olsun!