Bahçeli Erdoğan'a Biat mı ediyor
Sabahattin ÖNKİBAR 11 Eylül 2007
22 Temmuz genel seçimlerinin hemen öncesini hatırlayın!
Başbakan Erdoğan meydanlarda aynen şunları söylüyordu:
“Bu MHP ile DTP Meclise girerse Türkiye’nin huzurunu kaçıracaklar. Bunlara selam bile verilmez.”
Aynı Erdoğan Ermeni gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle beraber MHP ve ülkücülere karşı seferberliği andıran bir karalama harekatını başlatarak milliyetçi camiaya “Bunlar ırkçı, kafatascı” gibi fevkalade aşağılayıcı ithamlarda da bulunmuştu...
Keza güneydoğuda şehit düşenlerin cenazesinde yaşanan doğal tepkilerde de bizzat Başbakan MHP ve ülkücüleri ima ederek “Bunlar kan ve şehit istismarcısı” nitelemesini yapmıştı.
Bütün bunlar sadece ve sadece birkaç ay öncesinde yaşananların mini bir özetidir.
Peki MHP ve Bahçeli bunlara hangi tavrı mı takındı?
Devlet Bey bu haksız ithamlara karşı ortalığı ayağa kaldırması gerekirken sustu. Seçim öncesinde her TV kanalından onlarca defa çağrı almasına rağmen çıkmadı ve bu haksız kampanyaya set olmadı.
Ancak iş işten geçtikten yani seçim bittikten sonra teselli babında güzel bir şey yaptı.
Seçim ertesi kendini kutlama için arayan AKP lideri Erdoğan’ın telefonuna, “Bizi DTP ile bir tuttu, bize hakaret etti. Özür dilemezse konuşmam” diyerek çıkmadı.
Bu tavır çok geç ama yine de ehh işte derken Devlet Bey Abdullah Gül’ün adaylığı ile ilgili olarak, Yusuf Kırkpınar’ın aktarması ile tıpkı 2002’de erken seçim kararını hiç kimse ile istişare etmeden yaptığı bir telefon konuşması sonrasında alması misali yine hiçbir istişare yapmadan “Gül için Meclis’e gireceğiz” taahhüdünde bulundu.
Kafalar karıştı, bu işin perde arkası nedir derken yine Meclis’de Başbakan’ın elini havada bıraktı.
Ancak takınılan bu muğlak tavır 30 Ağustos resepsiyonu sonrasında başka bir seyre girdi. O akşam bizim gözümüzün önünde eller sıkıldı... Diyelim ki o akşam Bahçeli mecbur kaldı.Yanından geçen Erdoğan’ın elini sıktı..Peki ya dün?
Evet düne gelelim ve Söğüt’e gidelim.
Aman Allahım o da ne?
Devlet Bahçeli ile Başbakan Erdoğan 40 yıllık dost ve yoldaş misali sarmaş dolaş
Eller sıkılıyor, yanyana ve omuz omuza yürünüyor.
Diyeceksiniz ki Başbakan’la yürümese miydi?
Yahu geçen yıl Tayyip Erdoğan Başbakan değil miydi, neden beraber yürünmedi de kıyametler koptu!
Aynı meydanda geçen yıl çıkan olaylar ve ülkücülere yapılanlar unutuldu mu?
Bilecik Emniyet Müdürü ülkücülere adıl davrandı diye AKP tarafından derhal görevinden el çektirilmedi mi?
Bırakın onu bunu, sadece geçen yıl yapılanların saygısına dün Söğüt’te bir tavır ve tutum gerekmiyor muydu?
Hadi geçen yılı unutuldu.
Yahu Bahçeli değil midir; “Başbakan bizi DTP ile bir tuttu. Bunlara selam verilmez dedi. Özür dilemeden elini sıkmam” diyen.
Ne oldu, niye sıktı, niye omuz omuza yürüdü ve beraber fotoğraflar verdi? Yoksa Başbakan özür diledi de bütün Türkiye gibi biz de mi işitmedik?
2002’de genel seçime bir buçuk yıl varken erken seçime karar verip AKP’nin önünü açan, 2007’de Başbakan uzlaşma demişken Abdullah Gül’ü Çankaya’ya gönderen ve de son Söğüt fotoğraflarından sonra birileri ortaya çıksa ve “Bu Bahçeli AKP’nin gizli partneri mi ” diye bir soru sorsa ülkücüler hangi karşılığı verecek?
Benim böyle biri soruya karşılığım şudur:
Hayır Bahçeli AKP’nin partneri falan değildir... Sadece ufku, vizyonu, liderliği çapı ve kapasitesi, bu kadardır..
İnsaf ile iz’an ile söyleyin böyle bir Bahçeli AKP’ye ve Tayyip Erdoğan’a alternatif olabilir mi?
İtaat kültürünün sürüsü olarak değil, 12 Eylül öncesinde toprağa düşen binlerce gencin hatırası sorumluluğuyla cevap verin, bu Bahçeli ülkücü deryaya baş olabilir mi?