ALİ FUAT BAŞGİL
01 Ocak 1970
(1893-1967)Hukukçu, fikir ve siyaset adamı.
Samsun'un Çarşamba ilçesinde doğ¬du. Böiükbaşıoğullan'ndan Hafız İbra¬him Efendi'nin torunu, Mehmed Şükrü Efendi'nin oğludur. İlk tahsilini Çarşamba'da, orta tahsilinin ilk yıllarını İstan-bul'da yaptı. 1914'ten itibaren tahsilini yarıda bırakarak yedek subay sıfatıyla dört yıl Kafkas cephesinde savaştı. Orta tahsilinin geri kalan kısmını Paris Buf-fone Lisesi'nde tamamladı (1921). Yük¬sek öğrenimine Grenoble Hukuk Fakül-tesi'nde devam etti. Paris Hukuk Fakül-tesi'nde "Boğazlar meselesi" konulu te¬ziyle doktor oldu; ayrıca Paris Siyasî İlimler Okulu ile Edebiyat Fakültesi'n-den diploma aldı. Lahey Devletler Hu¬kuku Akademisi'nin kurlarına devam ederek burayı bitirdikten sonra yurda döndü (1929).
İlk görevi Maarif Vekâleti Yüksek Ted¬risat umum müdür muavinliğidir. 1930 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nde açı¬lan imtihanı kazanarak doçent oldu. Bir yıl sonra aynı fakültenin Roma hukuku profesörlüğüne tayin edildi. 1933 yılının sonlarına kadar Hukuk Fakültesi'nde Ro¬ma hukuku, Gazi Terbiye Enstitüsü'nde de medeniyet tarihi dersleri okuttu. İs¬tanbul Üniversitesi'nin kurulması üze¬rine teşkilât-1 esâsiyye hukuku dersini okutmak üzere buraya geçti. Ayrıca Mül¬kiye Mektebi'nde hocalık yaptı; İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi mü¬dürlüğünde de bulundu (1937). Hatay anayasasını hazırladığı gibi 1937'de Ha¬tay'ın bağımsızlığı konusunda Cenevre'¬de toplanan Milletler Cemiyeti Komis-yonu'nda Türk heyetinin hukuk müşa¬virliğini yaptı. 1939 yılında ordinaryüs profesör oldu. Türkiye'de ilk defa iş hu¬kuku dersini ihdas etti ve bu dersi okut-tu. 1938-1942 yılları arasında İstanbul Hukuk Fakültesi dekanlığı yaptı. Kısa bir süre Ankara'da Hukuk Fakültesi ile Mül¬kiye Mektebi'nde esas teşkilât hukuku dersleri verdi. 1943'te tekrar İstanbul Hukuk Fakültesi'ndeki kürsüsüne dön¬dü; Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'ni kur¬du (1917). 27 Mayıs 1960 İhtilâlinde Millî Birlik Komitesi tarafından 147 öğretim üyesiyle beraber üniversiteden uzaklaş¬tırıldı. Daha sonra bu öğretim üyeleri¬nin özel bir kanunla üniversiteye iade edilmelerine rağmen o bunu bir haysi¬yet meselesi yaparak üniversiteye dön¬medi. 10 Nisan 1961'de de emekliye ay¬rıldı.
Ali Fuat Başgil emekli olduktan kısa bir süre sonra politikaya atıldı. 15 Ekim 1961'de Adalet Partisi'nin Samsun lis¬tesinden bağımsız aday olarak senatör seçildi. Bu devrede cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduysa da 27 Mayıs'ı savu¬nan çevrelerin tepki ve baskılan sonucu cumhurbaşkanlığı adaylığından ve sena¬törlükten istifa etti. 1962'de İsviçre'ye giderek Cenevre Üniversitesi" nde Türk Tarihi ve Dili Kürsüsü'nde görev yaptı. 1965 seçimlerinde Adalet Partisi'nden milletvekili seçilerek tekrar parlamen¬toya girdi. Anayasa Komisyonu başkan¬lığını yaptı. 17 Nisan 1967'de vefat etti; kabri Karacaahmet Mezarlığı'ndadır.
Ali Fuat Başgil hayatı boyunca ilmî hay¬siyet ve vakarını korumasını bilmiş, bir anayasa hukuku hocası olarak gerekti¬ği zaman ilmî kanaatlerini yayın organ¬larında ve eserlerinde çekinmeden açık-lamış, hatta bu uğurda hapse girmeyi dahi göze almıştır. Türk hukukçuları ara¬sında siyasî, sosyal, hukukî sahalarda en çok çaba gösteren ve en çok eser veren Ali Fuat Başgil'in fikirlerinde bü¬yük ölçüde hürriyetçi Batı düşüncesinin tesiri hâkimdir. Din ve laiklik hakkında¬ki görüşleriyle Diyanet İşleri Reisliği ka¬nunu tasarısı ve 27 Mayıs 1960 İhtilâli ile ilgili tenkitleri büyük ilgi uyandırmış ve tartışma konusu olmuştur.
Eserleri:
1- Gençlerle Başbaşa[171]. Ali Fuat Baş¬gil bu eserinde bir ömür boyu öğrendik¬lerine şahsî tecrübelerini de katarak gençlere rehberlik etmek istemiştir. Bu¬rada gençlere başarılı olma yolunun teh¬likeli düşmanlarını anlatmakta ve ba¬şarıya ulaşmanın şartları üzerinde dur¬maktadır. Ayrıca terbiyenin ruh ve ka¬rakter üzerindeki tesiri ve verimli çalış¬ma şartlan hakkında gençlere yol gös-termektedir. Eser Türk gençliği tarafın¬dan en çok aranan ve okunan eserler¬den biri olma özelliğini hâlâ taşımakta¬dır.
2- Din ve Laiklik.[172] Din ve laiklik konusundaki düşüncelerini 28 Nisan - 5 Mayıs 1950 tarihleri arasında birbirini takip eden konferanslarla ön¬ce üniversite gençliğine anlatmış, bu ko¬nuşmaları aynı yıl Yeni Sabah gazete¬sinde, daha sonra da kitap halinde yayımlamıştır. Burada gerçek anlamda la¬iklikte devletin din işlerine karışmadığı¬nı söyleyerek din hürriyetinin vatandaş¬ların din konusunda sahip olduktan hak¬lardan her birini serbestçe, korkusuz ve endişesiz bir şekilde kullanabilmelerini gerektirdiğini belirtmiştir. Bir ülkedeki din hürriyeti ölçüsünün dini öğretme,, okutma-yayma ve telkin etme hakkı ol¬duğunu, bu hakkın resmî veya gayri res¬mî, kanunî veya idarî baskı altında ol¬masının din hürriyetinin yok olması an¬lamına geldiğini savunmuştur[173]. Diyanet İşleri'ni muhtar bir müessese haline koymak, Vakıflar'ı bu teşkilâta bağlamak suretiyle Diya-net'i malî serbestliğe kavuşturmak ve böylece "şart-ı vâkıf] da yerine getir¬mek Başgil'in savunduğu diğer fikirler¬dir.[174]
3- La Revolution Militaire de 1960 en Turquie "ses Ori-gines"[175]. Bu eserinden dola¬yı Başgil aleyhinde amme davası açıl¬mış ve anayasa nizamını bozmak ve ya¬bancı ülkelerde memleketin itibarını ze¬delemek suçlarından yargılanmıştır. Sa¬dece 27 Mayıs İhtilâli hakkında değil Atatürk Türkiyesi ve Atatürk inkılâpları hakkında da Batılı okuyucuya doyurucu bilgiler vermek amacıyla yazılmış olan eser Batı basınında ve ilim çevrelerinde büyük bir ilgi ve hayranlıkla karşılanmış¬tır. Eserde çeşitli siyasî olaylar ayrıntılı biçimde ele alınmış olup birçoğunun için¬de yazarın da bulunduğu bu olaylar ay¬nı zamanda belge niteliğinde bir hâtıra özelliği taşımaktadır.
Ali Fuat Başgil'in diğer önemli eserle¬ri şunlardır: La Ouestion des Detroits[176]; Esas Teşkilât Hukuku Dersleri fi—II, İs¬tanbul 1935-1942); Türkiye İş Hukuku[177]; Hukukun Ana Mesele ve Müesseseleri[178]; Vatan¬daş Hürriyeti ve Bunun Teminatı[179]; Cihan Sulhu ve İnsan Haklan[180]; Seçim Sistemimizin Kıy¬meti ve Eksikleri[181]; Türk¬çe Meselesi[182]; Demokrasi ve Hürriyet[183]; Devlet Niza¬mı ve Hukuk[184]; İlmin Işı¬ğında Günün Meseleleri[185]; Demokrasi Yolunda[186]. 1962'de İsviçre'de kaleme aldığı hatıra¬ları da Ord.Prof.Dr. Ali Fuat Başgil'in Hatıraları[187] adıyla neşre¬dilmiştir.