Bahçeli nasıl konuşuyor?
Rıza Zelyurt 11 Eylül 2007
MHP Lideri Devlet Bahçeli hükümet programını eleştiriyor; başbakanı eleştiriyor... Türk kimliği üzerine sosyolojik değerlendirmelere girişiyor. Bu haliyle de Türk kimliğini koruyormuş görüntüsü veriyor.
Sanıyor ki milleti kandıracak...
Devlet Bahçeli bilmelidir ki artık o AKP'nin koltuk değneği haline gelmiştir.
Seçim öncesi tavrı ile seçim sonrası tavrını masanın üstüne koyup bir baksın.
Bu iki tavırdan birisi sahte...
Her halde seçim öncesi sahte.
Çünkü; son tavır devam ediyor.
Bahçeli'nin Türk milleti kavramını açıklarken ileri sürdüğü görüşler de son tahlilde Başbakan Erdoğan'ın Türkiyelilik kavramı ile örtüşüyor. Yani, dünya tarihine yön veren; binlerce yıl Avrasya'ya egemen olmuş Türk milleti gerçeğini artık Devlet Bahçeli de dışlamış bulunuyor. Başka kökenden halkları bünyesine alan bu milletin, çok büyük olan kendi kökeni, MHP tarafından da sıradanlaştırılıyor. Böylece o kimlik; Kürt, Çerkez, Laz, Arnavut kavimlerinin düzeyine çekiliyor.
Bu tarihi ve sosyolojik yanılgıya cevabı, yakında yayımlanacak olan 'Yabancı Kaynaklara Göre Türk Kimliği' isimli eserimizde ayrıntısıyla vereceğiz.
Fakat; Türk kimliği konusunda MHP'nin bu dönüşü şaşırtıcı da değildir. Çünkü, bunların milliyetçiliği dünkü milliyetçiliktir ve milliyetçilikleri dinciliğin kamuflajından başka şey de değildir.
MHP'NİN CUMHURBAŞKANI
Devlet Bahçeli'nin milliyetçiliğine inanmak, artık imkansız hale gelmiştir. Çünkü o, Abdullah Gül'ün seçilmesini sağlayan kişidir. Tayyip Erdoğan, seçimlerden önce ve sonra cumhurbaşkanlığı konusunda uzlaşma sözü verip Abdullah Gül'ü devre dışı bırakacağının işaretini vermişti.
Devlet Bahçeli, hemen devreye girip AKP'yi TBMM'de yalnız bırakmayacağını söyledi.
Gül de ancak bu destekle seçilebildi.
Kimi seçti Bahçeli?
'Son elli yılda dünyada insanlığın özgürlüğü uğruna çocuklarını en çok Amerikan halkı feda etmiştir.' diyen Gül'ü...
Yani, Amerikan emperyalizmini kutsayan kişiyi, İslam dünyasını kırıp geçiren ABD'yi aklayan insanı...
'Ne mutlu Türküm diyene, sözü çağdışılıktır.' diyen Gül'ü...
Türk kimliğine, Türk kavramına, hatta millet fikrine karşı bir zihniyetin elinden tutan MHP Lideri olmuştur.
Devlet Bahçeli'nin PKK'cılara, DTP'lilere söz söyleme hakkı da kalmamıştır.
Çünkü; PKK'nin siyasi kolunu oluşturan Leyla Zana ve arkadaşları Yargıtay'ın yarmasıyla hapisten çıkarıldıktan sonra bunları Dışişleri Konutu'nda ağırlayan da MHP'nin cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmuştur.
Bu Gül, daha önce de 'Leyla Zana ve arkadaşlarının hapisten çıkmalarını çok istiyoruz!' diyerek dış basına demeç veren bir isimdir.
İşte bu ismi Çankaya'da Atatürk'ün koltuğuna oturtan da Devlet Bahçeli olmuştur.
MİLLİYETÇİ CEPHE
Seçim öncesinde kürsüden meydanlara ip atan Bahçeli, şimdi 'sorumlu politikacı-olgun politikacı' havalarında yeni bir kıyafet içinde dolaşıyor. Bu ciddi politikacı havaları ile de yavaş yavaş AKP'nin uzaktan ortağı haline geliyor. Ortada PKK terörü ve ayrılıkçı Kürt hareketi olmasa; MHP'ye gerek kalmamış olacaktır.
Artık, milliyetçi kimlikten uzaklaşıp dinci kimliğe sarılan bir MHP izleyeceğiz. Bunun varacağı nokta, 1980 öncesi Milliyetçi Cephe anlayışıdır. Fakat; AKP, sayısal olarak MHP'ye ihtiyaç duymamaktadır. MHP olsa olsa, AKP'nin yan organı/gönüllü organı konumunda kalacaktır.
***
Devlet Bahçeli'nin seçimlerden sonra uyguladığı AKP dümensuyundaki politika, bu partiye umut bağlamış yurtsever ve milliyetçi tabakaları derin hayal kırıklığına uğratmıştır. Bu hayal kırıklığı, MHP'nin geleneksel tabanında da yaşanmaktadır.
Şu an seçim olsa, Bahçeli'nin MHP'si kesinlikle barajın altında kalır. MHP yöneticileri bu iddiama inanmazlarsa, bir kamuoyu yoklaması yaptırsınlar. O zaman, AKP'nin koltuk değneği olmanın onlara ne büyük darbe vurduğunu göreceklerdir.
Maalesef, Türkiye'yi, cumhuriyeti, Atatürk değerlerini savunmak artık sadece CHP'ye kalmış durumdadır.Güneş-06-09-2007