Mehmet Eröz için
Ahmet B. Ercilasun 01 Ocak 1970
Türk milliyetçilerinin tanıması gereken isimlerden biri de “Mehmet Eröz” dür. O, Türk devletinin ve Türk aydınlarının çoğunun hiçbir şeyin farkında olmadığı bir dönemde bölücülük ve Alevilik meselelerini ilmî araştırmalarının konusu hâline getirmiş bir sosyolog idi. 1965 yılında tamamladığı “Yörüklerin İktisadî ve İçtimaî Teşkilâtı” adlı doktora teziyle daha 1960’lı yılların başında saha araştırmalarına giren Mehmet Eröz, 1970’lerin başında da “Doğu Anadolu Hakkında Sosyo-Kültürel Bir Araştırma” adlı eseriyle bu bölgede yaşayan insanlarımız hakkında ilk ilmî çalışmalardan birini gerçekleştirmiştir. Bu çalışma daha sonra “Doğu Anadolu’nun Türklüğü” (İstanbul 1983) adı altında büyük bir eser hâline gelecektir. Eröz’ün araştırmaları, bazı kimselerin “kart kurt” diye alay ettiği cinsten araştırmalar değildir. Bir yandan sahada derlenmiş verilere, bir yandan tarihî belgelere dayanmaktadır. O, Türkmân ve Ekrâd (Kürtler) kelimelerinin Osmanlı belgelerinde “Ekrâd-ı Türkmân (Türkmen Kürtleri)” veya “Türkmânân-ı Ekrâd (Kürt Türkmenleri)” şeklinde geçtiğini çok önceden tespit etmiş ve bu bağlamlardaki Türkmen ve Ekrâd sözlerinin göçeri yaşayış tarzını ifade eden sosyolojik terimler olduğunu ortaya koymuştur. Nitekim onun açtığı yolda yürüyen bilim adamları Kürt olarak tanınan pek çok aşiretin tarihte Türk olduğunu ispat etmişlerdir. Bu konudaki en son ve mükemmel araştırma Yusuf Halaçoğlu’nun altı ciltlik “Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar” adlı eseridir. 1977 yılında, “Türkiye’de Alevîlik ve Bektaşîlik” adlı takdim teziyle profesör olan Eröz, bazı çevrelerce istismar edilmek istenen bu konuya da ilmî ve samimî yaklaşımıyla dikkati çeker.
Mehmet Eröz, 1960 - 1986 arasında araştırmalar yapan ve eserler veren bir bilim adamıdır. Bu yıllardaki dergilerin birçoğunda, Türk Kültürü, Töre, Türk Yurdu, Büyük Türkiye gibi milliyetçi dergilerde onun millî davalara ait yazılarına ve araştırmalarına sık sık rastlarız. Bizden bir önceki neslin, Necmettin Hacıeminoğlu, Mustafa Kafalı, Erol Güngör neslinin unutulmaz isimlerinden biri olan Eröz, içten sohbetleri ve dostluğuyla da arkadaşları ve öğrencileri üzerinde iz bırakmıştır. Özellikle 1960’lı yıllarda sık sık sohbet ettiğim Mehmet Ağabey’i “yüreğini konuşturan adam” diye tarif edebilirim. Sanki kalbini eline almış bir adam konuşurdu karşımda. O kadar candan, o kadar içten. Ziyaret ettiği yörük obalarını, Tahtacı köylerini, Güney-Doğudaki aşiretleri anlatırken sanki onlardan biri olurdu; yahut da biz öyle hissederdik. Sonra öğrenirdik ki ziyaret edilen yörükler ve aşiret mensubu köylüler üzerinde de aynı tesiri bırakırmış. Onunla konuşan bu samimiyet karşısında söylediklerinin doğru olduğuna mutlaka inanırdı. Ziya Gökalp - Fuat Köprülü - Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu çizgisinin bu samimi ve milliyetçi araştırıcısını maalesef çok erken kaybettik. Beynindeki habis ur, önce hafızasını, sonra onu elimizden aldı. Gençliğimin İzmirli yıllarında İzmirli Türkçüler olarak zaman zaman Aydın’a ve Söke’ye de uzanır; oradaki milliyetçilerle de sohbet ederdik. Mahbup Kılınç, Nihat Eröz ve ağabeyi Mehmet Eröz. Sonra Fındıkoğlu’nun İktisat Fakültesi’ndeki odasında kendisini ziyarete başladım. 1965 güzündeki bir telefonu benim için tam bir müjde olmuştu. Türk İktisat Tarihi Enstitüsü’nde uzman olarak çalışabileceğimi söylüyordu. Benim ve ailemin maddî sıkıntısı bir anda çözülüvermişti. Üstelik enstitü benim için ayrı bir okul olmuştu ve Eröz’le daha sık görüşmemi de sağlamıştı. Elbette onu seçkin kılan hayatımda oynadığı önemli rol değildir. Bu onun karakteriydi; sıcaktı, samimiydi, yardımseverdi. Fakat her şeyden önce o milletini seven ve Türklüğü ilgilendiren meseleler üzerinde çalışan bir bilim adamıydı. Araştırmalarıyla, eserleriyle, yetiştirdiği öğrencilerle Türk sosyolojisine yaptığı katkılar ona önemli ve seçkin bir yer sağlamıştı.
Otüken Neşriyat onu unutmadı ve bir “Mehmet Eröz Armağanı” çıkardı. Onun yolunda yürüyen iki genç araştırıcı, Mustafa Aksoy ve Osman Yorulmaz’ın hazırladığı armağanda hem Eröz hakkında bilgiler, hem de birçok değerli araştırma yer alıyor. Mehmet Eröz, Türk milliyetçiliğinin önemli değerlerinden biridir ve kendisini “milliyetçi” olarak niteleyenlerin tanıması gereken bir isimdir. Unutulmamalıdır ki kendi değerlerini tanımayan bir hareket, davasını başkalarına hiç anlatamaz.