« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

26 Eyl

2007

Anayasa tartışmaları

HASAN ÜNAL 26 Eylül 2007

 22 Temmuz seçimlerinden hemen sonra alevlenen ve ‘sivil anayasa’ lafıyla yutturulmaya çalışılan sıfırdan yeni anayasa girişimine tepkiler artmaya başladı. Konuyu ele alarak tartışan rektörler adına evvelki gün YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç bu girişimin bütünüyle durdurulması gerektiğini ifade etti.

Bu arada konunun uygulamasının içinden gelen Yargıtay Cumhuriyet Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve ona destek veren çok sayıda hukukçu ve eski siyasiler de sıfırdan anayasa yapılamayacağını; çünkü böyle bir girişimin devleti yeniden kurmak iddiasıyla aynı anlama geleceğini; eskisinin yok farzedilerek tümüyle yeni anayasa yapma girişimlerinin olağanüstü dönemlerin sonunda ve bir kurucu meclis marifetiyle yapılabileceğini belirtiyorlar.

Değerli hukukçu Yargıtay 8. Dairesi Onursal Başkanı Naci Ünver ise tamamiyle yeni bir anayasa yapmaya kalkışmanın mevcut anayasa açısından suç işlemek anlamına geldiğini ortaya koydu. Ufuk Söylemez’in köşesinde ayrıntılarıyla verilen bu görüşe göre, mevcut anayasanın değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyecek maddelerini bile tadil etmeye çalışan bu girişim tam bir anayasal suç ve aslında savcıların harekete geçmesini gerektiriyor.

AKP kaçak güreşti...

PROF. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bir akademik hayet tarafından hazırlanan ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Önerisi’ Başbakan Erdoğan tarafından Özbudun’a ısmarlanmış; zira Özbudun tarafından basına açıklanan ‘Öneri’nin kapak sayfasında şu bilgiler yer alıyor:

“Bu ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Önerisi’ 8 Haziran 2007 günü Başbakan ve ADALET ve KALKINMA PARTİSİ Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Prof. Dr. Ergun Özbudun’dan talebi üzerine, aşağıda isimleri yazılı kişilerden oluşan komisyon tarafından hazırlanmış, 2 Ağustos 2007 günü Başbakan ve ADALET ve KALKINMA PARTİSİ Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sunuşu yapılmış ve 29 Ağustos 2007 tarihinde çalışmalar tamamlanarak ADALET ve KALKINMA PARTİSİ Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mir Dengir FIRAT’a teslim edilmiştir.”

8 Haziran tarihi önemli; çünkü Başbakan Erdoğan, milletvekili listelerini YSK’ya vermesinden (4 Haziran) dört gün sonra Özbudun’a anayasa siparişi vermiş. Özbudun başkanlığındaki heyet de 2 Ağustos günü Erdoğan’a konuyla ilgili bir sunuş yapmış; sonra da 29 Ağustos günü çalışmalarını tamamlayarak Öneri’yi Genel Başkan Yardımcısı’na teslim etmiş.

Taslak var mı yok mu?

BÜTÜN bunları ayrıntılı bir şekilde buraya yazmamızın sebebi bütün bu süre içerisinde AKP’nin anayasa çalışmaları konusunda kaçak güreştiğini anlatmak içindir. Eylül ayının ortalarına kadar AKP Yönetimi bu anayasa çalışmalarına hiç sahiplenmedi ve sürekli olarak AKP’nin bir yeni anayasa çalışması olmadığını; kendilerinin bir taslağı da bulunmadığını ifade ettiler. Oysa yukarıdaki satırlar bunun böyle olmadığını gösteriyor.

Bütün bunların tıpkı cumhurbaşkanı seçiminde olduğu gibi bir güvensizlik yaratttığına şüphe yok. Kapalı kapılar arkasında hazırlanan bu taslağa 16-17 Eylül günü AKP Genel Başkan Yardımcısı Fırat, partileri adına sahiplendi ve artık AKP’nin bir anayasa taslağı olduğunu kamuoyuna açıkladı. Ancak evvelki gün rektörler komitesi toplantısının ardından üniversite rektörlerine rest çeken Başbakan, ortada bir taslak olmadığından bahisle kopartılan fırtınayı anlayamadığını belirtiyordu.

AKP pek çok konuda yaptığı gibi yeni bir devlet kurmak anlamına gelecek kadar önemli bir mesele olan yeni anayasa konusunu da kapalı kapılar ardında yapmayı yeğliyor. Bu, meseleyi karmaşık hale getiren hususlardan biri. Çünkü yepyeni bir anayasanın aynı düşüncelere sahip bir heyet tarafından AKP siparişi üzerine yapılması ve bunun topluma kabul ettirilmesinin demokrasiyle bağdaşır bir tarafı olmadığı ortada.

Kurucu Meclis’ten neden korkuluyor?

KONUNUN uzmanı Prof. Dr. Süheyl Batum’un 20 Eylül günü Vatan gazetesindeki yazısında gayet ayrıntılı bir şekilde ele aldığı gibi, aslında yepyeni bir anayasanın kurucu meclis tarafından hazırlanması lazım. Geçmişteki uygulamalar da böyle. Ayrıca dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde de yeni anayasalar kurucu meclisler tarafından hazırlanmış. Eğer AKP yeni bir anayasa hazırlanması konusunda samimi ise, bir kurucu meclis oluşturabilir ve bu meclisde değişik siyasi görüşteki insanların yer almasını sağlayabilirdi.

Ancak AKP’nin niyetinin demokrasi olmadığı; kendi kafasına göre hazırlayacağı bir anayasa metnini demokrasi laflarının eşliğinde halka kabul ettirmek olduğu giderek daha açık bir hale geliyor. Ancak bu işi o kadar kolay kotaramayacakları ortada.

Milli Devlet Yapısını ve ‘Türk’ Kavramını Sulandırmak...

AKP’NİN esas amacı milli devlet kavramını sulandırmak ve belirli bir süre içerisinde ortadan kaldırmak. ‘Türk’ kavramı ile AKP polit bürosunun kavgalı olduğu geçen yıllarda defalarca görüldü. AKP, anayasadaki ‘Türk’ kavramını sulandırmak suretiyle ulus-milli devlet yapısını değiştirmek istiyor. Böyle bir şey de ihtilal yapmak anlamına gelir. Bunun başka bir ifadesi olamaz.

Ziyaret -> Toplam : 125,36 M - Bugn : 126429

ulkucudunya@ulkucudunya.com