EBÛ HAYYÂN EL-ENDELUSÎ
01 Ocak 1970
Ebû Hayyân Muhammed b. Yûsuf b. Alî b. Yûsuf b. Hayyân el-Endelüsî (ö. 745/1344) Endülüslü dil âlimi ve müfessir.
654 Şevvalinin sonlarına doğru (1256 Kasım ortalan) Gırnata'ya bağlı Matahşâ-reş kasabasında doğdu. Berberî bir aile¬den gelmektedir. Lakabı Esîrüddin olup Nahvî, Gırnâtî, Ceyyânî ve Nefzî nisbele-riyle de anılır.
Çocukluğunu ve gençlik yıllarını Gır-nata'da geçiren Ebü Hayyân. burada Abdülhak b. Ali el-Ensârî'den ifrad ve cem' yoluyla kırâat-i seb'a okudu, bu maksatla yirmi hatim İndirdi. Bu ilimde Ebû Ca'fer b. Tabbâ' ve Ebû Cafer Ahmed b. İbrahim b. Zübeyr gibi üstatlar¬dan da faydalandı. Ebü't-Hasan el-Übbezî. Ebû Ca'fer Ahmed b. İbrahim b. Zübeyr, İbn Ebü'l-Ahvas gibi hocalar¬dan Arapça dersleri aldı. Kendisini sarf, nahiv, dil. tefsir, hadis, usûl-i fıkıh ve kelâm konulannda çok iyi yetiştirdi. Tah¬silini tamamlayarak 674 (1275) yılından itibaren Arapça okutmaya başladı.
677 (1278) yılında[1] bilgisini arttır¬mak ve bazı hocaları ile aralarında çı¬kan anlaşmazlıkların meydana getirdiği huzursuz ortamdan uzaklaşmak için En¬dülüs'ten ayrılıp doğuya seyahat eden Ebû Hayyân önce Kuzey Afrika'ya gitti; oradan İskenderiye, Kahire, Mekke, Me¬dine, Bağdat ve Dımaşk'a geçti; bu ara¬da hac farizasını yerine getirdi. Bu mer¬kezlerde kendilerinden istifade ettiği âlimlerle hocalarının sayısı 450'ye ulaş¬maktadır. Aralarında Abdünnasîr b. Ali el-Meryûtî, İsmail b. Hibetullah el-Melî-cî, Ebü'l-İz Abdülazîz el-Harrânî, Bahâ-eddin Muhammed b. İbrahim İbnü'n-Nehhâs, Alemüddin Abdülkerfm b. Ali el-Irâki gibi âlimlerin bulunduğu birçok hocadan faydalanması yanında Şâmiyye bintü'l-Hâfız Ebû Ali Hasan b. Muham¬med et-Temîmiyye. Munise bintü's-Sul-tân el-Melikü'l-Âdil Ebû Bekir b. Eyyûb ve Zeyneb bint Abdüllatîf b. Yûsuf gibi kadın hocalardan da ders aldı. Öğrenci¬si Safedfye verdiği icazetnamede elliden fazla hocasının adını zikretmektedir.
Ebû Hayyân daha sonra Mısır'a döne¬rek Kahire'de ders verdi ve telifle meşgul oldu. Burada Câmiu'l-Akmer'de kı¬raat, el-Kubbetü'l-Mansûriyye'de tefsir okutan ve çeşitli ilimlerde müderrislik vazifesini ölünceye kadar sürdüren Ebû Hayyân'ın derslerinden pek çok âlim fay-dalanmış olup Tâceddin es-Sübkî ile ba¬bası Takıyyüddin es-Sübkî, Cemâleddin el-İsnevî, Selâhaddin es-Safedî, Bahâ-eddin İbn Akil, Sefâkusî. Sirâceddin el-Bulkînî ve İbnü'l-Lebbân bunlardan ba¬zılarıdır.
Türkçe. Farsça, Habeşçe ve Himyerî di¬lini de bilen, bu dillere dair eserleri olan Ebû Hayyân daha çok Arap dili ve gra¬meri alanlarında ün yapmış, nahivde Bas¬ra mektebinin görüşlerini benimsemiş ve bu mektebin öncülerinden Sîbevey-hi'nin güçlü bir savunucusu olmuştur. Hatta çağdaşı ve çok sevip takdir ettiği Takıyyüddin İbn Teymiyye'nin Sîbevey-hi'yi tenkit etmesi üzerine araları açıl¬mıştı.
Ebû Hayyân vaktinin çoğunu okuyup yazmak ve talebe yetiştirmekle geçirir, zeki ve çalışkan öğrencilerine özel ilgi gösterirdi. Derslerinde Sîbeveyhi"nin el-Kitâb'mı, kendi eserleri yanında İbn Mâ¬lik et-Tâî'nin gramerle ilgili eserlerini de okuturdu. Dil ve edebiyattaki geniş ve köklü bilgisinden dolayı "emîrü'l-mü'mi-nîn fi'n-nahv" ve "lisânü'l-Arab" gibi tak¬dir ifadeleriyle anılmıştır.
Ebû Hayyân sekizinci tabaka müfes-sirlerinden olup eserlerinin çoğu, bu ara¬da tefsiri daha çok gramer, lügat, bela¬gat ve fesahat ağırlıklı açıklamalarla do¬ludur. Aynı zamanda şair olan Ebû Hay¬yân'ın bir divanı vardır. Şiirlerinin bir kıs¬mı âiimane ve hakimane, bir kısmı da âşıkanedir. Şiirleri içinde müveşşah'la-rı daha parlaktır. Kâ'b b. Züheyr'in Ka-şîdetü'l-bürde'sme yazdığı nazire ol¬dukça başarılıdır.
Ebû Hayyân"ın Türk dili bakımından ayrı bir önemi vardır. 0 dönemde Türk dilinin Mısır'da sahip olduğu itibar onu Türkçe üzerinde çalışmaya yöneltmiş, Türk dilinin en eski gramer kitapların-dan biri olan ve daha sonra Doğu'da ya¬zılan benzeri eserlere kaynaklık eden Kitâbü'l-İdrâk li - lisânı'1-Etrâk'i ka¬leme almıştır. Ayrıca Zehvü'1-mülk fî nahvi't-Türk, el-Ef'âl fî İisâni't-Türk ve ed-Dürretü'1-mu.dıyye fî luğati't-Türkiyye adlı henüz ele geçmeyen eser¬leri telif etmiştir.
Aile fertleri hakkında yeterli bilgi bu¬lunmayan Ebû Hayyân'ın kaynaklarda Nudâr adında bir kızı, Hayyân adında bir oğlu, oğlundan Muhammed adında bir torunu ile künyesi Ümmü Hayyân olan bir hanımından bahsedilir. Hayatının son¬larına doğru gözlerini kaybetti. 28 Safer 745'te[2] Kahire'de vefat etti ve ertesi gün Sûfıyye Mezarlı-ğı'na defnedildi.
Ebû Hayyân başlangıçta Mâlikî iken o dönemde Endülüs'te çok yaygın olan Zâ-hiriyye mezhebine geçmiş, Mısır'a gittik¬ten sonra çoğunluğu Şafiî olan halkın mezhebini benimseyerek Şafiî olmuştur. Ancak Zâhiriyye'nin görüşlerine daima yakınlık duymuş, zaman zaman da bu¬nu açığa vurmuştur. Hz. Ali'ye karşı aşı¬rı sevgisi olan Ebû Hayyân, Mu'tezile ve Mücessime'ye ait görüşlerle felsefeden uzak bir hayat sürmüş, Mısır'da devlet adamlarıyla samimi ilişkiler kurmuştur. Çok yer gezip çeşitli insanlarla karşılaş¬tığı için herkese ihtiyatla ve şüpheci bir tavırla yaklaşır, kimsenin aleyhinde ko¬nuşmazdı. Cömertlikten hoşlanmadığı, cimriliğiyle övündüğü rivayet edilir. Ki¬tap satın alanları kınar, ihtiyaç duydu¬ğu kitaplan kütüphanelerden ödünç alıp okuduğunu söylerdi.
Eserleri.
Ebû Hayyân'ın kıraat ilminde on beş, tefsirde üç, hadiste iki, fıkıhta beş, edebiyat alanında on bir, çeşitli dil¬lerle (Arapça, Farsça, Türkçe, Habeşçe vb.) ilgili olarak yirmi altı. tarih sahasında dokuz olmak üzere yetmişten fazla eser yazdığı kaydedilmekte olup bunlardan günümüze ulaştığı bilinenler yirmi civa¬rındadır.
1- el-Bahrü'l-muhit. Nahvî-edebî bir tefsir olup ilk defa, kenarında müellifin en-Nehrü'1-mâd adlı eseriyle talebesi Tâceddin Ahmed b. Abdülkâ-dir'in el-Bahrü'l-muhît'm muhtasarı olan ed-Dürrü'l-lakit mine'1-Bahr bulunduğu halde sekiz cilt olarak yayım¬lanmıştır[3]. Yine sekiz cilt halinde Kahire'de yapılmış diğer bir baskısı daha vardır[4]. Ofset olarak Riyad ve Bağdat'ta da basılan eser, Arafat el-A'şâ Hassune, Sıdkî Mu¬hammed Cemîl ve Züheyr Caîd'in tashih-leriyle on cilt halinde yeniden neşredil¬miştir[5]. Sabri İbrahim es-Seyyid, bu tefsirle ilgili olarak Şevd-hidü Ebî Hayyân fî tetskih[6] ve İ'râbü'l-Kur'ân iî tefsiri Ebî Hayyân[7] adıyla iki eser kaleme almıştır.
2- en-Nehrü'l-mâd. el-Bahrü'l-muhitin bazı değişiklikler ve ilâvelerle kaleme alınmış bir muhta-sarıdır. Önce el-Bahrü'l-muhît'in kenannda basılan eser[8], da¬ha sonra Bûrân ed-Dannâvî ve Hidyân ed-Dannâvî tarafından iki cüz (üç cilt! halinde müstakil olarak yayımlanmıştır.
3- Tuhietü'1-erîb bimâ fi'1-Kur'ân mine'l-ğarîb. Kay¬naklarda İthâfü'î-erîb... adıyla zikredi¬len eser ilk defa Hama'da yayımlanmış (1345/1926), daha sonra Ahmed Matlûb ile Hadîce el-Hadîsî[10] ve Semîr el-Meczüb[11] tarafından tahkik edilerek neşredilmiş¬tir. Ayrıca Dâvûd Sellûm ve Nûrî Ham-müdî el-Kaysî. eseri alfabetik şekilde tertip ederek aslında bulunmayan bazı kelimeleri de eklemek suretiyle Tertîbü Tuhfeti'1-erîb bimâ ü'1-Kur'âni mi¬ne'!-ğarîb adıyla yeniden yayımlamış¬lardır.
4- Dîvânü Ebî Hayyân. Ahmed Matlûb ve Hadîce el-Hadîsfnin tahkikiyle neşredilmiştir.
5- Gâyetü'1-ihsan fi'n-nahv.
6- en-Nüke-tü'1-hisân fi şerhi Gayeti'i-ihsan. Ab-dülhüseyin el-Fetirnin tahkikiyle yayım¬lanmıştır.
7- el-İrtidö fi'1-fark beyne'd-dâd ve'z-za. Muhammed Hasan Âl-i Yâsîn tara¬fından tahkik edilerek yayımlanmıştır.
8- Menhecü's-sâlik fi'l-kelâmi Qaiâ Elfiyyeti İbn Mâlik. Sİd-ney Glazer'in tahkikiyle neşredilmiştir.
9- et-Tezyîl ve't-tek-mîi ü şerhi't-Teshil. İbn Mâlik et-Tâînin (ö. 672/1274) sarf ve nahve dair Teshî-lü'1-fevâ^id ve îekmîlü'İ-makâşid adlı eserinin on cilt halinde yapılmış şerhi¬dir. İlk iki cildi yayımlanmış olup[18] bazı kütüphanelerde çeşitli ciltle¬rinin nüshaları bulunmaktadır.
10- îrtişâfü'd-darab min lisâni'l-'Arab. et-Tezyîl ve'ttekmîl"m bir muhtasarı olup Mustafa Ahmed en-Nehhâs tarafından yayımlanmıştır[20]. Mezîd İsmâi! Nuaym bu eser üzerinde. Kahire Üniversitesi Külliyyetü dâri'l-ulûm'da Menhecü Ebî Hayyân en-Nahvî iî kitâbihî İrtişâfü'd-darab min lisânıl-Arab maca tahkiki faşl minhu adıyla bir doktora çalışması yap¬mıştır (1397/1978).
11- Tezkiretün-nü-hât. Dört cilt olduğu kaydedilen grame¬re dair bu eserin günümüze ulaşan ikin-ci cüzü Afîf Abdurrahman'ın tahkikiyle neşredilmiştir.
12- Kitâbü'l-İdrâk' li-lisânil-Etrâk. ei-İd-râk olarak da anılan eser, 2200 kelime¬lik bir sözlükle sarf ve nahiv bölümle¬rinden meydana gelmiştir. Kendi alanın¬da elde mevcut ilk eser olan bu kitap, önce Beyazıt Devlet Kütüphanesindeki[22] yazma nüs¬hası esas alınarak Mustafa Bey tarafın¬dan yayımlanmış (1309/1891-1892), da¬ha sonra Ahmet Caferoğlu İstanbul Üni¬versitesi Kütüphanesi'ndeki[23] nüshasını da dikkate alarak eseri yeniden tahkik ve tercüme etmiş¬tir.
13- Takrîbü'l-Mukar-rib. İbn Usfûr el-İşbîlî'nin gramere dair el-Mukarrib adlı eserinin şerhi olup Afîf Abdurrahman[25] ve Muham¬med Câsim ed-Düleymî[26] ta¬rafından yayımlanmıştır.
14- et-Tedrîb iî temsili tahsili't-Takrîb. Bir Önceki eserin birtakım örnekler ilâvesiyle yeni¬den telif edilmiş şekli olup bir nüsha¬sı Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulun¬maktadır.
15- el-Lemhatü'l-bedriyye fi'l-cilmi'l-cAra-biyye. Nahve dair yedi babdan oluşan bu risaleye pek çok şerh yazılmıştır. Bun¬lardan İbn Hişâm el-Ensârfnin (ö. 761/ 1350) şerhi Salâh Râvî'nin[28], Muhammed b. Abdüddâim el-BirmâvT-nin (o. 831/1428) şerhi ise Abdülhamid Mahmûd Hassan el-Vekil'in tahkikiyle[29] basılmıştır.
16- el-Mevfûr min Şerhi İbn cUşfûr. Zeccâcrnin nah¬ve dair el'Cümeîü'l-kübrâ adlı eseri¬ne İbn Usfûr tarafından yazılan şerhin {eş-Şerhu't-kebîr) muhtasarıdır.
17- el-Mübdf îi't'taşrîf. İbn Usfûr'un el-Mümtic fi't-taşrît adlı sarfa dair eserinin[31] bir öze-tidir[32]. Muhammed ez-Zeyn Zerrûk bu eser üzerine Mekke Ümmülkurâ Üniver¬sitesi Külliyyetü'l-lugati'l-Arabİyye'de, ei-Cühûdü'ş-şarîiyye İİ~Ebî Hayyân en-Nahvî ma ca tahkik ve dirâse li - kitâ-bihi'l-Mübdf adıyla bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1401/1981).
18- el-Hi-dâye fi'n-nahv.