« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

17 Tem

2012

REFİK HALİT KARAY’IN ÜÇ NESİL ÜÇ HAYAT ADLI ESERİNDEN TÜRKÇE SÖZLÜK’E KATKILAR

Hakan ÖZDEMİR 01 Ocak 1970

ÖZET
Bu çalışmada Refik Halit Karay’ın Üç Nesil Üç
Hayat adlı eserinde geçen bazı kelimeler incelendi.
Türk dilinde yüzyıllarca kullanılagelen sözlerin bir bölümü
varlıklarını günümüze kadar korurken kimisi de kullanımdan çıkmış
ve eski eserlerin sayfaları arasında kalmıştır.1 Unutulan, kullanımdan
düşen bu tür sözler, bir dönemin iletişim dilinde canlıyken daha
sonraki dönemlerde bu canlılığını kaybetmiştir.2
Cumhuriyet
döneminde de yaşanan bu hızlı değişim Türk dili tarihi açısından
olduğu gibi Türk edebiyatı ve Türk sosyal hayatı bakımından da
incelenmeye, araştırılmaya değer konularla doludur.
Bütün bu gelişmelere, duyulan ihtiyaçlara koşut olarak
insanın söz varlığında büyük değişiklikler olmuştur. Pek çok sözcük
belirttiğimiz gelişmelere bağlı olarak tarihin karanlığında kalırken bir
yandan da olumlu gelişmelere kapı açmış, Türkçe üretken bir dil
olmaya başlamıştır.
Sözcüklerin kullanım süreçlerini tamamlamasına neden olan
etkenler insanın çevresinde gelişen sosyal ve ekonomik koşullar ve
ihtiyaçlar olarak özetlenebilir. Bu sosyal ve ekonomik gelişmeler
gerektiğinde moda, ticaret, sağlık, askerlik ve endüstri gibi başlıklar
altında toplanabilir.
Sosyal hayatın çeşitli alanlarında oluşan bu değişim
doğrudan söz varlığını da etkiler. Dilin dış yapısındaki3 bu etkileşim
ve değişim iletişim ortamına, yazarların eserlerine yansır ve bu yolla
da topluma mal olur. Bu gelişme süreci içinde olayların düşünce
cephesini üstlenen, önerilerde ve yönlendirmelerde bulunan kişilerden
biri Refik Halit Karay’dır.
Refik Halit Karay kaleme aldığı Üç Nesil Üç Hayat adlı
eserinde değişen söz varlığını işlediği konular arasına ustalıkla
yerleştirmiştir. Çağdaşlaşma, modernleşme, dünyadaki sosyal ve
ekonomik gelişmelere bağlı olarak dildeki değişmelerin örneklerini
taşıması bakımından yazarın bu eseri ilgi çekicidir. Türk toplumunun
yakın tarihimizde yaşam tarzındaki gelişmelerin dili ne ölçüde
etkilediği, bu ünlü yazarımızın eserinde bulmaktayız.
Yazar, Üç Nesil Üç Hayat adlı eserinde Abdülaziz,
Abdülhamit, ve Cumhuriyet diye adlandırdığı üç dönemi ve bu
dönemlerin yaşam biçimlerindeki değişiklikleri ele almıştır. Karay,
geleneklerin, giyim kuşam malzemelerinin, sosyal yaşamın, devlet
dairelerindeki çalışma ortamının ve kullanılan eşyaların iyi bir
izleyicisi olduğunu göstermiş, bunlardaki değişimi gözler önüne
sermiştir. Karay bunu yaparken kullandığı söz varlığının bir
bölümünün günümüz sözlüklerinde bulunmadığını tespit ettik. Bu
noktadan hareketle Türkçe Sözlük’e katkı olabilecek bu sözcükleri
buraya topladık.
asitfenik: Sözcük dilimize Fransızcadan girmiştir.
“Boyacılıkta, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında
kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan
benzinin oksijenli türevi, asit fenik.” anlamında Türkçe Sözlük’te fenol
3 Ergin, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, İstanbul 1977, 15. s.
maddesi altında geçmektedir. Örnek cümlesi şöyledir: Orta yaşlı,
dinçtir; beyaz önlüklüdür, ellerini kaynamış su, asitfenikli sabun,
tırnak fırçası ile yıkamış, alkolden geçirmiştir.(s. 9)
bandak:
Sözcük Türkçe olup Türkçe
Sözlük’te
geçmemektedir. “Bandak yemekleri sunmak için bir çeşit tabak”
anlamına gelmektedir. Örnek cümlesi şöyledir: Bunlara herkes için
ayrı bir bandak olmamasını da ilave edebilirsiniz. (s. 53)
baru: Sözcük dilimize Farsçadan girmiştir. Türkçe
Sözlük’te geçmemektedir. “Kale duvarı” anlamındadır. Örnek cümlesi
şöyledir: .... kadife elbisemle burç ve barularında dolaşamadığıma
üzülür bu şekerden, şuruptan yapılmış şatonun sarışın sahibesiyle
muaşakalar tasavvur ederdim. (s. 131)
dakik: Sözcük dilimize Arapçadan girmiştir. Türkçe
Sözlük’te bulunmayan sözcük “un” anlamına gelmektedir. Örnek
cümlesi şöyledir: ..... lâkin kâğıda “un” yazmak usulden değildi;
“dakîk” demek icabederdi. (s. 130)
keyci: Sözcük Türkçedir. “Kızgın bir demir parçasını
vücudun bir yerine bastırmak suretiyle ağrı ve sızıyı kesmek için
yapılan tedaviyi uygulayan kişi” anlamına gelen sözcük, Türkçe
Sözlük’te geçmemektedir. Örnek cümlesi şöyledir: .... bir de
“keyci”si, Trablusgarp bedevilerinden, dil bilmez bir Arap...... (s. 65)
krenolin: Sözcük Fransızcadan dilimize geçmiştir. Türkçe
Sözlük’te geçmemektedir. “Eski zamanlarda giyilen tel çemberli etek,
krinolin; sert kumaştan yapılmış kabarık etekli kadın elbisesi.”
anlamındadır. Etek kabartma modası bugün için geçmişte kalmıştır.
Bu sebeple etek kabartma ile ilgili bu ve diğer sözcükler kullanım
alanından düşmüştür. Örnek cümlesi şöyledir: Frenklerin “Krenolin”
adını verdikleri hezaren kafese bizde “Malakof” ve bu kafese geçmiş
elbiselere de “Malakof fistan” derlerdi. (s. 75)
Malakof fistan: Fistan sözcüğü dilimize Yunancadan
girmiştir. Malakof sözcüğü ise bir Rus kalesinin ismidir. Türkçe
Sözlük’te bu birleşik sözcük bulunmamaktadır. Bu söz, “Malakof
modasının etkisiyle eteği kabartılmış tek parça giysi” anlamındadır.
Örnek cümlesi şöyledir: Frenklerin “Krenolin” adını verdikleri
hezaren kafese bizde “Malakof” ve bu kafese geçmiş elbiselere de
“Malakof fistan” derlerdi. (s. 75)
nafe: Sözcük dilimize Farsçadan girmiştir. “Derisi kürk
yapımında kullanılan hayvanların postlarının karnı altındaki deri
kısmı.” anlamındadır. Fakat Türkçe Sözlük’te geçmemektedir. Örnek
cümlesi şöyledir: ....... başında keten takke, sırtında nafe kürk,
burnunda altın gözlük ....... (s. 130)
şöviyot: Sözcük dilimize Fransızcadan girmiştir. Türkçe
Sözlük’te geçmemektedir. “Bir çeşit kumaş” anlamındadır. Örnek
cümlesi şöyledir: Derken o kumaşların yerine, önce çizgililer ....... ve
nihayet siyah Krep dö şinler ve şöviyot’lar geçti. (s. 79)
SONUÇ
Yazarın kullandığı ve bugün için dönemini tamamlamış
kültür kelimeleri yalnızca bu kadar değildir; hikâye ve romanlarında
kalan günümüzde kullanımdan çıkan bir bölümü yabancı kökenli olan
sözcükler derlenecek olursa büyük bir sayı tutar. Bunların bir bölümü
günümüz sözlüklerine girmemiştir. Taramaların sağlıklı yapılmamış
olmasıyla açıklanabilen bu durumun bir cephesi de yaşayan dilin söz
varlığında olmadıkları için sözlüklere alınmamış olmalarıyla
açıklanabilir. Ancak Cumhuriyet dönemini de içine alan bir sürede
yaşamış bir yazarın bütün söz varlığı Türkçe Sözlük’te bulunması
gerekir.
Yukarıda da değindiğimiz gibi teknolojik gelişme, unutulan
gelenek ve görenekler, zaman içinde meydana gelmiş ses değişmeleri,
kurulan uluslararası ilişkilerin yoğunluğu modanın değişken yüzü,
sosyal hayattaki değişim, sözcüklerin değişerek bir başka şekle
bürünmesinde veya tamamen kullanımdan düşmesine neden olmuştur.
Bu durum günümüzde de değişmeden devam etmektedir. Sosyal
hayattaki bu gelişmenin dili büyük ölçüde değiştirmesi yaşadığımız
çağda çok daha hızlanmıştır. Bu bakımdan bireyler değişime çok daha
hızlı uyum sağlamak zorunda kalmaktadır.
Edebiyat dünyamızda oldukça seçkin bir yere sahip olan
Refik Halit KARAY, bu eseriyle dil tarihimize ışık tutuğu gibi,
gelecekte dil gelişmesinin ne yönde olacağını belirlemek adına bize
önemli ipuçları vermektedir.
Bu eserde bugün Türkçe Sözlük’te bulunmayan dokuz söz
tespit ettik.
Derlediğimiz dokuz sözcüğünbiri Arapça, üçü Fransızca,
ikisi Farsça, ikisi Türkçe olup biri de Rusça ve Yunanca olan birleşik
bir sözdür.
KAYNAKÇA
AKSAN, Doğan, Türkçenin Zenginlikleri İncelikleri, İstanbul 2005.
ERGIN, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, İstanbul 1977.
ÜÇOK, Necip, Genel Dilbilim (Lengüistik), Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayımları: 57, Lengüistik
Serisi:I, Ankara 1947.

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 28358

ulkucudunya@ulkucudunya.com