NİHAD SAMİ BANARLI
01 Ocak 1970
(1907-1974) Edebiyat tarihçisi ve yazar.
İstanbul'da Fatih'te doğdu. Trabzonlu Alemdarzâde ailesinden ve Osmanlı dev¬ri mutasarrıflarından İlyas Sami Bey'in oğludur. İlk Osmanlı mebuslarından ve basılı bir divan sahibi olan dedesi Hilmi Efendi devrinin tanınmış şairlerindendi. Babasının da bilhassa vatanî şiirler ka¬leme aldığı bilinmektedir. Nihad Sâmİ önce Somyarkın, daha sonra Banarlı soyadını aldı.
Nihad Sami, İstiklâl Lisesi'nden sonra İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakülte¬si Edebiyat Bölümü ile birlikte Yüksek Muallim Mektebi'ni bitirdi (1930). Aynı yıl Edirne Erkek Lisesi'ne edebiyat öğ-retmeni olarak tayin edildi. Ayrıca Edir¬ne Kız ve Erkek Muallim mekteplerinde edebiyat dersleri verdi. 1939'da Kaba¬taş Erkek Lisesi'ne, 1943'te Galatasaray Lisesi'ne, 1946'da İstanbul Erkek Öğret¬men Okulu'na, iki sene sonra da İstanbul Eğitim Enstitüsü'ne tayin edildi. Bu vazifelerine ek olarak Boğaziçi, Şişli Te¬rakki ve Işık liseleri gibi çeşitli okullarda ders verdiği gibi 1959'dan 1962'ye ka¬dar İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü'n-de İslâmî Türk edebiyatı dersini okut¬tu. İstanbul Eğitim Enstitüsü ile Yük¬sek Öğretmen Okulu müdürlüğünü yap¬tı, 1969'da kendi isteğiyle emekli oldu. Öğretmenliğinin yanı sıra 1955'te üye olduğu İstanbul Fetih Cemiyeti'ne bağlı İstanbul Enstitüsü'nün ve aynı yıl kuru¬lan Yahya Kemal Enstitüsü'nün müdür¬lüğüne seçildi (1958). Her iki enstitünün yayın çalışmalarını yürüttü. Millî Eğitim Bakanlığı "1000 Temel Eser" ve "Çağ¬daş Türk Yazarları" komisyonlarında gö¬rev aldı. Kubbealtı Cemiyeti bünyesinde 1971'de çalışmaya başlayan Dil ve Ede¬biyat Akademisi'nin edebiyat dalı baş¬kanlığını ve aynı kuruluşun 1972'den iti-baren yayımladığı Kubbealtı Akademi Mecmûası'nın müdürlüğünü yaptı. Ye¬ni ve çok hacimli bir şekil verdiği Resim¬li Türk Edebiyatı Târihi adlı büyük ese¬rinin telif ve baskısını tamamlamaya ça-lışmakta iken 13 Ağustos 1974'te vefat etti. Mezarı Rumelihisarı'ndadır.
Öğrencilik ve gençlik yıllarında şiirler ve hikâyeler kaleme alan Nihad Sâmİ Banarlı bu devrede özellikle okul piyes¬lerinde başarılı oldu. Kızıl Çağlayan ve Bir Yuvanın Şarkısı adlı manzum pi-yesleri Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı yarışmayı kazandı ve bakanlık tarafın¬dan yayımlandı (1933). Kızıl Çağlayan filme de alınmıştır. Bir Güzelliğin Hi¬kâyesi adlı küçük romanı ise Hürriyet gazetesinde on üç sayı tefrika edildi[1]. İstanbul Üni¬versitesi Edebiyat Fakültesi'nde seçkin bir talebesi olduğu M. Fuad Köprülü'nün tesiriyle öğretmenliğinin ilk yıllarından itibaren edebiyat tarihi araştırmalarına yöneldi ve bu konudaki çalışmalarını Al¬tı Ok (Edirne), Atsız Mecmua, Orhun, Ülkü (Ankara), Halk Bilgisi gibi dergi¬lerde yayımladı. 1940'tan başlayarak Yedigün dergisinin edebiyat sayfasını yö¬netti, burada genç kabiliyetlere yol gösterdi. 1948-1962 yılları arasında Hürri¬yet gazetesinde devamlı, ayrıca Akşam ve Yeni Sabah gazetelerinde, İstanbul Enstitüsü, Yahya Kemal Enstitüsü, İs¬tanbul Yüksek İslâm Enstitüsü, Hayat Tarih, Meydan, Kubbealtı Akademi mecmualarında tarihî, edebî ve sosyal konularda yazılar kaleme aldı. Bazı ya¬zılarında, özellikle haftalık Meydan der¬gisinde Emin Bayraktaroğlu takma adı¬nı kullandı. Bunlar içinde Hürriyet ga¬zetesine yazdığı haftalık "Edebî Sohbet¬ler" az zamanda çok geniş bir ilgi ve et¬rafında büyük bir okuyucu kitlesi topla¬mıştı. 1948'de. İsmail Hami Danişmend tarafından XV. asırda yaşamış kadın şair Râbia Hatun'a ait olduğu iddiası ile ya¬yımlanmaya başlanan şiirlerin o çağda yazılmayıp dil. üslûp, imaj. hatta şekil bakımından ancak bugünün eseri olabi¬leceklerini bu sohbetlerinde ispat etme¬si N. S, Banarlı'nın prestij ve şöhretini daha da arttırdı.
Nihad Sami Banarlı yakın dostu oldu¬ğu Yahya Kemal'in büyük bir kısmı ya¬yımlanmamış olan şiirlerinin, onu ikna ederek, 1956-1957 yıllan arasında Hür¬riyet gazetesinde neşrini sağladı. Bu ya¬yım sırasında isimleri dahil tertip ve bas¬kı şekline kadar şiirlerin kitap halinde basımı konusunda da Yahya Kemal ile birlikte çalıştı. Ancak daha ilk kitabın baskısına geçilmeden 1958'de Yahya Ke¬mal vefat edince bu çalışmaları tek ba¬şına sürdürdü. İstanbul Fetih Cemiye¬ti bünyesinde bir Yahya Kemal Enstitü¬sü kurulmasını gerçekleştirdi (1958). Bu enstitüye şairin mirasçıları tarafından devredilmesinde rolü olduğu evrak ile eşyayı tasnif ve tertip etti; ayrıca Yahya Kemal Müzesi'ni ve arşivini kurdu (1960). Yahya Kemal'in yayımlanmış ve yayımlanmamış bütün şiir ve yazılarını titiz bir çalışma sonunda 1961'den itibaren kaliteli bir baskı ile on kitaplık bir külli¬yat halinde yayımladı. Ayrıca iki cilt ha¬linde Yahya Kemal Enstitüsü Mecmu-asj'nı çıkarttı (1959, 1968). Bu çalışma¬larıyla ve aynı konuda yazdığı diğer ya¬zılarla Banarlı. bilhassa Yahya Kemal'in Türk edebiyat ve fikir hayatındaki yeri¬ni almasına büyük ölçüde yardımcı olmuştur.
Eserleri:
a- Türk Edebiyatı.
1- X7V'ün-cü Asır Anadolu Şairlerinden Ahme¬dî'nin Osmanlı Tarihi: Dâsitân-ı Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman ve Cem-şîd ve Hurşîd Mesnevisi. Ahmedî'nin İskendernâme'sl içinde yer alan ve ilk Osmanlı vekâyi'nâmesi kabul edilen Te-vârîh-İ Mülûk-i Âl-İ Osman" adlı bölü¬mün yirmi iki nüshası üzerinden yapıl¬mış tenkitli neşridir. İlk defa Edebiyat Fakültesi'nde mezuniyet tezi oiarak ha¬zırlanan bu çalışma daha sonra geliş¬tirilerek önce Türkiyat Mecmuası'nda[2] Fuad Köprülü'nün üniversi¬te hocalığının 25. yılına İthaf edilerek yayımlanmış, aynı yıl hocası Köprülü'nün takdim yazısı ile mecmuadan ayrı ba¬sım olarak kitap halinde de basılmıştır. Eserde ayrıca, Ahmedî'nin N. S. Banarlı tarafından bulunup gün ışığına çıkarı¬lan Cemşîd ü Hurşîd mesnevisi de ilim dünyasına tanıtılmıştır. Banarlı'nın bu ça¬lışması metin tesisi bakımından Ahmet Ateş tarafından tenkit edilmiştir.
2- Nâmık Kemal ve Türk - Osmanlı Milliyetçiliği (1947). Nâmık Kemal'in Osmanlı tarihi, vatan, millet ve milliyetçilik konusunda¬ki görüşlerinden hareketle verilmiş bir konferans metnidir.
3- Resimli Türk Edebiyatı Târihi, Destanlar Devrinden Za¬manımıza Kadar[4]. Sözlü edebiyat ve des¬tanlar devrinden başlayarak asır aşır XIII-XIX. yüzyıllar arası Anadolu, Çağatay ve Azerî sahaları da dahil olmak üzere bü¬tün Türk edebiyatı, Batılılaşma tesiri al¬tında ortaya çıkan Tanzimat, Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âtî edebiyatları ile millî edebiyat ve 1950'li yıllara kadar Cum¬huriyet devrini şahıslar kadrosu itibariy¬le bir bütün halinde ele alıp incelemek¬tedir. Yeni bilgiler ilâvesiyle genişletile¬rek 1971 "de Millî Eğitim Bakanlığı'nca tekrar yayımlanmaya başlanan eserin baştan ancak yedi fasikülü müellifin ha¬yatında basılmış, onun vefatı üzerine sondan bazı kısımları yarım kalan bu kitap ve yayım, kendisinin ilk baskıya yap¬tığı ilave ve notlardan faydalanılarak Nermin Suner Pekin tarafından tamam¬lanmıştır. Eserin bir özelliği de kuru bir ilim dili yerine sohbet üslubuyla kaleme alınmış olmasıdır. Eserin bu ikinci baskı¬sı üzerine Hikmet İlaydın eser hakkında bir seri tenkit yazısı neşretmiştir.
4- Büyük Nazireler, Mevlid ve Mevlid'de Millî Çizgiler.
b- Liseler İçin Ders Kitapları.
1- Türk Edebiyatı Tarihi, Başlangıçtan Tanzi¬mat'a Kadar[7]. Bu kitapta İslâmiyet'ten önceki döneme ait sözlü edebiyat ile XIII. yüz¬yıldan başlayarak Anadolu. Çağatay ve Azerî edebiyatları ve Türk halk edebiyatı anlatılmaktadır.
2- Edebî Bilgiler (1942). Türk edebiyatında türler, nazım şekil¬leri, vezinler ve diğer konularda örnek¬lerle bilgiler veren yardımcı ders kitabı mahiyetinde bir eserdir.
3- Metinlerle Edebî Bilgiler.
4- Metin¬lerle Türk ve Batı Edebiyatı[9]. Önce Metinlerle Türk Edebi¬yatı adıyla yayımlanan bu kitaplar ders programlarının değişmesiyle daha son¬ra yeniden ele alınarak bu isimle neşre¬dilmiş ve günümüze kadar birçok bas¬kıları yapılmıştır.
c- Yahya Kemal'le İlgili Kitapları.
1- Yahya Kemal Yaşarken (1959). Yahya Ke¬mal'in edebî ve tarihî görüşleriyle çalış¬ma tarzı ve diğer yönleri hakkındaki ya¬zılarından meydana gelmektedir.
2- Yahya Kemal'in Hâtıraları (1960). Yahya Kemal'le şahsî planda cereyan eden söz¬lü ve yazılı hâtıralarından oluşmaktadır.
d- Diğer Eserleri.
1- Kızıl Çağlayan (1933).
2- Bir Yuvanın Şarkısı (1933).
3- Faruk Naîiz Hayatı, Seçme Şiirleri.
4- Türkçenin Sırları (1972, 11. bs. 1988). Millî değerlerimizin en önemli varlığı ola¬rak kabul ettiği Türkçe'ye ve Türkçe'nin meselelerine dair olan yazılarının bir kıs¬mından meydana gelmiştir. Çok dikkat¬le seçilmiş kelimelerle ördüğü yazıların¬da kendine mahsus bir sohbet üslûbu ortaya koyan yazar bu eseriyle Türk ta¬rihini, kültür eserlerini ve özellikle Türk¬çe'yi şuurlu bir gayretle tanıtmış ve sev¬dirmeye çalışmıştır.
Nihad Sami Banarlı'nın vefatından son¬ra Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı, mü¬ellifin daha önce çeşitli yerlerde yayım¬lanan yazılarını konularına göre tasnif ederek "Nihad Sami Banarlı Külliyatı" adı altında neşretmektedir. Şimdiye kadar bu seriden şu on kitap yayımlanmıştır: Türkçe'nin Sırları (1972); Şiir ve Ede¬biyat Sohbetleri (c. 1, 1976, c. II, 1982); Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri (1984); Bir Dağdan Bir Dağa, Nihad Sami Ba-narlı'nm Kaleminden Yahya Kemal (19841: Kültür Köprüsü, Süleyman Çe-lebi'den Mehmed Akif'e (1985); Ki¬taplar ve Portreler, Mehmed Akif'ten Günümüze (1985); Devlet ve Devlet Terbiyesi (1985); İstanbul'a Dâir (1986); îman ve Yaşama Üslûbu (1986).