Devlet Bahçeli Hikmet Tekin ve Fendoğlu’nu Hatırlar mı?
01 Ocak 1970
12 Ağustos, Hikmet Tekin’in katledilmesinin üzerinden 30 yılın geçtiği bir tarihtir.
Hikmet Tekin; 1950 yılında Bingöl’de doğmuş ve Ankara’da okumuştu.
1977 Belediye seçimlerinde, MHP’nin Bingöl Belediye Başkan adayı olmuştu.
Sağ-sol çatışmalarının doruk noktada olduğu o yıllarda Hikmet Tekin, Bingöl Belediye Başkanlığını kazanmıştı.
MHP; Bingöl’de, %33 oy oranı ile birinci parti olmuştu.
Değişik zamanlarda silahlı saldırıların hedefi olan Hikmet Tekin, uğradığı saldırıların birinde ağır yaralanmıştı. Saldırı sonrasında, Bingöl ve Elazığ Devlet Hastanelerine kaldırılmıştı. Hastanedeki yanlış müdahaleler sonrasında durumu ağırlaşmıştı.
Yaşanılan bu olumsuzluk üzerine, Alparslan Türkeş tarafından, özel ambulans uçakla Ankara Tıp Fakültesi Hastanesine nakledilmişti. Yapılan tıbbı müdahalelere rağmen böbreğinin birini kaybeden Hikmet Tekin, iyileşmiş ve görevinin başına dönmüştü.
Ancak katillerin duracağı yoktu ve öldürücü saldırı 12 Ağustos 1979 tarihinde gerçekleşti.
Ramazan ayının güzel günlerinden birinde, Bingöl’ün Genç ilçesinde ikamet eden ablası Esma Hanım ve eniştesi Ömer Bey’in evine iftar yemeğine gitmişti.
İftar sonrası Bingöl’e dönerken, kendisine ve yakınlarına pusu kurulduğundan habersizdi.
Adı üstünde; pusu…
Bu saldırı sırasında; annesi Hümriye Tekin, öğretmen olan kardeşi Ahmet Tekin ve kendisi öldürülmüştü. Yanında bulunan yeğenleri ise yaralanmadan kurtulmuşlardı.
27 yaşında, % 33 oyla Bingöl Belediye Başkanı seçilen ve ‘derin unsurların’ saldırısı sonucu hayatını kaybeden Hikmet Tekin için cenaze töreninin yapılmasına dahi izin verilmemişti.
12 Ağustos, Hikmet Tekin’in katledilmesinin üzerinden 30 yılın geçtiği bir tarihtir.
Başka bir ifadeyle; Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgede, % 33 oyla belediye başkanı seçilen ülkücü bir gencin, kalleşçe öldürülmesinin yıl dönümüdür!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, elbette Hikmet Tekin’i anımsıyordur!
Unuttuğunu sanmıyorum…
Eminim ki Hikmet Tekin’i, öğrenciliğinden de tanıyordu.
Devlet Bahçeli’nin anımsayacağını düşündüğüm diğer bir isim ise Hamit Fendoğlu…
1977 yılında yapılan belediye başkanlığı seçiminde, bağımsız aday olarak, Malatya Belediye Başkanlığını kazanmıştı. Malatya Belediye Başkanlığını ilk kez CHP adayları dışında biri kazanmıştı. Bağımsız aday olduğuna bakmayın, başkanlığı kazanmasının arkasında yatan önemli faktörlerden birisi de ülkücülerin çalışması ve desteğiydi.
Kürt olan Hamit Fendoğlu’nu bekleyen akıbet de, Hikmet Tekin’inkinden farklı değildi.
Onun hesabına düşen ise bombalı bir paketti…
Aslında bu iki ismin dışında da birçok isimden bahsetmek mümkündür. Adıyaman, Ağrı, Bingöl, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Muş, Malatya, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep ülkücü hareketin güçlü bir zemine sahip olduğu, MHP’nin milletvekili ve belediye başkanlıkları kazandığı illerdi.
Bu şehirlerde, ülkücü harekete yön veren insanların çoğunluğunun etnik orijini Kürt’tü.
Çünkü Kürt olmak, ayrılıkçı olmak değildi!
Peki, ne oldu da MHP, Kürt sorunu sarmalında, yaşam koşulları giderek zorlaşan bölge insanı ile arasındaki ilişkiyi, ‘ülküsüne’ uygun olmayan bir zemine kaydırdı?
“Ben bu konuda asla taviz vermem” ve “konuşulacak bir şey yok” diyerek, bölücülüğün güç kazanmasına zemin hazırladığının farkında değil mi?
Devlet Bahçeli; 25 yıldır ülkemizi sıkıntıya sokan ve toplumsal barışı tehdit eden terör sorunu ile bölge insanını ayrıştırmayı amaçladığı açık olan Cumhurbaşkanının girişimine, “Sayın Cumhurbaşkanı sen Bizans tekfuru musun?” diyerek hakaret eden, Oktay Vural’a ne zaman dur diyecek?
İçeriğini bilmediğini ifade ettiğin bir çalışmaya, ‘hayır’ demek, hangi anlayışa sığar?
DTP milletvekillerine karşı sergilenen ve takdir edilen şefkatli tutum, bölgenin mağdur insanları için ne zaman gösterilecek?
Nereden nereye…
Hikmet Tekin’i % 33 oyla Belediye Başkanı seçen Bingöllüler ve Kürt Hamit Fendoğlu’nu başkan yapan Malatyalıların hepsi ‘hain’ mi oldu?
Yazık…
Ezbere ve önyargıyla yapılan değerlendirmeler Devlet Beye yakışmıyor!
