İBRAHİM HAKKI “HACI FERŞAT” EFENDİ
01 Ocak 1970
İbrahim Hakkı Hacı Ferşat Efendi, Çaykara’nın Holaysa köyünde 1863 yılında doğup Of’ta 1930 (İslam Ansiklopedisinde doğum tarihi 1866, ölüm tarihi 1929 olarak gösterilmektedir.(1) yılında ölen Of’un gelmiş geçmiş en büyük din alimlerindendir. Nüfusta adı İbrahim Hakkı Ulusal olarak geçmekte ise de Hacı Ferşat Efendi olarak anıldığı için günümüzde torunlarının çoğu Ferşat soyadını almışlardır. İbrahim Hakkı Hacı Ferşat Efendi, 1916 yılında Rus işgal hareketleri sırasında Yeşilalan köyündeki medresesinde dini eğitimini devam ettirirken Rus istilasına karşı öğrencileriyle savaşa koşmuştur.(2)
İslam Ansiklopedisinde konu ile ilgili bölüm özet olarak şöyledir:“Fakir bir aileye mensup olduğundan bir süre çobanlık yaptı. Daha sonra üstün bir zekaya sahip olduğunu farkeden bazı alimlerin telkiniyle yörenin müderrsilerinden Huşolu Numan Efendi’den İslami ilimleri tahsil etmeye başladı. Küçük yaşına rağmen her yıl Ramazan ayında civar illere giderek vaazlar veriyor, heyecanlı konuşmalarıyla kalabalık cemaatlerin ilgisini çekiyordu. Tahsiline devam ederken Trabzon çevresindeki kazalarda kısa süreli imamlık görevlerinde bulundu. İcazet aldıktan sonra İstanbul’a gitti ve Ramazan ayında Sultanahmet camisinde vaazlar verdi. Seyehati sırasında tanıştığı Kondulu Yusuf Şevki Efendi ile İstanbul’da buluştu ve Süleymaniye’deki Gümüşhanevî Tekkesi’ne gidip Ahmed Ziyâeddin efendi’yi ziyaret etti. Tekkeye girerken tasavvufa intisap etme niyeti olmamasına rağmen orada Yusuf Şevki Efendi’den ders almaya başladı. Memleketine döndükten sonra orada bir medrese kurdu ve çeşitli aralıklarla burada 40 yıl kadar müderrislik yaptı. Medresesinde 300 kadar öğrenciye icazet verdi. Of’ta müftülük, Samsun İdadisi’nde öğretmenlik yaptı. Okuyan öğrencilerin askerlikten muaf tutulması için kurulan komisyonlarda görevlendirildi. İşgal sırasında Rusların yağmalayıp Bayburt’tan Tiflis’e götürdükleri kitapların geri alınması için Şark Ordusu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa’ya yazdığı mektuptan anlaşıldığına göre Gümüşhanevî Ahmed Ziyaeddin adına Of, Rize ve Bayburt’ta kurulan vakıf kütüphanelerinin mütevelli görevini de yürütmüştür.
Şeyhi Gümüşhanevî Ahmed efendi’nin kızıyla evlendi. Onun postnişini İsmail Necâti Efendi’nin yanında halvete girdi ve hilafet mertebesini elde etti. Daha sonra onun yerine postnişinliğe getirilmesine rağmen “şöhret afettir” diyerek bu görevi benimsemedi ve ömrünün sonuna kadar medresesinde tedris ve irşat faaliyetlerine devam etti.
Son dönemlerinde yürüyemeyecek hale gelmesine rağmen irşad faaliyetlerinden geri kalmamış ve müridlerinden Hopşeralı müderris Poyrazzade Dursun efendi, onu sırtında taşıyarak yakın köylerde yapılan icazet merasimlerine götürmüştür. Çok defa günde bir bardak sütle veya sadece kahvaltı ile yetindiğinden 35 kilo ağırlığında çok zayıf biri idi.
Müridlerince hakkında bir çok menkıbe anlatılan Hacı Ferşad Efendi, toplumun kültür değişimine uğradığı hassas bir dönemde Trabzon yöresinde Trabzon yöresinde, hatta Karadeniz bölgesinin büyük bölümünde halkın dini hayatı üzerinde unutulmaz tesirler bırakmış bir mürşid ve müderristir. Tesirleri ölümünden sonrada devam etmiştir.
Çaykara’da müderris ve mürşid Hasan Râmi Yavuz, Of’ta Çalekli Dursun Feyzi Güven, Of’ta ünlü kıraat alimi Mehmet Rüştü Aşıkkutlu, Suluova’da daha çok irşad faaliyetleri ile bilinen kayınbiraderi Ali Yücel ve Samsun’da Açıkbaş diye tanınan Ömer Efendi ona mensup kişiler arasında yer alır.
3 Eylül 1929 tarihinde vefat etti ve Yeşilalan’daki medresenin yanında defnedildi.”(3)
Bazı rivayetlere göre İbrahim Hakkı Hacı Ferşat Efendi, “Cumhuriyetin İlanı’ndan sonra Şapka Devrimi sırasında Atatürk’le tartışmıştır.(4) Bu rivayetlere göre; şapka devrimi için Atatürk Trabzon’a geldi. Burada bölgenin alimlerini topladı. Görüşlerini aldı. Ferşat Efendi’nin başına şapka koyup ona “Sen gavur oldun mu?” diye sordu. O da “Hayır olmadım.” Dedi. Bunun üzerine şapkayı kendi başına koydu. “Ben gavur oldum mu?” dedi. Ferşat Efendi, - “Evet” dedi Atatürk- “Neden?” diye sordu. O da ululemre itaat kutsaldır. Ben sizin emrinize itaat ettim. İsteyerek koymadım. Onun için gavur olmam ama, sen kendi isteğinle koyduğuna göre sen olursun” dedi. Bu cevap Atatürk’ün çok hoşuna gitti. Ama, cevap vererek oradaki alimleri ikna etmek gerektiği için ona “Ben de bunu isteyerek değil medeniyeti çağımıza uydurmak için yapıyorum” dedi. Atatürk onu Trabzon müftüsü yapmak istediyse de o kabul etmedi. Hacı Ferşat Efendinin öğrencisi Ali Yücel Hoca bu olayı o zamanlarda dinlediğini fakat Hacı Ferşat Efendinin bu olayla ilgisi olmadığını anlattı. Bu şekilde halk arasında yayılmış bir rivayet varsa da bu doğru değildir. Hacı Ferşat Efendi ile birlikte Hacca giden ve onla çok yakın arkadaş olan müderris Hacı Hasan Fehmi Efendi (Soyadı sonradan Bilgin olmuştur). Onun Atatürk’le gerçekten iki görüşme yaptığını söylemiş ve bu konuda evlatlarına şu bilgileri vermiştir.
“Hacı Ferşat Efendi: Atatürk ile iki defa görüşmüştür. İlkinde 15 Eylül 1924 tarihinde Trabzon Ulema reisi olarak Atatürk’ün huzuruna çıkmıştır. Atatürk’ün hanımı söze karışınca H. Ferşat Efendi onunla konuşmak istememiştir. Ben “Gazi ile konuşmaya geldim, kadınla değil” demiştir. O anda, Atatürk bir şey söylemeyip sonradan Trabzon Valisi Sait (Kıymaz) ten onun ismini almıştır. Fakat ilim adamlarına göstermiş olduğu saygıdan dolayı idam ettirmemiştir.
Başka bir kaynakta Atatürk’ün İbrahim Hakkı Hacı Ferşat Efendi ile yaptığı görüşmede ona “Sen medresede eğitimine devam et. Senin öğrencilerinde bir süre askere alınmayacak” dediği rivayet edilir(5).
Atatürk, bir gün Samsun’a geldiğinde Hacı Ferşat Efendi ile bir görüşme daha yapmıştır. Ondan sonra Hacı Ferşat Efendi Of’a dönerek birkaç yıl evvel ayrıldığı memleketine tekrar yerleşmiştir.”
Tanınmış din alimi Ali Yücel Efendi’yi (1985 yılı) Suluova’da ziyaret ettiğimde bana bu konu ile ilgili aşağıdaki bilgileri vermiştir.
“Trabzon müftüsü tarafından H. Ferşat Efendi Atatürk’ün huzuruna çıkarılır. Kolu saatli idi. H. Ferşat Efendi Atatürk’e bazı sorular sordu ve Atatürk cevabını vermeyip sonradan yazacağını söylemiştir.
Hacı Ferşat Efendi, Yusuf Şevki Efendi’nin yolunu devam ettirmiş olup aynı zamanda ona damat olarak Gümüşhanevi Tekkesine bağlanmıştır. Ayrıca Gümüşhanevi’nin Of, Rize, Bayburt’ta kurduğu kütüphanelerin mütevelliliğini de yapmıştır.(6)
Hacı Ferşat Efendi İstanbul’da Gümüşhanevi Ahmet Ziyaeddin Efendi’nin halifelerinden Safranbolulu İsmail Necati Efendi adlı büyük bir “müderris tarafından yetiştirilmiştir. Daha sonra onun yerine geçmiştir. Uzun seneler Samsun İdadisinde öğretmenlik yapmıştır(7). 1995 yılında İstanbul Fatihte Topkapı Kaleiçi’ndeki Ahmet Paşa Camisinin külliyesi içinde Hacı Ferşat Efendi adına Çaykara-Hacı Ferşat Efendi Eğitim ve Kültür Derneği adıyla bir dernek kurulmuştur.
_____________________
(1) Bak. Sadık Albayrak “Son Devir Osmanlı Uleması” İstanbul 1996, C. 2, s 195
(2) Haşim Albayrak, Suluova’daki Of ve Çaykaralılar”, Amasya–1985, s.58)
(3) Yusuf Şevki Yavuz, “Ferşad Efendi”, TDV. İslam Ansiklopedisi, C. 12, s. 413
(4) Çaykaralılar Dergisi, Temmuz 1994, sayı, s.42
(5) Yusuf Şevki Yavuz, “Ferşad Efendi”, TDV. İslam Ansiklopedisi, C. 12, s. 413-414
(6) Haşim Albayrak, Of ve Çaykara I, Ankara 1986, s.76
(7) Çaykaralılar Dergisi, Temmuz 1994, sayı, s.42