SEYYİD AHMET ARVASİ
SİNAN ATEŞ - www.sonkale.org 15 Ocak 2007
31 Aralık tarihi Türk Milliyetçiliği fikrinin önde gelen isimlerinden Seyyid Ahmet Arvasi'nin ölüm yıldönümü. Sizlere Arvasi'nin geçmişini anlatacak değilim. Nerede doğduğunu ailesini vs. gibi yönlerini birçok yerde bulabilirsiniz. Arvasiyi Ülkü Ocağında haftada bir dağıtılan seminer notlarında tanıdım.Arvasi deyince ise aklıma ilk gelen ortaokul çağlarında iken Fatih Ülkü Ocağında öğrendiğim ve hiç unutamadığım "Ve tarih bir gün acı içinde kıvrana kıvrana şahadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilmediğini yazmak zorunda kalacaktır." Sözü ve Türk-İslam ülküsü adlı o muhteşem üç ciltlik eseri. Türk-İslam ülküsü; Arvasi Hocanın 1977'de başlayan Hergün gazetesindeki köşesinde yayınlanan yazılarının toplanmasıyla ortaya çıkan ve her Türk Gencinin okuması gereken eser. Arvasi Hoca, Türk Milliyetçiliği fikrine çok ince ve güzel üslubuyla siyasal olmayan İslam'ı nakşetmiştir.Türk Milliyetçiliği hareketine İslami bir ruh kazandırmıştır. Türk'ün, İslam'ın sancaktarı olmasını arzu etmiş ve bu uğurda çalışmıştır. Arvasi, Hasbihal isimli eserinde kendisini şu şekilde ifade ediyor ve hedefi gösteriyor: "Ben,İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk Milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslam'ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. İnanıyorum ki, hem Türk, hem Müslüman olmak, hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür.Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuz yerine getirmeyelim." Sık sık sohbet etme şerefine ulaştığımız Efendi Barutçu Ağabeyim Bursa Eğitim Enstitüsünden Arvasi Hocanın talebesidir.Kendisinden Arvasi Hocayı bir çok yönüyle dinleme fırsatı bulduğum için kendimi bu yönde şanslı görüyorum.İsterseniz Arvasi Hocayı bir de dönemin Bursa Ülkü Ocağı başkanı olan Ağabeyimiz EFENDİ BARUTÇU'DAN dinleyelim: "Arvasi Hoca şuurlu bir Türk milliyetçisi ve çok iyi bir müslümandı. Söylediklerini lafta bırakmaz, keza yazdıkları gazete, kitap sayfalarında kalmazdı. Çünkü, dünyanın en güçlü fikirlerine de sahip olsanız, fikirlerinizi kendi hayatınıza aktaramıyorsanız, bu fikirlerin devlet ve cemiyet hayatında yaşayabilme, tatbik edilme şansı olmaz. Bu manada muhteşem bir insandı. Rahmetli Arvasi Hoca, daima gençlerle bir arada olur, onlara Türk tarihinin 5000 yıllık geçmişinden, Türk milletinin yetiştirdiği deha çapındaki fikir ve sanat adamlarının yüceliğinden bıkmadan usanmadan bahsederdi. Başta Hazreti Muhammed (s.a.v)\'in olmak üzere ve diğer müslüman önder şahsiyetlerin hayatlarından sık sık örnekler vererek, arayış içindeki Türk gençliğine bir ümit bir heyecan kaynağı olurdu. Arvasi Hoca, milletimizin aydınlık geleceğinden hiçbir zaman şüpheye düşmemiştir. Türk milletinin yeniden tarihi görevini ifa edecek bir konuma mutlaka geleceğini bu konuda da ülkücü gençliğin önemli bir rol oynayacağını her zaman ve her zeminde ifade ederdi. Hoca dünya malına, dünya mevkilerine ehemmiyet vermeyen, tabiri caizse elinin tersiyle iten, bir yapıya sahipti. 1975 senesinde Ankara\'da muhtelif siyasi partilerle, Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuştu. MHP de bu koalisyon hükümetinde birkaç bakanlık ve başbakan yardımcılığı ile temsil edilmesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı'nda etkiliydi. Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarlığı ve bazı genel müdürlükleri Türk milliyetçisi olarak bilinen şahsiyetlere verilmişti. O dönemde Ankara\'dan beni telefonla aradılar. Dediler ki: "Seyyid Ahmet Arvasi Hoca'ya ulaşamıyoruz. Lütfen bir görüşün. Ankara\'da Milli Eğitim Bakanlığı'nda bir üst görev arzu ederse Ankara\'ya tayinini yaptırmak istiyoruz." Bir öğle tatilinde hocamla yol üzeri sohbet yürüyüşü yaparken Ankara\'nın bu isteğini kendisine ifade ettim. Ankara\'da Milli Eğitim Bakanlığı'nda bir üst görev arzu eder misiniz? Dedim. Bana biraz şaşkınlıkla bakarak "Evladım ne yapıyorsunuz? Beni götürüp Ankara\'da bir masaya bağlayacak, mahkum edeceksiniz. Halbuki ben şu okullarda Türk çocuklarına bir şeyler öğretmek çabasındayım. Benim mevkiiyle, makamla ne işim var" diyerek her faninin kolay kolay reddedemeyeceği bir teklifi geri çevirmişti." Arvasi'nin bir diğer yönü de bir Gazi Eğitimli olmasıdır. 1958 Gazi Eğitim Pedagoji mezunudur. Bu yönüne de değinmeden geçemeyeceğim. Ruhu Şad mekanı cennet olsun.
