ADNAN MENDERES VE 6/7 EYLÜL OLAYLARI
Serif DEMİR 01 Ocak 1970
ÖZET
6/7 Eyliil olaylari. CiimhiiriyeL tarihinde önemli bir yer t//tiiiaktadir. Olaylarin failleriniii kim
oldiigii hakkiiida tartisinalar günümrize kadar devam etmistir. Olaylarin sebepleri, iç ve dis
baglaiiiilari siyasete etkileri iizilil zaiiimidir tartisiliyor ve daha da tartisilacaga beiiziyor.
Dönemiii ik/idari DP i'e Adiiaii Meiideres. 6/7 Eylül olaylariiiiiineresiiidedir? Olaylara bakisi i'e
tavri Ilasil olml/sLiir? Olaylar. Yiiiianistan Selaiiik 'Ieki Alatürk 'ün evine bomba koniilmasiy/a
baslamistir. Türk halki Aiatiirk 'üll eviiie koniilmi bomba üzerine sokak/ara döküliiiüs ve protesto
yürüyiisleri kontroldeli çikti. Protesto kisa sürede Riiiiilara karsi yagma ve yakiiia ey/emine
döiiüstü. Olaylarhakkiiula 1955-/957 yi/iiida göiiifeli mahkeme/erde l/ltiiklanaii büti/ii zmiiiilar
bemat eiii. 27 Ma)'is /960 soiimsi Yassiada mahkemelerinde 6/7 Eylül o/a)'/ari (lavasi tekmr
açildi. Bir dönemiii yargi/andigi Yassiada 6/7 Ey/i;l davasinda, DP ve Adnan Mel/{leres siiçlii
bii/iiiidii...
GIRIS
Temelleri Atatürk ve Venizelos tarafinda atilan Türk-Yunan dostlugu,
1930'larda hizla geliserek bir ittifaka dönüstü. Her iki ülke arasindaki iyi niyete
dayali komsuluk iliskileri II. Dünya Savasi sonrasinda da devam etti. 1952
yilinda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani C. Bayar ile Yunanistan Kral'i
Pavlos birbirlerinin ülkelerini ziyaret ettiler. 1953'te Yugoslavya ile birlikte
Balkan Pakti'ni kurdular. Komsuluk ve dostluk iliskilerinin gelismesi, Bati
Trakya'daki Türklerle, Istanbul'daki Rum azinligin yasamina olumlu etki
yaptii.
DP, azinliklara karsi dostça, ilimli ve son derece hosgörülü yaklasti.
Azinliklar içersinde özellikle RumIara karsi, Yunanistan ile iliskilerin daha da
gelistirilmesi için daha fazla ilgi gösterildi. Rumlan mutlu etme adina;
Heybeliada Ruhban Okulu açildi, okula Yunanistan'dan ve diger Hiristiyan
ülkelerden ögrenci kabul edilmeye baslandi, belirli sayidaki ögretinenin
Yunanistan'dan gelerek, Istanbul'daki Rum ögrencilere ders vermesine izin
verildi. Hükümet, RumIari ve Yunanlilara karsi o kadar dikkatliydi ki; Istanbul
fethinin 500. yili kutlamalarinin iptal edilmesi ve basin organlari ikaz edilerek
RumIari incitici haberler yapilmamasi talep edildi2.
Fener Patrigi, 27 Temmuz 1950'de C. Bayar ve A. Menderes'i, 1952'de
Menderes' i tekrar ziyaret etti. Menderes 1953'de Patrigi, Atatürk'ün
Anitkabir'e nakledilmesi törenine davet etti ve 1954'te Basbakan A. Menderes
Cumhuriyet tarihinde ilk defa Fener Patrikhanesi'ne giderek Iade-i ziyarette
bulundu3. Türklerle Rumlar arasinda güvene dayali iliskiler gelismeye basladi.
DP Hükümetlerinin azinliklara karsi bu politikalarina, azinliklar da ayni sekilde
olumlu yaklasarak DP iktidarini sonuna kadar desteklediler. TBMM'ye DP
saflarindan pek çok milletvekili gönderdiler4.
"Olaylar" Tarih ve Toplum, VII 33, 1986, s. ii
Hükümet'in açiklamasi; "Yunanli dostlarimizla kardesçe iliskilerimiz her geçen gün gelisiyor.
Bu yakinlasmayi sarsacak ve dostlarimizi rahatsiz edecek bir yayindan kaçinmak gerekir".
Fatih Akin, Türkiye'de Azinlik Politikalari (6/7 Eylül 1955 Olaylari), Istanbul
Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü, Atatürk ilkeleri ve InklUipTarihi
Anabilim Dali, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Istanbul 1999, s. 85-86
H. Emre Oktay, Yasli Ada, Istanbul, BRT Yayinlari, 2006, s. 195; Dilek Güven, 6-7 Eylül
J955 Olaylari, Istanbul, Iletisim Yayinlari, 2009, s. 156
1950 Seçimlerinde DP'den milletvekili olarak; Salamon Adato, Vasil Konos, Ahilya Moshos
ve Andre Vahram seçildi. 1954 Seçimlerine DP kadrolarinda; Rum kökenli Aleksander
Hatzopulos ile Henri Soryano milletvekili olarak yer aldi. RumIar, 1957 seçimlerinde de
tercihlerini DP'den yana kullandilar. Rumiar, DP'nin 1954 yilindan itibaren izledigi azinlik
politikasindan rahatsizlik duysa da CHP'nin seçimleri kazanma ve iktidara gelme
ihtimalinden duyduklari korkuyla DP'yi sonuna kadar desteklemeye devam ettiler. D. Güven,
a.g.e., s. 182
DP ile Rum azinlik arasinda ki sicak iliskiler, Kibris mes~lesinin sorun
olarak ortaya çikisiyla sogumaya basladi. Hükümet göstermis oldugu iyi niyet
ve jestlerini sonlandirdi ve Rumlar'a belirgin bir mesafe koyarak, degisen
politikasini iyice hissettirdi. Hükümetin degisen azinlik politikasina paralel
olarak kamuoyunda, Rumlar'a yönelik bir tepki olusmaya basladi. Özellikle
basinda Kibris üzerinden Rum azinliga yönelik sadakatsizlikle baslayan
suçlamalar, Patrik Athenagoras'in Megali Idea taraftarligindan,
Kibris'taki terörün Istanbul'daki Rumlar tarafindan finanse edildigine
kadar pek çok agir itham yer almaktaydi. Basinda yayinlanan hakaretler
Türk halkinin Rumlar'a öfke ve tepki duymasina sebep olurken5,Kibris sorunu
Türk-Yunan iliskilerinde ve ülkemizdeki Rum azinliklara karsi izlenecek
politikalarda yeni bir dönem açti.
i. Türk - Yunan Iliskileri ve Kibris
Yunanistan, 1951'de Ingiltere' den adanin gelecegine ada halkinin karar
vermesini talep etti. Istekleri karsilanmayan Yunanistan, BM nezdinde
diplomatik girisimlerde bulundu. Özellikle 1954'ten itibaren, Yunanistan
Kibris'i uluslararasi gündeme tasiyarak, Kibris'a sahip olmanin yollarini
aramaya basladi. Ayni yillar Türkiye"nin, Balkanlarda Yunanistan ve
Yugoslavya ile bölgesel bir ittifak kurma çabalarina tesadüf ettiginden, Türkiye
Yunanistan'la iliskilerini bozmadan sorunun barisçi yollarla çözümlenmesine,
yani mevcut statünün aynen korunmasina taraftardi. Fakat Yunan girisimleri de
kaygi ile izlenmekteydi. Yunanistan'in Kibris politikasindan duyulan
rahatsizligi Menderes, Yunan tarafini uyararak, bu durumun iliskilere
yansimamasi için, "Sükunet ve itidalin bugün her zamandan daha zaruri
oldugunu dost ve müttefik Yunan millet ve hükümeti tarafindan takdir"
edilmesini istemekteydi6.
Yunanistan'in BM'deki girisimleri 14 Aralik 1954'te Genel Kurul'da
görüsüldü. BM'de Yunanistan'in Kibris halkina self-determinasyon hakkinin
verilmesi teklifinin, adadaki huzur ve bölgedeki barisi tehlikeye
düsüreceginden, gündem disi birakilmasi kararlastirildi7. Türk tarafi konunun
tamamen kapandigini düsünerek, BM'nin aldigi karardan son derece
memnundu. Basbakan Menderes, "Yunan resmi makamlarinin bu mesele
Olgun Gökçal, 6/7 E~'lül Olaylari ve Türk Basini, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk ilkeleri
ve InklHip Tarihi Enstitüsü, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Izmir 2006, s. 25; Foti
Benlisoy, "6/7 Eylül Öncesinde Basinda RumIar", Toplumsal Tarih, XlVi Si (Eylül 2000),
s.37
6 Cumhuriyet, 22 Agustos 1954
Ulus, i 5 Aralik 1954
dolayisiyla ortaya çikan hadiselerden aramizdaki dostlugun haleldar olmamasi
için gayret sarf ettiklerini ve tedbirler aldiklarini belirten ifadelerini
memnuniyetle kaydetmekteyiz. Bu mesele tamamiyle kapandigi için artik
müttefikirniz Yunanistan ile aramizdaki dostlugun hatta gölgelenmemesine
dikkat ve itina göstermek zamani gelmis bulunuyoruz. Esasen ilk günden beri
itidalini muhafaza etmis ve dostluk hisleriyle ittifakimizin manevi vecibelerine
riayette asla kusur etmemis bulunan Türk hükümeti, bu görüs ve inançla iki
memleket münasebetlerinin yeni yeni inkisaflarina mazhar olmasi yolundaki
gayretlerine samirniyet ve azimle devam eyleyecektir" dedi8. Türkiye, israrla
Türk-Yunan dostlugunun zarar görecegini ileri sürerek konunun açilmamak
üzere kapatilmasini istedi.
BM'de alinan karar, adadaki RumIari ve Yunanli gençleri hiç memnun
etmedi. Atina'da Ingiltere, ABD ve Türkiye konsolosluklarina saldirilar
düzenlenerek, BM kararini protesto eden mitingler yapildi. BM' e karari
sonrasinda Rumlar Kibris'taki Ingiliz yönetimine ve Türk azinliga karsi terör
hareketi baslatarak, adaya tek basina hakim olma mücadelesini hukuk disi
yollardan sürdürdü1er. Bu durum dogalolarak Türk Hükümetinin ve Türk
milletinin tepkisini çekti.
Kibris 'ta akan kana ve her gün tirmanan teröre çözüm bulamayan
Ingiltere, Kibris'taki RumIardan iyice bunaldi. Ingiltere, Türkiye'nin de
katilacagi bir konferansta, Yunanistan ile birlikte sorunu diplomatik yollarla
çözmek için harekete geçti. Ingiltere böylece sorunun; Ingiliz yönetimiyle
Kibrisli Rumlar arasinda olmaktan çok, aslinda Türkiye ile Yunanistan'in iki
uzlasmaz taraf oldugu uluslararasi bir sorun oldugunu "kanitlamayi" bu ana
kadar Kibris ile ilgili uluslararasi görüsmelerde konunun disinda kalan
Türkiye'yi konferansa davet ederek, kendi tezlerinin konferansta kabul ettirmeyi
amaçlamaktaydi9.
Konferansa katilacak Türk Heyeti Londra'ya hareket etmeden önce
Basbakan Menderes; Yunan dostluguna verdigi önemi özellikle vurgulayarak,
Türkiye'nin 1955'e kadar izledigi "sogukkanli ve ihtiyatli" Kibris politikasinin
özünde ve bundan sonra takip edilecek politikalarin temelinde "Türk-Yunan
dostluguna ve ittifakina ayni kiymet ve ehemmiyeti vermek" bulundugunu
belirttilo. Kibris'ta çikmis ve muhtemelen çikacak olaylar karsisinda Ingiltere'yi
Ayin Tarihi, Aralik 1954, S. 253, s 109
9 Sükrü S. Gürel, Kibns Tarihi (1878-1960), c. II, Istanbul, Kaynak Yayinlari, 1985, s. 107
LO 1955 yilina kadar Türkiye'nin Kibrisli Türklerin hakkini müdafaa adina bir sey yaptigi
görülmez. DPtnin Disisleri Bakani Köprülü, 20 Haziran 1950'de "Türkiye'nin Kibris diye bir
meselesi yoktur" diyordu. Mehmet Arif Demirer, 6 Eylül 1955 Yassida 6/7 Eylül Davasi,
Istanbul, Baglam yayinlari, 1995, s 21; Melek Firat" Kibris Sorununun Türk Dis Politikasina
ikaz eden Menderes, Kibrisli Türklere sahip çikarak, "Silahlandirilip.is bir
ekseriyet karsisinda masum, hareketsiz ve silahsiz bulunabilir. Onlarin bir an
için dahi müdafaasiz kalacaklari manasini tazammun etmez. Bu bakimdan
büyük bir endise ve heyecan içinde bulunan Kibrisli irkdaslarimizi tatmin ve
müsterih kilmak isteriz". Londra'da adanin kaderi self-determination yapilarak
belirlenmeye çalisilmasi ihtimaline de deginen Menderes, Kurtulus Savasi ve
Bati Trakya'nin kaderinin belirlenme seklini örnek göstererek Yunan iddialarina
sert çikti. Kibris'in cografi ve jeopolitik açidan Türkiye için öneminden söz
eden Menderes, Londra'ya gidecek Türk heyetinin, "Statükonun muhafazasini
asgari sart olarak müdafaa edecegini" açikladi1i.
Menderes'in konusmasi; kamuoyunda yerinde ve zamaninda bulunarak
basinda olumlu ifadelerle takdir gördül2. Ana Muhalefet lideri ve CHP Genel
Baskani i. Inönü 25 Agustos'ta; "Kibris'taki kardeslerimizin can ve mallarini
tehlikeden korumak için hükümetin alacagi bütün tedbirlerde beraberiz.
Konferansta haklarimizi korumak ve kurtarmak yolunda hükümeti bütün
gayretlerimizle destekleriz" dedi13.Ülkede iktidar ve muhalefet her türlü iç
kavgayi bir tarafa birakarak Kibris konusunda ortak hareket etmekteydi.
Londra'ya ulasan Türk Heyeti önce Ingiltere Disisleri Bakaniyla bir ön
görüsmede bulundu ve Türk Heyeti, Yunanlilara verilebilecek olasi hiçbir tavize
onay vermeyeceklerini kararlilikla vurguladi. F. R. Zorlu bu görüsme ve
Londra' daki hava hakkinda Menderes'e durumu detayli olarak sifre telgrafla
bildirdi14.
29 Agustos'ta Londra Konferansi basladi. Önce Türkiye ardindan
Yunanistan bilinen görüslerini tekrarladi. Disisleri Bakani F. R. Zorlu,
Ingiltere'nin Kibris'taki egemenliginin devamina taraftar olundugunu
Etkileri (1955-1997), Çagdas Türk Diplomasisi: 200 Yillik Süreç, Yay. haz. Ismail Soysal,
Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1999, s 555
ii Zafer, 25 Agustos 1955; Vatan, 25 Agustos 1955
12 A. S. Esmer basyazisinda; "Bu beyanat muhalefet partileri tarafindan desteklendigi gibi, Türk
Milletinin duygularini da ifade etmektediL" Ahmet Sükrü Esmer, "Basbakanin Kibris
Demeci", Ulus, 28 Agustos 1955
13 Ulus, 26 Agustos 1955
14 Zorlu'nun gönderdigi sifre telgrafin son bölümünde; "Ifadelerimizle haklarimizda musir
davranacagimiza kendilerini teyakkun ettirdigimizi zannediyorsak da bu sahada çok
çalisilmasi icap ettigini anlamaktayiz. Bu sebeple gerek biz, gerek gazetecilerimiz bu yolda
gayret sarf ediyoruz. Tarafi devletlerinden bu husustaki ilgililere verilecek emirlerin pek
faideli olacagini saygilarimla arz ederim" bilgileri geçmektedir. "Yassiada'da
Okutturulmayan Sifre Telgraf', Mehmet Arif Demirer, 6 EylUl 1955 Yassida 6/7 EylUl
Davasi, Istanbul, Baglam Yayincilik, 1995,s. 401-404.
belirtirkenl5, Yunanlilar, Kibris'ta yasayanlarin yani Rumlar'in adanin kaderini
tayin etmesini talep ettiler. Her iki tarafin iddialarini dinleyen Ingiltere, adaya
kontrolü altinda özerklik verilmesini teklif ettiyse de Türkiye ve Yunanistan
Ingiltere'nin önerisini ret ettiler. 6 Eylül aksami Disisleri Bakani F. R. Zorlu ile
tren garindan telefonla görüsen Menderes, Zorlu'nun bes yillik moratoryum
yapalim teklifine kizarak, "Fatin Bey, ne söylüyorsunuz. Bu artik milletin
sorunu olmustur. Istanbul yaniyor, ben ne moratoryum kabul ederim, ne baska
bir sey kabul ederim. Terk edin gelin konferansi" dedi. Istanbul, Izmir ve
Ankara'daki olaylar Konferansin dagitilmasina, görüsmelere son verilmesine
sebep oldul6.
2. Olaylarinin ÇikiSi ve Menderes
5 Eylül 1955 gecesi Atatürk'ün evinin bulundugu bahçenin yakininda
bomba patladi17. Radyo'dan saat 13.00 bülteninde Atatürk'ün Selanik'teki
IS Londra Konferansinda Türkiye adina konusan Disisleri Bakani F. R. Zorlu; adanin Türkiye
için stratejik öneminden söz eder ve Kibris'in statüsünde bir degisiklige lüzum olmadigini
savundu. Eger Ingiltere adadan mutlaka ayrilacaksa adanin eski sahibine iade edilmesini aksi
takdirde adanin taksim edilmesini talep etti. Serif Demir, Türk Siyasi Tarihinde Adnan
Menderes (1930-1960), Marmara Üniversitesi, Türkiyat Arastirma]ari Enstitüsü Türk Tarihi
Anabilim Dali, Cumhuriyet Tarihi Bilim Dali, (Yayinlanmamis Doktora Tezi), Istanbul 2009,
s.385
16 Hüseyin Agun, Demokrat Parti iktidarinin Kibris Politikasi 1950-1960, Ankara, Imge
Kitapevi, 1997, s 20-21; H. Fikret Alasya, Kibns ve Rum Yunan Emelleri, Lefkosa, Kuzey
Kibris Türk Cumhuriyeti Milli Egitim ve Kültür Bakanligi Yayini, 1992, s 3 i; Ahmet Yildiz,
ihtilalin içinden Anilar Degerlendirmeler, Istanbul, Alan Yayincilik, 200], s. 93; Melek
Firat, "1945-1960 Yunanistan'la Iliskiler", Türk Dis Politikasi Kurtulus Savasindan
Bugüne Olaylar, Belgeler, Yorumlar, Edt. Baskin Oran, i, Istanbul, Iletisim Yayinlari 2001,
s. 600; Londra'dan dönüste uçakta çok düsünceli ve üzüntülü olan F. R. Zorlu, Büyükelçi
Mahmut Dikerdem'e "Bir gecede, bütün çabalarimiz zayi oldu, ne yapayim simdi ben?" dedi.
Mehmet A]i Birand. Can Dündar-Bülent Çapli, Demirkirat, Istanbul, Dogan Kitapçilik,
1999, s. 110
17 Yunan Mahkemeleri olayin faili olarak Selanik Hukuk Fakültesi 2. Sinif ögrencisi Oktay
Engin ve Selanik Konso]oslugumuzda çalisan Hasan Uçar'i suçlu bularak cezalandirdi. O.
Engin daha sonra Türkiye'ye sigindi. Egitimini Türkiye'de tamamlayarak Kaymakamlik,
Emniyet üst düzey yöneticiligi ve Valilik görevlerinde bulunan Oktay Engin, Yunan
mahkemelerinin kasitli olarak yanlis karar verdigini iddia ederek, hakkindaki suçlama]ari ret
etmektedir. Engin'e göre; bombanin son derece ilke] ve basit olarak hazirlanarak patlatildigini
ve olayin gerçek faillerinin Atatürk'ün evi ile Selanik Türk Konsoloslugu etrafina yerlesmis
olan Türkiye'den zorunlu gelen Rum göçmenlerin oldugunu söylemektedir. Faruk Mercan,
"Bombaci da, mit elemani da degildirn", Aksiyon, S. 457, 8 Eylül 2003; Yasisada
mahkemelerinde O. Engin'in MAH mensubu ve bombayi azmettiren oldugu anlasilmistir.
Yassiada ZabitIar-II 6/7 EylUl Olaylari Davasi, haz. E. G. Naskali, Istanbul, Kitapevi,
2007, s. 172-73;D. Güven, a.g.e., s. 93
dogdugu ev. ile Türk Konsoloslugu arasinda bir bomba patladigini açiklandil8.
Istanbul Ekspres. gazetesinin 16.00'da ikinci baskiya giderek haberi büyük
puntolarla ve detaylandirarak "Atamizin Evi Bomba ile Hasara ugradi"
mansetini atmasi, siyaset tarihimize "6-7 Eylülolaylari" olarak geçen kitle
hareketinin kivilcimi oldul9.
Olaylarin oldugu gün dis politika ve iç politika bakimindan ilginç bir
zamana denk geldi. Hükümet ekonomik sorunlarla ve parti içi muhalefetle zor
günler yasarken, Kibris sorunu nedeniyle de dis politika oldukça sikintiliydi.
Ayrica ayni gün de Istanbul pek çok uluslararasi kongreye ev sahipligi
yapmaktaydi. Yüzlerce yerli ve yabanci gazetecinin gözleri önünde olaylar
meydana geldi20. .
Istanbul'daki ögrenci dernekleri, Kibris Türk Cemiyeti çatisi altinda,
Taksim Meydaninda Yunanlilarin Selanik'teki Atatürk'ün evinin
bombalamasini protesto için toplandilari. Insanlar, ellerinde bayraklar ve
Atatürk posterleriyle "Kibris Tüktür Türk kalacaktir" temposu tutmaya
basladilar. Taksim Meydani Cumhuriyet aniti önünde duran kalabalik, Istiklal
Marsini okuyarak göndere Türk Bayragini çekti22.Sanki gizli bir el, bir anda
kitleleri sokaga dökmüstü. Saat 20.30 siralarinda RumIara ait dükkaniari ve
Atatürk'ün Selanik'te dogdugu ev, Selanik Belediyesince Atatürk'e hediye edilmistir. C.
Bayar'in istegiyle 1950'dc onarimdan geçerek, LO Kasim 1953'te Atatürk Müzesi olarak
törenle hizmete açildi. Yassiada Zabitlari, s. VIII
IS Gürhan Gürcan, 6 Eylül 1955 Olaylari, Ankara Üniversitesi, Türk Inkiliip Tarihi Enstitüsü,
(Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2006, s. 74; Radyo'dan okunan metinde,
"Selanik'te Aziz Atatürk'ün dogdugu ev ile Türk Konsoloslugu binasi arasinda bahçede saat
gece yarisini dört geçe bir bomba patlamis ve bu infilak neticesinde Aziz Atatürk'ün dogdugu
evin pencereleriyle Konsoloshanenin camlari hasara ugramistir." Yunanistan Içisleri bakani
yapmis oldugu ilk basin toplantisinda; "Bu isi hakiki bir Yunanlinin yaptigini
zannetmiyorum" seklinde olmustur. M. A. Demirer, 6 Eylül, s.412
Gazete DP yanlisi Mithat Perin'e aittir. Gazete üst düzey sorumlularindan Göksin Sipahioglu,
yillar sonra yapilan röportajinda 6/7 EylülOlaylarinin Milli Emniyet Hizmetleri tarafindan
organize edildigini söylerken, M. Perin'inde yillar sonra Milli Emniyet Hizmetlerine çalistigi
anlasildi. D. Güven, a.g.e., s. 93-94
19 Istanbul Ekspres, 06 Eylül 1955; Ali Gevgilili, Yükselis ve Düsüs, Istanbul, Baglam
Yayinlari, 1987, s 136; M. A. Birand-C. Dündar-B. Çapli, a.g.e., s 109
20 Uluslararasi Kriminologlar ve Polisler Kongresi, Uluslararasi Karsilastirmali Hukuk Bilimler
Kongresi, Bizans Tarihçileri Kongresi, Uluslararasi Üniversite Dernekler Kongresi ve Dünya
Bankasi baglantili kongreler düzenlenmisti. M. Hulusi Dosdogru, 6/7 Eylül Olaylari,
Istanbul, Baglam Yayinlari, 1993, s. 28
21 D. Güven, a.g.e., s. 25; Hükümetin Taksim'de miting düzenleneceginden haberi vardir. Fakat
mitingin denetimden çikarak bu tarz bir yagmaya dönüsmesini beklememektedir. Dündar
Soyer, Cumhuriyet'te Adim Adim Olaylar, Anilar..., Istanbul, Büke Yayinlari, 200 I, s. 41
22 Emin Karakus, Iste Ankara, Istanbul, Hürriyet Yayinlari, 1977, s. 277
evleri yikip yagmalama olaylari basladl23. Eylemde, kalabaliklar Istanbul'un
farkli semtlerinde ama gayrimüslimlerin ikamet ve is çevresi olarak bilinen
Sisli, Nisantasi, Beyoglu, Karaköy, Beyazit, Kumkapi ve Yedikule civarinda
azinliklara ait ev, dükkfinve kiliselere dogru yöneldiler24.
Olaylarin hazirliklari birkaç gün evvelden basladi. Insanlar, Eskisehir' den
trenlerle, Istanbul'un disindan kamyonlarla Istanbul'a tasindi. Yagmacilarin
ellerindeki sopalar bile ayni boyut ve sekildeydi. Hepsi ayni tomadan ÇikmiS
gibi bir görünüme sahipti. RumIarin adresleri önceden tespit edildi ve olay
baslamadan evvel her sokagin basinda Kibris Türktür Cemiyetinin bir görevlisi
beklemekteydi. Olaylar yirmi ile otuz kisiden olusan organize olmus öncü
birliklerin yönlendirmesi ile gerçeklestirildi. Bunlar aralarinda "kiskirticilar,
önderler, tahripçiler" olarak sinif1andinlmisti. Görevliler isaret beklemekteydi.
isaret gazetenin ikinci baskisini yaparak Selanik'teki asilsiz olayi duyurmakti25.
Kiskirticilar Türk bayraklari yaninda Atatürk ve Bayar resimleri tasiyarak, halki
Kibris sorununu kullanarak tahrik ediyor ve gayrimüslim antipatisini
körüklüyorlardi26.
Gayrimüslimlere yönelik, yagma ve yakma olaylari basladiginda polis
güçleri olaylara duyarsiz kaldilar. Polisin bu pasif tavri; "emir biçiminde
verilmeyen, ancak hadiselere göz yumulmasini bir prensip olarak öngören
talimatin" varligina dayandinlmaktaydi. Polis gibi itfaiye teskilati da yanginlara
müdahalede son derece agir davranmaktaydi27. Asker28, Polis ve Zabita
kuvvetlerinin hadiseye müdahale etmemesi kalabaligi daha da cüretkar yapti29.
Oysa Istanbul' da böyle bir olayin olmasi yetkililer tarafindan
beklenmekteydi ve bir takim önlemler de daha evvelden alinmisti. Kibris'ta
23 M. A. Demirer,6/7 Eylül, s. 78; AhmetEmin Yairnanolayin tamamenplanl'ibir hareket
oldugunu söyler ve "Zaten sag ve sol gizli eller ortaligi karistirmak için bahane ariyor1ardir.
Köylerden getirilen eli sopali insanlar Rumiara ait evleri ve dükkaniari yagmalamaya
baslariar" der. Ahmet Emin Yalman, Yakin Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, Haz.
E.S. Erdinç, II, Istanbul 1997,s 1647
24 Sina Aksin, Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakin Tarihi, II, Istanbul 1997, 127; Metin
Toker, Ismet Pasa'yla 10 Yil, i, Ankara 1966, s. 105
25 G. Gürcan, a.g.t., s. 75-77
26 D. Güven, a.e., s. 26
27 D. Güven, a.e., s. 35-37
28 Birinci Ordu Komutan'i Org. Vedat Garan'a "Pasam neden karsi koymuyoruz?" diyenlere
"Ben ikinci bir Mustafa Muglah olmak istemem" diyordu. [Van Özalp'te görev yapan Org.
M. Muglah sinirdan kaçak geçenIere karsi silahli müdahalede bulundu. DP döneminde
yargilanarak gereksiz yere asiri güç kullanmaktan cezalandirildi] E. Karakus, a.g.e., S. 278;
Bu iddiayi Yassiada mahkemelerinde ret eden Org. Garan kesinlikle öyle bir ifade
kullanmadigini söyledi. Yassiada Zabitlari, S. 404; 9 Eylülde Sorumlu Generaller
görevlerinden alindilar. M. A. Demirer, 6 Eylül, s 78
29 Rifki Salim Burçak, On Yilin Anilari (1950-1960), Ankara, Nurol Matbacihk, 1998, S.315
yasanabilecek olasi bir tatsiz hadiseye karsi. ülkemizde meydana gelebilecek.
taskinliklara mani olmak için 28 Agustos'tan itibaren güvenlik kuvvetleri alarm
durumundaydi. Istanbul'daki Emniyet güçlerine 3 Eylül'den itibaren çevre
vilayetlerden takviye polisler getirildi. Hilton Oteli, Fener Patrikhanesi ve
Yunanistan Konsoloslugu gibi uluslararasi prestije sahip yerler de polis
tarafindan kordon altina alinarak üst düzey güvenlik saglandi. Fakat bütün bu
tedbirler olay gününde yeterince basarili olamadilar.
Istanbul'daki büyük yagma, 22.00'de askeri birliklerin harekete geçerek,
Beyoglu'na girmesi ve bütün ulasim yollarim kontrol altina almasiyla yavasladi.
Gece OO.OO'daSikiyönetim ilan edildeo. Gece 00.00-05.00 arasi sokaga çikma
yasagi ilan edildi. Askeri birlikler 02.30'da Istanbul'a tamamen hakim oldular.
6/7 Eylül olaylari sonucunda birkaç Rum öldü, 35 kisi yaralandi, 5622 bina
tahrip edildi. Sadece Istanbul'da 5104 kisi tutuklandi. Beyoglu taninmaz hale
geldi. Yagmalanmadik yer kalmadi31,
Menderes, Istanbul'da olagan disi gelismelerin yasandigini Istanbul
valisinin 16.30-17.00 arasinda kendisini aramasi sonucunda ögrendi. Menderes;
Istanbul valisine, "Hacet hininde askeri kuvvetlere müracaat etme lüzumu sizce
malUldür, tahmin ve tasavvurlarimza göre arzu ettiginiz miktarda bes kisinin
dahi bir arada toplanmamasina sureti katiyede mümanaat edeceksiniz" diye emir
verde2.
Bayar ve Menderes 19.00 dolaylarinda Taksim'den geçerken toplanmakta
olan kalabaligi görmüsler fakat süpheli herhangi bir durumu fark
30 Mustafa Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara, Phoenix
Yayinevi, 2004., s. 433; Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye (J945-1980), çev.
Ahmet Fethi, Istanbul, Hil Yayincilik, 1994, s 74; 1924 Anayasasinin 86. Maddesine göre,
"Harp halinde veya harbi gerektirecek bir durum bas gösterdikte veya ayaklanma oldugunda
veya vatan ve Cumhuriyet'e karsi kuvvetli ve eylemli bir kalkisma oldugunu gösterir kesin
belirtiler görüldükçe Bakanlar Kurulu, süresi bir ayi asmamak üzere yurdun bir kesiminde
veya her yerinde sikiyönetim ilen edebilir". Fakat Bakanlar Kurulu sikiyönetimin süresini
belirlememisti. Sikiyönetim ayni gün uygulamaya girerken yasa meclisten 12 Eylül'de
geçirildi. Zafer ÜskÜi, Siyaset ve Asker Cumhuriyet Döneminde Sikiyönetim
Uygulamalari, Ankara, imge Kitapevi, i997, s. 126.Bu durumda olaylar tamamen bittiginde
yasa yeni çikarilmis oluyordu ve 7-12 Eylül arasinda yasal dayanak olmadan sikiyönetim ilan
edilmistir.
31 Ölenlerin sayisi kaynaklarda farkli geçmektedir. Basina göre Il can kaybi varken
Cumhuriyet, 8 Eylül ]955; Yabanci kaynaklar 15 kisiden söz etmektedir. D. Güven, a.g.e., s.
55; Gece Istanbu]'u dolasan Toker, "Varos]ar, Sehre inmisti" der. M. Toker, a.g.e., s. )05;
M.A. Birand-C.Dündar-B.Çapli, a.g.e., s 109; Hüseyin Cahit Yalçin, Olayin siyasi degil,
tamamen sosyal ve ekonomik nedenlerden kaynaklandigini söyler. Hüseyin Cahit Yalçin, "En
Tehlikeli Cephe", Ulus, 14 Eylü] 1955: M. Firat, "Yunanistan", s 601; F. Akin, a.g.t., s. 122-
]23; G. Gürcan, a.g.t., s. 89
32 TBMM, ZC, D. iO,i. 23, c. IX, s. 83
etmemislerde3. Bayar ve Menderes olaylarin basladigindan habersiz, Ankara'ya
dönmek için Haydarpasa'dan 20.20 treni ile hareket ettiler. Menderes'e
olaylarin tehlikeli bir boyuta ulastigi haberi, Izmit Valisi kanaliyla Izmit'te
ulastirildi. Menderes askeri birliklerin basindaki komutani arayarak asayisin
saglanmasi için gerekirse ates edilmesi emrini verde4. Menderes Sapanca'dan
yaptigi telefon görüsmesiyle olaylarin kontrol altina alinamadigini ögrenince,
derhal Istanbul'a geri döndü ve Oi.OO'da bizzat nümayisçilerin arasina katilarak
olaylari engellemeye çalisti35.
Bu olaylar gerçeklesirken Istanbul'da bulunan Içisleri Bakani N. Gedik
ve Emniyet Gn. Müd. Ethem Yetkiner olaylari engelleyememis yagmacilari
dagitamamislardi. Içisleri Bakani N. Gedik istifa ederken, Izmir Valisi, Istanbul
Emniyet Genel Müdürü ve üç general görevinden alindi. Bunun yaninda pek
çok memurun, olaylar esnasinda görevlerini ihmal ettikleri için, görev yerleri
degistirildi. Kibris Türktür Cemiyeti kapatildi36.Hükümet yapmis oldugu ilk
açiklamada, "Istanbul ve memleket esas itibariyle bir komünist tertip ve
tahrikine ve agir bir darbeye maruz kalmistir"37.Hükümet ve askeri yetkililer
olaylarin sorumlulugunu tamamen Komünistlere yüklediler.
Mallari yagmalanan ve olaylardan zarar gören RumIara tazminatlar
ödendi. Ayrica vergi muafiyeti, ucuz insaat malzemesi tedariki ve banka borcu
olanlara kolayliklar saglandi. Menderes yardim faaliyetlerinin basarili olmasi ve
33 M. A. Demirer, 6 Eylül, s. 77; D. Güven, a.g.e., s. 98
34 F. Akin, a.g.t.,s. 113; D. Güven, a.g.e., s. 44; Komutan mahiyetindekilere emri intikal
ettirirken, "Her ne kadar ates ediniz seklinde emir aldimsa da, siz gene dipçikle falan idare
ediniz" demistir. Istanbul Valisi de askeri birliklere ates açmasi emrini vermis fakat o emirde
infaz edilmemistir. R.S. Burçak, a.g.e., s.317
35 Adnan Bey'i bir gün sonra Valilikte gören S. Agaoglu o günü söyle anlatmaktadir,
"Istanbul'da valinin odasina girdigim zaman Adnan Beyayakta duruyordu. Saçlari
karmakarisik, tassizdi. Dudaklarinda hüzünlü bir gülümsemeyle bana bakti." Samet Agaoglu,
Arkadasim Menderes, Istanbul 2004, s. 57
36 Cumhuriyet, 09 Eylül 1955
37 Ayin Tarihi, Eylül 1955, S. 262, s. 17;R. S. Burçak, a.g.e., s. 314; E. Karakus, a.g.e., s. 279;
Istanbul Örfi Idare Kumandani N. Aknoz, Istanbul'daki gazetecileri toplayarak, 6 Eylül
olaylariyla ilgili tüm yayinlarda Komünistlerin suçlanacagini aksi bir tez ileri sürüldügünde
gazetenin derhal kapatilacagini söyledi. D. Güven, a.g.e., s. 188; Yassiada'da N. Aknoz
Pasa'nin Idareyi Örfiye Hakimlerini 15günde bir toplayarak olaylarin komünistler tarafindan
yapildigina ve komünistlerin mutlaka cezalandirilmasi yolunda telkinler yaptigi anlasildi.
Yassiada Zabitlari, s. 114; Olaylar sonrasinda Siyasi polisçe fislenmis 45 asiri sol görüslü
evlerinden alinarak olaylardan sorumlu tutuldu. (Yazar da bu kisilerden birisidir) M. H.
Dosdogru, a.g.e., s. 24; Tutuklananlar arasinda yer alan A. Nasin; "Faciadan sonra
Menderes'in istegi Gedik'in emriyle Emniyet Müdürü 6/7 Eylül'den sorumlu tutulacak ve
suçlanmalari kamuoyunda tepki yaratmayacak 50-60 kisilik bir komünist listesi hazirlanarak"
tutuklandigini anlatmaktadir. Aziz Nesin, "Aziz Nesin'in 6/7 Eylül (Hapishane) Anilari",
Tarih ve Toplum, VII 34, 1986, s. 48
ihtiyaç sahiplerine ulasmasi için büyük çaba gösterdi. 6/7 Eylül olayi
magdurlari için Menderes, "Bütün vatandaslar bir araya gelerek çalisacagiz.
Tahribattan iz birakmayacagiz. Manevi zararlarin telafisi için milli bir tesanüt
göstermeli, sefkat elimizi uzatmali onlara kardesçe yasamak istedigimizi
anlatmaliyiz. Mabetleri ve mektepleri süratle tamir edecegiz. Bütün magazalari
kisa zaman da açacagiz"38 demistir. Cumhurbaskanin himayesinde Basvekil
Menderes'in fahri baskanliginda önde gelen sanayicilerden olusan bir komite
araciligiyla yardim kampanyasi baslatildi39.Yardim kampanyasina büyük destek
veren Menderes, Basbakanlik adina 50.000 TL, sahsi adina da 5.000 TL
yardimda bulundu40.Yardim kampanyasi sonucu 31 Aralik 1957'ye kadar 8,7
milyon TL bagis toplandi41.
3. Olaylarin Iç Politikaya Etkisi
9 Eylül'de CumhurbaskanI Bayar, TBMM'yi 12 Eylül'de acele konuyu
görüsmek üzere toplantiya çagirdi42. 11 Eylül aksami Çankaya köskünde
toplanan DP kurmaylari, olaylari önce kendi aralarinda müzakere ederek DP
Meclis Grubunda ve TBMM'de izlenecek stratejiyi belirlemeye çalistilar. 12
Eylül saat 10.00'da toplanan DP Meclis Grubu, 6/7 EylülOlaylarini görüsmek
üzere bir araya geldi.
Basbakan Menderes uzun bir konusma yaparak DP'li milletvekillerinin
sorularini yanitladi. Menderes 6/7 Eylülolaylarinin detaylarini veya olaylara
yönelik alinacak tedbirleri konusmaktan ziyade daha evvel Hükümetin almis
oldugu örfi idare kararinin, DP grubunca tasdik ve tasvip edilmesini istedi.
Menderes, "Kibris meselesinden dogan bir milli galeyanin ortaya koydugu
birtakim tahribattan ibaret degildir. Katiyetle ifade ediyorum ki, sekilleriyle
hazirlanmis olan büyük bir komünist darbesinin karsisinda bulunmaktayiz. ( )
Müsait olan zemini fevkalade üstadane maharetle ve sogukkanlilikla istismar
eden komünistler birer milli felaket diyebilecegimiz fevkalade agir bir vaziyet
vÜcuda getirmislerdir" diyerek, olaylarin müsebbibi olarak israrla
"Komünistleri" göstermekteydi. Hatta Menderes; "DÜnya komÜnistleri
faaliyetlerini Türkiye üzerinde tekasüf ettirmistir. Türkiye'yi en cazip bir hedef
38 F. Akin, a.g.t., s. 125; Halkimiz Istanbul'un yaralarini çok güzel bir yardimlasma çabasi
içinde basariyla sardi. Pakize Basaran, Ben Yasarken 27 Mayis 1960 ve Öncesi, Istanbul
2008, s. 126
3Q Uygur Kocabasoglu, "6/7 EylülOlaylarindan Sonra 'Hasar Tespit Çalismalari' Üzerine
Birkaç Ayrinti", Toplumsal Tarih, XIV/81 (Eylül 2000), s. 45
40 "Olaylar" Tarih ve Toplum, Vii 33, 1986, s. 13-14
41 D. Güven, a.g.e., s. 56-57; O. Gökçal, a.g.t., s. 129
41 Ulus, LOEylü11955; M. Albayrak, a.g.e., s. 434
olarak ele almislardir. Çünkü zemini müsait görmektedirler. Takip ettikleri
umumi politika bakimindan takip ettikleri usul de Türkiye'yi mutlaka bir
kargasaliga maruz birakmaktir". Olaylarin tekrarlanmamasi için Menderes'te
kendinden emin, "akla gelecek, hatta gelmeyecek bütün tedbirler alinmishr ve
alinmaktadir" dedi. Menderes milletvekillerinin israrli sorularina karsi, "Ben
meselenin burada kapanmasini ve daha ileri gidilmemesini rica edecegim. Milli
menfaatlere uygun degildir" dedi. Menderes ayrinhlara girmekten özellikle
kaçinarak, sikiyönetimin grupça tasdikini istedi.
DP'li Mil1etvekillerinin israrli sorularinin devam etmesi karsisinda
Menderes, olaylar hakkinda bir takim bilgiler vermeye mecbur kaldi. Menderes
olaylardan sorumlu gördügü komünistleri suçlamasinin sebeplerini açikladi.
Ona göre; "Selanik'te bombayi patlatan menhus ve mesum el Istanbul
hadisesini ika eden elin ta kendisiydi". Olaylarin baslamasindaki zamanlamaya
dikkat çeken Menderes, "Bugün Istanbul' da muhtelif memleketlerin 38 Maliye
vekili bulunmaktadir. Bunlarin meyaninda birçok eski Basbakanlar mevcuttur.
Amerikan Heyeti büyük bir adettedir. O bomba gününde patlatilmishr. Bizi
kendi fikirlerince dünya nazarinda rüsva edecek, bizi garptan koparip
müdafaasiz birakacak ve kolayca elde edilebilir bir sikar haline götürecek zalim
darbe tam zamanim seçmek suretiyle bize havale edilmis bulunuyor". Ayrica
Menderes; "Sadece kiliselerin tahribine büyük ehemmiyet ve dikkat atfedilmis
olmasi ve hatta ölülerin kemiklerinin muhkem mermerler altinda sökülüp ortaya
çikarilip hakarete maruz birakilmasi keyfiyeti, damgasi üstünde komünist eseri
oldugunu apaçik ifade etmektedir". Olaylari "Milli felaket" olarak tainmlayan
Menderes, "Böyle bir seni eser Türk milletinin mali olamaz. Bu gibi hareketler
milli heyecanin galeyani neticesi olarak kabul edilemez. Bunu Türk gençligine
dahi atfetmek gayrimümkündür" dedi. Olaylar esnasinda görevini yapmayan
memurlar hakkinda amire itaatsizlikten dava açilmasini da elestiren Menderes,
olaylarin siradan olmadigini ve ortada "bir ayaklanma" bulundugunu iddia
etmekteydi43.Hükümetin talep ettigi örfi idarenin onaylanmasi ve uzatilmasi
istegi grup tarafindan kabul edildi. DP grup toplantisindan istedigi destegi kolay
alan Menderes, TBMM Genel Kuruluna rahat girdi.
12 Eylül 15.00'da toplanan TBMM'nin gündeminde, "Istanbul, Izmir ve
Ankar"avilayetlerinde Örfi Idare ilanina dair Basvekalet tezkiresi" vardi. Ne
olup bittiginin farkina varamayan muhalefet, hükümetten meclisi
bilgilendirmesini talep etti. Muhalefet adina ilk konusmayi yapan CHP Genel
baskani i. Inönü; "Hadisenin her tarafi karanliktir. Bu kadar tertipli ve teçhizatli
bir tecavüz ne vakitten beri, nasil hazirlanmistir?" dedi. Istanbul, Ankara ve
Izmir gibi merkezf yerlerde bu kadar büyük olaylarin olmasina anlam
43 TBMM, DPMG, 0.10, ]2 Eylül 1955
veremeyen Inönü "6/7 Eylül faciasinin" bir an önce aydinlatilmasini.talep etti44.
Muhalefetin istek ve elestirilerine karsi basbakan yardimcisi Fuat Köprülü, "Bu
hadiseden Hükümet evvelce haberdardi. Ona göre bazi tertibat da almisti. Fakat
bu hadisenin günü ve saati muayyen degildi ve bu bütün gayretlere ragmen
adeta bir baskin seklinde her tarafta birden tecelli etmistir" dedi45.Olaylarin faili
olarak, "Komünist unsurlar hadiseyi evvelce tertipledikleri gibi sevki idareyi ele
geçirmislerdi. Zemini aylar ve aylarca evvel hazirlamis olmasalardi böyle bir
hadise vukua gelmezdi" dedi. Köprülü konusmasinin devaminda Türk dis
politikasindan, olaylarin olus sekline kadar pek çok detayda komünistlerin
neden böyle bir hadiseyi gerçeklestirmeye çalistiginin izahini yapti46.
Menderes sikiyönetim için Meclis'ten yetki istedi. Menderes, "Hadisenin
sebepleri üzerinde fazla durmanin ve tedbirler üzerinde konusmanin, alacagimiz
tedbirleri ifsa etmek ve hakikatleri tebellür ve tenevvür etmeden hükme
baglamak gibi mahsurlari vardir" dedi. Bunun için konunun ileride
görüsülmesini ve Hükümetin talep ettigi sikiyönetim kanunun kabul edilmesini
istedi47.TBMM Hükümetin örfi idarenin tasdikini ve alti ay süreyle Istanbul,
Ankara ve Izmir'de devam etmesine yönelik istegini kabul ederek onayladi.
Menderes konunun görüsülmek üzere Meclisten örfi idare talebinde
bulunmustu. Fakat üzerinden aylar geçtigi halde gerçek suçlular açiklanamadigi
gibi, kamuoyunu ikna edecek bilgilendirmeler de yapilamamaktaydi. CHP
Genel Baskani i. Inönü, iV. Menderes Hükümetinin güven oylamasi
görüsmelerinde 6/7 Eylülolaylarini tekrar gündeme getirdi. Inönü, olaylarin
üzerinden üç ay geçtigi halde hükümetin kamuoyunu tatmin edecek açiklamalari
yapmaniasini elestirerek, Hükümetin daha evvel haberdar oldugunu açikladigi
olaylari neden engellemedigini israrla sormaktaydi. Olaylarin hazirlanisi ve
baslangicinin hükümetin bilgisi dahilinde oldugunu fakat zamanla hükümetin
kontrolü kaybederek, olaylarin bu hale gelmesine neden oldugunu iddia eden
Inönü; "6/7 Eylül vukuatindan vahim bir surette mesul olan Bay Adnan
Menderes'in Hükümetin basindan ayrilmasi lazimdir" dedi. Inönü'nün bu
iddialarina tepki gösteren Menderes oturdugu yerden Inönü'ye "Hepsi yalan!"
diye bagirdi48.Inönü'nün konusmasini üzülerek dinledigini belirten Menderes
6/7 EylülOlaylari ve hükümete yönelik elestiriler hakkinda "Tertiplenmis
nümayisler devri çoktan geçmistir. Mazide dahi olsa; ben her hangi bir Türk
44 TBMM, ZC, D.I O, i. 80, c.vri s. 669
45 Köprülü bu sözle; "Hükümetin bir hareket ve bir nümayis bekledigini, hatta bu maksatla
tertipler de almis oldugunu, 'Hükümetin haberi vardi' sözüyle iste bunu kastettigini" fakat
alinan önlemlerin neden uygulanamadigini merak ettigini söyledi. R.S.Burçak, a.g.e., s. 323
46 TBMM, ZC, D.I O, i. 80, c.vri s. 684-85
47 A.e., s. 689
48 A.e., I. 15, c.vm, s.270-271
Hükümetinin böylesine tedbirlere girisebilecegine ihtimal vermiyorum... Ve
hiçbir delile, hiçbir akli ve mantiki esasa istinat etmeyen bu iddialari ve sayialari
hatta nefretle telakki etmekteyim" dedi. Menderes'i üzen, Inönü gibi Devlet
Baskanligi ve Basbakanlik yapmis bir zatin böyle bir elim olayin T.C.
Basbakaninin yapabilecegine ihtimal vermesiydi49.Menderes, olaylarin failleri
hakkinda hiçbir açiklama yapmazken, muhalefetin ima yollu da olsa hükümete
yönelik elestirilerine sert tepki göstermekteydi.
26 Aralik 1955'te muhalefet, TBMM'ye Basbakan A. Menderes ile
Içisleri Bakani N. Gedik için 6/7 Eylülolaylarinda hakkinda tahkikat açilmasi
için önerge verdi. Muhalefet olaylardan hükümeti sorumlu tutmaktaydi.
Menderes'de muhalefeti ve kamuoyunu, olaylarda Hükümetin dahli olmadigina
ikna etmekte güçlük çekmekteydi. Çünkü Komünist oldugu iddiasiyla dava
açilan kisiler, olaylarla bagi olmadigi anlasildigi için serbest birakildilar.
13 Ocak 1956'da 6/7 Eylül hadiseleri dolayisiyla Basbakan Menderes ve
eski Içisleri Bakani N. Gedik hakkinda verilen tahkikat önergesi TBMM'de
görüsülmeye baslandi. Menderes tahkikat tezkeresinin hiçbir delil ileri
süremedigini, olaylarin oldugu Istanbul'da bulunmasinin görevi geregi ve
tamamen tesadüf oldugunu ifade ettiso. Mecliste muhalefet milletvekillerinin
israrla "Basvekilden süphe ediyoruz" seklindeki satasmalarina sinirlenen
Menderes, "Huzurunuzda bütün vazifelerini yapmis bir insanin vicdan huzuru
ile konusmaktayim. Hiçbir seyden korkum yoktur. Hususiyle Istanbul hadiseleri
hakkinda söyleyeceklerim, bu gün degil yarin kati konusmalar sirasi geldigi
zaman dolayisiyla kimlerin manen bu islerden mesul oldugunu söylemek
imkanini mutlaka bulacagim"sl dedi. Muhalefetin sert elestirilerinden bunalan
Menderes, "Bütün unsur ve meseleleriyle 6-7 Eylül hadiseleri uzun bir hazirlik
neticesidir, biz bunun bir tertip eseri oldugunu ifade suretiyle belirtmis
bulunuyoruz. Simdi deniyor ki: Ekipler ayri ayri saatte, Istanbul'un her
tarafinda görülüyor, aletleri var ellerinde, harekete geçiyorlar, polis emir
almistir, müdahale etmiyor, ordu emir almistir, harekete geçmiyor, hatta o kadar
ki, Izmir' de de ayni saatte baslamistir. ( ) Hadise ile irtibat ve alakamizi
milyonda bir ihtimalle de olsa tespit etmeye imkan bulurlarsa her türlü cezayi
kendimize tertibe kendimiz raziyiz. Yalandir arkadaslar. Yalandir, yalandir,
yalan söylüyorlar" dedi. Tutuklanan kisilerin ifadelerine bakildiginda
Hükümetin hiçbir sekilde ilgisinin olmadiginin anlasilacagini söyleyen
Menderes askerin neden müdahale etmedigine bir anlam veremeyerek,
"Basvekil olarak ne. yapacaktim. Gidip bölügün basina mi geçecektim? Sonra
49 A.g.e., s. 299
50 A.e., I. 23,c. iX,5.64
51 A.e.,s 68
kim bilir, yüz binler harekete geçecek bizim düsmani karsilayabilecek derecede
kuvvetli bir ordumuz Istanbul ve civarinda mevcut iken elbette bir hadisenin
zuhur etmesi esasen aklen müstabat idi. Kaldi ki, o ordu harekete geçmek için
de kuvvetlerinden bir miktarini tefrik etmek suretiyle haberdar edilmis"
oldugunu söyledi. Muhalefet milletvekillerinin sahsi satasmasina iyice
sinirlenen Menderes; "Adnan Menderes eger Adnan Menderes olsaydi, Adnan
Menderes eger Basvekil olmamis bulunsaydi, eger Adnan Menderes Hükümet
Reisi olarak Türk Hükümetini temsil etmiyor olsaydi, Adnan Menderes açin
tahkikati bakayim, nasil haibü basir olacaksiniz derdi ve hissiyatinin icabina
göre hareket ederaL. Fakat ben, mücerret Adnan Menderes degilim ve size
beklediginiz firsati avucunuzu yalayin, katiyen vermeyecegini" belirtti. Mecliste
son derece gergin geçen görüsmeler sonucunda muhalefetin talep ettigi tahkikat
önergesi ret edildi52.
28 Subat 1956'de Hükümetin Meclise gönderdigi "6/7 Eylül tarihinde
Istanbul ve Izmir' de vuku bulan hadiselerde zarar görenlerin zararlarinin
ödenmesi" hakkindaki kanun layihasi'nin görüsmelerine baslandi. Muhalefet
milletvekilleri hükümetin görevini yerine getiremediginden olaylarin bu kadar
büyümesinden sorumlu oldugunu iddia ettiler ve Hükümet ile Menderes'in
sahsina yönelik elestirilerde bulundular. Her firsatta 6/7 Eylülolaylari sebebiyle
Hükümetinin elestirilmesine tepki gösteren Menderes hiçbir delilolmadan
hükümetinin elestirilmesi karsisinda "memleketin menfaatleriyle kabili telif
olmaz" dedi. Muhalefetin olaylarla ilgili Hükümete yönelik iddialarina karsin
Menderes, "Bu ithamin altinda bulundurmus olduklari insanlarin yüzde 100,
yüzde 1000 ithamlarla, bu kötü isnatlada zulüm yapmakta olduklarini
kendilerine hatirlatmak isterim" dedi. Yargiya intikal etmis bir konunun siyasi
nedenlerle gündeme getirilerek, hükümetin elestirildigini söyleyen Menderes,
"Uzaktan yakindan Hükümete mensup olan herhangi bir sahsin zerre kadar
ilgisi oldugu hükmünü verdirecek bir tek delil bile mevcut olacak olursa,
Hükümet olarak Hükümetten istifa degil, insanliktan istifa etmeye haziriz.
Ayiptir arkadaslar, yeter artik! ... Biz yalniz Hükümetimiz, yalniz iktidarimiz
için degil bundan sonra gelecek Türk Hükümetleri aleyhine en küçük bir iltibas
basil etmeyecek tarzda vicdani hareket etmeye azmetmis insanlariz,
vicdanlarimizin emri sadece bundan ibarettir. Bunlari söyleyenler hiçbir zaman
davalarini ispat edemeyeceklerdir. Ondan sonra zulüm yapmis olmakla
kalacaklardir.. ." dedi53.CHP Genel Baskani i. Inönü'nün Menderes' e cevap
vermek için kürsüye çikma talebi DP'li Meclis Baskani tarafindan ret edildi.
Fakat muhalefet milletvekilleri, Menderes ve Hükümete yönelik elestirilerine
52 A.e." s. 81-95
53 A.e.,i. 47,c. X, s. 1079
devam ettiler. Görüsmeler neticesinde Hükümetin talep ettigi 6/7 Eylül
Olaylarindan magdur olanlara, 60 milyon liralik yardim tahsisat 6684 sayili
kanunla kabul edildi.
Üzerinden bir yildan fazla süre geçtigi halde, Hükümet 6/7 Eylül
olaylarinin failleri hakkinda bir açiklama yapamamist!. 6/7 Eylül Hadiseleri
nedeniyle tutuklananlar hakkinda açilan davalar beraatla sonuçlandi54.Istanbul,
Ankara ve Izmir gibi sehirlerde bu çapta bir olayin gerçek failleri bulunamadi.
Hükümetin Komünistleri suçlayan beyanatlari seyreklesti ve zamanla bu
iddiadan tamamen vazgeçildiSS.Üzerinden bir yildan fazla süre geçtigi halde,
Hükümetin kamuoyunu tatmin edici açiklama yapamamasi, muhalefet ve
basinda hükümete yönelik süphelerin artmasina ve elestirilerin yogunlasmasina
sebep oldu.
Kamuoyu gibi DP'li milletvekilleri de olaylarin kimler tarafindan
düzenlendigini merak etmekteydi. DP Meclis Grup toplantisinda Menderes'e,
hadisenin gerçek failinin kim oldugu soruldu. Hükümetin ilk günlerde
olaylardan Komünistleri sorumlu tutarken, hala faillerin açiklanmamis
olmasindan kaynaklanan süphenin Menderes tarafindan giderilmesi istendi.
Menderes oldukça zor durumda kalmisti kamuoyu baskisinin üzerine kendi
partisi de bir açiklama beklemekteydi. Basbakan, "Istihbarat vasitalarimizIa
vasil bulundugumuz neticeleri kisaca arz etmek isterim. Bir defa
memleketimizde bu çapta genis bir hareketin degil küçük bir hareket dahi
komünist tertibi olarak çikarilmasi gayri mümkündür. Komünistlerin bizim
memleketimizde ciddi bir takibe maruz bulunduguna Yüksek Grubunuzun
itimat buyunnasini temenni ederim" dedi. Böyle büyük olaylarin Komünistlerin
tarafindan neden çikarilamayacagini gerekçesini Menderes, DP iktidarinin 1950
yilindan itibaren Komünist düsünce ve mensuplariyla yapmis olduklari basarili
mücadele sayesinde oldugunu iddia etti. Menderes'e göre olaylar; "Bir senelik
mütemadi nesriyat, ondan sonra karsi tarafin namütenahi tahrikleri mazinin
hatiralari, bir sene daha uzun zaman devam eden bu tahrikatin milli heyecan ve
hisleri tamamen galeyan haline getirmis oldugunu kimse redde inkar edemez".
Olaylarin "milli heyecan" sonucu çiktigini düsünen Menderes Komünistleri de
itham ederek, "bundan istifade etmeyi düsünen komünistler olmamis midir?
s4 24 Ocak 1957'de istanbul i. Ceza Mahkemesi, Savcinin beraat istegine; "Ne Polis
incelemelerinden ne Örfi idare Mahkemesi ve sivil mahkemedeki yargilamalardan ne de
saniklarin birbir)eriyle tutarli ifadelerinden, mahkemenin adil bir takdire dayanarak
mahkumiyet kararini gerekçelendirebilccegi deliller ortaya çikmamistir. Saniklar suç isleme
kastiyla hareket etmemislerdir. Bu nedenle hakimler oybirligiyle, saniklar hakkinda açilan
tüm davalardan beraat etmelerine karar vermislerdir." D. Güven, a.g.e., s. 91-92
ss Bülent Ecevit, "Basbakan ve Komünizm", Ulus, 14 Mayis 1956
Olmustur"s6. Böylece Menderes baslangiçta ortaya koydugu faillerle ulasilan
noktayi birlestirerek konuyu kapatmaya çalisti. Menderes sonuçta olaylarin
gerçek failini ortaya koyamadi ve o günün sartlarinda, olayi Kibris meselesinin
ülkemizde yarattigi tahriklere karsi, milli hissiyat içerisinde meydana gelen
galeyan olarak tarif etti. Fakat o kadar büyük kalabaliklarin bu derece organize
hareket etmesi gerçegi nedeniyle, açiklanan gerekçe DP'li milletvekillerini de
ikna edemedi.
4. Yassida'da 6/7 Eylül Olaylari Davasi
27 Mayis ihtilali sonrasinda basinda Menderes ve DP liderleri hakkinda
öne sürülen çesitli itham ve iddialar günlerce yayinlandi. Bu iddialarin en
ciddisini F. Köprülü sarf etmistir. Köprülü 6/7 Eylül Olaylari hakkinda basina
vermis oldugu beyanatta "Hadiseler Fatin Rüstü Zorlu'nun ilhami ile Menderes
ve Gedik tarafindan tertiplenmistir. Ata'mn Selanik'teki evini Menderes
bombalatmistir. Meselenin tahkik edilmesini, mesullerini bir an evvel meydana
çikartilmasini istedikçe Menderes'in isi kapatmaya çalistigini gördüm" dedis7.
Olaylarin oldugu zaman dilimi içersinde Basbakan yardimcisi olan F.
Köprülü'nün açiklamalari kamuoyunda saskinlik ve hayret yaratti.
F. Köprülü'nün basin açiklamasi üzerine Atina, DP ileri gelenlerini
yargilamak için Ankara'dan talepte bulundu. Milli Birlik Komitesi Yüksek
Sorusturma Kurulu Atina'nin talebi ve basinda yayinlanan açiklamalari da
dikkate alarak Yassiada'da A. Menderes. C. Bayar, F. R. Zorlu hakkinda "6/7
Eylül Olaylari Davasi'nin" açilmasini, olaylarin gerçeklesmesinde, tahrik,
tesvik ve aktif rol aldigi iddiasiyla sekiz kisinin (Fuat Köprülü, Fahrettin Kerim
Gökay, Alaettin Eris, Kemal Hadimli, Mehmet Ali Balin, Mehmet Ali Tekinalp,
Hasan Uçar, Oktay Engin) daha yargilanmasini istediss.
56 TBMM, DPMG, D. i O, 31 Aralik 1956
57 Yeni Sabah, 5 Haziran 1960; Köprülü bir hafta sonra; yabanci basinin daha evvel vermis
oldugu beyanati degisik maksatlarla kullandigint ileri sürerek, "6/7 Eylül hadiseleri hakkinda
bildiklerimi ve bu mevzuda bilahere akla gelebilecek bazi tahminlerimi ezcümle Selanik'teki
bomba hadisesine mütedair tahminlerimi söylemis oldugumu bu hadiselerin yetkili mercilerce
tahkik mevziiu yapilinca meselenin tam bir vuzuha kavusacagintn muhakkak oldugunu
belirtmek isterim", Ulus, 12 Haziran 1960
58 Konu ile ilgili üç eser yayinlandi. M. H. Dosdogru'nun, 6/7 Eylül Olaylari eserinin 272
sayfasini dava görüsmelerine ayirmistir fakat kendisi bu bilgileri günlük gazetelerden
derledigini belirtmektedir. M. A. Demirer, 6 Eylül 1955 Yassiada 6/7 Eylül Davasi adli
eserinde 229 sayfayi TBMM kütüphanesinden temin ettigi bir nüshaya dayanarak
yayinlamistir. Fakat TBMM'nde Yassiada mahkeme dokümanlarinin özensizligi süpheye yol
açmaktadir. Inceledigimiz kaynaklar içersinde en saglikli ve detaylisi Emine Gürsoy Naskali
Yassiada 6-7 EylülOlaylari Davasi, 19 Ekim 1960'da Salim Basol
Baskanliginda ilk oturumuyla basladi. Adnan Menderes'in savunmasini Av.
Burhan Apaydin ile Av. Talat Asal üstlendi.
Yassiada Mahkemesi Bassavci A. Ö. Egesel, Menderes'e yönelik olarak;
i. 24 Agustos 1955 Liman lokantasinda Kibris meselesiyle alakali olarak
basina vermis oldugu sert beyanat ile halki tahrik etmek
2. Kibris Türktür Cemiyetini himaye ile olaylari tesvik etmek
3. F. R. Zorlu'nun 28 Agustos 1955'te Londra'dan gönderdigi sifTeli
telgraf ile olaylarin baslamasini tertip etmek
4. Köprülü'nün 5 Haziran 1960 tarihli Yeni Sabah gazetesindeki iddialari
5. DP iktidarinin, olaylardan gerçek sorumlu oldugu iddiasiyla
suçlamalarda bulundu59.
Mahkeme heyeti, ilk oturumda Menderes'i sorgulayarak, yukaridaki
iddialara cevap vermesini istedi. Menderes 24 Agustos Kibris hakkindaki nutku
için, o günün sartlari içinde degerlendirilmesi gerektigini, 28 Agustosta Kibris
Türklerinin katliama ugrayacagina yönelik bilgi geldigini, bu amaçla
Yunanistan ve Kibris RumIarini böyle bir katliamdan alikoymak için o sözleri
söyledigini belirtti. Ayrica Londra'ya giden Disisleri Bakani F. R. Zorlu'nun
Londra müzakerelerinde "manen takviye etmek ve Kibris davamizi takviye
etmek içindir" sözleri dolayisiyla Menderes, nutkun o zamanin matbuati ve
muhalefeti tarafindan tasvip gördügünü hatirlatarak, nutkun hakli gerekçelerinin
kamuoyunca kabul edildigini ifade etti.
Kibris Türktür Cemiyeti'nin, 1955-1956 yillarindaki mahkeme sürecinde
suçsuz oldugunun anlasildigini hatirlatan Menderes, sahsinin hala Kibris
Türktür Cemiyeti'ni himayeden dolayi suçlanmasinin anlamsiz oldugunu
belirtti60.
Selanik'te patlayan bomba hakkinda "evvel ve ahir hiçbir haberim yok"
diyen Menderes, bu yollu ithamlari ciddiye almadigini, yalniz iddia makaminin
suçlamalarinin "Yunan hükümetinin ve mahkemesinin verdigi karara istinat
ettirildigini" iddia etti.
Menderes, Kibris'taki olaylar ve Selanik'te patlayan bomba nedeniyle,
"Efkari umumiyenin büyük hassasiyet içinde bulunmasi neticesinde bir tezahüre
iarafindan hazirlanan Yassiada Zabitlan-II 6-7 Eyiai Olaylari Davasi eseridir.
çalismamizda kaynak olarak E. G. Naskali'nin çalismasini tercih ettik.
59 Yüksek Adalet Divani Kararlari, Istanbul, Kabaici Yayinevi, 2007, s. 409-413
60 Yassiada Zabitlari, s. 12-14
vesile tertip, usul dairesinde bir nümayis, tertip ta~ebi karsisinda
bulunacagimizi" bekliyorduk dedi. Olay günü Istanbul'dan ayrilirken hiçbir
endise duymadan gönül rahatligiyla tren istasyonuna gittigini belirten
Menderes, Istanbul'da yeterli güvenlik kuvvetlerinin bulundugunu ve Istanbul
Valisinin gerekli tedbirleri aldigini söyledi. Olaylarin gelismesi hakkinda
Menderes, "baslangiçta tamamen nezih bir talebe ve gençlik toplulugu seklinde
cereyan etti. (...) Fakat hadise bir anda öylesine inbisat etti ve yaratilmis psikoz
o derece müessir bir sekilde bütün zabita kuvvetlerini, ilk anda hareketsiz
birakti ki, Milletçe milli bir felakete maruz kalindigina, hakikaten baskina
ugranildigini kabul etmek lazim gelir" dedi.
6/7 EylülOlaylari sonrasinda Kibris Türktür Cem!yeti'ni ve Komünistleri
neden suçladigini açiklayan Menderes, "Istanbul'a Izmit'ten otomobil ile
geldim. Hatta bizim otomobili durdurdular ve Kibris Türktür rozetini koymaga
çalistilar. Bir taraftan Kibris Türktür Cemiyeti var, onun yaninda Kibris Türktür
diye nümayis yapiliyor. Bu sebeple Kibris Türktür Cemiyeti'nin bu hususta bir
dahli oldugu kanaati bizde uyandi. Komünistlerin ifade edilmis olmasi ise bu
gibi hadiselerden daima istifade edecekleri melhuz bulundugundan ve bunlardan
bazilarinin da hadise mahallerinde bulunduklari tespit edildiginden dolayidir"
dedi61.
Hükümetin olaylarda telkin ve tertip gibi rolü oldugu iddiasina sert çikan
Menderes, "Hükümet ne yapmis? Hangi vasita ile yapmistir? Kiminle
yapmistir? 4 kisi cemiyet kurmus, nasil yapmistir? Hangi teskilatla yapmistir?"
dedi. Menderes israrla, "Bu, bir mi1ligaleyanla Türkiye'nin her tarafindan husul
bulmus bir harekettir. (...) Kibris'ta insanlar öldürülüyor. Matbuat bununla
mesguldür. Istanbul'un zengin Hiristiyan RumIarindan para toplanip bu dava
için gönderilecegi sayiasi gazetelerde mütemadiyen yer alir, bütün bunlarin
karsisinda karsilayici olan kuvvetlerin hiç olmazsa kollarinin takatinin bir nebze
kesildigini, azimlerinin bir derece kirildigini kabul etmek lazim gelir"
demekteydi62.
Yassiada'da Coskun Kirca, Disisleri Bakani F. R. Zorlu'nun 28 Agustosta
Londra'dan gönderdigi sifreli telgrafin son kisminda yer alan "Tarafi
devletlerinden bu husustaki ilgililere verilecek emirlerin pek faideli olacagini
61 A.e., s. i7-2i; HükümetnedenKomünistlerisuçladisorusunuKöprülü;Olaylarinertesinde
toplanan Bakanlar kurulunda umumiyetle komünistlerin tertibi görüsünün hakim oldugunu,
Emniyet yetkililerinin Hükümete olaylarin Komünistler tarafindan yapildigina yönelik
telkinleri ve o zaman Istanbul'da bulunan Amerikan Istihbarat Sefi, "tahribat sekillerinin
tamamiyla komünist teknigi ve usullerine uygun oldugunu ifade etmistir" dedi. A.e., s. i05; i.
Ordu Komutani Org. V. Garan'da ayni günlerde olaylarin "komünist tertibi" oldugunu
açikladi. A.e., s. 412-413
62 Yassiada Zabitlari, s. 34-35
saygilarimla arz ederim" cümlesiyle 6/7 Eylülolaylarinin Zorlu'nun talebiyle
Menderes tarafindan gerçeklestirildigini iddia etti63.Ayni konuda Kibris Türktür
Cemiyeti Baskani H. Bil, Menderes'in olaylardan bir gün önce kendisini davet
ederek Kibris konusunu sordugunu ve Londra'dan gelen sifreli telgraftan da söz
ederek, "Londra'dan yeni bir sifre geldi. Fatin'in, zayif durumdayim, Türk
kamuoyunu zapt edemiyoruz diyebilmeliyim seklinde sikayetleri var. Daha aktif
olmanizi istiyoruz" dedigini aniatti64.Menderes söz konusu olan sifre telgrafi
hatirlamadigini fakat H. Bil'in bazi açiklamalariyla mahkemeyi yanilttigini
belirtti65.
Sanik olarak kürsüye çikan F. Köprülü daha evvel gazetede yayinlanan
açiklamalarindan farkli bir savunma yapti. Öncelikle Disisleri Bakanligi
döneminde yapmis oldugu tahkikat neticesinde Selanik'te patlayan bomba ile
hükümetin ilgisinin bulunmadigini söyledi. Olaylarin baslama seklinden ve
olaylar sonrasi yargilama sürecinden herhangi bir netice elde edilemedigi için
"Hükümetin bir tertibidir" kanaatine vardigini açikladi66.Menderes'in sahsina
yönelik daha evvel yapmis oldugu açiklamalari hakkinda herhangi bir bilgi
vermedi.
Sahitler olaylarin hükümetin tertibi oldugunu, "askeri birliklerin,
cemselerin, tanklarin, kaza emniyet memurlari gibi hadiseye bigane ve seyirci
kalmalarini" tertibin bir delili olarak kabul ettiler. Menderes israrla bu konuda
daha fazla bilgi ve kanit istedi fakat sorularina yanit alamadi.
Dönemin Valisi F. K. Gökay'in ve Istanbul Emniyet Müdürü Alaeddin
Eris'in i. Ordu Komutani Org. V. Garan'a israrla durumu 16,45'te bildirdikleri
ve çok evvel Valiligin talebiyle ordunun 28 Agustos'tan beri alarm durumunda
bulunmasi gerektigi iddialarini ret eden Garan Pasa, olaylardan geç haberi
63 F. Köprülü'nün damadi ve olay zamaninda NATO Daimi Delegeligi görevini yürüten Coskun
Kirca, "Türk Hükümeti Kibris Meselesinde birden bire siyaset degistirmistir. Degistirdigi bu
siyasetin Türk efkari ve milleti tarafindan da desteklendigini dünya efkarina, Ingilizlere ve
Yunanlilara göstermek ihtiyacini duymus olabilir. Bu itibarla bazi nümayislerin tertip
edilmesini arzu etmis ve tesvik etmis olabilir" dedi. Yassiada Zabitlari, s. 131-132
64 D. Güven, a.g.e., s. 81-82; M. H. Dosdogru, a.g.e., s. 28; Selanik'te patlayan bomba haberini
ikinci baski ile yayinlayan Istanbul Ekspres gazetesinde, Kibris Türktür Cemiyetinin Genel
Sekreteri Önal'in "Mukaddesata el uzatanlara bunu çok pahali ödetecegiz" demeci çikti.
Istanbul Ekspres, 6 Eylül 1955 (ikinci baski)
65 Yassiada Zabitlari, s. 288-289; H. Bil daha sonra yayinladigi eserinde; Florya'da Menderes,
Bayar, Içisleri' Bakani ve Emniyet Genel Müdürünün oldugu toplantida hadiselerin
planlandigim fakat olaylarin kontrolden çikarak bu kadar büyük bir tahribata sebep olacagini
düsünemediklerini iddia etmektedir. Hikmet Bil, Kibris Olayi ve Içyüzü, Istanbul, Itimat
Kitapevi, 1976, s. i i O-I 13
66 Yassiada Zabitlari, s. 301-302
oldugunu ve müdahale emri 23,OO-OO,OO'dakendisine ulastigini söyledi67.
Menderes askeri birliklerin geç müdahale etmesine neden olan sebeplerin
arastirilmasi için verdigi dilekçe ve olaylar hakkinda Ismet Inönü'nün
dinlenmesi talepleri mahkeme heyeti tarafindan ret edildi.
Menderes'in avukatlari; 6 Eylül'de Menderes'le birlikte tren yolculugu
yapan Atif Benderlioglu ile Ramiz Eren'in, DP'nin hadise zamanindaki il idare
kurul baskani ile ikinci baskaninin dinlenmesi, AA. memurlarindan Erdogan
Ulus'un Basin Yayin Genel Müdürlügü'ne konuyla ilgili olarak verdigi
dilekçesinin tahkiki, Ahmet Emin Yalman'in ve Hikmet Bil'in Örfi Idare
Mahkemesi durusma tutanaklarina geçen ifadeleririin getirilmesi ve dönemin
Içisleri Bakani Namik Gedik'in el yazisiyla olaylarla ilgili notlarinin tahkik ve
tetkik edilmesi talebinde bulundular. 9 Kasim 1960'ta mahkemenin aldigi ara
kararla, Menderes' in avukatlari tarafindan yapilan bütün talepler ret edildi68.
Olaylar hakkinda Mahkeme heyetine mütalaasini sunan Altay Ömer
Egesel, "olaylarin baslangicindan itibaren planli, düzenli ve tertiplenmis bir
hareket oldugunu, bu büyüklükte bir olayi Komünistler ve Kibris Türktür
Cemiyeti'nin düzenlemediginin daha evvelki mahkemelerce sabit oldugundan,
CHP'nin de bu tertiple ilgisinin bulunmadigi anlasilmistir" dedi. Böylece
olaylari "DP'nin ika ettigini kabul etmekten baska bir yol kalmadigini" iddia
eden Bassavci; emniyet güçleri olaylara müdahale etmedi. 6/7 Eylülolaylari
esnasinda görev yaparken görevlerinden alinan memurlar daha sonra eski
görevlerine iade edildiler. Menderes radyodan bomba haberinin yayinlanmasina
izin verdi. Menderes ile Bayar'in olaylarin baslamasiyla birlikte Istanbul'dan
ayrilmalarini kanit olarak ileri sürdü. Bassavci ayrica, Menderes'in 12 Eylül
1955 günü grupta olay hakkinda konusmak istememesini ve daha sonra
muhalefetin 26 Aralik 1955'te sahsi hakkinda tahkikat açilmasi talebini siyasi
nüfuzunu kullanarak engellemesini de suçluluguna kanit oldugunu iddia etti69.
Olaylar hakkinda iddialara yanit vermek için söz alan Menderes; 6/7
Eylül Olaylarinin Kibris meselesiyle birlikte düsünülmesi gerektigini, o
zamanin sartlari göz önüne alinarak, "Türk milleti için tahammülü güç bir
tazyik sekline gelmis bulundugunu kabul etmek lazim gelir" dedi. Kibris
Türktür Cemiyeti'ne yardim ettigini ve görüstügünü kabul eden Menderes,
"Milli menfaatlerimizi müdafaasi mevzuunda vazife almis bir cemiyet"e ilgisiz
kalamayacagini söyledi. 24 Agustos konusmasini savunan Menderes,
67 \. Ordu Komutani Org. Vedat Garan'in açiklamalari tutarli olmayip, ordunun müdahale
etmekte neden geç kaldigi sorusuna ikna edici bir cevap vermemistir. Bkz. Yassiada
Zabitlari, S. 398-413
68 Yassiada Zabitlari, s. 442-443
69 A.e.,s. 576-589
Kibris'taki irkdaslarimizin ve milli menfaatlerimizin korunmasi için gerekli
oldugunu ifade etti. Radyodan Atatürk'ün evine bomba atildigi haberinin
yayinlanmasina izin vermesinin normaloldugunu aksi takdirde "hadiseyi
gizlemek adeta bir hürmetsizlik, büyük Atatürk'e karsi bir hürmetsizlik"
olacagini söyledi. Polisin müdahale etmemesinin kanit olarak gösterilmesine
itiraz eden Menderes'e göre; olaylar Ordu birliklerinin yakininda cereyan ettigi
halde, askeri yetkililere en az bir hafta evvelden yapilan bir müracaat olmasina
ragmen müdahale etmemeleri dikkat çekicidir. Menderes, ortada bir tertip
mevcutsa askeri birliklerin bu tertiple vuku bulacak olaylari kisa sürede
rahatlikla engeIleyebilecegini belirtti70.
5 Ocak 1961'te mahkeme C. Bayar hakkinda takibat yapilamayacagina,
Menderes ve Zorlu hakkindaki iddialarin sabit oldugundan Anayasayi ihlal
Davasiyla birlestirilmesine diger saniklarinda serbest birakilmasina oybirligiyle
karar verdi7].
Davanin gerekçesinde, "Kibris dava ve ihtilafinin cereyan ettigi ve hadise
had bir safhaya girdigi sirada Rum vatandaslara Anayasanin tanidigi kamu
haklarini irk mülahazasi ile kismen kaldirmayi hedef tutan bir cemiyet halinde
birlestikleri ve Kibris olaylari dolayisi ile hassas bir durumda bulunan Türk
vatandaslarini RumIarin maIlarini tahrip için nümayis tertip ve harekete
geçirdikleri" için cezalandirildilar72.
Yassiada'da 6/7 EylülOlaylari Davasi, 19 Ekim 1960- 5 Ocak 1961
tarihleri arasinda 11 kisinin yargilandigi 20 oturumda görüsüldü. Davalarda
olaylarla ilgili 98 tanik dinlendi73. Mahkeme yargilama sürecini DP ileri
gelenleri üzerinden yürüttü. Olaylarda aktif rol alan Kibris Türktür Cemiyeti,
Ögrenci Dernekleri ve Milli Emniyet Hizmetleri'nin faaliyetleri yargilama
sürecinin disinda tutuldu74.Mahkeme sonrasi Menderes ve Zorlu'nun olaylarin
düzenlenmesi ve planlanmasindan sorumlu oldugu genel kanaat olarak kabul
edildes.
70 A.e.,s. 614-627
71 A.e.,s. 680
72 Adalet Divani, s. 407; Yassiada Zabitlan, s. 681
73 Yassiada Mahkemeleri olaylara taniklik eden; DP iktidarina ve Menderes'e yakin oldugu
bilinen üst düzey diplomatlarimizdan Melih Esenbel, Settar Ikse/, Muharrem Nuri Birgi,
Mahmut Dikerdem, .Ramiz Eren gibi sahitler bütün israrlara ragmen özellikle
dinlenilmemistir. Mehmet Arif Demirer, Sosyalizm -Anarsi-Terör, Istanbul 1995,s. 21
74 Dilek Güven, "6-7 EylülOlaylari ve Failleri", Toplumsal Tarih, S. 141(Eylül 2005) , s. 49
75 Konuüzerindefikir bildirenarastirmacilarve kamuoyuolaylarintamamenZorlu'nuniIhaml
(Zorlu böyle bir iddiayi hiçbir zaman kabul etmedi. Londra'dan dönerken son derece üzgün
bir sekilde yaninda bulunan diplomatlara, "Bütün çabalarimiz, Londra'da elde ettigimiz
basari, bir gecede heba olup gitti" dcr. Semih Günver, Fatin Rüstü Zorlu'nun Öyküsü,
Sonuç
6/7 Eylül olaylari; Kibris meselesinin kamuoyunda yarattigi gerginlige,
hükümetin baslangiçta hosgörülü yaklasimiylasiradan bir protesto eylemi
olarak basladi. Güvenlik kuvvetlerinin sessiz kalmasi, sivil toplum örgütlerinin
iyi organize olmasi olaylarin kontrolden çikmasina sebep oldu. Bombanin
patlamasiyla birlikte protesto amaçli gözüken kalabaliklarin toplanmasi masum;
yakma ve yagmalama hareketi ise profesyone1cebir eylemin sonucudur.
Olaylarin gerçeklesme zamani dikkat çekicidir. Bir yanda Londra'da
Kibris Kibris görüsmeleri devam ederken diger tarafta dünya medyasi
Istanbul'dadir. Dünyanin ve Cumhurbaskani Bayar, Basvekil Menderes, Içisleri
Bakani N. Gedik ile Emniyet Genel Müdürü Ethem Yetkiner'in Istanbul'da
bulundugu bir anda olaylar meydana geldi.
Menderes baslangiçta Kibris için bir dizi protesto eylemleri
düzenlenmesine sicak bakmis hatta Kibris Türktür Cemiyeti'ni bu amaçla
himaye etmistir. Menderes'i Atatürk'ün Selanik'teki evinin bahçesinde patlayan
bomba ile baslayan olaylarin Taksim'deki yagmaya kadar geçen silsi1eiçersinde
görmek mümkün degildir. Hatta Izmit'ten karayoluyla dönerken Pendik'ten
Taksime kadarki yol güzergahindaki kalabaliklarin taskinligini önlemek için
büyük çaba sarf ettigini görmekteyiz. Menderes olaylardan büyük üzüntü
duydu.
Menderes, olaylardan ilk komünistleri sorumlu tuttu. Zamanla
komünistlerin suçsuzlugu anlasildi ve hükümet gerçek suçlulari hiçbir zaman
Ankara, Bilgi Yayinevi, 1985, s. 70) ile Menderes ve Içisleri Bakani Gedik tarafindan
organize edildigini kabul etmektedir. F. Akin, a.g.t., s. 108; E. Karakus, a.g.e., s. 281-283;
Olaylarin sorumlulari arasinda gösterilerek tutuklanan yazar Aziz Nesin anilarinda; olaylardan
tamamen DP iktidarinin sorumlu oldugunu, Rum azinliga gövde gösterisi yapmak isterken
olaylarin kontrolünün kaybedildigini iddia etmistir. Aziz Nesin, Salkim Salkim Asilacak
Adamlar, Istanbul, Adam Yayincilik, 1994, s. 31-33; Yassiada da Fatin Rüstü Zorlu ve
Adnan Menderes birinci dereceden suçlu bulunularak, 6/7 Eylülolaylarindan hüküm giydiler.
M. A. Demirer, a.g.e., s. 342; F. Akin, a.g.t., s. 157; G. Gürcan, a.g.t., s. 131; Haydar
Tunçkanat, 27 Mayis 1960 Devrimi, Istanbul, Çagdas Yayinlari, 1996, s. 94-95. Özal Harp
dairesinde üst düzey yöneticilik yapmis Org. Sabri Yirmibesoglu yillar sonra; "6/7 Eylül'de,
bir Özel harp isiydi. Ve muhtesem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulasti" demistir. Fatih
Güllapoglu, Tanksiz, Topsuz Harekat: Psikolojik Harekat, Istanbul 1991, s. 103; Fakat
Yirmibesoglu anilarinda olayi kisa ve yorumsuz anlatmayi tercih etmis, Özel Harp
dairesinden de söz etmemistir. Sabri Yirmibesoglu, Askeri ve Siyasi Anilarim, c.I, Istanbul
i999, s. 153-154; Bu konuda bir baska iddia da olaylarin Ingilizler tarafindan tertiplenmis
oldugudur. O günkü kosullarda Kibris konusunda Yunanlilarla ihtilafli olan ingilizler
Türklerle Yunanlilarin isbirliginden rahatsiz olduklari ve her iki toplumu birbirine düsürmek
için böyle bir olay planladiktarina dair arsiv belgelerinin bulundugu iddia edilmistir. G.
Gürcan, a.g.t., s. 133-i34; D. Güven, a.g.e., s. 198-202;
tespit ve teshir edemedi. Fakat Kibris Türktür Cemiyeti'ni cezalandirdi.
Menderes, 6/7 Eylülolaylari sonrasinda kurulan Sikiyönetim mahkemelerin
saglikli çalismasini ve gerçek suçlularin bulunarak cezalandinlmasina da
yeterince yardimci olmadi. Ilk günden olaylari kapatarak, kamuoyunun
dikkatinden uzak tutmaya çalisti. Gerçek suçlular tespit edilerek kamuoyuna
ikna edici cevaplar verilerneyince süpheler Menderes ve Hükümeti üzerinde
yogunlasti. 6/7 Eylülolaylarinin baslamasiyla ortaya çikan olaganüstü durum
iyi yönetilemedi. Menderes olaylarin açikliga kavusturulmasinda ihmalkarlik
gösterdi. Olaylarin gerçek sorumlularinin bulunmasi için gerekli siyasi irade
ortaya konulamadi.
Yassiada'nin kosullari DP ve Menderes'in suçlanmasini kolaylastirmistir.
Yassiada'da olaylarin hazirlanisi, sahnelenmesi ve sonuçlari hakkinda detayli
bir tahkikat yapilmadi. i955-1956 yillarindaki Sikiyönetim mahkemelerinde
devam eden 6/7 EylülOlaylari davasinin tutanaklanndan yeterince
faydalanilmadi. Güvenlik kuvvetlerinin ve istihbarat birimlerinin arsiv bilgileri
göz ardi edildi. Sahitler olaylara tek tarafli bakan, iktidar muhalifi ve hükümeti
suçlayan kisilerden seçildi. Bu sartlar altinda Menderes'i 6/7 Eylülolaylarinin
faili olarak görmek ve cezalandirmak kolayoldu.
Menderes gerek iktidari zamaninda, gerekse Yassiada mahkemelerinde
israrla hakkindaki iddialari ret etti. Menderes mahkeme sartlarina ve davanin
isleyis sekline israrla itiraz etti. Menderes'in çabalari; sahitlerin
yönlendirmesine, siyasi baski ve basinin etkisini engellemeye yetmeyince
Yassiada mahkemesinde Adnan Menderes ve Fatin Rüstü Zorlu hakkinda
"suçlu" karari verildi. Böylece 6/7 Eylül Olaylari tamamen kapatildi.
BIBLIYOGRAFY A
I. RESMi YAYiNLAR
A. TBMM Tutanagi (Zabit Ceridesi)
B. Ayin Tarihi Dergisi
C. DPMG Tutanaklari
II. GAZETE VE DERGILER"
Zafer
Ulus
Yeni Istanbul
Yeni Sabah
Istanbul Ekspres
Vatan
Cumhuriyet
III. KiTAP VE MAKALELER
AGAOGLU, Samet, Arkadasim Menderes, Istanbul, Alkim Yayinevi, 2004
AGUN, Hüseyin, Demokrat Parti Iktidarinin Kibris Politikasi 1950-1960, Ankara,
Imge Kitapevi, 1997
AHMAD, Feroz, Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), çev. Ahmet Fethi,
Istanbul, Hil Yayinevi, 1994
AKIN, Fatih, Türkiye'de Azinlik Politikalari (6/7 Eylül 1955 Olaylari), Istanbul
Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve inkiliip Tarihi Enstitüsü, Atatürk ilkeleri ve
inkiliip Tarihi Anabilim Dali, (Yayinlaninamis Yüksek Lisans Tezi), Istanbul
1999
AKSIN, Sina, Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakin Tarihi, II, Istanbul 1997
ALASYA, H.Fikret, Kibris ve Rum Yunan Emelleri, Lefkose, Kuzey Kibris Türk
Cumhuriyeti Milli Egitim ve Kültür Bakanligi Yayini, 1992
ALBAYRAK, Mustafa, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara,
Phoenix Yayinevi, 2004
BASARAN, Pakize, Ben Yasarken 27 Mayis 1960 ve Öncesi, Istanbul, Sinmrg
Yayincilik, 2008
Parantez içindeki tarihler taranan dönemi göstermektedir. Yaninda parantez olmayan
gazetelerin tarihleri dipnotlarda gösterilmistir.
62 SERIF DEMIR
BENLISOY, Foti, "6/7 Eylül Öncesinde Basinda RumIar", Toplumsal Tarih, XlVI 81
(Eylül 2000), s. 28-38
BiL, Hikmet, Kibris Olayi ve içyüzü, Istanbul, Itimat Kitapevi, 1976
BIRAND, Mehmet Ali - DÜNDAR, Can - ÇAPLi, Bülent, Demirkirat, Istanbul,
Dogan Kitapçilik, 1999
BURÇAK, Rifki Salim, On Yilin Anilari (1950-1960), Ankara, Nurol Matbacilik, 1998
DEMIR, Serif, Türk Siyasi Tarihinde Adnan Menderes (1930-1960), Marmara
Üniversitesi Türkiyat Arastirmalari Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dali,
Cumhuriyet Tarihi Bilim Dali (Yayinlanmamis Doktora Tezi), Istanbu12009
DEMIRER, Mehmet Arif, 6 Eylül 1955 Yassida 6/7 Eylül Davasi, Istanbul, Baglam
Yayinevi, 1995
, Sosyalizm -Anarsi-Terör, Istanbul 1995
DOSDOGRU, M. Hulusi, 6/7 Eylül Olaylari, Istanbul, Baglam Yayinevi, 1993
ECEVIT, Bülent, "Basbakan ve Komünizm", Ulus, 14 Mayis 1956-
ESMER, Ahmet Sükrü, "Basbakanin Kibris Demeci", Ulus, 28 Agustos 1955
FiRAT, Melek, " Kibris Sorununun Türk Dis Politikasina Etkileri (1955-1997), Çagdas
Türk Diplomasisi: 200 Yillik Süreç, Yay.haz. Ismail Soysal, Ankara, Türk
Tarih Kurumu, 1999, s 553-565
, "1945-1960 Yunanistan'la Iliskiler", Türk Dis Politikasi Kurtulus
Savasindan Bugüne Olaylar, Belgeler, Yorumlar. Edt. Baskin Oran, i,
Istanbul, Iletisim Yayinlari, 2001, s. 576-614
GEVGILiLI, Ali, Yükselis ve Düsüs, Istanbul, Baglam Yayinevi, 1987
GÖKÇAL, Olgun, 6/7 Eylül Olaylari ve Türk Basini, Dokuz Eylül Üniversitesi,
Atatürk Ilkeleri ve InklHip Tarihi Enstitüsü, (Yaymlanmamis Yüksek Lisans
Tezi), Izmir 2006
GÜLLAPOGLU, Fatih, Tanksiz, Topsuz Harekat: Psikolojik Harekat, Istanbul 1991
GÜNVER, Semih, Fatin Rüstü Zorlu'nun Öyküsü, Ankara Bilgi Yayinevi, 1985
GÜREL, Sükrü S., Kibris Tarihi (1878-1960), c. II, Istanbul, Kaynak Yayinlari, 1985
GÜRHAN Gürcan, 6 Eylül 1955 Olaylari, Ankara Üniversitesi, Türk Inkdap Tarihi
Enstitüsü, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2006
GÜVEN, Dilek, 6-7 Eylül 1955 Olaylari, Istanbul, Iletisim Yayinlari, 2009
, "6-7 Eylül Olaylari ve Failleri", Toplumsal Tarih, S. 141 (Eylül 2005),
s. 38-49
KARAKUS, Emin,.Iste Ankara, Istanbul, Hürriyet Yayinlari 1977
KOCABASOGLU, Uygur, "6/7 Eylül Olaylarindan Sonra 'Hasar Tespit Çalismalari'
Üzerine Birkaç Ayrinti", Toplumsal Tarih, XLVI81 (Eylül 2000), s. 45-49
ADNAN MENDERESVE 6/7 EYLÜL OLAYLARi 63
MERCAN, Faruk, "Bombaci da, Mit Elemam da Degildim", Aksiyon, S. 457, 8 Eylül
2003
NESIN, Aziz, "Aziz Nesin'in 6/7 Eylül (Hapishane) Anilari", Tarih ve Toplum, VII
34, 1986,s. 48-51
, Salktm Salkim Asilacak Adamlar, Istanbul, Adam Yayinlari,1994
OKTAY, H. Emre, Yasli Ada, Istanbul, BRT Yayinlari, 2006
"Olaylar", Tarih ve Toplum, VII 33, 1986, s. 11-14
SOYER, Dündar, Cumhuriyet'te Adim Adim Olaylar, Amlar..., Istanbul, Büke
Yayinlari, 2001
TOKER, Metin, Ismet Pasa'yla 10 Yil, I, Ankara, Akis Yayinlari,1966
TUNÇKANAT, Haydar, 27 Mayis 1960 Devrimi, Istanbul, Çagdas Yayinlari, 1996
ÜSKÜL, Zafer, Siyaset ve Asker Cumhuriyet Döneminde Sikiyönetim
Uygulamalari, Ankara, Imge Kitapevi, 1997
YALÇIN, Hüseyin Cahit, "En Tehlikeli Cephe", Ulus, 14 Eylül 1955
YALMAN, Ahmet Emin, Yalan Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, Haz. E.S.
Erdinç, II, Istanbul 1997
Yassiada Zabitlar-II 6/7 Eylül Olaylari Davasi, haz. E. G. Naskali, Istanbul, Kitapevi,
2007
YILDIZ, Ahmet, Ihtilalin Içinden Amlar Degerlendirmeler, Istanbul, Alan
Yayincilik, 2001
Yüksek Adalet Divam Kararlari, Istanbul, Kabaki Yayinevi, 2007