“Hicret devrimci bir hareketti”
AYÇA ÖRER 01 Ocak 1970
Hicret yolunu 9 günde kat ederek belgesel yapan gazeteci Özgürel, Hz. Muhammed'in 1390 yıl önceki hicretini 'devrimci bir hareket' olarak yorumluyor.
“Hz. Muhammed’in hayatından deneyimleyebileceğimiz ne var?” sorusunun peşinden Hicret yolculuğunu gerçekleştiren gazeteci Avni Özgürel , Talha Uğurluel, Murat Doğru, Kemal Ayyıldız ve Abdurrahman Öztürk’ten oluşan ekip ‘Kutsal Yolculuk: Hicret’ belgeseliyle tarihi güzergâhı 9 günde katetti. ‘Hicret’i ‘Çok devrimci bir hareket ve çok önemli bir vazgeçiş hareketi’ olarak değerlendiren Özgürel, “ İslam tarihi bir takım romantik süslemelerden arındırılarak okunsa çok daha etkili olabilir. Olanca gerçekliğiyle tarih zaten yeteri kadar sarsıcı ve etkileyici” diyor. Özgürel’le dokuz gün süren ‘hicret’i konuştuk:
Jilet gibi kayalar
Bu yolculuğu yeniden yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
Geçen sene umreye gittim. Hicretin gerçekleştiği coğrafyayla ilgili, kitabî bilgilerimin gerçeğe uymadığını gördüm. Kitapta ‘Hz. Muhammed Mekke’den Medine’ye hicret etti’ deniliyor. Oysa arada 480 kilometre var. Sonra o yolu çöl diye düşünüyoruz. Hayır, kaya. Hem de jilet gibi. Tutunsanız elinizi keser. Volkanik bir arazi. Mekke’den Medine’ye giderken, önce Sevr dağına güneye gelmiş. Şaşırtmak için. Sonra kuzeye yönelmiş. Sevr dağına çıktığında üç gün kalmış orada. 50 yaşında peygamberimiz. Biz genç insanlarla yola çıktık, dağa çıkamadık. Zor coğrafya. Kolay bir iş değil. ‘Göç etti’ denilerek geçiştirilemez.
Biz Müslümanlar Peygamber’in hayatındaki hiçbir şeyi deneyimleyemeyebiliriz. Ne vahiy alabiliriz, ne miraca çıkabiliriz. Deneyimleyebileceğimiz tek hadise hicret. O yolu yürüyebiliriz. Bunun sadece bir yolculuktan ibaret olmadığını düşünüyorum. Muhtemelen Mekke’yi terk ederken Peygamberimiz çok üzülmüş. Biz bugün kalktık yürüdük gittik. Peşimizden kovalayan yok. Peygamberimizin peşinde Mekkeliler vardı.
Sizin hicretiniz kaç gün sürdü, koşulları nasıldı?
Peygamberimizin hicreti 8 gün sürer. 3 gün Sevr’de 4 gün de Kuba’da. Bizim yolculuk da aşağı yukarı 9 gün sürdü. Peygamberimizin ayağında sandalet tarzında bir ayakkabı vardı, bizim kıyafetlerimiz günümüze uygundu. İstediğimiz kadar su içtik. Peygamberimiz Kuba mescidine geldiğinde Medine’de bir salgın da var. Orada 4 gün kalışının ardında o salgının da etkisi var. Arkadaşlarımız daha korunaklı koşullarda yürüdüler.
Bu ilk deneyimdi
Hicretin önemi ne?
Peygamberimizin ilk mescidi ve evine baktığınız vakit içinizde “Milyarları peşinden sürükleyen inancın meşed ettiği yer burası mı?” düşüncesi geçer. Mescit 35 metreye 35 metre. Peygamberimizin odası 2,5 metreye 2,5 metre. Kolay şartlara gitmemiş. Mekke’de kendisine haset olan insanların itiraz sebebi neydi? Sadece ‘Bizim tanrılarımıza inanmıyor’ değil, ‘Bu adam bizim çıkarlarımıza uygun kurduğumuz dengeyi düzeni bozuyor’. Mekke aristokrasisiyle köleleri eşitliyor. Esas itirazları buna. Bu manada çok devrimci bir hareket ve çok önemli bir vazgeçiş hareketi. Peygamberimizin hayatının sonuna kadar sürmüş hicretin etkisi. İslam tarihi bir takım romantik süslemelerden arındırılarak okunsa çok daha etkili olabilir. Çok efsaneyle süslüyoruz biz. Halbuki o süslemeye gerek yok. Olanca gerçekliğiyle tarih zaten yeteri kadar sarsıcı ve etkileyici. Bizim sağına soluna efsaneler, bana göre zihin bulandırıyoruz. Bu hicret deneyimi ilk. Bütün müslüman ülkeler arasında programlı olarak böyle bir şey yok. İnşallah vesile olur ve devam eder. Bunu bizler gibi başka ülkelerdeki müslüman gençler de gerçekleştirebilir. Güzel bir deneyim çünkü bu. Biz dört erkek genç insan yürüdük, gönül ister ki kızlar da olsun.
Bu yol iyi ki bakir kalmış
Hicret yolunun Mekke ve Medine gibi bozulma ihtimali yok değil mi?
İyiki de çöl. Oralara da oteller yapılıp rezil rüsva olabilirdi. O çalı mı, bu çalı mı, onu bilmiyoruz ama Peygamberimiz diyor ki; ‘Bunlardan bir dal evinde bulundurana nazar değmeyecek.’ Bir ince dal alıyorsunuz. Zaten sökmeye kalksanız bitmiyor. Müslümanlarda tarih bilinci kıt. İyi ki o coğrafya biraz bakir kalmış.
Bu açıdan bakınca İslam’ın doğduğu ve büyüdüğü coğrafyadaki tarihsel miras yeterince korunuyor mu?
İslam coğrafyasının doğru dürüst bir atlası yok. O kadar uzak kalınmış bu coğrafyadan. Bizde aydın olmanın bir koşulu olarak bu coğrafyayla ilgilenmemek gibi bir ön kabul var. ‘Namaz kılıyorum’ dediğin zaman karşındaki adamın nevri dönüyor. Cumhuriyetin toplumumuzda meydana getirdiği önemli bir kültür tahribatı bu. Bizim 21. yüzyılı kavrayacak aydınlara ihtiyaç var. Batı Tanrı parçacığını konuşuyor, bu konuda fikrin ne bir müslüman olarak? Bizim yeni nesil bir müslümana ihtiyacımız var ve bu yeni nesil müslümanın dayanacağı yer Hz. Peygamber ve Kuran-ı Kerim .
Yeni nesil lazım
Gazeteci Avni Özgürel , “Bizim yeni nesil bir Müslüman’a ihtiyacımız var. Bu yeni nesil müslümanın dayanacağı yer Hz. Peygamber ve Kuran-ı Kerim” diyor.