« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

24 Eyl

2012

CENGİZ DAĞCI Topraklarıyla Kucaklaşıyor

01 Ocak 1970

Yazar Cengiz Dağcı 2 Ekim 2011 günü Akmescit Kebir Camiinde öğle namazını mütakip kılınacak cenaze namazından sonra doğduğu köy Kızıltaş'a defnedilecek.
Türkiye'den Dışişleri Bakanı sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da aralarında bulunduğu bir heyet cenaze meresimine katılmak üzere Kırım'a gidecek. Heyette Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Deliömeroğlu da yer alacak.
CENGİZ DAĞCI
9 Mart 1919 Kızıltaş-Kırım / 22 Eylül 2011 Londra-İngiltere
9 Mart 1919 tarihinde Kızıltaş köyünde doğdu. Annesi Gurzuflu Fatma Hanım, babası Kızıltaşlı Emir Hüseyin Dağcı’dır. Doğduğu yıllar Kırım’da, Alman işgalinin bittiği yıllardır. 10 yaşına kadar kıtlıkla ve bunların getirdiği acılarla tanışır. Çocukluğunun bu dönemini dolduran sürgünler ve acılar onun geleceğinin de habercisidir aslında.1933-1934 yıllarındaki kıtlığın ardından eğitim hayatını sürdürürken edebiyat öğretmeninin yardımlarıyla edebiyat dünyasına ilk adımını atar. 1937’de Akmescit Pedagoji Enstitüsü’nün Tarih Fakültesi’ne kaydolur.
Artık Dağcı kendini yetiştirmeye başlamıştır.Kırım’da tarih okuyan Dağcı, gençlik yıllarında Rus yazarların bir çoğunu okuduğu için edebiyat ile iç içe yaşadı. Gençliğinde şiirler de yazdı. Kırım’da geçen gençlik yıllarında “Kırım’ın en genç şairi” olarak tanındı. Bu şiirleri yeni dönemde Kırım Tatarları tarafından bir araya getirilerek bastırıldı.
1939’da İkinci Dünya Savaşı başlar. Doğduğundan beri yaşadığı gerek ailesi gerekse Kırım ile ilgili her şey 24 Aralık 1940’ta askere alınmasıyla hatıralarındaki yerini almaya başlar. 1941’de Almanlara esir düşer. Dağcı, pek çok acının ardından Almanlar tarafından kurulan Türkistan Lejyon Ordusuna katılmak üzere kendini Varşova yakınlarında bir kasabada bulur. Hayatında yeni bir dönem başlamaktadır artık.Yazara Kırım’ı bir defa daha görmek bu dönemde nasip olur. Alman işgalinin acı yüzünü kendi topraklarında da görür. Ardından lejyon ordusundaki birliğine döner. Bu arada lejyon ordusu Fransa’nın güneybatısında bir bölgeye nakledilir. Dağcı, burada Kırım’a dönme isteğinde bulunur. Kabul edilen isteğinin ardından kendisine verilen izinle Varşova’ya gelir. Hayat arkadaşı Regina ile burada tanışır.
Bunun yanında hayatı bir düzene girmek yerine daha da karmaşık hale gelmektedir. Almanlar gerilemeye Ruslar ilerlemeye başlamış, Varşova her zamankinden daha tehlikeli bir hal almaya başlamıştır. Varşova’dan ayrılır, Frankfurt Oder’e oradan da Berlin’e gelir. Burada Yaş Türkistan dergisinde çalışmaya başlar.Bu arada Varşova’daki Alman zulmü iyice artmış, pek çok Varşovalı Almanya’nın içlerine sürülmüştür. Regina da bunlar arasındadır ve gelip Dağcı’yı Berlin’de bulur. Bu günlerde Berlin de yaşanacak bir yer olmaktan çıkmış, bombardıman altında yaşayan bir şehre dönmüştür.Dağcı ve Regina için hiçbir aşamasını bilmedikleri yeni bir yol vardır artık. İlk durakları Viyana’dır. Daha sonra İnsburg’a doğru yola çıkarlar. Trenleri bombalanır. İsviçre’ye geçmeyi düşünmektedirler. Ama Amerikalılar, onları Avusturya’daki Landeck mülteci kampına götürürler. Bu kampta 1945 tarihinde evlenirler. Ardından İtalya’daki bir kampa geçerler.
1946 Ekim’inde bir mülteci gemisiyle İngiltere’ye, Edinburg’a götürülürler. Yokluk içinde yüzen İngiltere onları kabule hazır değildir ama Edinburg yakınlarında terk edilmiş ordu barakalarına yerleştirilirler. Buradaki pek zor günün ardından Dağcı şansını denemek üzere Londra’ya gitmeye karar verir. Niyeti orada bir iş bulmak, eşi ve kızını da yanına almaktır. Londra’da onu bekleyen hayat da hiç kolay değildir. Kıbrıslı bir Türke ait lokantada bulaşıkçılık yapmaya başlar.Sonraki yıllar Dağcı ve ailesi için hiç de kolay olmaz.
1953 yılında Fulham Road’da yıkık dökük bir eve sahip olmayı başarır aile. Bu evi yaşanır hale getirmek için çok çalışırlar. Alt kat lokanta olur, üst katta da evleri vardır. Bu evde eserlerini kaleme almaya başlar.
İlk eseri “Korkunç Yıllar”, 1956 yılında bizzat Yaşar Nabi’nin arzusu ile Varlık Yayınları arasında çıkar. Varlık Yayınları’nın sahibi Yaşar Nabi Nayır ile yazışmalarında kitaplarının şair Ziya Osman Saba tarafından redakte edildiğini öğrenir. Türkçe’nin önemli kalemlerinden Ziya Osman Saba’nın kitaplarını redakte etmesine memnun olan Dağcı, “dilimi bozmadan çok güzel düzeltti ve kitaplarım ‘ütülenmiş’ olarak çıktı” diyor Saba’nın çabalarını anlatırken. İlk kitabı “Korkunç Yıllar”ın Türkiye Türkçesi ile basılması ve dört baskı yapması Dağcı’nın cesaretini artırır . Daha önce cep kitapları basan Varlık Yayınları artık Cengiz Dağcı’nın eserleriyle birlikte büyük kitaplar basmaya başlar.Eserleri 70’li yıllarda Ötüken Yayınevi tarafından basılmaya başlanır.
Eserleri: 1.Korkunç Yıllar, 2.Yurdunu Kaybeden Adam, 3.Onlar da İnsandı, 4.O Topraklar Bizimdi, 5.Dönüş, 6.Ölüm ve Korku Günleri, 7.Genç Timuçin, 8.Badem Dalına Aslı Bebekler, 9.Ben ve İçimdeki Ben, 10.Yoldaşlar, 11.İhtiyar Savaşçı, 12.Üşüyen Sokak, 13.Anneme Mektuplar, 14.Benim Gibi Biri, 15.Biz Beraber Geçtik Bu Yolu, 16.Yansılar, 117.Yansılar, 218.Yansılar, 319.Yansılar, 420.Yansılar, 521.Hatıralarda Cengiz Dağcı, 22.Bay Markus Burton’un Köpeği, 23.Bay John Marple’in Son Yolculuğu, 24.Oy Markus Oy, 25.Regina, 26.Rüyalarda: Ana ve Küçük Alimcan adlı eserlerini kaleme alır.
Eşi Regina 13 Ocak 1998 tarihinde vefat eder.
Yazarın yalnızlık ve acılarla geçen uzun hayatına yeni bir acı ve yalnızlık eklenir.
KÜLTÜR BAKANI EVİNDE ZİYARET ETTİ
Türkçenin lirik yazarı Cengiz Dağcı, dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay tarafından Ankara’da düzenlenen “Türk Dünyası Yazarlar Kurultayı”na bizzat davet edildi.
2006 yılında ise Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Dağcı’yı evinde ziyaret etti.Uçak korkusundan dolayı uçağa binemediği için Kırım ve Türkiye’yi görme umutlarını yitiren Cengiz Dağcı, bunu son ziyaretimizde adeta itiraf gibi, “Kızıltaş’ta Gelinkaya adında yüksek bir kaya vardı. Delikanlılık yıllarımda bu kayanın üzerine çıkıp, ayaklarımı sarkıtarak Karadeniz’in tüm güzelliklerini dakikalarca seyrederdim. Sonra bende bir yükseklik korkusu peydah oldu. Şimdi kimse beni sağ olarak uçağa bindiremez. Uçağa binemem ben” diye anlatıyordu.
Dağcı, 22 Eylül 2011 tarihine Londra’da vefat etti.
Yazarın gerek Türk edebiyatına gerekse Kırım ve Türk Dünyası edebiyatlarına katkıları son derece önemlidir. Eserleri, edebi katkıları yanında kazandırdığı bilinçle pek çok konuda hizmet etmiştir.Yazar Cengiz Dağcı’nın Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin tarihlerinin yeniden yazılmasında ayrı bir yeri olacaktır. Dağcı bir edebiyatçı, bir roman yazarı olmasına rağmen II. Dünya Savaşı’nda tanıklık ettiği olayları kâğıda dökerek gelecek nesillere bırakmasıyla tarihe de büyük bir malzeme bırakmıştır.Eserlerinin edebî gücü, insanları olaylara bir de onun gözüyle bakmaya mecbur etmektedir. Cengiz Dağcı bunu tesadüfî olarak değil, bilinçli olarak yapmıştır. Bunu kutsal bir görev bilmiştir. Hatta bunun için yasamıştır diyebiliriz. Dağcı’nın bu konudaki yaptığı benzersiz büyük katkıyı ancak Sovyet ideolojisinin milli tarih üzerinde yaptığı çarpıtma ve tahribatları araştıranlar en iyi şekilde değerlendireceklerdir.
ALDIĞI ÖDÜLLER:
•1993 İLESAM TÜRK DÜNYASI HİZMET ÖDÜLÜ1997 TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ YILIN KÜLTÜR ADAMI ÖDÜLÜ
•1999 TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFI TÜRK DİLİ ŞEREF ÖDÜLÜ
•2001 KIBATEK ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET ÖDÜLÜ
•2004 TÜRK OCAKLARI ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ
•2008 ESKADER ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ
•2008 AVRASYA YAZARLAR BİRLİĞİ ŞEREF ÜYELİĞİ
RESMİ TÜRKİYE DAVETLERİ:
•1999 KÜLTÜR BAKANLIĞI TÜRKİYE DAVETİ (İSTEMİHAN TALAY)
•2005 KÜLTÜR BAKANLIĞI CENGİZ DAĞCI ZİYARETİ VE TÜRKİYE DAVETİ (ATİLLA KOÇ)
•2009 CUMHURBAŞKANLIĞI PLAKETİ, DAVETİ

Ziyaret -> Toplam : 120,79 M - Bugn : 119058

ulkucudunya@ulkucudunya.com