Safiye Erol, 2 Ocak 1902 tarihinde Edirne-Uzunköprü’de doğmuş, 7 Ekim 1964 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.
İlköğrenimini İstanbul’da Alman mektebinde tamamlamıştır. İlkokuldan sonra Fransız Mürebbiyeler Okulu'na gitti. 1914'de Alman Lisesi'nde okudu. 1917'de Almanya’ya gönderilmiştir. Lise ve üniversite öğrenimini ayrıca doktorasını da Almanya’da tamamlamıştır. Münih Üniversitesi’nde Felsefe ve Edebiyat eğitimi görmüştür. Daha sonra 1926’da yurda dönmüştür.
Safiye Erol yazarlığa ilk adımını, Vakit gazetesinde tefrika edilen Kadıköyü’nün Romanı isimli eserle atmıştır. Bu eser 1938’de kitap olarak basıldı. Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen Ülker Fırtınası 1944’te kitap olarak çıktı. Ciğerdelen’in ilk baskısı 1946’da yapıldı. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan Dünya Edebiyâtından Tercümeler faaliyetine katılan yazar, Selma Lagerlöf’ün Portugalıya İmparatoriçesi (1941), La Motte Fouqué’den Su Kızı (1945) kitaplarını tercüme eder. Bilhassa Ken’an Rifâî ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık isimli kitaptaki makalesi ondaki fırtınalarla dalgalanan rûhun sükûnete kavuştuğunun ipuçlarını vermesi bakımından dikkat çekicidir.
Edebi hayatında; Alman romancı Yakab Wasserman, Slav edebiyatçılarından Knut Hamsun ve Selma LagerLöf’ten etkilenmiştir. Sayfiye Sami ve Dilara müstear adlarını kullanmıştır.
Safiye Erol doğu ve batı medeniyetini kaynaştırmış bir yazardı. Batı medeniyetinin eksiklerini, doğu medeniyetinin üstünlükleriyle tamamlayarak uyumlu bir sentez oluşturmayı hedeflemiştir. Sayfiye Erol’un bu hedefinde roman kahramanlarının kişiliklerine yansımıştır.
Mehmet Nuri, Safiye Erol Kitabı adlı eserinde Erol’un Doğu ve Batı hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirmiştir:
“Safiye Erol batıyı iyi bilen bir aydın ama doğunun güzelliklerini de fark edebilen bir münevver yazardır. Komplekslere kapılmış yarı aydınlardan, kendi yürüyüşünü tek eden ve başkalarına özenen mukallitlerden değil eserlerinden ve fikirlerinden faydalandığı Doğu’nun bilge kişilerinden sık sık bahseder, makalelerinde düşüncelerini onların ışıklarıyla donatır, meselelerini onların hal çareleriyle çözümler. Batı’nın aydınlık kafalarını da ihmal etmez hiçbir zaman. Adeta bir sentez yapar bu makalelerde.
İnsanlık birikiminin altın beyinlerini aynı bahçede dolaşırken bir demet çiçek gibi derleyen Safiye Erol, bu kişilerin düşüncelerinden, hayallerinden, ideallerinden kendisine uygun olanları seçer, öne çeker ve takdir eder. Ne var ki, yazarımızın peşin hükümleri yoktur. Kişilere, inançlara, akımlara karşı acımasız değildir. Aksine herkesten, her şeyden ve her olaydan ders alınabileceğini, hisse çıkarılabileceğini düşünür. Bu yönüyle o, kelimenin tam anlamıyla özel bir beyindir. Araştırıcıdır. Ehl-i Tahkik’tir. Zaten eserlerinin güçlü yönü de biraz buradan kaynaklanıyor.”
Tamâmı Kubbealtı Vakfı tarafından basılmış olan eserleri şunlardır:
Çölde Biten Rahmet Ağacı,
Ciğerdelen,
Kadıköyü’nün Romanı,
Ülker Fırtınası,
Dineyri Papazı,
Makaleler,
Leylâk Mevsimi.