MİLLETLERİN DOĞUŞU
Ord. Prof. Sadri Maksudi ARSAL 14 Kasım 2006
Bir millet nasıl teşekkül eder? Yani, bir kavim nasıl millet mahiyetini iktisap eder? …
Her şeyden önce kavimle millet tâbirleri arasındaki ince farka işaret etmek gerekir. Biz burada kavim tâbirini halk (ethnos, peuple, Volk) manâsında, milleti de Avrupa dillerindeki “Nationalité” tâbirinin mukabili olarak kullanacağız.
Bu iki tâbir arasındaki münasebet şudur: Tarihî ve siyasî inkişafı neticesinde, şekillenmesi tamamlanmış her kavim millettir. Kavimlerin millet haline gelişi daima bir devlet çerçevesi içinde vukubulur. Her millet bir kavmin inkişaf etmiş şeklidir. Burada “kavim-millet” adını, aynı soydan kabilelerin bir devlet içinde birleşmesinden doğan etnik kütleye vereceğiz.
Kavim-milletlerden başka, bir de “tarihî milletler” vardır. Bunlar, bir kavim-millet tarafından diğer kavim-milletlerin yutulması ve temsil edilmesi suretiyle teşekkül etmiş milletlerdir. Meselâ, Romalılar. Bu millet Romalı olmayan, Roma dilini konuşmayan bir çok kavim ve milletleri temsil etmek suretiyle meydana gelmiştir. Keza, Fransız milleti Galyalı, Romalı, Frank, Burgond, Vizigot ve Norman kavimlerini eritmek suretiyle teşkil edilen bir millettir. Tarihî milletlerin çoğu başlangıçta imparatorluk şeklinde teşekkül etmiş devletlerin kalıntısıdır.
Bir kavim-milleti teşkil eden zümrelerin, lisan, örf ve âdetler, ruhî temayüller bakımından birleşmesinde ve bir millet haline gelmesinde en mühim âmil ihtiyarî taklittir. Halbuki tarihî milletlerin teşekkülünde birbirlerinden farklı milletlerin hâkim zümreye benzetilmesinde en mühim âmil icbarî temsildir, yani devlet içinde hâkim olan unsurun diğer zümreleri temsil için baskı, tazyik ve zor kullanmasıdır.
Biz bu eserde bilhassa ırka dayanan hakiki milletlerden, yani kavim-milletlerden bahsedeceğiz.
“Kavim-millet aynı ülkede yaşayan, etnolojik bakımdan aynı ırka mensup olan oymak ve kabilelerin en kuvvetli zümrenin hâkimiyeti altında, devlet şeklinde birleşmesinden doğan, aynı kanunlara Tabi olarak yaşamış, bunun neticesinde müşterek lisana, müşterek örf ve âdetlere, müşterek dinî inançlara ve müşterek millî seciyeye sahip olmuş, mütecanis ve mütesanid bir insan kütlesidir.”
Bir kavim-milletin teşekkülünün âmil ve şartlarını, diğer tâbirle bir milleti teşkil eden unsurları şöyle sıralayabiliriz:
1. Milleti teşkil eden fertlerin bir devlet içinde yaşaması veya yaşamış olması,
2. Nüfus,
3. Coğrafî saha,
4. Bağımsızlık,
5. Lisan birliği,
6. Örf ve âdetler birliği,
7. Müşterek dinî inançlar,
8. Millî seciye,
9. Millet ekseriyetinin aynı ırktan olması.
Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları, sh: 66-68