Engin Arık (14 Ekim 1948, İstanbul - 30 Kasım 2007, Isparta), tanınmış bir Türk parçacık fizikçisi ve Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nün eski profesörü.
14 Ekim 1948'de İstanbul'da doğdu. Atatürk Kız Lisesi'ni 1965 yılında bitirdi. Arık 1969'da İstanbul Üniversitesi'nden matematik ve fizik diploması aldıktan sonra, aynı üniversitenin Kuramsal Fizik Kürsüsü'nde öğrenci asistanı olarak çalışmaya başladı.
Engin Arık, deneysel yüksek enerji fiziği alanında Pittsburgh Üniversitesi'nde 1971'de master (MSc) 1976'da doktor (PhD) ünvanı aldı. Doktora çalışmasının ana temasını değişik elementler üzerine hyperon demeti yollanarak gözlenen rezonansları oluşturuyordu. 1976-1979 doktora sonrası araştırmacı olarak Londra Üniversitesi ve Rutherford Laboratuvarları'nda hidrojen hedef üzerine yollanan pion demeti ile exotic delta oluşumlarını inceleyen deneylerde yer aldı.
1979'da Türkiye'ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'ne girdi. Deneysel yüksek enerji fiziği alanında yaptığı çalışmalarla 1981 yılında doçent oldu. 1983'de, Control Data Corporation'da iki yıl çalışmak üzere üniversiteyi bıraktı ve ardından Boğaziçi Üniversitesi'ne dönerek 1988'de profesör oldu.
Arık 1997 ve 2000 arasında Viyana'da Birleşmiş Milletler'in bir kuruluşu olan Comprehensive Test Ban Treaty Organization'da radionuclide görevlisi olarak çalıştı.
1990'dan sonra CERN'deki çalışmalara katıldı. ATLAS ve CAST deneylerine katılan Türk bilim insanlarına liderlik yaptı. Arık deneysel yüksek enerji fiziği alanında yüzün üzerinde makale yayınlammış, yüzlerce atıf almıştır. Aynı zamanda Türk Ulusal Hızlandırıcı Projesi'nin de yürütücülüğünü yapan Arık, 30 Kasım 2007 tarihinde Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybetti.Boğaziçi Üniversitesi'nde kendisiyle aynı bölümde profesör olan Metin Arık ile evliydi ve iki çocuğu vardı.
Toryum çalışmaları
Sadece deneysel yüksek enerji fiziği alanında yaptığı çalışmalarla sınırlı kalmayan Arık, Türkiye'de çok önemli rezervleri bulunan toryum madeninin enerji sorununa temiz ve ekonomik bir çözüm olabileceği ve olması gerektiği yönündeki görüşleri ve çalışmalarıyla tanındı. Bu doğrultuda, Türkiye'nin toryum ile elektirik enerjisi üretebilme olanağına kavuştuğunda trilyonlarca varil petrole eş değerde bir enerji kaynağının sahibi olacağını ileri sürdü.
“Bildiğim kadarıyla, toryum'un 21. yüzyılın en stratejik maddesi olması büyük bir olasılık. Eğer 2005 yılına kadar yapılması planlanan yeni tip nükleer enerji santralleri gerçekleşirse, toryum bir numaralı element olacak. Çünkü yeni tip reaktörlerde yakıt olarak kullanılacak. Eğer biz toryum ile elektrik enerjisi üretebilmek olanağına kavuşursak, bu trilyonlarca varil petrole eş değerde bir enerji kaynağı olacak.” Engin Arık