Nurculuğu Alet Edenler
Mehmet Şevket EYGİ 01 Ocak 1970
Çeşit çeşit şahıslar ve gruplar Bediüzzaman'a ve Risâle-i Nurlara sahip çıkarak kendilerini Nurcu olarak tanıtıyor. Bunların arasında inanç, görüş, metot ve İslâm'ı hayata uygulama bakımından birtakım farklılıklar, uyumsuzluklar görülmektedir. Bu konuda bazı gerçekleri açıklamak vâcip olmuştur. Şöyle ki:
1. Bediüzzaman Said Nursî hazretleri yüzde yüz bir Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat büyüğüdür. Ehl-i Sünnet'ten az veya çok ayrılanlar gerçek Nurcu değildir.
2. Bediüzzaman beş vakit namaza çok büyük önem vermiş ve kendisi namazı dosdoğru kılmıştır. Namaz kılmayanlar, namaz konusunda ihmalkarlık yapanlar, namazları hafife alanlar gerçek Nurcu değildir.
3. Bediüzzaman, İslâm kadın ve kızlarının tesettüre girmeleri konusunda ayrıca bir risâle kaleme almıştır. Şer'i tesettüre taraftar olmayanlar, tesettürlü kadınların açılmasını isteyenler yahut aldatmaca şeytanî tesettürlere bürünenler ve bunlardan razı olanlar gerçek Nurcu değildir.
4. Bediüzzaman, Latin harflerine ladinî harfler demiş, onlara asla taraftar olmamıştır. Ona göre Müslümanın yazısı, alfabesi Kur'an ve İslâm yazısıdır. Bir ara zaruret icâbı Risâle-i Nurların Latin harfiyle basılmasına ve yayınlanmasına ruhsat vermişse de bu geçicidir. Latin-lâdinî yazıya taraftar olanlar gerçek Nurcu değildir.
5. Bediüzzaman bu devirde ictihad yapılmayacağını açıkça ve kesin olarak söylemiştir. Onun bu görüşüne taban tabana zıt ve aykırı olarak ictihad taraftarları gerçek Nurcu değildir.
6. Bediüzzaman, menfî kavmiyetçiliğe son derece muhalif ve karşıdır. Şu veya bu kavmiyetçilik (ırkçılık) yapanlar gerçek Nurcu olamaz.
7. Bediüzzaman, tasavvufa ve tarikatlara karşı değildi. Abdülkadir Geylanî, İmamı Rabbanî, Şah Bahaüddin Nakşibend gibi tasavvuf büyüklerine üstadım demiş, onlara saygı göstermiştir. Tasavvufu ve tarikatı kötüleyenler gerçek Nurcu değildir.
8. Bediüzzaman, Risâle-i Nur hizmetleri için para toplanmasına taraftar değildi. Muazzam hizmetlerini ve fütuhatını harika bir şekilde parasız pulsuz yapmıştır. Bediüzzaman ve Risâle-i Nur adına para toplayanlar, hattâ zekat bile alanlar gerçek Nurcu değildir.
9. Bediüzzaman, şahsının övülmesini ve birinci plana çıkartılmasını uygun görmemiş, yolundan giden talebelerini Risâle-i Nurlar vasıtasıyla Kur'an hizmetlerine yönlendirmiştir. Birtakım Hazret'leri birinci plana çıkartan, onlar için aşırı övgü edebiyatı yapan, ruhanileri erbab haline getiren kimseler gerçek Nurcu değildir.
10. Şeriat'a sımsıkı bağlı bir Müslüman olan Bediüzzaman, Müslümanların zekâtlarına göz dikmemiştir. Ne şahsı için, ne de hizmet için zekât parası toplamıştır. Çünkü o, herkesten daha iyi ve sağlam şekilde, zekât paralarıyla cami bile yapılamayacağını bilen bir kişiydi. Müslümanların zekâtlarını, Kur'ana Sünnet'e fıkha Şeriat'a aykırı olarak toplayanlar, böylece Müslüman fakirlerin miskinlerin borca batmışların perişan olmuş muhacirlerin haklarını gasp edenler gerçek Nurcu değildir.
11. Bediüzzaman, Yahudiliği ve Nasraniliği hiçbir zaman muteber ve hak din olarak görmemiştir. O, Allah katında yegane hak, geçerli, makbul, hanif dinin İslâm olduğunu bilen âlim ve fâzıl bir kimseydi. Ehl-i Kitab'ın ehl-i necat ve ehl-i Cennet olduğunu iddia edenler gerçek Nurcu değildir.
12. Muharref Tevrat'ın ve İncil'in hak kitaplar olduğunu iddia edenler gerçek nurcu olamaz.
13. Bediüzzaman "euzü billahi mineşşeytan ves siyase" (şeytandan ve siyasetten Allah'a sığınırım.) buyurmuşlardır. Dini politikaya alet edenler gerçek Nurcu değildir.
14. Bediüzzaman, Ehl-i Sünnet'e aykırı bütün reformculuklardan, dinde değişim, dinde yenilik, light/ılımlı İslâm, BOP'çuluğa, Fazlurrahmancılığa benzer bid'at cereyanlarına bulaşmamış, İslâm'ın cadde-i kübrâsında yürümüş, Sevâd-ı Azam dairesi içinde bulunmuş muhterem ve mübarek bir zâttır. Az veya çok bidat cereyanlarına bulaşmış kimseler gerçek Nurcu değildir.
Bediüzzaman'ın ve Risâle-i Nurların Ehl-i Sünnet dışı inançlara, görüşlere, cereyanlara alet edilmesi İslâm ahlâkına uymayan çok kötü bir davranıştır. Bendeniz bu kadar yazıyorum. Bediüzzaman'ın mirasına hizmet eden hakiki has Nurcuların bu konularda Müslümanları uyarmalarını, aydınlatmalarını, bilgilendirmelerini bekliyorum.
Nurculuk bir "sekt" değildir; İslâm'a imana Kur'ana Şeriat'a ümmete ve ahlâk-ı İslâmiyye'ye, Ehl-i Sünnete bir hizmet metodudur.