Güçlü tedbir ve somut işbirliği nedir?
Fikret BİLA 09 Ekim 2007
24 saatte verilen 15 şehit Türkiye'yi bir kez daha yasa boğdu. Türkiye zaten yastaydı. Birkaç gün önce Beşağaç köyündeki katliamda 12 vatandaşımız teröristlerce öldürülmüştü. Türkiye bir hafta içinde 28 can kaybetti.
PKK silahlı eylem gücünü koruduğunu gösteriyor.
Toparlandığı mesajını veriyor.
Türkiye'nin sabrı zorlanıyor.
Ankara dün alarm halindeydi. Önce Bakanlar Kurulu toplanıp konuyu ele aldı. Sonra Cumhurbaşkanı Gül'ün başkanlığında Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt bir zirve yaptılar.
Bu toplantılardan verilen mesajlara bakalım:
Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Aslında sözün bittiği bir konuyu konuşuyoruz" dedi.
Sözün bittiği konu...
Çiçek'e göre terör konusunda söylenecek her şey söylenmişti. Artık söze gerek yoktu.
Peki, söz bittiğine göre, "Ne yapacaksınız, bir sınır ötesi harekât var mı?" diye soran gazetecilere ise net yanıt vermedi:
- Yarını (bugünü) bir görelim.
- Neden?
- Bugün Başbakan'ın başkanlığında Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplantısı var.
Çiçek'in bu sözleri kamuoyunda, "Herhalde yeni kararlar alınacak ve etkili şekilde uygulanacak" beklentisi yarattı.
Bu beklentiyi güçlendiren bir açıklama da Cumhurbaşkanı Gül'den ve Başbakan Erdoğan'dan geldi.
Gül, Irak'la ilgili yeni bir politika olacak mı, sorusuna, "Göreceksiniz" yanıtı verdi.
Başbakan Erdoğan ise, "Artık terörle mücadele farklı yürüyecek" diyerek, yeni önlem ve politikalara başvurulacağı beklentisi yarattı.
Tabii bunlar da "söz" sonuç olarak.
Sözün nasıl bittiğini herhalde önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Belki sözün daha önce bittiği bir konu da ABD'den beklenen işbirliği. Dün dahi bu beklenti Çankaya zirvesinden sonraki açıklamada yer alıyordu:
ABD'den beklenti
"Terörizme karşı mücadelede uluslararası alanda azami duyarlılık, somut işbirliği ve gerçek bir kararlılık ihtiyacı bulunduğu teyit edilmiştir."
Bu ABD'ye yapılan kaçıncı çağrı? Kaçıncı "beklenti" mesajı?
Ve "güçlü tedbir", "somut işbirliği beklentisi" nedir?
Artık yetkililerin daha açık biçimde bunu da kamuoyuna açıklamaları gerekiyor. Daha önce birkaç kez, "PKK'nın Kandil'deki liderlerinin ABD tarafından yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmesi" bu beklentilerden biri olarak açıklanmıştı.
Peki diğerleri nedir?
Türkiye'ye sınır ötesi harekât izni verilmesi mi? ABD birliklerinin PKK kamplarına baskın yapmaları mı? Veya başka bir şey mi?
Sorunu, emekli Org. Edip Başer'in istifa etmesinden sonra tek kalan ABD'nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli General Ralston mu çözecek? Yoksa, Irak'la yapılan ama Kuzey Irak yönetiminin tanımadığı "sıcak takipsiz", terörle mücadelede işbirliği anlaşması mı?
Siyaset yapmadan
Artık terör üzerinden siyaset yapılmasının yanlışlığı görülmüş olmalı. İktidar ve muhalefet partilerinin bir araya gelip ortak bir tutum almaları gerekiyor. DTP de buna dahil. Teröre karşı ortak tavır almadıkça, DTP de göstermelik açıklamalarla, konuyu dolanmakla siyaset yapması, kabul görmeyecektir.
Terör tırmanarak sürüyor.
Sivil, asker herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor:
Hata nerede? Eksik olan nedir? Ne yapılabilir?
Kamuoyu "söz"e gerçekten doydu, çünkü...