PROF. DR. HİKMET TANYU'NUN HAYATI, ESERLERİ VE FİKİRLERİ
Prof Dr. Abdurrahman KÜÇÜK 01 Ocak 1970
a) HAYATI VE ŞAHSİYETİ
Hocam Merhum Prof. Dr. Hikmet Tanyu, 9 Ocak 1918'de Ankara'da
doğmuştur. Babası Kayserili Çivicioğull~ndan
emekli subay Mehmet
Nuri; annesi Kafkasyalı Fahriye'dir. GaziIlkokulu'nu
ve Gazi Lisesi'ni
bitirdikten sonra,' babasının vefatı üzerine, liseden sonraki tahsiline bir
süre ara vermiştir ve kısa bir süre Gazete yazarlığı yapmıştır. Daha sonra
İçişleri Bakanlığı'nda Fen, ve Arşiv memurluğu görevinde bulunmuş,
"Meskun Mahalleler Kılavuzu"nun hazırlanmasında görevalmıştır. As-
kerlik görevini, ,üç yı~,Yedek Subayolarak yerine getirmiştir.
Merhum Hikmet' Tanyu, 1944'de bir grup arkadışiyle birlikte "Turan-
cılık" yaptıkları iddiasıyla tutuklanmı,ş; "tabutluk" işkencelerine maruz
tutulmuştur. Yapılan mahkeme sonunda, arkadaşlarıyla birlikte beraat et-
miştir. 1947 yılında kendisine ve ardakaşhınna işkence yapanlar hakkında
'Danıştay'da dava açmış; işkence yapan ve buna alet olanlann Yüce
Divan' da yargılanmalarını ve sanık sandalyesine oturmalarını sağlamış;
ancak 1950 yılında çıkarılan Af Kanunu ile sanık durumunda olanlar,
mahkum olmaktan kurtulmuşlardır..
.
, Prof.Dr. Hikmet Tanyu, 1947-1948 öğretim yılında Ankara Üniversi-
tesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ninFelsefe
Bölümü'nden mezun ol-
muştur. Ona, Fel~~fe öğ.retmeni olarakgörev
verilmemiş; Pınarbaşı ve
Kayseri Mustafa Ozgür Ilkokullannda ilkokul öğrtmeni, daha sonra Os-
maniye Ortokulu'nda ortaokul öğretmeni olarak görevlendirilmiştir. Ari-
fiy.eKöy Enstitüsü ve Öğretmen Okulunda meslek dersleri, Çocuk Edebi-
yati ve Din Bilgisi öğretmenlikleri deyapmıştır.
Okumaya, araştırmaya olan tutk~su,. ilk gençlik yıİlannda kendini
göstermiş, makale ve kitap yazmıştır. Ilim yapma azmi ve kararlılığı için-
* Bu makale,Dinler Tarihi Derneği tarafı~dan, 16.6.l?95 tarihliide, Ankra İlahiyat
FakültesiYunus
Emre Konferans Salonu'nda "Olümünün Uçüncü Yılında Prof.Dr. Hik-
'met Tanyu" konulu anma programına tebliğ olarak sunulmuştur.
de Tanyu, 1955yılında, AnkaraÜniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Dinler',
Tarihi asistanı olmuştur. "Ankara ve Çevresinde Adak ve Adak Yederi"
adlı teziyle, 1959'da; Türkiye'de ilk Dinler Tarihi Doktoruünvanım
al-
mıştır. 1960 yılında Fakü1tece bir müddet Almanya'ya; 1962-1963 yılla~
nnda ise İsrail'e gönderilmişir. ''Türkler'de Taşla İlgili tnançlar" adlı te-
ziy1e, 1966 yılında,. Doçent olmuştur. 1968 yılından 1982 yı1ın~ kadar
Dinler Tarihi Kürsüsü Başkanlığı, görevini yürütmüştür. Ankara Ilahiyat
Fakültesi'ndeki görevi yanında, 1966- 1969 yıllanarasında, Kayseri Yük-
sek İslam Enstitüsü'nde Mukayeseli DinlerTarihi dersi vermiştir. 1971-
1972 yıllarında Almanya, İngiltere ve Fransa'da sahasıyla ilgi1iince1~me
ve araştırmalarda bulunmuştur. "Yehova Şehitleri" isimli çalışmasıyla,
1973yılında, Profesör olmuşturı.
.
Prof. Dr. Hikmet Tanyu, 1977-1980 yıllan arasında, A.ü. İlahiyat Fa~
kü1tesi Dekanlığı görevini yürütmüştür. Dekanlığı sırasında Fakülte' den
bir grup arkadaşıy1a, 1979 yılında, Rusya ve,Türk Cumhuriyetlerinearaş-
tırma-ince1eme seyahati' yapmıştır. 1982 yılında, Diriler Tarihi Anabilim
,Dalı Başkanı olarak görev yaparken, yaş haddinden'emekliye aynımıştır.
Almanca, İngilizce ve İbranice bilen Tanyu, Fakülte"den emekli olduktan
sonra da,ilmi çalışmalarla alilkasını kesmemiş; "Nuh'un Gemisi (Ağn
Dağı) Ermeniler - Bütün 01ı;tylann İçyüzü" ile "İslam Dininin Düşmanla-
n ve Allah'a İnananlar" adlı iki kitabı yayına sunmuş, altı ci1tolarak dü-
şündüğü Dihier Tarihi kitabı için çaıışmlanm sürdürmüştür. Bu arada haf-
talık Yeni Düşünce gaz;etesinde de makaleler yazmış ve rahmetli
olduktan iki gün' sonra son makalesi yayınlanmıştır. Hocam Tanyu, 11
Şubat' 1992 tanihinde kiılp rahatsızlığı sonucu, 77 yaşında, Hakk'ın rah-
metinekavuşmuştur.
'
.İlim ve fikir dünyamızın bu büyük insam, sıkıntı ve meşakkatlede
dolu hayatının tamariıılli Türk Milletine, Türkiye'ye" Türk Dünyasına ve
İslam Dini' ne hizmete harcamıştır. O, Milliyetçi1iği, milletine hizmet ola-
rakbenimsemiş; çok genç yaşlardan itibaren, çeşitli gazete ve dergilerde
yazmaya başlamış; ilmi ve fikri birçok esere imzasım atmıştır.
Şahsiyeti:
Bir Türk Beyefendisi, insan sarrafı, ve bir' İnücadele adamı olan
Tahyu Hocamız, düşmanlan kı:ı.rşısında'çok sert, dostlanna ve kendine
yakın olanlarakarşı çok yumuşaktı. Hayatında hep başı dik, alm açık
olmuş've kimsenin karşısında eğilmemişti. Şahsı ile ilgmmeselelerde çok
yumuşak, milli meselelerde çok sert ve tavizsizdi.
ı. Bkz. Hikılıet Tanyu; Tarih Boy.unca Yahudiler ve Türkler, (Genişletilmiş ve Ye-
, niden Gözden Geçirilmiş Ikinci Baskı), Istanbul 1979, JJ5-7,
Merhum Hikmet Tanyu, yaptıklannın ve yazdıklannın neticesine de
katlanırdI. Milli dava bildiği konuda yaptıklan ve yazdıklanndan pişman-
lık duymazdI. 1944 yılında "Irkçılık~Turancılık" adı ile meşhur olmuş
olaylarda tutuklaqması,. özlük dosyasına da işlenmişti. Bunun hem Emni- .
yetteki, hem Rektörlükte'teki dosyasından çıkanlması istendiğinde şid- ,
.detlemuh1efet etıniş ve "o benim için bir şereftir" demişti. Emekli olduğu.
zaman, emekli Sandığı'na yazılan sicil özetinde de "Turancılık Dava-
sı'nda tutuklanmıştır" gibi ifadenin yer aldığını hatırlarpaktayım.
Hocam dostlanndan, kararlılık, k~vvet1i bir şahsiyet ve güvenirliHk
beklerdi. Asistan olarak almak ve yanında doktora yaptırmak istediklerin-
de şu özellikleri arardı:
1- Şahsiyet,
2- Hayat tecriibesi, gerçeklerigörebilmek ve gerçek hayatı bilmek,
3- Çalışkanlık,
l .
4- Dini ve milli değerlere saygı ve bağlılık.
Hocam, bu dört özl1iğe s'ahip olan insanın, diğer biİgi ve ilmi eksik-
leri çalışma ile halledeceğine inanmaktaydI. 0, insansarrafıydI. İnsanlan,
bir bakışta taİllma yeteneğine sahipti. Çok az yanıldığını söylerdi. Herke-
se referans olmaidı, yilinen tanımadıkça kimse hakkında müsbet ve
menfi şey söylemezdi.
İlmi konularda, ilmi ahlaka bağlıydı. Nereden bir şeyalmışsa,
onu mutlaka zikrederdi. 'Bilgiye önem verirdi, metodu ikinci planda gö-
rürdü. Daha sonra o konuda çılışanlann daha iyisini yapacağı inancını ta-
şırdI.
""-
Hikmet Tanyu, mütevazi, dürüst ve namuslu bir hayat sürmüştür. .
,Hiç kimseye ismiyle hitap ettiğine rastlanmamıştır. Mevkisi, makamı ne
olursa olsun herkese, hep isminin başına, "Bey", "Efendi" ekleyerek hitap
etmiştir. Şahsi münasebetlerinde bu kadar hoşgörülü, çok müşfik ve yu-
muşak görünüşlü olan Hocam, Türk Milleti'nin millimeselelerinde,
İslam ve Türklükle ilgili konularında tavizsizdir. Bu konularda zararlı
gördüğü fikir ve eylem karşısında, tabir caizse, "Aslan misali" kükremiş-
tir. Bu kararlılığını, hayatında uyguladığı gibi, yazdıklannda, yanında
doktora yapanlara tavsiye ettiği konularda da göstermiştir. Onun, yıllar
önce, önemli gÖrup tez olarak verdiği konular, günümüzde önemli konu-
lardan olmuştu~ (Hazarlar; Gagauzlar, Dönmeler, Ortodoks Patrikhanesi,
BiI1'ni, Reddiyeler vb ...).
'
.
İslami ve milli konulard<4a. tavizsizliğini ve hassaslığını emekli ol-
duktan sonra da göstermiştir. IsiMni. konulardaki hassasiyetine örnek,
İslam 'a bilerek veya bilıneyerek zararlıolangörüş
ve düşüncelere cevap
veren "İslam Dininin Düşmanları ve Allah' a İnananlar" kitabıdır. Milll
hasssiyetini de "Nuh'un Gemisi-Ağrı Dağı-Ermeniler, Bütün Olaylann
İçyüzü" adh eseriyle göstermiştir. Bu eserde; Ağrı Dağı efsanesinin, Er-
meni olaylannın, "Van Tatil Köyü" hadisesinin arka planına, Türk Devle-
ti ve Milleti üzerine oyuanmak istenen oyunlara di,kkatçekmiş ve ışık tut-
muşmr.
.
b) ESERLERİ:..
1-TürkçülükveGerçek
Demokrasi, İstanbul .1945.
2-:-Türk Gençliğinin Kükreyişi (Türk Milliyetçilerinin Davası ve He-
defleri, Komünizmin ve KomünistlerinTahlil ve Tenkidi), Ankara 1947
3- TürkçülükDavası ve Türkiye'de işkenceler, Kayseri 1950
.4- Ziya Gökalp, yeni Türkiye'nin Hedefleri, Ankara 1952
5- Niçin Komünist Oluyorlar? (İkinci Basım), Ankara 1958
6- Atatürk ve Türk Milliyetçiliği (Birinci Basıni), Ankara 1961, (İla-
veli İkinci Basfm.Ankara 1981)
.
7- (H.Fethi Gözler ile birlikte) Ortaokullar için TürkçemizI-III. Cilt,
istanbul 1'971
. .
,
8- Ziya Gökalp ve Türk Milliyetçiliği, İstanbul 1962
9- Ankara ve Çevresinde Adak ve AdakYerleri, Ankara 1967
10- Türkler' de Taşla İlgili inançlar, Ankara 1968 (İkinci Baskı, Kül-
tür Bakanlığınca yapıldı. Ankara 1987).
.11-Tevfik Fikret ve Din, istanbul 1972
12- Yehova Şahitleri, Ankara 1973
13- Dinler Tarihi Araştırmaları, Ankara 1973
14- Tarih Boyunca Yahudiler ve Türkler', I-II, İstanbul 1976, (Gemş-
letilmiş ikinci Basım 1979) ..
15- Ziya Gökalp: Kızılehna, Hazırlayan: Hikmet Tanyu, Ankara
1976
.
16-Türkler'in DiniTarihçesi, İstanbul 1978
17- insan veDünya (Şiirler), Ankara 1978.
18-.İslamhktari Önce Türkler'de Tek Tanrı inancı, Ankara 1980 -
19- Cihan içinde Bir Cihan (Şiirler), istaıibul1980
. 2. Bkz. Hiklnet Tanyu, İslam Dininin Düşmanlan ve AIIah'a İnananlıır, İstanbul
1989. .
.
r.
•
3. Bkz. H.Tanyu, Nuh'un Gemisi (Ağri Dağı)-Ermeniler-Bütün Olaylann İçyüzü, İs-
tanbul1989, 68-76,159-172,327-367
vd.
20- Ziya Gökalp'in Kronolojisi, Ankara 1981
21- Atatürk İçin Şiirler, Ankara 1981
22- Nuh'un Gemisi Ağn Dağı-Ermeniler-Bütün Olaylann İçyüzü, İs-
tanbul1989
_ 23~İslam Dininin Düşmanlan ve Allah~a İnananlar, İstanbul 1989
(
Kitap olarak yayınlanmış bu eserleri yamnda, çeşiqi konularda yazıl-
mış 300'den fazla makalesi bulunmaktadır. Makaleler, genelolarak Din-
!er Tarihi, Din Fenomeno~ojisi, Etnoloji, Türk Dini ve Kültürü, Türk Halk
Inanışlan (Dini Folklör) ve Türk Dünyası ile ilgilidir.
c) FİKİR VE DÜŞÜNCELERİ:
Fikir ve Düşüncelerini şöyle gruplandırmak mümkündür.
1-Türk Tarihi ve Kültürü ile ilgili olanlar,
2- İslam ile ilgili olanlar,
-. 3- Dini Folklorla ilgiliolanlar,
4- 'Çürkçülük, Milliyetçilik ve Demokrasi ile ilgili olanlar,
5- Dinler Tarihi ile ilgili olanlar;
a) Türk Dini Tarihi ile ilgili olanlar,
b) YahU:dilik ve Masonluklailgili olanlar,
t,'
.
c) Hınstiyanlıkla ilgili olanlar, ,
d) Türklüğe ve İslam' a yabancı fıkir ve akımlarla ilgili olanlar,
'e) Diğer dinlerle ilgili olanlar (Altı cilt olarak düşündüğü Dinler Ta-:
rihi'nin büyük bir kısmı hazıı:dı).
Prof. Dr. Hikmet Tanyu, Türk Milletinin yetiştirdiği değerlerden bi-
ridir.O, kimseden birşey talep etmemiş, hiç kimsenin hatın için de doğru
bildiklerinden taviz vermeIl}iş; 50 yıllık hizmet hayatını hep almnın teri '
ve hakkı ile elde etmiştir. 70'i aşkın yaşına rağmen, ülküsünden,azmin-
den ve çalışma şevkinden birşey kaybetmemiştir. Emekli olduktan sonra,
kitaplan kapatıp bir köşeye çekilmemiş; her güne, yeni bir şevk veazimle
başlamıştır.
'
, Hikmet Tanyu, Türkiye' de Dinler Tarihi sahasında doktora yapan ilk
akademisyendir. Dinler Tarihi'nin'ilmi esaslara uygun gerçek ve saygın
bir bilim dalı haline gelmesindeemeği büyüktür. O, Batı' da yapılmış ça-
lışmaların çoğunda görülen dinin merişeini belli nazariyelere dayandırma
şartlanmışlığına ve taklitçiliğine kapılmamış; bu nazariyeleri reddederek
dinin menşeiniıi ilahı olduğunu ve "Tektann"esasına dayandığım savu-'
muş; bu konuda derin ve.kapsamlı çalışmalar yapmayı önermiştir.
Hocam, ilmı çalışmaları dinine, vatanına ve milletine bir hizmet va-
sıtası olarak görmüştür ..Bu nedeme o, çalışm~arını gene} dinler alanın-
dan özelekaydırmış; Türkiye, Türk Milleti ve Islam Dini'ni ilgilendiren
meseleleri öncelikli olarak çalışmayı esas almıştır. Nitekim kendi yaptığı
ve yamnda çalışamara yaptırtmış olduğu araştırmalann/tezlerin hemen ta-
mamında bu esaslara bağlı kalmış olduğu görülmektedir.
.
H.Tanyu, Türk kültürü ve dimfolklora da büyük önem vermiş, folk-
lordaki dinıunsurları tesbite çalışmıştır. O, halk inanışları arasından dinle
ilgili olamarı değişik yönleriyle ele alarak tasnifetmiş; bu inamşlann mi~
tolojiyle, DinFenomenolojisiyle
ve Dimer Tarihiyle ilgisini ortaya koy-
maya çalışmıştır. Hocam, kendisi bu çalışmaları yaparken, lisans öğrenci-
lerine de,' mezuniyet tezi olarak, çeşitli il ve ilçelerin halk inançlarım
çalıştırtmış; böylece adeta, Türkiye'nin bir halk inamşlan coğrafyasım çı-
karttırmıştır.,
-
Halk inanışlan ve Türkler'İn eski dinine.yönelik çalışmaları netice-
sinde Tanyu, o zamana kadar farklı bilinen bir gerçeği de.ortaya çıkarmış-
tır. O, Türkler'in eski dinine dair Abdülkadir İnan'ın "Şamanizm" ve
Ziya Gökalp'in "Toyunizm" iddialarım reddetmiş; eski Türk dininin "Tek
Tanncı Bir Din" olduğunu ortaya koymuştur. Bu tesbitiyle Hikmet
Tanyu, bugün Batı' da da, Türkiye'de de kabul gören bir gerçeği su yüzü-
ne çıkarmış; böylece Türk Kültür Tarihine ve Dinler Tarihine büyük bir.
katkı sağlamıştır4•
.
Milli ve dini meselelerde oldukça hassas olan Tanyu, Yahudilik, Si-
yoniz~ ve Masonluk üzerinde durmuş; Yehova Şahitleri ve Bahailer gibi
grupların Türkiye'ye yön.-elikmisyonerlik faliyetlerine dikat çekmiştir. O
);'ehova Şahitleri'nin Yahudilikten büyük oranda etkilenmiş bir Hıristiyan
mezhebi olduğunu, İsıfull düşmamığı yanında, millet ve devlet düşmanlı-
ğı da yaptığını kitabındaaçıklamıştır6:
Bahailik'in. de, emperyalist güçler-
ce örtaya çıkarıldığım Hıristiyan ve Yahudilerce Islam'a karşı kullamlan
. yıkıcı bir hareket olduğunu belirtmiştir?
.Hocam, Ağn Dağı'nda Nuh'un Gemi~ini arama faaliyetinin arkasın-
daki Ermeni tez ve fikirlerini destekleme çabasım ortaya koyarak, bu hu-
susa, dikkat çekmiştir. Bu çalışma ile milli konulardaki hassasiyetini, mil-
liyetçiliğini ve vatanperverliğini' göstermiştir.' Karabağ Meselesi ve
.
4. Bkz:. Hikmet Tanyu, Türklerin .Dini Tarihçsi, İstanbul 1978, 7-30; H.Tanyu,
Islamlıktan Once Türklerde Tek Tann Inancı, Ankara 1980, 1-25,176, 206. Hikmet
Tanyu'nun Türklerin dininin "Tektann İnancı" olduğu. yolundaki te~.iile ilgili göıiişleri-
nin gelişim çizgisi için bkz~ Abdurrahman Küçük, "Islamiyetten Once Türklerde Tek
Tann İnancı", Boğaziçi Dergisi, İstanbul 1984, sa: 22, sf. 28-31.
.
5. Bkz. H.Tanyu, Taqh Boyunca Yahıidiler ve Türkler, I/200-260. II/602-(i37.
6. Bkz.H.Tanyu, Yehova Şahitleri, Ankara 1973,56-58,143-156.
7. Bkz. Tanyu, Taıih Boyunca Yahudiler. ..,I/268-270. ;
bugünkü bölücülük hadiselerin~ dikkat çekmiş; Ermenilerin Kürtçülüğü
kullanmaya çalıştığına ve Yunanlılar'ın bunu böyle istediğine yer vermiş-
'. tifS.Hikmet Tanyu~çok genç yaşlardan itibaren Türklük'e, Türk Milliyet-
çiliği davasına gönül bağlcimış; bu uğurda birçok sıkıntıya göğüs germiş~
tir. 0, milliyetçiliği, insanlığın tabii bir tutumu, kişinin kendi vatanını,
milletini sevmesi ve devletini yaşatıp yüceltmesi duygusu olarak görmüş-
tür. Türk Milliyetçiliğinin ise Türk -Milletini, Türklüğü yaşatmak, yücelt-
mek düşünce ve ülküsü, bu idealle toplumsal adillete, refaha sahip çık:inak
ve hakimiyeti gerçek anlamda millete vermek olduğunu ifade etmiştir.
Milliyetçilikte, başta Türk dili, İslam Dini ve Türk Tarihinin geldiğini be-
lirtmiştir. 0, milliyetçiliğin birçok manevi dinamiğinin İslam'dan kay-
na1dandığıru ve bu nedeme milliyetçiliğe düşman olanlarin bilmederi
İslam. düşman1ığı yaptı~~nıdile
getirmişt~r9. ~endisi'yl.e yaı:)l~~ ~ir rö-
portaJda da Tanyu, Islamı temele dayalı bır Turk Mıllıyetçılıgı' nın şer,
güçlerin korkulu rüyası olduğunu Vurgulamış; bu nedenlede. gençlerin
"İslamcı" ve "milliyetçi'~ gibi sun'iaynmlara götürüldüğünden şikayet et-
miştir. Ona göre bu iki unsur birbirine zıt şeyler olmayıp aksine birbirinin
mütemmimidir. Nitekim' o, "Türk Milliyetçiliği derken, bunun içinde
İslam dininin esaslanyla birlikte, manevi, ahlaki yönüyle kaynaşmış, bü-
tünleşmiş bir milliyetçilik anlıyorum. Yoksa Batılı, materyalist, kozmo-
polit bir milliyetçilik anlayışının bizim' milliyetçiliğimizle alakası yok-
tur"lOdemiştir. Bütün bunlara rağmen o; Türk olmayan "eya yabancı
güçlerce aldatılan bazi kimselerin, Türk Milliyetçiliğini İslam'a aykıny-
mış gibi gördüklerini ve bunu da islam'ı savunuyor tavnyla yaptıklarını
belirtmiştir.
Hikmet Tanyu, Milliyetçiliği'nin tabii bir sonucd olarak, Türk kültü-
rü ve Türk dili konusunda son derece hassastır. Bugünkü resmi iletişim
vasıtalannın arzulanan kültür politikasından oldukça uzak olduğunu ve
gençliği yozlaştırdığını ifade etmiştir. 0, millikültür,. sanat ve estetiğin
genç nesillere tamtılıp sevdirilmesine büyük önem' vermiştir. Kültür ve
estetiğin iletilmesinde en onemli unsur olı:ındilin, yıllar süren hoyratça tu-
tumlardan dolayı, can çekişir hale getirildiğinden yakınmıştır. Türklük
.illenünde; çok eski zaman1ardan beri, özellikle yöneticilerde, dil konusun-
da bir zaaf olduğuna, bunlann ya özenti ya da bilgiçlik olsun diye yabancı
.dil, kelime ve hatta gramer değiştirme teşebbüslerinde bulunduğuna işaret
etmiştir. Günümüzde de elli-altmış yıldan beri süren öz Türkçe gibi
manasız bur tutumla birçok kelimenin dilimizden sökülüp atıldığı, Batılı
kavram ve kelimelerin ise hiçbir denetime tabi tutulmadan Türkçe'ye so-
kulduğu çelişkisine dikkati çekmiştirll.
8. Bkz. Tanyu, Nuh'un Gemisi.... , 22q:282, 304-373.
9. Bkz. H.Tanyu, "Türk Milliyetçiiği Ulk:üsü ve Temelleri", Yeni DüşünceGazetesi,
6 Ekim 19~9.
10. Zaman Gazetesi, 24 Eylül 1989, sf. 7.
11: Bkz. Tanyu, "Yok Mudur Kurtaracak Bahtı Kara Türkçeyi?", Yeni Düşünce
Gzetesi, 25.5.1990; sf. 5; Tanyu, "Türk Gençliği Bir Bütün Olarak", Yeni Düşünce Gaze-
tesi, 20 Ekim 1989, 5.
Tanyu Hoca, Türkiye üzerinde oynanan oyunların bitmediğini,
Türk Milletinin kaderi ve geleceği üzerinde tuzaklar kurulduğunu, bölün-
mesi için çalışıldığını, dört taraftan kuşatıldığını belirtmiş ve bunlar-
dan kurtulmak için öneriler ileri sürmüştür. Bu öneriler arasında; yıkı-
cı ve bölücü
örgütlere, derneklere
ve. çalışmalara karşı. tedbir
.alınması; bunlann tanıtılması, hukuki, iktisadi ve kültürel tedbirler yanın-
da, milli ve manevi eğitime önem verilmesi buhinmaktadırl2•
Hikmet Tanyu, ilk gençlik yıllanndan itibaren, dış Türkler ve Türkis-
tan'ın bağımsızlığı meselesiyle çok yakından ilgilenmiştir. Bu haklı me-
seledeki düşüncelerinden dolayı, dönemin siyasileri tarafından, arkadaşla-
rıyla birlikte, "Irkçılık-Turancılık" yaptıklan iddiasıyla cezalandınlmıştır. '
O, bütün zorhıldara rağmen, düşüncelerinden en ufak bir taviz vermemiş
ve zaman kendisini haklı çıkarmıştır. Ömrünün son yıllarında, Sovyetle-
rin hakimiyetindeki Batı Türkistan coğrafyasındaki Türk devletlerinin
peşpeşe bağımsızlıklarını ilan ettiklerini görme mutluluğuna ulaşmıştır.
Hocam, bu defa, hemen herkesin dikkatinden kaçan Doğu Türkistan me-
selesine yazılannda yervermeye başlamıştır. Vefatından öncegazetedeki
köşesinde yazdığı son yazılarında Doğu Türkistan' da yapılan zulümlere
kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmış ve buradaki Türkler'in bağım-
sızlıkIannı kazanması için yapılması gereken işleri belirtmiştir. Doğu
Türkistan'daki Türkler'in dil ve dinlerini daha fazla muhafaza etmiş 01-
malanna rağmen, sürekli bir Çin zulüm' ve asimilasyonuna maruz kaldık-.
lannı, aralarına nifak sokularak birlik çabalarının engellendiğini belirt-
miştir.
Tanyu, Doğu Türkistan'ın'bağımsızlığını kazanması için tüm dünya-
daki Türkler' e ve Batı Türkistan devletlerineyükümlülükler
düştüğünü
belirtmiştir. Batılı devletlerin de Sovyetlerin çöküşüyle, Batı Türkistan'da
Çin lehine bozulan güç dengesini gözönünde bulundurarak, yeni kurulan
Türk devletlerini ve Doğu Türkistan'ın bağımsızlığılli kazanmaşını des-
teklemesi gerektiğini ifade etmiştir. Bunların yapılabilmesi için de Batı
Türkistan'daki devletlerin bir feGerasyon birliği oluşturmalarının gerekti-
ği, dünyanın her bölgesindeki Türkler'in dernekler ve,benzeri kuruluşlar
oluşturarak, Doğu Türkistan meselesini dünya kamuoyuna çok iyi bir bi-
çimde anlatmalarının şart olduğunu ifade etmiştir. Yeni Düşünce Gazete-
si'ndeki "Doğu Türkistan'ın İstikli'il ve Hümyeti Yolunda İlk Adımlar-
2!3'! başlıklı son yazısında Hocam, boynu bükük "Doğu Türkistan Mese-
lesi"nin takibini, yazısının son cümlesinde "şimdi her Türk'ün görevini
'bilmesi gerekiyor" ifadesiyle vasiyet olarak bizlerce bırakmıştır. Tanyu,
bir "ekol"dü ve onun etrafında Türkiye' de "Dinler Tarihi Ekolü" oluş-
~~
.
12. Bkz. Tanyu, Tarih Boyunca yahudiler ....,II/1286.
,
13. Bkz. Tanyu, "Doğu Türkistan'ın İstiklal ve Hürriyetleri Yolunda İlk Adımlar-
1,2", Yeni Düşünce Gazetesi, 7,14 Şubat 1992, sf. 4.
SONUÇ
Bocam, yetmiş yıllık hayatını Türk-İslam davasının yerleşmesi ve
yaygınlaşması yolıında harcamış, en zor şartlarda bunları dile getirmiş ve "-
çizgisinden zerre kadar sapmamış, fikirlerinden taviz vermemiştir. O,
i944'lerde başlayan çizgisinde zikzaka rastlanmayan, İslam' ı temel alan,
Türk Milliyetçiliğinin temsilciliğini yapan bir fikir, düşünce 've ilim ada-
II1ıdır.İslam'ın müdam olan Hocam, Türklük konusunda da İslami ölçü-
ler içerisinde kalmış; yazdıklarında İslam'a aykın bir şey bulunmamasına
çok dikkat etmiştir. Başkalarının yazdıklarında da bu ölçüyü aramış; ya-
nında doktora yapanlara verdiği tez konularında da İslfuİı'a ve Türk Mil-
letine faydayı esas kabul etmiştir.
İnanç, .irade timsali ve örnek bir insan Hikmet Tanyil, sadece ilmi
eserler verme~e kaJmamış, dinlenme saatlerini de şiir yazmakla değer-
lendirmiştir. Uç tan~şiir .kitabı bulunmaktadır ..Duygu ve dü~üricelerini
şiirlerde de göstermiştir. l'Inanmak Meselesi" başlıklı şiirinde Ahiret' i ha-
tırlamakta ve hatırlatmaktadır. Bu şiirde şöyle demektedir:
."Ahirette bulunsaydım
, Vedeselerdi ki
.Şu günahkiirların ızdırap ülkesi
Şu iyilerin saadet bahçesi
Şunlar melek, şunlar
Dünya'da inanılmayanlar! ...
Nihayet Ahiret'teki Hakk'a,
Cennetine, cehennemine
inanırzm Tanrım ... "14
"iki Alem ve Allah" şiirinde de dünyayı garip, Ahireti gerçek sayı-
yordu:
. "iki alemi gördüm uyanık, açık ve parlak
Bir ayağım dünya üzerinde, yuvarlak
Bir ayağım yıldızlardan ötelerde, enginlerde 'apak.
Birden kaİnatın sırrını anl~yarak, i
Birden secdeye vardım Allah'ı anarak.
Bir garip Dünya, bir gerçek Ahiret var.
Gozlerde,. gönüllerde, akılda parlar ... "15
Merhum Prof. Dr. HikmetTanyu, çeşitli marşlar da yazmıştır. 1978
yılında-yazdığı "İlahiyatçıyız Biz" başlıklı marş şöyledir: .
14. Hikmet Tanyu,İnsan ve Dünya, Ankara 1978,27.
15. Tanyu, İnsan ve Dünya, 46.
"Allah 'ın nurunda parlar gerçeğe yürürüz biz
Hak yolunda ilerlerii, İs:lamcıyız, Türküz Biz
Aiılakçıyız; imanlıyız, iyilikte hürüz Biz
Doğru yoldt:!,şanlı yolda, jedtlyiyiz, eriz Biz.
Yürü zulmetin üstüne, yürü, durma ileri.
İnançla aydınlat yurdu~yürü, yılma ileri.
Kur' an' la huzur getir, mılletin gülsün yuzü,
K(lranlıklar kalksın yerden, ver özlenen gündüzü.
llahiyatçıyız, elde Ayyıldızlı Bayrakla,
Milletin umuduyuz Biz, şehirdolu toprakla,
Yürürüzbilgi ve nurla, Bir Tekbirle Bismillah
Dilimizde, gonlümüzde, ujkumuzda, BirAllah "16
Yukanda sadece özelliklerinin bir kısmına işaret ettiğimiz ihanç ve
ideal timsali, büyük alim ve mütefekkir insan Prof.Dr. Hikmet Tanyu, II
Şubat 1992 Salı günü Hakk'in rahmetine kavuşmuş ve ebedi hayata inti-
kal etmiştir. Hayatı tam bir "derviş" edası içinde geçmiş, gösterişten ve
yaldızlı övgülerden kaçınmış, kişilerin takdirini değil, hasbi olmayı,
Allah'ın nzasını kazanmayı düşünmüŞ; mevki-makam peşinde koşmamış,
kimseye yaranmak için inanç ve ideallerinde tavize gitmemiş örnek bir
insandır. Türkiye Cumhuriyeti döneminde yetişmiş, ilmiyle arnil, memle-
ket gerçeklerini bilen, milletiyle bütüiıleşen önder akademisyenlerden bi-
ridir. O, geriye eser ve nesiller bırakmayı hedef edinmiştif;
Bir Türk Beyefendisi, alim, fazıl ve müttwazi Hocamız Hikmet
Tanyu'nun hayatından, çalışma azmindenve iradesinin sağlamlığından
alınacak çok dersler vardır. Bana göre onun ölümü, "bir yıldızın düşme-
~~
.
Ruhıışad ve mekanı cennet olsun. Allah rahmet eylesin.
16H.Tiıııyu.lnsan ve Dünya, 128.
,.