« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Eki

2007

Ey Talabani, sana nasıl inanalım!..

İbrahim KARAGÜL 23 Ekim 2007

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani; “PKK'nın saldırılarını bu akşamdan (dün) itibaren durduracağını” açıkladı. KYB internet sitesinde yer alan habere göre PKK tek taraflı ateşkes yapacak!

“Türkiye'ye kedi bile teslim etmeyiz” diyen bir devlet başkanı, diplomasiyi ve uluslararası sistemi çok iyi bilen bir lider, “PKK terörist örgüt” değil diyen Mesut Barzani ile PKK konusunda Türkiye'nin pozisyonunu belirleme gücüne sahip oldu.

Çankaya'da terör zirvesi devam ederken bir televizyon kanalına canlı bağlanarak o toplantıya mesaj göndermeyi, daha doğrusu yönlendirme girişimini ihmal etmedi. Bunu anlarız, herkes kendi oyununu oynar. Ama anlamadığımız, sorgulamamız gereken bazı şeyler var.

Madem PKK ile pazarlık yaparak ateşkes sağlama kudreti vardı, bu ölümler olurken neden sustu? Saldırıları durduramaz mıydı? Türkiye Irak sınırına yönelince mi barış isteği ağır bastı? Birileri Talabani ile PKK arasındaki bağı sorgulamaz mı?

Bunu daha önce de yaptı Talabani: Eylül 2006'da Başbakan Tayip Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesi ilginç gelişmeler yaşanırken.. Türkiye'nin Lübnan'a asker gönderme kararı aldığı zamanlarda. PKK konusunda Türkiye'nin çağrılarını dinlemeyen ABD bir anda PKK'ya yönelik politikalarını belirleme pozisyonuna geçmişti. Ve Talabani, “Saldırıları durdurması yönünde PKK'yı ikna ettiklerini, örgütün yakında ateşkes ilan edeceğini” söyledi.

ABD basını üzerinden Türkiye'ye verilen bu mesajdan bir gün sonra, aynı Talabani, yine ABD medyası üzerinden Türkiye, İran ve Suriye'yi tehdit etti. Bu ülkelerin Irak'ın içişlerine karıştığını, bunun devamı halinde Irak'ın da bu ülkelerdeki muhalif grupları destekleyeceklerini, bu ülkelerde sorun çıkaracaklarını söyledi.

İki açıklaması da Washington ile K. Irak yönetimi arasında yürütülen bir pazarlığın sonuçlarıydı. ABD'nin “PKK ile mücadele koordinatörü”, daha doğrusu “Türkiye'yi PKK ile pazarlığı oturtmakla yükümlü” temsilcisi Joseph Raltson ile Kürt liderler ve PKK arasında yapılan müzakerelerin sonuçlarını izlemiştik o dönemde. Türkiye kamuoyunun havası bu görüşmelerde belirlenen politikayla alınmıştı…

Bunlar olurken, PKK'nın Türkiye'ye yönelik saldırılara “son vermesine” karşılık, Irak'taki PKK'lılara “Türkiye'ye iade edilmeme güvencesi” veriliyordu. Kim tarafından? ABD, Talabani ve Barzani tarafından. ABD ve bölge yöneticileri, bu anlaşma ile PKK'yı güç koalisyonuna ortak ederken, “iade”yi yasaklayan bir maddeyi Kürt Anayasa taslağına ekledi. PKK, Kürt parlamentosunun oluşturduğu Anayasa tarafından güvence altına alınmıştı. Irak'ta ABD, Kuzey Irak'ta ise bölgesel Anayasa'nın güvencesi altında artık.

Talabani'nin açıklaması, bu taktiği ikinci kez önümüze getiriyor. Türkiye'nin bütün enerjisini alan benzer oyalama taktikleri hep yapıldı. Bugün de aynısı deneniyor.

Madem o zaman ikna etmişlerdi, neden olaylar bu noktaya geldi? PKK üzerinde bu kadar etkinsen eğer, onu yönetiyorsundur da. Öyleyse bugünkü sonuçlardan sen de sorumlu olursun. Bir devlet başkanı ya da bölge yönetimi lideri olsan da, bir örgüt üzerinden komşu bir ülkeye savaş ilan etmiş sayılırsın. Son açıklama, Türkiye'yi oyalamak için aynı oyunun tekrarından başka bir anlam taşımıyor. Buna inanan, sonuçlarını kısa süre içinde görecektir. Zaman kazanıyorlar sadece. Nereye kadar ise artık!

“PKK'ya gücüm yetmez” diyenler, Türkiye'ye tehditler savuruyor ve savaşacaklarını söylüyor. PKK'ya gücünüz yetmezse Türkiye'ye nasıl yetecek? PKK, Türkiye'ye karşı verilen savaşta öncü güç mü oluyor?

Peki kaçırılan 8 askeri kurtarabileceklerini açıklayan DTP'ye ne demeli? Madem PKK üzerinde bu kadar etkinsiniz neden bu saldırıların önüne geçmediniz? Rehin askerleri kurtarmak için elbette her şey yapılmalı. Ama buna gücü yetenlerin, onlarca insan ölürken susmaları nasıl açıklanabilir?

Ya ABD'ye ni diyeceğiz? Türkiye'den üç gün süre istiyor. Ardından “sınır bölgesinde operasyon yapma” diyor. Türkiye, ABD'ye günler değil, aylar değil yıllarca süre verdi. Sonuca götüren bir işbirliği gören var mı? Talabani'nin “PKK ateşkes yapacak” sözü ile ABD'nin süre istemesi, sınırötesi operasyona tavrı aynı halkanın zincirleri. Bu koalisyon, Türkiye'ye karşı sınırötesi operasyon yapıyor. Dikkatli bakanlar görecektir.

PKK, Talabani, Barzani, ABD ve İsrail arasında oluşan koalisyonu görmeliyiz artık. Şiddete dayalı eylemler de, politik tutumları da birbirini tamamlıyor.

Bütün bu girişimleri doğru kabul edelim: Bu koalisyonun iyi niyetli olduğunu varsayarsak, üç ay sonra aynı noktada olacağız? Çünkü oyalamaktan, ertelemekten başka hiçbir şey önermiyorlar. Gerçek anlamda işbirliği yapmıyorlar.

Siyasi çözüm için de, askeri çözüm için de farklı, yeni bir okuma yapmak gerekiyor. Zor da olsa bir karar vermek gerekiyor. Kayıpların tek sebebi kararsızlık. Ve bu kararsızlık, Türkiye'nin ABD ile nasıl bir gelecek yaşayacağını öngörememesinden kaynaklanıyor.

Ziyaret -> Toplam : 125,37 M - Bugn : 132996

ulkucudunya@ulkucudunya.com