« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

11 Mar

2013

ESİRİ MEHMED EFENDİ

01 Ocak 1970

(ö. 1092/1681) Osmanlı şeyhülislâmı.
Pravadili Bıçakçızâde Abdülhalim Efen-di'nin oğludur. Babasının sonradan ge¬lip yerleştiği Bursa'da doğdu. Bu sebep¬le Bursalı Efendi lakabıyla da tanındığı belirtilir [1][7]. Dönemin kaynak¬larında ise daha çok Bursevî şeklinde anılır. Muîdzâde ve Şeyh Hâfızzâde'den ders okuduktan sonra İstanbul'a giden Mehmed Efendi bir süre Ayasofya civa¬rında Şeyh Erdebîlî Zâviyesi'nde kaldı; ardından Şeyhülislâm Zekeriyyâzâde Yah¬ya Efendi'ye intisap ederek ondan mü¬lâzım oldu. Bir müddet onun fetva emin-liğini yaptı ve 40 akçe yevmiye ile tedrîs hayatına başladı. 1040 Ramazanında [2][8] Mısır'a gönderildi, oradan İs¬tanbul'a döndükten sonra 1634-1644 yıl¬ları arasında Beşiktaş Sinan Paşa, Ze-keriyyâ Efendi. Pîrî Paşa, Mustafa Ağa, Sahn-ı Semân, İstanbul Çorlu. Gevherhan Sultan, Kalenderhâne, İstanbul Va¬lide Sultan medreselerinde müderrislik¬te bulundu. 1644 Temmuzunda Mekke kadılığına tayin edildi ve müderrislikten ayrıldı. Dârüssaâde ağalığından mâzul olup Mısır'a gitmek üzere olan Sünbül Ağa'nın kiraladığı gemi ile yola çıktı. An¬cak Rodos adası açıklarında gemi kor¬sanların saldırısına uğradı. Çarpışmalar¬da Sünbül Ağa ve adamları öldürüldü.
Esir düşen Mehmed Efendi dört yıllık esaret hayatından sonra kurtularak İs¬tanbul'a döndü. Bu sebeple "Esîrî" laka-bıyla da tanındı.
Mehmed Efendi 1649-1650 yıllarında Mısır, 1652-1653'te Edirne kadılığında bulundu. Bu sırada ulemâ adına. Şey-hülislâm Ebû Said Efendi'den şikâyet maksadıyla kaleme alınmış imzasız bir arzuhal hükümdara takdim edilmişti. IV. Mehmed şeyhülislâm ve kazaskerlerle beraber huzuruna çağırdığı sadrazam¬dan bu asılsız arzuhali yazanların bu¬lunup cezalandırılmasını istedi. Yapılan araştırmada arzuhali Memekzâde Mus¬tafa Efendi ile Esîrî Mehmed Efendi'-nin yazdığı kanaatine varılarak her ikisi de sürgüne gönderildi. Bir süre sürgün yeri olan Bozcaada'da kaldıktan sonra affedilen Mehmed Efendi Mayıs 165S'te İstanbul'a döndü ve Uzuncaova-Hasköy arpalığına gitti. 1066 Şevvalinde [3][9] İstanbul kadısı oldu; bu görevden azledilince kendisine Kuşa¬dası ve Bayındır kazaları arpalık olarak verildi. 1068 Sabanında [4][10] Ana¬dolu kazaskerliğine tayin edildi; 25 Ce-mâziyelâhir 1069'da [5][11] Bolevî Mustafa Efendi'nin Köprülü Mehmed Paşa ve Padişah IV. Mehmedi tenkit et¬mesi sebebiyle azli üzerine de şeyhülis¬lâmlık makamına getirildi [6][12]. Bu görevi sırasında kendisine Ge¬libolu kazası ayrıca arpalık olarak tahsis edilmişti. Üç seneye yakın bu makam¬da bulunan Mehmed Efendi, Abdurrah¬man Abdi Paşa'nın naklettiğine göre, Sadrazam Fâzıl Ahmed Paşa'nın sadâ¬rete tayin edildiği gün onunla birlikte padişahın huzurunda bulundukları sı¬rada eski vezîriâzam Köprülü Mehmed Paşa"nın aleyhinde konuşup ölümünün isabetli olduğunu, çok kan döktüğünü söyleyince Fâzıl Ahmed Paşa da her ki¬mi öldürdüyse kendisinin verdiği fetva¬larla öldürdüğünü ifade etmiş, bunun üzerine Mehmed Efendi şahsiyet zaafı göstererek şerrinden korktuğu için fet¬va verdiğini belirtince Ahmed Paşa hid¬detlenerek, "Allah'tan korkmayıp mah¬lûktan korkmak ilim ve diyanete lâyık mıdır" sözleriyle şeyhülislâmı azarlamış¬tı [7][13]. Bu olay üze¬rine IV. Mehmed Fâzıl Ahmed Paşa "yi tekrar huzuruna çağırarak fetva maka¬mına ulemâdan dindar bir zatın geti¬rilmesini isteyip Mehmed Efendi'yi az-letmişti [8][14]. Esîrî Mehmed Efendi azledil¬dikten sonra önce Gelibolu, ardından da Rodos arpalıklarına gönderildi. 1671'-de hacca gitmesine izin verildi. Dönü¬şünde Kudüs kadılığında bulundu (1672 1674). Bu görevden ayrıldıktan sonra Bursa'da oturdu ve kendisine Birgi ve Mudanya, 1677'de de Gemlik kazası ar¬palık olarak verildi. Yirmi yıla yakın sü¬ren mâzuliyet hayatını geçirdiği Bursa'¬da 22 Safer 1092'de [9][15] ve¬fat etti. Kabri, Bursa'da Pirinç Hanı arkasında yaptırmış olduğu mescid yanın¬daki türbededir.
Esîrî Mehmed Efendi'nin Câmi'u'd-decâvî ve'l- beyyinât [10][16] adlı ese¬riyle fetvalarını İhtiva eden Hulâsateyn ü'1-fetâvâ [11][17] adlı bir fetva mecmuası bilin¬mektedir.


Ziyaret -> Toplam : 125,33 M - Bugn : 87163

ulkucudunya@ulkucudunya.com