« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Eki

2007

Türkiye'ye karşı açık bir savaş başlatıldı

İbrahim KARAGÜL 23 Ekim 2007

Bu bir terörle mücadele değil. PKK sadece bir terörist örgüt değil. Sorun PKK ile sınırlı değil. Terörle mücadeleye ilişkin kararlı sözler, varolan durumu açıklayıcı yeterlilikte değil.

Biz yine terör diyelim, PKK diyelim, uluslararası kurumlarla ve “müttefik”lerle işbirliği arayışını sürdürelim. Ancak, Allah aşkına, bunun farklı bir şey olduğunu görelim artık. Biz görmesek de, gösteriyorlar şimdi. Görene kadar da buna devam edecekler.

“Yeni bir durum”la karşı karşıya Türkiye. Bu yeni durum, savaş halidir. Terörle savaş arasındaki çizgi geçilmiştir. Bunun hem askeri hem de siyasi sonuçları vardır. Bu yeni duruma göre yeni bir pozisyon belirlemek gerekmektedir.

Birkaç haftadır devam eden kanlı saldırılar ve bazı ülkelerin bölge ile ilgili politik tutumları, Türkiye'nin açık bir savaşla karşı karşıya olduğunu gösterdi. Hep söyledik, Türkiye savaşa gitmiyor, savaş Türkiye'ye getiriliyor. Kim getiriyor? Sadece PKK mı? Kesinlikle değil. Bunun böyle olduğunu gösteren için bütün işaretler ortaya serildi, seriliyor.

Bu kadar vahim bir durum var: Hani Türkiye'nin dostları, nerde? Müttefiklerimizi tek tek gözden geçirelim. Kim nasıl tavır alıyor, bakalım. ABD, Avrupa ülkeleri teker teker açıklama yapıyor. Açıklamalar Türkiye'nin sıkıntılarını gidermeye, işbirliğine yönelik değil. Bütün açıklamalar, Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahale etmemesi için. Hiçbir başkentten, müttefik başkentinden işbirliği sözü gelmemesi nedendir?

“Sınırötesi operasyon yapma” uyarısı yapanlar, işi tehdide vardıranlar, aslında Türkiye'nin sınırötesi saldırılar altında olduğunu görmüyor mu? Tabii ki görüyor, biliyor. İstenen de bu zaten.

Evet, Türkiye, Irak'tan gelen açık bir tehdit altındadır. Saldıranlar Irak'tan geliyor, silahlar oradan geliyor, askeri talimatlar oradan geliyor. Koruyucular, patronlar orada. Atlantik ötesinden gelip oraya yerleşenler, oradakilerle birlikte Türkiye'ye savaş açtı. Bu, aşırı bir yorum değil, yorum da değil, bir gerçek. Yüzleşmemiz gereken tek gerçek. Bu savaşın amacı yeni bir haritadır.

Bir gün sonra, üç gün sonra, bir hafta sonra kaç saldırı yaşanabileceğine, kaç askerin şahit olabileceğine, Türkiye'nin nasıl bir şokla karşı karşıya kalabileceğine ilişkin sağlıklı öngörüleri olan var mı? Yeni durumun şehirlere nasıl yansıtılacağını, nasıl bir toplumsal hezeyana yol açacağını bilen var mı? Türkiye'ye karşı örtülü değil açık savaş hali var. Bu, terör sınırının aşıldığı, savaş haline geçildiği anlamına geliyor. Önümüzdeki günlerde çok daha büyük saldırılar yapılacağını gösteriyor.

“PKK terör örgütü değil” diyor Kuzey Irak yönetimi. Elbette değil. Onlara göre değil. Ama ABD'ye göre de terörist örgüt değil. Hem Kuzey Irak yönetimi hem ABD, açıklama ve eylemleriyle Türkiye ile alay ediyor aslında. Bu da durumun gerçekten bir terör sorunu olmadığını, PKK sorunu olmadığını gösteriyor.

Türkiye Kuzey Irak'a girerse ne olacak? Kimlerle savaşacak? Türkiye'ye karşı savaşanlar kimlerin silahlarını kullanacak? Sadece PKK'nın elindeki ABD silahlarıyla mı karşılanacak? Türkiye'ye karşı savaşanları kimler komuta edecek?

Aylardır, birkaç yıldır Türkiye sınırına yakın yerlere yığınak yapanlar hangi ülkeler? ABD değil mi? ABD silahları, ABD/İsrail füzeleri değil mi Türkiye'yi bekleyen? Uzun süredir bu bölgelere yığınak yapılıyor. ABD'nin oradaki varlığını, Türkiye sınırlarında uçan helikopterler mi sanıyoruz? Anadolu'ya yönelen saldırıları yönetenler, silahların arkasındaki güçler ABD'ye ait unsurlar değil mi?

Türkiye'yi savaşa çekiyorlar. Belki bir batağa çekiyorlar. Bir hesaplaşma istiyorlar. Birileri istiyor. Bunlar doğru! Peki bir ülke, bunu bilerek ne yapmalı? “Bu oyuna gelmeyeceğim” diye insanlarının ölümünü mü izlemeli?

Hayır! Oyunu görecek. Sonra da “benim de bir oyunum var” diyecek. Demezse itibarını kaybeder. Halkını, sınırlarını, topraklarını koruyamaz hale gelir. Bir devletin en önemli görevidir bunlar.

Deniz bitti. Söz bitti. Sabır bitti. “Dost”lara güven bitti. Geleneksel ittifakların sonuna gelindi. Aslında hepimizin yakından bildiği birileri, bin yıllık tarihin sonunu getiriyor. O dostlar şimdi Türkiye'yi parçalamaya çalışıyorlar.

Türkiye'nin karşısında geniş bir koalisyon oluştu. Şimdi bu koalisyonunun başlattığı savaşı izliyoruz. Kimse yanılmasın; Türkiye birilerine savaş açıyor değil. Bu koalisyon Türkiye'ye karşı başlattığı savaşı devam ettiriyor. Kabul etmekte zorlansak da, kendimize bile itiraf etmekten çekinsek de bu böyle.

Belki bir hafta içinde savaşı başlatanların çok daha can alıcı saldırılarını göreceğiz. Kerkük-Yumurtalık boru hattına saldırılardan, şehirlerde bombaların patlatılmasına kadar varan gelişmeler göreceğiz.

Heyecanımızı kontrol etmeliyiz, acıları içimize gömmeliyiz. Ama gerçeklerin de farkında olmalıyız. Türkiye'ye karşı açılan savaşı, koalisyon ortaklarını, savaşın ardına gizlenen harita taslaklarını görmek zorundayız. Ve bu oyunu bozabilecek güçte olduğumuzu bilmeliyiz.

Şehitlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum…

Ziyaret -> Toplam : 125,16 M - Bugn : 47205

ulkucudunya@ulkucudunya.com