« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Nis

2013

‘Akil Adamlar’ Ne Yapacak?

Hilmi Yavuz 01 Ocak 1970

“Barış sürecinde ‘Akil Adamlar’ın da bölgelere göre dağılımı belli oldu. Türkiye’nin 7 bölgesi için her biri 8 üye ve bir başkandan oluşan 63 kişilik ‘Akil Adamlar’ listesi açıklandı. Listenin bizzat Başbakan tarafından oluşturulduğu da verilen bilgiler arasında…

‘Akil Adamlar’ın kendi bölgelerini dolaşarak barış süreci konusunda halkı aydınlatma gibi bir misyonları olacakmış! Peki ama, bu sürecin nasıl işlediği, yol haritasının ne olduğu, daha somut bir ifâdeyle, bu sürecin nasıl sonuçlanmasının beklendiğine dair, ortada her kafadan bir ses çıkıyorken, ‘Akil Adamlar’ halkımıza neyi anlatacaklar, halkımızı nasıl aydınlatacaklardır;-pek merak ediyorum!

Denecektir ki, bizzat Başbakan’ın Akil Adamlar grubu başkanlarını bilgilendirmesi ve Akil Adamlar’ın bu bilgilendirme doğrultusunda hareket etmeleri söz konusudur. Ancak bu konuda, barış sürecinde öteki tarafın, yani Kürt tarafının görüşlerinin alınıp alınmadığını bilmiyoruz! Halka anlatılacak olan barış süreci, eğer sadece hükûmetin tek taraflı görüşlerini iletmek anlamına gelecekse, Akil Adamlar’ın barış faaliyetlerinin daha başından hiçbir işe yaramayacağını görmemek için düpedüz gafil olmak gerekir!

Kürt tarafıyla, barış sürecinin nasıl yürütülmesi gerektiği ve hangi konularda mutabık kalındığı önceden belirlenmeden yapılacak bir ‘Akil Adamlar’ girişimi, daha başından popülist bir girişim kalmaya mahkûmdur. Bu durumda ‘Akil Adamlar’ın etkinliği, yukarıda da belirttiğim gibi, ya tek taraflı olarak hükûmetin görüşlerini aktarmakla ya da ‘vatan, millet, Sakarya’ retoriği yapmakla sınırlı kalacaktır: -‘Artık herkes barış istiyor!’, ‘Silahlar sussun, analar ağlamasın!’ ‘Artık yeter! Daha fazla kan akmasın!’ retoriği! Bütün bunları halk biliyor ve onaylıyor zaten! Akil Adamlar, diyelim ki, bu retoriği tekrarladıklarında veya hükûmetin görüşlerini aktardıklarında, birilerinin kalkıp, ‘Pek iyi de, bu konuda Kürt tarafıyla bir mutabakata vardınız mı? Kürtler bu süreç konusunda sizin söylediklerinizle mutabık mı?’ diye sorarsa, Akil Adamlar’ın ne cevap vereceklerini, doğrusu, çok merak ediyorum!

Lütfen, aklımızı başımıza devşirelim: Barış sürecinin, bu şartlarda Akil Adamlar girişimiyle herhangi bir yere varmasının sözkonusu olmadığının, olamayacağının, bizzat Akil Adamlar tarafından idrak edilmemiş olması mümkün olmadığına göre, top şimdi onlardadır. Türk kamuoyuna barış süreci konusunda neler söyleyeceklerdir; bunlar, ‘analar ağlamasın!’ retoriği mi olacaktır; sadece hükûmetin görüşlerinin aktarılması mı olacaktır;-yoksa hakikaten bu sürece ilişkin somut, açık ve her iki tarafça mutabık kalınmış, ama bizim bilmediğimiz konular mı olacaktır? Bakalım, göreceğiz!

Akil Adamlar, herhalde, barış sürecinin her iki tarafın onayı olmadan yürütülmesinin mümkün olmadığının farkındadırlar. Yarın, öbür gün, Akil Adamlar’ın kendi bölgelerinde yaptıkları konuşmaların Kürt tarafınca ‘Bizim böyle bir yaklaşımdan haberimiz yok!’, ya da, ‘Bu görüşü benimsememiz mümkün değil!’ türünden reaksiyonlarla karşılaşması, Akil Adamlar’ın misyonunu tepetaklak etmiş olmayacak mıdır?

Tekrar edeyim: Barış süreci, iki tarafın birlikte [evet, birlikte!] yürütmek zorunda [evet, zorunda!] oldukları bir süreçtir. Akil Adamlar arasında Kürtler olmakla birlikte bu üyeler, resmen Kürt tarafını temsil eden kişiler değildir. Bu, acaba daha başından, Akil Adamlar girişimini bir malüliyetle örselemiş olmayacak mıdır? Dileyelim, örselemesin!.”

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 47154

ulkucudunya@ulkucudunya.com