Saldırılar ABD, İsrail, Barzani ortak yapımı
Arslan BULUT 23 Ekim 2007
Sınırdaki son PKK saldırısından önce Irak meclisinin Türkiye’nin sorunu çözmek için kuvvete başvurma tehdidini kınaması, Talabani’nin eseridir. Saldırıdan sonra Talabani ile Selahaddin kentinde buluşan Barzani’nin PKK’yı terör örgütü saymadıklarını açıklaması da arkasına ABD ve İsrail desteğini almış olmanın verdiği cüretin sonucudur.
Irak sınırında Türkiye’ye yönelik saldırıyı, başta CNN ve BBC olmak üzere bütün ABD ve Avrupa basını “ “Kürt isyancıların eylemi” “olarak gösteriyor. BBC ayrıca teröristleri “PKK savaşçısı” olarak tanımladı. Bu değerlendirmeler, Türkiye’nin bundan sonraki adımlarının nasıl propaganda edileceğini de gösteriyor.
* * *
6 Ocak 1975’te Molla Mustafa Barzani, Washington’a bir mektup yazarak, Amerikalılardan “Kürdistan”ı ABD’nin 51’inci eyaleti yapmalarını istemiş ve “Şayet Amerikan yardımları ihtiyacımızı karşılayacak düzeyde olursa, Kerkük’teki petrol merkezlerini ele geçirebilecek kadar güçleneceğiz. Bunu başarırsak, bu petrollerin idaresini Amerikan şirketlerine bırakacağız” demişti. Bugün, oğlu Mesut Barzani’nin PKK’nın hamiliğini üstlenmesi, Kerkük’ü ele geçirmesi, ABD ve İsrail sayesindedir.
Aslında, Kürt devleti, Turgut Özal’dan itibaren Türkiye’nin himayesinde büyütülmüştür. Türkiye, Kürt devletini kurmak için inanılmaz destek vermiştir. Bugün de bu destek sürmektedir.
1991 yılında Turgut Özal, Baba Bush’un talebini Türkiye’nin talebi olarak ilan etti ve Çekiç Güç’ü Türkiye’ye davet etti. Kuzey Irak bir Kürt bölgesi olarak güvenli bölge ilan edildi. Saddam’a 36. paralelin kuzeyine geçme yasağı konuldu. O zamana kadar dağlarda PKK gibi yaşayan “Barzani’nin devleti işte bu andan itibaren kurulmaya başlandı.
Diğer taraftan ABD’nin eski Dışişleri bakan yardımcılarından Richard Holbrooke, Münih’te, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’e, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan’a bir öneride bulunduğunu açıklamıştı. Öneri şöyleydi:
“Kuzey Irak’ta Tayvan modeli bir devlet kurulsun. Siz de bunu tanıyın. Şimdiden Türkiye ve Kuzey Irak’taki liderler bir araya gelsin, görüşsün. Kerkük’te referandum ertelenemez. Bunu sineye çekin. Bunların karşılığında PKK’yı etkisiz kılmakta size yardımcı olurlar.”
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi, Şensoy ise Amerikan yönetimine, PKK’nın Amerikan silahları kullandığını bildirmiş, silahların PKK’ya doğrudan Amerikalılar değil, Barzani tarafından verildiğini de belirtmişti.
Geçen yıl Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, bana gönderdiği mektubunda “Türkmenlerin önünde en büyük engel Barzani’dir. Barzani faktörü aşılmadıkça veya bir şekilde bertaraf edilmedikçe Türkmenlere rahat ve huzur haramdır” demişti.
Barzani, ülkesini işgal eden Amerikan güçlerine dayanarak, “Türkiye Kerkük’e karışırsa, biz de Diyarbakır’a karışırız” diyebilmiştir.
* * *
Tabloyu değerlendiren Emekli Orgeneral Edip Başer, “Madem bu kişiler bölgede egemen güç, bunun hesabını önce Irak yönetimi ve Barzani vermelidir” dedi.
Başer “Elbette gerçekçiliği ve aklı elden bırakmadan, Barzani yönetimini şiddetli bir biçimde cezalandıracak tedbirlerin alınması gerekir. Bunlar askeri, ekonomik, siyasi tedbirler olabilir. Barzani’nin burnunun sürtülmesi lazım” diye konuştu.
Başer, saldırıların birkaç sebebi olabileceğini belirtti ve “Türkiye’yi Kuzey Irak’a çekerek ABD ile siyasi anlamda karşı karşıya getirmek olabilir. İkinci ihtimal Türkiye’de bugüne kadar yaşanmayan Türk-Kürt ikiliği yaratmak amacı güdebilirler. Bu tuzağa düşmemek gerekir” dedi.
Biz PKK’nın düğmesine ABD’nin bastığını belirtmiştik. Türkiye PKK eylemleri ile ABD’nin istediği bir zaman ve zeminde, savaşa sürükleniyor.
Türkiye’nin bu şartlarda duygularla değil, akılla hareket etmesi gerekiyor.