Komplo yok!
Mahir KAYNAK 24 Ekim 2007
Eski bir yazımın başlığını yeniden kullanıyorum. Çünkü yaşadığımız olaylara bazıları doğal bir süreç olarak bakarken gelişmeler bir projenin uygulanması olarak da yorumlanabiliyor.
11 Eylül’den beri birbiriyle zıt iki düşünce arasında bocalıyoruz. Bir yandan bu eylemin El-Kaidenin ABD’den intikam almak, onu cezalandırmak için yaptığı ve somut hiçbir siyasi hedefi olmadığı söyleniyor, diğer yandan tüm olanların ABD’nin Dünya ölçeğinde uygulamayı planladığı bir operasyonun gerekçesi olarak hazırlandığı iddia ediliyor. Yani bir taraf bir eylem yapıyor ve karşı taraf buna tepki gösteriyor. Bu zincirleme bir reaksiyona neden oluyor ve kimsenin önceden hesap etmediği, tarafların gücünü aşan sonuçlara yol açıyor ya da her şey bir projenin ürünü.
Ülkemizdeki gelişmeleri bardağı taşıran son damlayla açıklıyoruz. Öcalan yıllarca Suriye’de yaşıyor, eylemlerini buradan yönetiyor ama bir gün sabrımız taşıyor ve onun Suriye dışına çıkarılmasına sebep olacak girişimler yapıyoruz. Daha sonraki yaşananlar, yani Öcalan’ın Avrupa macerası, Kenya’ya sığınması ve yakalanması önceden hesaplanmayan bir süreç olarak görülüyor. Mesela ABD’nin PKK’yı kontrol etme gibi bir projesi bu olayları açıklamakta söz konusu edilmiyor.
Bugüne gelirsek PKK’nın eylemlerini artırdığını görüyoruz. Bunun amacını açıklamak çok zor değil. Mesela örgütün dağılmasını engellemek, militanlarının morallerini yükseltmek için yaptığını söyleriz ve buna kimse itiraz edemez. Ancak onun bu eylemleri bardağı taşıran son damla oluyor ve biz Kuzey Irak’a askeri bir müdahaleye karar veriyoruz.
Eğer bir gücün Türkiye’yi böyle bir karara yöneltmek için PKK adı altında ya da kontrol ettiği PKK unsurlarını kullanarak eylemler yaptırdığını ve amacının ülkemizi bu davranışa yönlendirmek olduğunu söylerseniz komplo teoricisi olursunuz ve sözleriniz ciddiye alınmaz.
Komplocu olmayan görüş dünyadaki gelişmelerin bazı kişi ve örgütlerin kendi inisiyatifleriyle gerçekleştirdikleri eylemler ve meşru yönetimlerin gösterdiği tepkilerin sonucu olduğunu söylüyor. Kimse önceden bir plan ve proje hazırlamıyor. Ülkeleri yönetenler her sabah kalkıp kötü insanların gece neler yaptığını öğreniyor ve gereken karşılığı veriyor.
PKK eylem yapıyor, halkımız büyük bir tepki gösteriyor ve hükümet halkın duygularına kayıtsız kalamadığı için sınır ötesi harekata karar veriyor. Olaylar bu kadar sade iken bazı komplo teoricileri bu girişimin artık kullanılmasına gerek kalmayan PKK’nın tasfiyesi amacını taşıdığını, Kürt bölgesinin yönetiminin feodallere bırakıldığını ve bunların burjuvalaşarak yeni yönetici zümreyi oluşturmasının planlandığını söylüyor.
ABD’ni dize getiriyoruz. Ermeni tasarısında geri adım atıyorlar, PKK’nın Irak dışında bir yere sürülmesini sağlıyorlar. Belki bizden bunlara karşılık bazı küçük talepleri olabilir ve Kuzey Irak’taki yönetime yumuşak davranmamız istenebilir. Ancak ne dünyada ne de bölgede tek bir güç egemen değil. Bizim sadece PKK ile yetinmeyip Barzani’ye karşı da tavır almamızı isteyenler neyi amaçlıyor? Ayrıca Barzani ve ailesi neden Türkiye’de yatırım yapıyorlar?