7 Nisan 1921'de, doktor Ahmet Reşit Gürsey ile Türkiye'nin öncü bilim kadınlarından kimyager Remziye Hisar'ın çocukları olarak İstanbul'da dünyaya geldi.
Anne ve babasının çocuklarının eğitimi üzerine titizlikle eğilmesi ve küçük yaşta aydın çevresinin içinde yer alması, genç yaşlardan başlayarak çok yönlü ve sanata düşkün kişiliğininin oluşmasını sağladı.
Galatasaray Lisesi'ndeki eğitimini 1940'ta tamamladı. 1944'te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik–Fizik bölümlerinden mezun oldu.
İstanbul Üniversitesi'ndeki fizik asistanlığı sırasında Milli eğitim Bakanlığı tarafından yapılan sınavı kazanarak İngiltere'de Imperial College'da doktora yapma şansını yakaladı.
1950'de kuaterniyonların alan teorisine uygulanmaları konusunda yaptığı çalışması, onun için de yaşam boyu sürecek bir araştırma ilgisinin odak noktası oldu.
1950-1951 arasında Cambridge Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmalar yaptıktan sonra 1951'de İstanbul Üniversitesi'ne fizik asistanı olarak geldi. 1952'de beraber fizik asistanlığı yaptığı Suha Pamir ile evlendi.
1953'de İstanbul Üniversitesi'nden doçent unvanı aldı. 1954-1961 arasında öğretim üyeliği boyunca Türk bilim tarihinin ilk ve son Teorik Fizik Kürsüsü'nün temelini oluşturan iki öğretim üyesinden biri olarak kürsünün geleceğini hazırladı.
Aynı zamanda 1957-1961 arasında Brookhaven Ulusal Laboratuvarı'nda, Princeton Üniversitesi'nde İleri Araştırma Enstitüsü'nde ve Columbia Üniversitesi'nde araştırmalar yaptı. Bu dönem, bilimsel açıdan en verimli dönemlerinden biri oldu.
Bu sırada ona hayatının sonuna kadar hayranlık duyan ve onu destekleyen Nobel Fizik Ödülü sahibi Wolfgang Pauli, atom bombasının mucidi J.R. Oppenheimer, Nobel sahibi fizikçiler E. Wigner, T.D. Lee ve C.N. Yang ile tanıştı ve dostluk kurdu.
1961'de sağladığı uluslararası üne ve önünde açılan yurtdışı prestijli iş olanaklarına rağmen Türkiye'ye döndü ve ODTÜ'nün sunduğu profesörlük ünvanını kabul ederek ODTÜ Teorik Fizik Bölümü'nün kurulmasında önemli bir rol üstlendi.
1960'lı yıllarda Kiral Bakışım Kuralı'nı ortaya koyarak uzay-zaman bakışımı çalışmalarının genişletilmesine önayak oldu, Kuantum Renk Dinamiği Kuramı çevçevesinde çalışmalara imza attı.
1974'e kadar ODTÜ'de öğretim üyeliği görevine devam etti. Sayısız öğrenci yetiştirdi ve etkin bir araştırma grubu kurdu. 1974'te Yale Üniversitesi'nde kürsü başkanlığına getirildi. Prof.Dr. Feza Gürsey, 1977'de Oppenheimer Fizik Ödülü'ne değer bulundu. Gürsey, ödülünü ABD'li fizikçi Sheldon Lee Glashow ile paylaştı.
1992'de ABD'nin New Haven kentinde hayata gözlerini yumdu.
Fiziğe katkıları
Amerikan Fizik Derneği'nin çıkardığı 'Physics Today' dergisinin mart 1993 sayısında, Yale Üniversitesi Fizik Bölümü'nden çalışma arkadaşları Prof. S.W. MacDowell ve Prof. C.M. Sommerfield'in yazdıkları anma yazısından kısaltılan aşağıdaki bölüm, Feza Gürsey'in fiziğe olan katkılarını ve yurt dışında gördüğü saygınlığı çok iyi anlatır:
"Yale Üniversitesi'nde J. Willard Gibbs Emeritus Profesörü Feza Gürsey 13 nisan 1992'de 71 yaşında hayata veda etti. Kendisi fiziksel problemlerde kullandığı matematiksel yöntemlerin (özellikle grup teorisi) özgünlüğü, zerafeti ve etkililiği ile hem de çok sayıdaki öğrencisi ile gayet yakından ilgilenen olağanüstü bir hoca olarak hatırlanacak...
"Feza'nın temel parçacıkların grup teoretik özellikleri ve kuvvetli ve zayıf etkileşmelerin simetrileri hakkındaki ilk çalışmaları hemen ilgi çekti. Bunlarda kuvvetli etkileşmelerin 'kiral' adı verilen yeni bir simetrisi bulunduğu ilk defa öneriliyordu: Bu simetri son ve tam şeklini daha sonra meşhur lineer olmayan sigma modeli çerçevesinde buldu...
"1962 yazında Brookhaven Ulusal Laboratuvarı'nda Luigi Radicati ile beraber kuvvetli etkileşmelerin spin ve üniter spinden bağımsızlıkları hakkında bir makale yazdı. Bunda SU(6) grubunun kuarklar için alçak enerjilerde geçerli bir yaklaşık simetri grubu olduğu ortaya konuyordu. Bu makalenin temel parçacıklar fiziğinde çok büyük ve kalıcı bir etkisi oldu...
"Feza, bütün temel parçacık etkileşmelerini birleştirmeye aday teorilerin kurulmasına, E(6) ve E(7) gruplarına dayanan simetrileri önererek çok önemli bir katkı yaptı. Bu, istisnai Lie gruplarının fizikte ilk kullanılışları oluyordu. Feza'nın matematiksel fiziğe katkıları derin ve yenilik getirici cinstendi...
"Mesela savunduğu kuaterniyonlara dayalı analitik fonksiyonların ayar teorilerinde kullanılması fikri, multi-instanton probleminin çözümünde daha sonra uygulandı. Derin ve geniş matematik bilgisini, fizikçiler ve matematikçilerin arasındaki iletişim kopukluğunu gidermek için kullandı. Özellikle Yale'de fizik ve matematik bölümleri arasında canlı bir alışveriş kurulmasında kuvvetli etkisi oldu...
"Fizik ve matematik Feza'nın ilk aşklarıydı.Fakat o aslında çok daha geniş ilgileri olan bir insandı. Engin tarih bilgisi hem fizik ve matematiğin tarihini, hem de Ortadoğu'nun geçmişini ve geleneklerini kapsıyordu. Merakları edebiyat ve sanat dallarına, dünya olaylarına ve üçüncü dünya ülkelerinin adalet ve kalkınma arayışlarında çektikleri zorluklara kadar uzanıyordu...
"Ölümü bütün fizik camiası için çok büyük bir kayıp oldu; fakat Feza'nın bıraktığı miras dostları ve gelecek fizikçi nesilleri arasında yaşamaya devam edecek."
Ödülleri
120'den fazla yayın yapmış olan Prof.Dr. Feza Gürsey'in her bir makalesi teorik fizik dünyasında geniş yankılar uyandırmış ve yeni araştırma ufukları açmıştı.
Teorik fiziğin birçok dalına (gruplar teorisi, spinörler teorisi, teorik fiziğin matematiksel metodları, istatistiksel mekanik, özel ve genel rölativite teorileri, kozmoloji, çekirdek teorisi, temel tanecikler teorisi) gösterdiği ilgi, onu dünyada bu özelliği taşıyan yalnızca birkaç kişinin arasına dahil etmişti.
Grup teorisi üzerine yazdığı ders notları, Rusya'da standart ders kitabı olarak kullanılmıştı.
1969: TÜBİTAK Bilim Ödülü
1977: Glashow ile birlikte Oppenheimer Ödülü
1977: Griffiths ile Doğa Bilimlerinde A. Cressey Morrison Ödülü
1979: Einstein Madalyası
1981: College de France Madalyası ve Konuk Profesörlük
1981: İstanbul Üniversitesi Madalyası ve Onur Doktorluğu
1984: İtalya Cumhuriyeti'nce verilen 'Commendatore' Unvanı
1986: Academiadei Lincei'de (Roma) Konuk Profesörlük
1986: Grup Kuramı ve Temel Fizik Kurumu'nun Wigner Madalyası (Philadelphia)
1989: Türk-Amerikan Bilimcileri ve Mühendisler Derneği'nin Seçkin Bilimci Ödülü
1989: ODTÜ ProfDr. Mustafa N. Parlar Eğitim ve Araştırma Vakfı Bilim, Hizmet ve Onur Ödülü
1990: Galatasaray Eğitim Vakfı Madalyası
1993: Türkiye'de ilk ve tek bilim merkezi olan Feza Gürsey Bilim Merkezi, 23 nisanda Ankara Altınpark'ta kuruldu.