İşte asıl düşmanın adresi
BEHİÇ KILIÇ 30 Ekim 2007
PKK çetesinin, Barzani -Talabani’nin taşeron kuklalar oldukları, sanırım iyice anlaşılmıştır... Türkiye’nin düşmanı bellidir... Türk toprakları üzerinde yapılan hesaplar, milletimizin aklına kazınacak şekilde gözler önüne seriliyor...
Batı, sinsi niyetini afişe ediyor!..
Almanya’dan gelen şu mesajı size aktarıyorum... “Dostlarimiz, düsmanlarimiz belli; bütün AB ülkeleri can dostlarımız (?!). 27.10. 2007 Cumartesi günü biz Türkler’e (Hannover ve cevresindeki 40 kadar dernek) müsaade etmeyen polis, PKK’nin ‘Öcalan’in sözde zehirlenmesini protesto etmek’ mitingine izin verdi. 500-600 kadar PKK’lı Atatürk ve Türkiye aleyhinde sloganlar atarak, sehir merkezinde yürüdü. Bizlerin Cuma günkü mitingde ağzımızdan çıkan her kelimeyi kontrol eden Alman polisi, dostu olduğu Türkiye’yi ve onun kurtarırıcısını yeren bağırtılara en ufak bir müdahelede bulunmadı...”
Belçika’da yaşayan Türkler, geçtiğimiz günlerde, PKK saldırılarını kınamak istediler, Belçika polisinden canlarını zor kurtardılar işkencelere maruz kaldılar...
Hele, 15 yaşındaki Kürt asıllı bir Türk gencine yapılanlar inanılır gibi değil... Belçika’da üç nesildir yaşayan bir ailenin çocuğu olan (F) isimli bu genç, Belçika polisi tarafından “Ermeni soykırımını tanıdığını söyle” baskılarından sonra salıverildi!..
Olanları birinci ağızdan dinleyelim.. Belçika’da yaşayan Türkler, Brüksel’de son günlerde ard arda terörizm karşıtı protesto yürüyüşleri düzenlemek istemişler, fakat her seferinde polis tarafından engellenmişlerdi. Türkler, içlerinden taşan isyanı yenemeyerek, izinsiz de olsa gösteri için Brüksel sokaklarına çıktılar...
Polis, bir düşman üstüne saldırır gibi saldırdı... Olaylarda göz altına alınan, K.K anlatıyor... “Elimizden bayraklarınızı alıp, onları yırtmaya çalıştılar. ‘Burası Belçika, taşıyacaksan Belçika bayrağı taşı’ dediler. Gözümüze devamlı gaz sıkınca arkadaşın ağzında kan geldi. Bir yardım istedik, su istedik onu bile vermediler, 15 saat. Burada hep hakaret ediyorlar. ‘Pis Türkler dönün evinize’ diyorlar. 35 kişinin üzerine kapalı alanda gaz sıktılar. Bizi itfaiye hortumuyla ıslattılar nezarethanede.”
Oğlunu polisin elinden zor kurtaran H.V’nin anlattıkları çok düşündürücü...
“Çocuğumu yerlerde sürüklemişler. Ayaklarıyla ezmişler. Coplarla dövülmüş benim oğlum. Sonrasında beyin sarsıntısı geçirmiş. Hastane hastane dolaştım bir tek rapor alabilmek için dünden beri. Polisten emir gelmiş; bu olay sebebiyle hastaneye gelen çocuklara bu tarz raporlar verilmeyecek ya da minimize edilecek diye. Yani hasar en az gösterilecek denmiş. En sonunda oğlumun beyin sarsıntısı geçirdiği anlaşılınca mecburen beyin MR’ı çektiler. Yamultmuşlar çocuğumu.”
Bakın (F) başına gelenleri nasıl anlatıyor...
“Polis beni yakaladi. 3 kişi duvara itti, sonra yere koydular. Önce cop darbeleri aldım. Üzerime çıktılar. Sonra beni arabaya soktular. Dediler ki ‘Sen Kürtleri seviyor musun?’ Ben de ‘evet’ dedim benim babam Kürt ama ‘PKK’yı sevmiyorum’ dedim. ‘Nasıl sevmiyorsun?’ dedi, ben de çünkü onlar ‘terörist’ dedim. ‘Sensin terörist’ diyerek, dövdüler. Sonra ‘Ermenileri seviyor musun?’ diye sordular. Ben de ‘evet’ dedim hatta ‘Kız arkadaşım Ermeni, evleneceğim’ dedim. ‘Peki soykırım oldu mu?’ diye sordular. Ben de ‘O ne demek bilmiyorum’ dedim. ‘Sen nasıl bilmiyorsun?’ deyip yine dövdüler. Bir daha sordu ben bir daha ‘bilmiyorum’ dedim sonra ‘evet oldu de, bak vurmayalım’ dediler. Ben de ‘evet oldu’ dedim. Sonra dövmedi.”
Rezaleti anlıyabiliyor musunuz?!.
Böyle bir saldırıya rağmen,Türk vatandaşları için Ankara’nın meseleyi ne kadar sahiplendiğidir...
Sıfıra sıfır, elde var sıfır!..