« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

30 Eki

2007

Kürtlerle masaya otur, İran'la savaş! Yoksa?..

İbrahim KARAGÜL 30 Ekim 2007

Hem siyasi iktidarın hem de askerin Kuzey Irak'a müdahale etme isteksizliği ortada iken, ABD ve Irak'lı temsilcilerle pazarlık devam ederken, devletin zirvesindekiler sözlerini giderek sertleştirip Türkiye'yi savaş havasına sokarken, Türkiye bir uçtan diğerine milli seferberlik haline girerken, bütün dünya PKK saldırılarının ve PKK'ya operasyonun ötesinde bir takım gelişmeleri endişe ile beklerken…

Irak sınırına binlerce asker ve mühimmat yığınağı yapılırken, diğer tarafta sınırlı operasyon içeride ise çatışmalar sürerken, bütün bunların sebebi olarak ABD'nin Irak'taki varlığı gösterilirken, Washington terörle mücadelede en yakın müttefikini yalnız bırakmakla suçlanırken, son saldırılardan sorumlu tutulurken, PKK'nın elinde ABD silahları varken, K. Irak yönetiminin ABD desteğiyle Türkiye'ye meydan okuduğuna dair kanaat devletin bütün kurumları ve kamuoyu tarafından paylaşılırken…

Son günlerde dikkat çekici bir yaklaşım belli çevrelerde ısrarla dile getirilir oldu. Kamuoyu, bilinenin, inanılanın ötesinde bir yerlere taşınmak isteniyor gibi.

Bugüne kadar edindiğimiz izlenimleri yok sayan, devletin en tepesindekilerin iddialarını boşa çıkaran, bu tez gün geçtikçe daha yaygın bir çevre tarafından yazılır, konuşulur oldu. Doğruysa, bugüne kadar söylenen her şey yanlıştı. Türkiye boşuna efeleniyordu. PKK'nın arkasında ABD unsurları yok. Washington Ankara ile teröre karşı işbirliği yapıyor. Ortada bir sorun yok. Sadece PKK'nın eskiden olduğu gibi kendi başına buyruk sorumsuz davranışları söz konusu. Ve eğer öyleyse çok yakında PKK'nın gücü elinden alınacak. ABD ve Türkiye birlikte hareket ederek bu sorunu bitirecek.

İddia şu: Son olayların, PKK'nın son saldırılarının ABD ile bir ilgisi yok… Bu resmi düzeyde bir kanaat olarak paylaşılıyor. Medyada bunu dile getirenler var. Dar siyasi çevrelerde ifade edenler var. Buradan hareket edersek ABD'nin, K. Irak'tan Türkiye'ye yönelen tehditlerde sorumlu tutulmasını gerektirecek bir durum yok.

Peki bunca gürültü neyin nesiydi? İsrail'i ima eden, ABD'yi ima eden, "bizimle neden işbirliği yapmıyor" sitemlerini içeren sözlerin ne anlamı vardı? "Artık oyalanmak istemiyoruz" demenin, binlerce ABD silahının PKK'ya verildiğine dair kanıtların ne anlamı vardı?

Bütün Türkiye; siyasetçisiyle, askeriyle, aydınıyla, yazarıyla, gazetecisiyle, kanaat ön deriyle, sokakta yürüyen insanlarıyla kocaman bir yalana mı inandırıldı? Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesi, Türkiye'nin elini güçlendirmek, işbirliği kapılarını aralamak için mi güçlendiriliyor bu tez?

Başbakan'ın, bakanların bir çoğunun, Genelkurmay Başkanı'nın ABD'yi işaret eden sözleri, "Türkiye ne gerekiyorsa ona kendi karar verecek" şeklindeki beyanatları, Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Barzani'yi işaret ederek "Konuşana değil konuşturana bak" söylemi ne anlama geliyordu?

Bu tezi ileri sürenlere soralım: Bütün bu olanların ABD ile ilgisi yoksa, hedef göstermek istedikleri güçler kim? Rusya mı? İran mı? Hala Suriye mi? Ya da bazı Avrupa ülkeleri mi? Her şey ortada iken, ABD'yi koruma telaşı neden? Bu tezi ileri sürenlerin bildikleri ama kamuoyundan gizledikleri şey ne?

İran kendisi PJAK'la uğraşıyor. Kürt yönetimiyle arası çok iyi. K. Irak'a operasyonlar yapıyor. Suriye'nin Türkiye'ye karşı pozisyon alması mümkün değil. İlişkiler kimsenin beklemediği kadar iyi yolda. Rusya, İran'la birlikte ABD karşısında yer alıyor ve bölgedeki pozisyonunu güçlendiriyor. Ancak bu blokun Türkiye'yi bu şekilde terörle tehdit etmesi, üstelik bunu açıkça yapması şu an pek mümkün görünmüyor. Bu iddianın sahipleri en azından şunları düşünüyor mu?

Hangi ABD Türkiye ile işbirliği yapıyor? Hangi ABD PKK'ya destek veriyor? Hangi ABD, Türkiye ile müttefik, hangi ABD, K. Irak'ta Türkiye karşıtı hareket içinde? Hangi ABD Türkiye ile Kürtler arasında bölgesel geleceğe ilişkin ittifak istiyor, hangi ABD artık Türkiye'nin zayıflatılması gerektiğini düşünüyor? Hangi ABD PKK'yı terörist örgüt görüyor, hangi ABD PKK ile ittifak halinde? Hangi ABD, Türkiye'nin güvenliğini önemsiyor hangi ABD PKK'yı silahlandırıyor ve Kürt birliklerini Türkiye'ye karşı güçlendirip silahlandırıyor?

PKK saldırılarının arkasındaki tez şu:

"Kürtlerle masaya otur, İran'a karşı birlikte savaşalım." Bu tezin birinci maddesi önemli. Elbette Türkiye Kürtlerle ortak bir gelecek tayin etmeli. Bin yıldır birlikte yaşıyoruz. Bin yıl daha birlikte yaşamamız mümkün.

Ama İran'a karşı cephede olmayacağız, olmamalıyız, olamayız. Eğer Türkiye, Kürtlerle masaya oturur, ancak, İran'a karşı cephede yerini almazsa, yine aynı sonuçlarla yüzleşecek. İran'a karşı cephede yer almayı reddettiği müddetçe, Kürtlerle masaya oturmaya çalışsa da bu engellenecek.

Diyelim, PKK'nın arkasında ABD yok. Elinde ABD silahları yok. K. Irak'la Türkiye arasında bir gerilim istemiyor. Türkiye ile işbirliği halinde. Peki, bu kimin senaryosu? Ve sonuçları aynı yere çıkmıyor mu?

İran cepheye Türkiye masaya… Ama masaya gitmenin bedeli İran'la savaşmak. "Hiçbir cepheye gitmek istemiyoruz" derseniz, işte böyle terörle terbiye edilirsiniz. Bugün olan da bu. Terbiye edenin kim olduğunu görmeyen kimse yok aslında. Ancak ortada bir zihinsel körleştirme çabası var. Hepsi bu.

Ziyaret -> Toplam : 125,41 M - Bugn : 176388

ulkucudunya@ulkucudunya.com