Fatih'in dehası, Akşemsettin'in duasıyla İstanbul fethedildi
Musa Güner 01 Ocak 1970
Osmanlı padişahlarından ikinci Murad bir gün Büyük veli Hacı Bayram Veli hazretlerini ziyarete gitti. Yanında 4 yaşındaki oğlu Mehmet de vardı. Sultan ikinci Murad ile Hacı Bayram Veli sohbet ederlerken sultan, İstanbul'un fethi için büyük velinin dua etmesini istedi. İstanbul'u almak ve İslam nuruyla aydınlatmak istiyordu. Minarelerinde ezanların okunduğu bir İslam şehri… İkinci Murad'ın hayali buydu. Büyük veli sultana şöyle dedi:
- Allah sizin ve devletimizin ömrünü uzun etsin. Ama İstanbul'un alındığını ne sen göreceksin ne de ben. Ancak fethi şu çocukla şu adam görecek.
İşaret ettiği çocuk, ikinci Murad'ın oğlu Mehmed'di.
İşaret ettiği adam Akşemseddin idi.
İstanbul'u fethetme rüyasını, Peygamberimiz'in İstanbul'la ilgili hadisinden sonra birçok kişi görmüştü. Peygamberimiz'i Medine'de evinde misafir eden büyük sahabe Eyüp Sultan bile bu rüyanın peşine takılarak gelmişti İstanbul surlarının dibine kadar. Fakat fetih henüz kimseye nasip olmamıştı. Şehir hâlâ 'fatih'ini bekliyordu.
Her gece istanbul'un fetih rüyasını görüyordu sultan Mehmed de. Bu rüyanın gerçek olması için ne gerekiyorsa yapıyordu. Her şartı yerine getirmeye çalışıyordu. İnce ince planlar yapıyor, surları yıkmak için toplar döktürüyordu. Ancak işin başka bir yönü daha vardı. Göklerden bir yardım eli uzanmazsa… Manevi âlemde sultan Mehmed'in elinden tutulmazsa fetih zordu. İşte fethin manevi yönünü Akşemseddin temsil ediyordu. Akşemseddin, fetih gerçekleşinceye kadar başını secdeden kaldırmadı. Gece-gündüz dua etti. Fethi nasip etmesi için Allah'a yalvardı.
Bütün bu şartlar yerine getirildikten sonra kuşatma başladı. Ama İstanbul surları geçit vermiyordu. Fakat Akşemseddin, fethin mutlaka gerçekleşeceğini söylüyor ve bir günü işaret ediyordu. Fatih de sabırla o günün gelmesini bekliyordu. Ama iş epeyce uzamıştı. Fetih henüz gerçekleşmemişti… Asker sabırsızdı… ve o gün Akşemseddin'in işaret ettiği gündü.
Fetih gecikince sultan Mehmed, hocasının çadırına yöneldi. Çadıra geldiğinde, her tarafın sıkıca kapatılmış olduğunu gördü. İçeride Akşemseddin'den başka kimse yoktu. Kapısındaki nöbetçiye de tembih etmiştir büyük veli. İçeriye kimse alınmayacaktı. Sultan Mehmed merak etti. Hançerini çıkardı ve çadırdan içeriyi görebileceği bir delik açtı. Ve onu gördü. Hocası, büyük veli Akşemseddin'in başı toprakta, secdedeydi. Fethin gerçekleşmesi için Allah'a yakarıyordu. Fatih sessizce oradan uzaklaştı. Askerlerin yanına döndü.
Savaş meydanında askerler hücum halindeydi. Surlar aşılmak üzereydi. Ve nihayet o sabah İstanbul fethedildi. Fatih'in dehasıyla, Akşemşemseddin'in duasıyla.