« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Tem

2013

NECATİ ABİ HAKKA YÜRÜDÜ

İrfan KELEŞ 01 Ocak 1970

Türk Yurdu Dergisi, Eylül 2008, Cilt:28, Sayı:253

Şüphesiz her fani ölümü tadacaktır. Türk-İslam düşüncesinde “ölüm” bir yok oluş değil, yeni bir hayatın başlangıç noktasıdır. Sonsuzluğa giden yolun ilk adımıdır. Ne var ki insan, yakinen tanıdığı dostlarının bu yolculuğa çıkışlarında hüzünleniyor. İçi kabarıyor, ortak hatıralar bir bir insanın gözünün önünden bir sinema şeridi gibi geçmeye başlıyor.

Necati abiyi lise talebesi iken tanıdım. Çankırı’da şimdiki manifaturacılar çarşısında bulunan Türkçüler Derneği, 1960’lı yıllarda okulumuz dışında ikinci bir okul gibiydi. Bir grup arkadaşımızla birlikte, boş kaldığımız her an Türkçüler Derneğine koşardık. Necati Abi de derneğin yöneticilerinden biriydi. Her Cuma akşamı Türklük meseleleri üzerinde sohbetler yapılırdı. Doyumsuz sohbetlerdi onlar. Türk olmanın onurunu ilk orda öğrendik. Yüce Türk Milletinin tarih boyunca ortaya koyduğu kutlu mücadelenin bütün safhalarını, Anadolu’yu nasıl Müslüman Türk Yurdu haline getirdiğimizi, nasıl Anadolu Topraklarının şehit kanlarıyla yoğrulduğunu, her bir karışının Türk kültürü ile nasıl nakış nakış işlendiğini dinlerdik. Yeni bir coşku ile derslerimize sarılırdık. Milletimizi tekrar o haşmetli günlerine ulaştırmak için çalışmaktan, ilim öğrenmekten başka yolumuz yoktu. Çünkü Türk büyüklerinin hepsinin ortak bir ülküsü vardı. Yüce Atatürk’ün “Türk Milletini muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkartmak” şeklinde ifade ettiği bu yüce ülküyü, ancak akılla, ilimle, çok çalışarak gerçekleştirebilirdik. Çok çalışmalıydık. Yapılacak çok işimiz vardı. Boşa geçirecek vaktimiz yoktu.

N. Kemal Parıltı, Necati Asım Uslu, Şevket Barutçu ağabeylerimizin bizim kuşağın yetişmesinde çok büyük katkıları olmuştur. Kemal Abi ile Necati Abi Hakkın rahmetine kavuştular, mekânları cennet olsun. Şevket Abime Allahtan sıhhatli uzun ömürler diliyorum. Yakinen tanıma fırsatı bulduğum bu üç insan, Türk gençliğini milli ülküler etrafında yetiştirmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır.

Bir taraftan kendileri millî konularda seminerler verirler, millî konuları bizlerle tartışmaktan, çözüm yolları ortaya koymaktan büyük haz duyarlardı. Diğer taraftan bizlerinde yetişmesi için sürekli teşvik ederlerdi. Hiç unutamıyorum, bir gün Necati Abi sevgili İbrahim Türedi kardeşimle bana bir seminer de bizim vermemizi istedi. Şaşırıp kalmıştık. Onlara biz ne anlatabilirdik ki… “M. Emin Yurdakul’un hayatı ve şiirleri” konulu seminerle toplumun karşısına ilk çıkmam o zaman oldu. O günkü heyecanımı hayatım boyunca hiç unutamadım. Bir lise öğrencisinin anlattıklarını zevkle dinleyen bu insanlar bizi yürekten kutladılar. Her seferinde bizleri araştırmaya, çalışmaya, millî konularda hassas olmaya teşvik ettiler. Ufacık başarılarımızın onları nasıl mutlu ettiğini şimdi görür gibi oluyorum.

Aradan yıllar geçti, biz tahsilimizi tamamlayıp Edebiyat Öğretmeni olarak Çankırı’ya atandık. O ise hem hayat mücadelesi, hem de siyasi mücadele için İstanbul’a taşınmıştı. Çankırı’ya her gelişinde mutlaka arar, uzun uzun ülke meselelerini tartışırdık. Yıllar sonra 21. Dönem Çankırı milletvekili olmuştum. Hiç unutmuyorum AB uyum yasaları konusunda, Azınlık Vakıflarının mülk edinmeleri konusunda MHP’nin grup görüşlerini TBMM’de ben ifade etmiştim. Vatan toprağının

satılmasına TBMM’nin karar almasının mümkün olamayacağını içim yana yana ifade etmiştim. Çalışma ofisime döndüğümde ilk arayan Necati Abiydi. Tebrik ediyordu. “İşte sizden bunu bekliyoruz” diyordu. “Vatanımıza ve milletimizin birliğine sahip çıkın.”

Çankırı’nın köklü ailelerinden birine mensup olan Necati Abi ömrünü memleket meseleleri ve Çankırı’nın kalkınması yolunda harcadı. MHP üst yönetiminin yanında Çankırı ile ilgili dernek ve vakıflarda görev aldı. Çankırı’nın ve Türk Milleti’nin sosyo-kültürel yapısını çok iyi bilen bir insandı. O bu birikimini “Karatekin Eli, Yaran Diyarı Çankırı’dan Sözler” adını verdiği kitabıyla da ölümsüzleştirdi. O her bakımdan kadirşinas bir insandı. Kitabını hazırlarken, “Şabanözü Yöresi Ağzı” adlı yüksek lisans tezimi istemiş oldukça istifade ettiğini eserinin önsözünde de ifade etmek nezaketini göstermişti.

Cenab-ı Allah’ın rahmeti üzerine olsun, mekânı cennet olsun.

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 116556

ulkucudunya@ulkucudunya.com