Azadiya....
Güler KÖMÜRCÜ 30 Ekim 2007
Vatandaşın, teröre karşı, PKK’a karşı artan tepkisi tam kolektif bilinç yaratılmasını sağlamaya başlamış iken, önceki gün medyaya ağır bir sansür geldi, bunun üzerine, sansürün nedeni ulusal güvenlik mi yoksa AKP Hükümeti’nin sınır ötesi ve terörle mücadeledeki malum tavrının eleştirilme endişesi mi soruları yükselmeye başladı ve... Kanaltürk Televizyonu olarak bilinen Yaşam TV, Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili yayınların durdurulmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek imzalı 23 Ekim 2007 tarihli kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı.
Dün; Danıştay 13. Dairesi, söz konusu kararın yürütmesini oy birliğiyle durdurdu. Danıştay 13. Dairesi, terörist saldırılarla ilgili yayınların durdurulmasına ilişkin Devlet Bakanı Çiçek imzalı kararın yürütmesini durdurdu. Daire, “sınırları belli olmayan bu tür yayın durdurmanın, yayıncı kuruluşları yapılacak yayınlarla ilgili olarak bu yasağa uyma konusunda tereddüte düşüreceğinin kuşkusuz olduğuna” işaret etti.
İşte bu kadar. Vatandaş elbette -provokasyona kapılmadan-sağduyu içinde teröre lanetini sürdürmeye devam edecektir ve de sorgulanması gerekenleri sorgulamaya...
Şimdi; madem konumuz terörle mücadele, madem konumuz ulusal suskunluk talepleri... O halde hemen ilgili ve bilgili makamlara sormak ve bu soruyu da siz seferberlik ilan etmiş milli okurun ‘ilgi’ takibine bırakmak istiyorum efendim, kayda geçenlere sunulur;
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da aylar önce ‘Kürtçü bölücü gazeteler hâlâ yayında’ diye vurgulayarak ikaz etmişti (Sayın Büyükanıt isim vermedi ama buyrun işte bir örnek). Malum grupların moral destekçilerinden Azadiya Welat gazetesi her şeye rağmen, yayınını nasıl olup da sürdürmeye devam ediyor acaba? Azadiya Welat gazetesi Kürdistan haritaları yayınlıyor. Sınırdışı operasyonu ‘ihanet çemberi genişliyor’ manşeti ile duyuruyor. Gazetede, PKK’nın baş teröristlerinden Cemil Bayık ve de örgütün bazı militanları kod isim kullanarak makaleler yazıyor. İçinde her türlü terör örgütü propagandası var. Sadece propaganda mı? Peki neden bölücü propagandaya basın/yayın yoluyla devam ediliyor?
Ben bu konuyu 2006 sonunda AKŞAM’daki köşemde dile getirdim; “Gazetenin adı; Azadiya Welat, gazetenin merkez yönetim yeri DİYARBAKIR. İnternet adresi: http://www.azadiyawelat.com. ‘2006 yılındaki yazımın ardından, Azadiya Welat’ta hakkımda ‘bana sessiz kalınmayacağına’ dair bir açıklama yayınlandı. Ben de gazetenin sahibine şu e-postayı gönderdim; ‘hakkımda gazetenizde çıkan bu yazı ile bana karşı sessiz kalmayacağınızı söyleyerek beni nereye hedef gösteriyorsunuz? Ya da okurlarınıza (!) yaptığınız sessiz kalmama çağrınızı nasıl yorumlamam gerekiyor?” (sorumun cevabını hepiniz biliyorsunuz aslında efendim)
Geldik bugüne... Azadiya Welat (ve de iddialara göre benzeri en az 5 bölge gazetesi daha) bölücü yayınlara devam ediyorlar. Terör örgütü bu gazeteler üzerinden ülke insanına, topluma, devlete meydan okuyor, miting duyurusu yapıyor, eyleme davet ediyor. Şehitlerimize ölü deniliyor...
Bu gazete ‘resmen’ biz varız diyor, gazete tamamen yasal olarak yayında. Azadiya Welat’ın adresi, telefonu, internet adresi, yayın hakkı vs. hepsi yasal. Peki, Başbakanlık Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ne yapıyor? Gazeteciler Cemiyeti ne yapıyor? Yetkili diğer biremler-makamlar ne düşünüyor?
Peki ben daha ne diyeyim? Ben susayım, benim-sizin susmanız isteniyor çünkü...
Ne dediniz ey sağduyulu-kendini çook iyi tanıyan okur? Biz onların provokosyanlarına asla kapılmayacağız...