Ayıcı Arif'in idamı
Ergin Türkel 01 Ocak 1970
19 Mayıs 1919’da Atatürkle Samsun’a çıkanlardan biri de Mehmet Arif Bey’dir. Söz konusu Atatürk’e olan benzerliği nedeniyle onu, birçokları Atatürk’ün yakın akrabası zanneder hatta kardeş olduklarını sananlar bile olurmuş.
Milli mücadele yıllarında, Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu’nun işgali karşısında, İstiklal savaşını başlatan ve fedakarca mücadele eden milli kahramanlarımızdan birisi de Ayıcı lakabıyla maruf Kurmay Albay Mehmet Arif Bey’dir.1882 Adana doğumlu Mehmet Arif Bey, aynı zamanda Atatürk’ün Harp Akademisi’nde sınıf arkadaşı. Balkan Harbi, Çanakkale Savaşı, Eskişehir-Kütahya Savaşları, İnönü Savaşları ve Sakarya Harbi’ne iştirak etmiş ve ömrünün neredeyse tamamını orduda geçirmiş bir askerdir. Ayrıca Atatürk’ün askeri okul yıllarından itibaren çok yakın arkadaşı olarak birçok kez cephede beraber olmuşlardır. 19 Mayıs 1919’da Atatürkle Samsun’a çıkanlardan biri de Mehmet Arif Bey’dir. Söz konusu Atatürk’e olan benzerliği nedeniyle onu, birçokları Atatürk’ün yakın akrabası zanneder hatta kardeş olduklarını sananlar bile olurmuş. Kendisine Ayıcı denmesinin nedeni ise; Pazarcık ormanlarından aldığı ve dişlerini çıkardıktan sonra besleyip yanından ayırmadığı ayısı yüzündendir. Öyle ki tümen karargahı nereye giderse ayısını da beraberinde götürür ve gittiği yerdeki köylüler ile güreştirirmiş.
Mehmet Arif Bey’in milli mücadele yıllarında orduda pek çok hizmetleri olmuştur. Sakarya Harbi esnasında İsmet Paşa(İnönü) ile aralarındaki anlaşmazlık yüzünden ordudaki görevinden ayrılması icap etmiştir. Bilahare Eskişehir’den mebus seçilerek Atatürk’ün riyasetiyle Milli Meclise dahil olmuştur. Fakat Milli mücadelenin bu fedakar kahramanı ne yazıkki İzmir suikastı davasında İstiklal Mahkemesi tarafından suçlu görünerek idam olunmuştur. İdam edildiğinde son isteği olarak Atatürk’e mektup yazarak kendisini kurtarmasını talep etmişse de bu isteğine ulaşamadan idam edilmiştir.
Karakeçeli aşiretinden Yusuf Ziya Bey’in oğlu olan Albay Mehmet Arif’in Türkiye Büyük Millet Meclisi Zat İşleri Müdürlüğü’ndeki 508/67 sayılı sicil dosyasına konulmuş kendi el yazması hal tercemesinde aynen şu bilgiler kayıtlıdır:
“Mazbata-i intihabiye tarihi: 16 Temmuz 1339(1923); Mazbatasının Meclis heyet-i umumiyesince tarih-i tasdiki: 12 Ağustos 1339(1923); Meclis’e tarih-i iltihakı: 11 Ağustos 1339(1923); intihabdan evvel son memuriyeti: 3. Kolordu Kumandanı.
1315(1899) senesi Mekteb-i Harbiyeye duhul.1317(1901) Erkan-ı Harbiye sınıfına nakil(mümtaz olarak).1320(1904)’de Yüzbaşı.1325(1909)’den 1328(1912) senesine kadar Alman ordusunda staj. Balkan Harbi’ne (Numune Mitralyoz Bölüğü Kumandanı olarak) 7. Fırka, 2. Fırka ve Müretteb Fırka emrinde iştirak. Maltepe Piyade Endaht Mektebi Müdür Muavini olarak ifa-yı vazife. Harb-i Umumi başlangıcında Çanakkale Harbi’nden sonra 3. Kolordu Erkan-ı Harbiye Birinci Şube Müdürü ve daha sonra aynı Kolordu Erkan-ı Harbiye Reisi olarak Kafkas harekatına iştirak.1333(1917) senesi 20. Kolordu Erkan-ı Harbiye Reisi olarak ve daha sonra 53. Fırka Kumandanı olarak Suriye harekat ve muharebatına iştirak, mütarekeyi müteakip 1335(1919) senesi Mayıs ortasında Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleriyle(Erkan-ı Harbiye Reis-i sanisi olarak) Anadolu’ya hareket.1336 (1920) senesi Nisan ibtidasında 11. Fırka Kumandanlığına tayin. Bu fırka kıtaları ile Pozantı muhasarasına, Düzce isyanının teskinine, Birinci ve İkinci İnönü muharebelerine iştirak.1337(1921) senesi Temmuzunda 3. Grup Kumandanı olarak Kütahya ve Eskişehir muharebelerine iştirak.
Sakarya Harbi esnasında Başkumandanlık Kalemi Erkan-ı Harbiyesi’nde ifa-yı vazife.1338(1922) senesi ibtidasında 3. Kolordu Kumandanlığına tayin. Ordu Kumandanı(İsmet İnönü) ile geçinememe neticesinde Umumi Tarruzdan biraz evvel, 2 temmuz 1338(1922)’de Kolordudan ayrılarak Müdafa-yı Milliye emrine geldim ve daha sonra Eskişehir’den Mebus intihab olunarak Meclis-i Milli’ye dahil oldum”
Kaynak
“ANADOLU İNKILABI, Milli Mücadele Anıları,(1919-1923) Miralay Mehmet Arif Bey”