PKK, devletle alay ediyor!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
Terör karşısında kolaycılığı seçip çözülme sürecine girersen…
Verip kurtulma yolunu seçersen olacağı budur!..
PKK da devletin tepesine çıkar!..
Kürtçüler’in şımarıklığı tavan yapar, devlet otoritesi şamar oğlanına döner!..
Bunun en belirgin son fotoğrafı, Lice’de bir PKK’lı teröristin defnedilmesi ve terörist mezarlığının tö-renle (!) “şehitlik” yapılmasındaki azgınlıktır!..
Kalaşnikoflu, el bombalı teröristlerin o fotoğrafta yer alması, sonra yol kesip kimlik kontrolü yapmaları ise, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile alay etmektir!..
30 yıldır Türkiye’nin kanını emen 8 bin Mehmetçiği kahpece şehit eden PKK, AKP iktidarının çözül-mesinin kanırta kanırta keyfine varıyorlar!..
* * *
Bu olay, AKP iktidarının kendi rahatı ve seçimlere gürültüsüz patırdısız girme uğruna devleti ne hale getirdiğinin, nasıl küçük düşürdüğünün kanıtıdır!..
Kürt ırkçıları “karakol istemiyoruz” diye ayaklanıyorlar, iktidar “Valla yeni değil, eski karakolları tamir ediyoruz” diye ağlaşıyor!..
Türk Silahlı Kuvvetleri kışlasına çekildi, meydan PKK’lı teröristlere kaldı!..
Teröristler çekiliyormuş, 4 aydır şehit gelmiyormuş!..
İktidar bu masalla avunuyor, bu masalla uyutmaya çalışıyor!..
* * *
Büyük devlet adamı İçişleri Nazırı Muammer Bey, bu olaya karşı valla çok sert çıktı; “çözüm süreci, bu ülkede birilerinin alternatif devlet yapısı oluşturma süreci değil”miş!..
Vah vah, peki bu tablo ne?..
Devlet adam gibi idare edilse, bunları yapma cesareti bulabilirler mi?..
Bölgeye “Kürdistan” diyorlar, her haltı yiyorlar, bütün bunları asker-polis devletin güvenlik güçleri sa-dece seyrediyor, Nazır Bey Ankara’da oturduğu yerden nutuk atıyor, patronları Tayyip de Gezi ey-lemcileriyle uğraşıyor!..
* * *
Savunma Nazırı İsmet’in açıklaması ise tam Allahlık!..
Hukuk devletinde suç işleyenler muhakkak karşılığını bulurmuş!..
Devam ediyor:
“Resmi gördük. Bu resmi gördükten sonra emniyet güçlerinin ne yapması lazım? Suç işleyenleri, hu-kuk devletine aykırı davrananları tespit edip yargı önüne getirmek”
Hay Allah, biz de ne olacak diye merak ediyorduk, İsmet bizi aydınlattı!..
Şu yukarıdaki sözlerin boşluğuna, basitliğine, her kelimenin havada kalmasına bakınız devlet idaresi-nin hangi ellerde olduğunu anlayınız!..
* * *
Biri “alternatif devlet yapısı oluşturma süreci değildir” diyor, diğeri “emniyet güçlerinin yakalaması ge-rekir” diyor, öte yanda PKK’nın kervanı yürümeye devam ediyor!..
Kervanını yürüten PKK kimden cesaret alıyor?..
İktidarın acizliğinden, çıkarcılığından, teröre teslim olmasından!..
Rant peşinde koşan siyaset cambazları, devlet onurunu iki paralık ettiler, adını da “çözüm süreci” koydular!..
Aferin Yargıtay’a!..
Kürtçünün biri kızına “Kürdistan” adını koyuyor…
Hilvan Nüfus Müdürlüğü, kimlik çıkartırken aileyi uyarıyor ve ismin değiştirilmesini istiyor…
Aile kabul etmiyor, dava açılıyor ve Mahkeme kızın adının Helin olmasına karar veriyor… (Mahkeme-nin isim koyması da yanlış karar M.T.)
Avukat, temyize gidiyor ve Yargıtay 18 Hukuk Dairesi kararı bozuyor, “Kürdistan” adının konulmasına yasal bir engel olmadığı kararını veriyor!..
* * *
Ailenin avukatı Bekir Benek, bunun “tarihi bir karar” olduğunu belirtirken, baba Yunus Toprak şu il-ginç sözü söylüyor:
“Kızıma yaşadığım coğrafyanın adını verdim.”
Böylece Yargıtay, Kürt ırkçılarının hayalindeki Türkiye toprakları üzerinde Kürdistan’ın varlığını haya-len tescil etmiş oluyor!..
Çözülme ve dağılma süreci de meyvelerini topluyor!..
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi üyelerini, sürece yaptıkları katkılardan dolayı kutluyoruz!..