CORCÎ ZEYDÂN
01 Ocak 1970
Corcî b. Habîb Zeydân (1861-1914) Son devir Arap tarihçisi, edip ve gazeteci.
14 Kasım 1861'de Beyrut'ta Ortodoks mezhebine mensup fakir bir hıristiyan ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İl-yas Hûrî, Şevvâm ve Muallim Zahir med¬reselerinde gördüğü ilk tahsilinin ardın¬dan (1866-1872) küçük bir lokanta işle¬ten babasının yanında çalışmaya başla¬dı. Birkaç yıl sonra gece öğretimi yapan bir okula devam ederek kısa zamanda İngilizce'yi öğrendi. 1881'de Beyrut'taki Amerikan Protestan Koleji'ne [1][576] kaydoldu: fakat bir süre sonra meydana gelen boykota katıldığı için kolejden uzaklaştırıldı. Bu okuldaki tıp tahsilinden edindiği bilgiyle imtihan vererek eczacı diploması aldı. Daha sonra Kahire'ye giderek Kasrü'1-aynî Tıp Med¬resesi'ne girdi; ancak bu tahsilin çok uzun olması ve içinde bulunduğu maddî imkânsızlıklar sebebiyle okulu bırakma¬ya mecbur kaldı ve kendisini edebiyat, tarih, dil konularına verdi. 1884'te ez-Zaman gazetesinde çalışmaya başladı. Aynı yıl Gordon Paşa'yı kurtarmak üze¬re Sudan'a gönderilen İngiliz kuvvetleri¬ne tercüman olarak katıldı. 1885'te Bey¬rut'a dönünce el-Mecmau'1-ilmiyyü'ş-Şarkînin faal üyeliğine seçildi. Daha ön¬ce öğrendiği İngilizce, Latince, Fransız¬ca ve Almanca'nın yanı sıra burada İb-rânîce ve Süryânîce'yi de Öğrendi. Bu sı¬ralarda el-Elfâzü'l-cArabiyye ve'l-fel-sefetü'l-luğaviyye adlı ilk eserini yayım¬ladı [2][577], Son derece faal fa¬kat istikrarsız bir kişi olan Corcî Zeydân 1886'da İngiltere, Fransa ve İsviçre'yi içi¬ne alan bir seyahate çıktı: buralardaki ilmî müesseseleri, müzeleri ve âlimleri ziyaret edip incelemelerde bulundu. Bey¬rut'ta Amerikan misyonerlerinden aldı¬ğı Batı kültürü ve metodunun yanı sıra bu seyahatte özellikle İngiltere'de Avru¬pa oryantalizmini yakından tanıma fır¬satını buldu. Aynı yıl Mısır'a döndükten sonra 1888'in başlarına kadar el-Muk-tetaf gazetesinde, ardından da iki yıl sü¬reyle Rum Ortodoks cemaatine ait el-Medresetü'l-Ubeydiyye'de yöneticilik yap¬tı. 1892'de, hayatının sonuna kadar ça¬lıştığı ve birçok makalesini yayımladı¬ğı el-Hiiâl dergisini çıkarmaya başladı. Jön Türkler'i destekleyen siyasî tavrı se¬bebiyle Osmanlı topraklarına ancak Meş¬rutiyet'ten sonra girebilen Corcî Zeydân, bazı tartışmalara da konu olan Kahire Üniversitesi'ndeki öğretim üyeliği görevinden alındıktan kısa bir süre sonra 21 Temmuz 1914'te Kahire'de öldü.
Arap edebiyatında yeni akımın önem¬li şahsiyetlerinden biri ve iyi bir gazete¬ci olan Corcî Zeydân özellikle tarih, Sâ-mî dilleri ve mukayeseli dil bilimi konu¬larında Batı metoduna uygun eserler ver¬miştir. Yazılarında şarkiyatçıların İslâm'a bakış açısının tesirleri açıK bir şekilde görülür. Batıcı aydın yetiştirme merkez¬leri olan misyoner okullarından Ameri¬kan Protestan Koleji'nde Öğrenim gör¬müş bir kişi olarak Corcî Zeydân. kültü¬rel bir uyanış sağlamak için Batı kültü¬rünü Araplar'a aktarmayı amaçlamış, İs¬lâm ve Arap tarihini şarkiyatçıların ba¬kış açısıyla inceleyip tahlil etmeye çalış¬mıştır. İlk İslâm tarihçilerinin olayları sa¬dece nakletmekle yetinip bunların al¬tında yatan sebepleri araştırmadıklarını belirterek onları tenkit eden Zeydân'a göre bir milletin gerçek tarihi savaş ve fetihler tarihi değil kültür ve medeniyet tarihidir. Onun gayesi, geleneksel tarih kitaplarını gözden düşürmek, İslâm ta¬rihini incelerken dini ikinci plana iterek bilim ve uygarlığı öne çıkarmak olmuş¬tur. Bu bakımdan İslâm kaynaklarını ye-tersiz bulmasına karşılık İslâm tarihçi¬lerinin itibar etmedikleri İsrâiiiyat'ı güvenilir bir kaynak saymıştır. Bu yaklaşı-mını Arap halkına aktarmak için eğitici romanlar da yazan Zeydân'ın din faktö¬rünü dikkate almaması sebebiyle İslâm tarihini yanlış değerlendirdiği görülür. Ona göre din, sosyal uyumu sağlayan faktörlerden sadece biridir. Bu yüzden İslâm'ın uygarlık tarihine dair eserinde bile dinî tarihle değil dinî dayanışma ile ve Araplar'in elde ettikleri kültürel ve il¬mî başarıyla ilgilenmiştir. İslâm uygarlı¬ğının İran ve Bizans'tan alındığına dair görüşlere karşı çıkmakla birlikte şarki¬yatçıların yaptığı gibi o da İslâm'ın temelinde yahudi ve hıristiyan kültürünü aramıştır.
Bir hıristiyan olarak modern toplum¬da ve tarihin yorumunda belirleyici fak¬törün bilim olması gerektiğini savunan Zeydân, Araplar arasında millî şuur ve kimlik için de dine değil ortak tarih, dil ve kültüre önem verdi. Ona göre Arap kimliğinin en büyük dayanağı Arapça'¬dır. Nitekim Araplar fethettikleri yerle¬re Arapça'yı götürmüşlerdir. Zeydân, Su¬riye-Mısır merkezli bir milliyetçilik üze¬rinde durur. Uygarlığın merkezi olan Mı¬sır ile Suriye arasında tabii bir sınır mev¬cut olmayıp İslâm öncesinden beri her ikisi tek bir ülke halindedir. Kur'an'a da Arap dilini korumaya olan katkısı sebe¬biyle önem veren Zeydân'ın amacı Arap¬ça ile birlikte İslâm kültürünün yüksel¬mesi değildir. Asıl ulaşmak istediği Batı uygarlığı olup ona göre bu uygarlığa ge¬çiş Arap kimliğine de zarar vermez. Böy¬lece dine dayalı olmayan bir panarabiz-min temelini atmış, fakat bunu siyasî bir programa dön üstü rmemiştir. Osmanlı hâkimiyetinden yana olan Zeydân Meş-rutiyet'i, İttihat ve Terakkî'yi destekle¬miş, 1908'den sonra bu desteğini daha da arttırmıştır. Corcî Zeydân, Osmanlı Devletİ'nin yıkılması halinde Avrupa et¬kisinin artacağından endişe ediyor, Meş-rutiyet'in Batılılar'ın siyasî emellerine engel olacağını düşünüyordu. Osmanlı-lar'ın Türkleştirme politikalarının olma¬dığını, Araplar'ın kendi kültürlerini ser¬bestçe yaşattıklarını belirten Zeydân, Araplar'ın Osmanlı Devleti'nde daha faz¬la siyasî hak talep etmelerine de karşı çıkmıştır.
Eserleri. Düzenli ve sağlam bir tahsil görmemesine rağmen ilme olan tutku¬su sebebiyle kendini yetiştiren Corcî Zeydân, el-Hilâl'ûe yirmi iki yıl boyunca ya¬yımlanan sayısız makalesinden başka tarih, edebiyat, dil ve sosyal konular üze¬rine kırk civarında kitap yazmıştır. Baş¬lıca eserleri şunlardır:
A- Tarih.
1- Târihu Mışr el-hadîş [3][578]. Emîn b. Hasan el-Hulvânî el-Medenî tarafından Nebşü'l-hezeyön min Târihi Corcî Zeydân [4][579] adlı bir risale ile tenkit edilmiş¬tir. Corcî Zeydân da buna cevap olarak Reddün rennân calâ Nebşi'l-hezeyan [5][580] adıyla bir eser kaleme al¬mıştır.
2- Târihu't-temeddürü'î-îsîâmî [6][581]. Tarih alanındaki çalışmalarının en önemlilerinden biridir. Eser Zeki Mugâmiz tarafından Medeniy-yet-i İslâmiyye Târihi adıyla Türkçe'¬ye tercüme edilmiştir [7][582]. Bu esere dair Şiblî en-Nu'mânrnin tenkidi [8][583], Ahmed Ömer el-İskenderfnin Târihu'l-Arab koble'l-İslâm ve Târihu âdâbi'l-luğati'l-'Arabiyye'ye, Luvîs Şeyho'nun da Târihu âdâbi'l-îuğati'I-'Arabiyye ve Tabakâtü'l-ümem'e yaptığı tenkitler¬le birlikte basılmıştır. [9][584]
3- Târihul-cArab kable'l-İslâm [10][585]. Bir önceki esere zeyil olarak kaleme alınan kitabın Hüseyin Munis tarafından not¬lar ve yeni kaynaklar ilâvesiyle yeni bas¬kısı yapılmıştır. Ahmed Ömer el-İskende-rî, İntikâdü Kitabi Târihi' Arab kab-le'i-İslâm adlı bir risale ile eseri tenkit etmiştir. [11][586]
4- Ensâbü'l'-'Arabi1-kudemâ [12][587]. Araplar'da anaer¬kil (maderşahî) aile yapısının ve totemiz¬min varlığına İnananlara reddiye olarak yazılmıştır.
5- Târihu'l-Mâsûniyyeti'l-câm [13][588]. Masonluk konusunda neşredilen ilk Arapça eserdir.
6- Terâcimü meşâhîri'ş-Şark [14][589]. Zeydân'ın bu konudaki diğer eserleri de şunlardır: et-Târîhu'l-câm [15][590]; Târihu İnciltere [16][591]; Târihu'î-Yûnân ve'r-Rûmân. [17][592]
B- Dil ve Edebiyat.
1- el-ElfâzÜ'l- Ara-biyye ve'1-felsefetü'l-luğaviyye [18][593]. Karşılaştırmalı dil bilimi ku¬rallarının Arapça'ya uygulamasına dair olan eserin ikinci baskısı el-Felsefetü'l-luğaviyye ve'l-elfâzü'l-Arabiyye adıy¬la yapılmıştır. [19][594]
2- Târîhu âdâ-bi'l-luğati'l-'Arabiyye [20][595]. Bu eserde Arap edebiyatını başlangıcın¬dan itibaren bir bütün halinde ele almış¬tır. Dil konusunda ayrıca el-Bulğa fî uşû-îi'l'luğa [21][596] ve Târihu'i-luğati'i-cArabiyye [22][597] adlı eserle¬ri de vardır.
C- Sosyal Konular.
1- Tabakâtü'1-ümem evi's-selâ'ilü'l-beşeriyye [23][598]. Luvîs Şeyho bu eseri tenkit etmiş¬tir. [24][599]
2- Muhtârât fî felsefeni-iç¬timâ ve7-'ümran [25][600]. el-Hiîâl mecmuasında yayımlanmış maka¬lelerinden seçmeleri ihtiva eder. Ayrıca "İlmü'l-firâseti'l-hadîs [26][601]; Muhtaşaru coğrâfiyyeti Mışr [27][602] ve 'Acâ ibü'1-halk [28][603] bu konuda yazdığı eserlerdendir.
D- Tarihî Romanları. Corcî Zeydân bu romanlan, yukarıda işaret edilen tarih anlayışı ve tarihe yaklaşımını Arap hal¬kına aktarmak ve onları bu konuda ay¬dınlatmak maksadıyla yazmıştır. Ancak Batı tesiri altındaki seçkin tabaka ara¬sında büyük rağbet gören bu romanla¬rın önemli bir kısmının edebî değer ta¬şıdığını söylemek güçtür. Fetihlerin baş¬langıcından Memlükler devrine kadar İs¬lâm tarihinin ilk dönemleriyle XVIII ve XIX. yüzyıllarda geçen olayları konu alan bu romanların başlıcaları şunlardır:
1- Fetâtü Ğassân [29][604]. Abdülhüseyin Mirza b. Müeyyidüddevle tarafından Hânum-i Şâmî adıyla Fars-ça'ya [30][605], Ahmed Muhtar Büyükçınar ve Kerim Aytekin tarafından Gassarüı Hind adıyla Türkçe'ye çevril-miştir. [31][606]
2- Armanosa el-Mışriyye. [32][607] Abdülhüseyin Mirza tarafından Armanos-ı Mışri [33][608], Mîr Seyyid Ca'fer-i Gazbân tarafından da Armanosa-i Mışriyye adlarıyla [34][609] Farsça'ya tercü¬me edilmiştir.
3- Azrâü Kureyş [35][610]. Kitabı Mîr Mehmed Kerim el-Hâc Mîr CâferzâdeAzerîTürkçesine [36][611], Muhammed Alî-i Şîrâzî Farsça'ya [37][612] çevirmiştir. Ese¬ri Yûsuf Tabşî el-Burhân fî intikâdi ri¬vayeti 'Azrâ'i Kureyş adlı kitabı ile [38][613] tenkit etmiştir.
4- 17 Rama¬zân [39][614]. Mîr Mehmed Kerîm tarafından Azerî Türkçesi'ne tercüme edilmiştir. [40][615]
5- Ğödetü Kerbelâ [41][616]. Eseri Ab¬dülhüseyin Mirza cArûs-ı Kerbelâ adıy¬la Farsça'ya çevirmiştir. [42][617]
6- el-Haccâc b. Yûsuf [43][618]. Aynı ad¬la Farsça'ya tercüme edilmiştir. [44][619]
7- Fethu'l-Endeiüs [45][620]. İb¬rahim Neşşât tarafından Feth-i Ende-lüs adıyla Farsça'ya çevrilmiştir. [46][621]
8- Şarl ve 'Abdurrahmân [47][622]. Eseri Seyyid Abdürrahim Halhalî [48][623] ve Muhammed Alî-i Şîrâzî [49][624] aynı adla Farsça'ya tercü¬me etmişlerdir.
9- Ebû Müslim el-Ho-rasânî [50][625]. Zeki Mugâmiz ta¬rafından Ebû Müslim-i Horâsânî adıy¬la Türkçe'ye [51][626], Habîbullah-ı Âmûzgâr [52][627], Rükneddin Hü-mâyûn-ı Ferruh [53][628], Abdülhü-seyin Mirza b. Müeyyidüddevle [54][629] ve Muhammed Alî-i Şîrâzî [55][630] tarafından Farsça'ya çevrilmiştir.
10- el-cAbbâse [56][631]. Eseri Hasan Bedreddin Abbâse adıyla Türk¬çe'ye [57][632], Mirza İb-râhîm-i Kummî [58][633], Muhammed Alî-i Şîrâzî [59][634] ve Muhammed Takl-i Şerîatî-i Mezinânî [60][635] Farsça'ya tercüme etmişlerdir.
11- el-Emîn ve'î-Me'mûn [61][636]. Kita¬bı Abdülhamfd-i İşnak Hâverî [62][637], Muhammed Alî-i Şîrâzî [63][638] ve Ali Asgar-ı Hikmet [64][639] Emin ü Me'mûn adıyla Farsça'ya çevir¬mişlerdir.
12- Arûsu Ferğâne [65][640]. Zeki Mugâmiz tarafından Cihan Hatun Fergana Güzeli adıyla Türkçe'ye [66][641], Emîr Kulı Emînî [67][642] ile Muhammed Alî-i Şîrâzî [68][643] tarafından Farsça'ya tercüme edil¬miştir.
13- Ahmed b. Tolun [69][644]. Mîr Seyyid Ca'fer-i Gazbân ile [70][645] Muhammed Alî-i Şîrâzî [71][646] tarafından Farsça'ya çevrilmiş¬tir.
14- Abdurrahmân en-Nâşır [72][647]. Emîr Kulı Emînî eseri Farsça'¬ya tercüme etmiştir. [73][648]
15- el-İnkılâbü'l-'Oşmânî [74][649]. Ali Abbas Müznib tarafından Osmanlı İnkılâbı adıyla Azerî Türkçesi'ne [75][650], Ali Ekber-i Kavim [76][651] ve Muhammed Alî-i Şîrâzî [77][652] tarafından Farsça'ya tercüme edil¬miştir.
16- Şalâhuddîn ve makâ'idü'l-haşşâşîn [78][653]. Zeki Mugâmiz tarafından Seîâhaddîn-İ Eyyûbî ve İs-mâilîler [79][654] adıyla Türkçe'ye, Muhammed Alî-i Şîrâzî [80][655], Müctebâ Mînovî tarafından Şelahaddîn-İ Eyyûbî ve İsmâ cîliyân adıyla Farsça'¬ya [81][656] çevrilmiştir.
17- Şecere-tü'd-dür [82][657]. Habîbul¬lah-ı Âmûzgâr eseri Melike-i İslâm adıy¬la Farsça'ya tercüme etmiştir. [83][658]
18- el-Memlûkuş-şârid. [84][659]
19- Esirü'l-mütemehdî. [85][660]
20- Cihâdü'I-muhibbîn. [86][661]
21- İstibdâdü'l-memâlik. [87][662]
22- Fetâtü'l - Kayrevân. [88][